Canım blog, farkındayım seni ihmal ediyorum.
Canım çok uzun yazmak istiyor, o yüzden de "yeni yayın" demeye çekiniyorum.
Blogları takip ediyor ve sevdiğim bloggerlar yeni yazı girmişse çok keyifleniyorum.
En son ne yazmışım diye baktım, 3 hafta olmuş.
Normalde insan hayatı için 3 hafta çok da mühim bir aralık değil ama ülkemizin son halini düşününce geçtiğimiz o 3 hafta çok şey anlatıyor. Bu konudan bahsetmek istemiyorum. Tekrarlanmamasını diliyorum sadece.
Önce kendimden bahsedeyim, başka şeyler sonraya kalsın.
Hayatımın en çok kitap okuduğum dönemindeyim ve bunun tersi bir şekilde "hiç kitap okumuyorum" hissini yaşıyorum. Çünkü normal bir zamanda okumuyorum. Baktım ki öyle bir şey lüks kalıyor ve gece yatmadan önce okunan 5-10 dakikalar da haliyle yetmiyor. Ben de kafamı çalıştırıp okuma düzeneği kurdum kendime. Goodreads'e bakınca çok kitap okuyor görünmem o yüzden :) Okuduğum kitapların her birini bir yere dağıttım. O odaya girdikçe, orada vakit geçirdiğim ölçüde elime alıyorum o kitabı. Yazınca bana da saçma geldi ama uygulaması fena gitmiyor. Mesela Elif'i uyuturken tamamen hile yapıyorum. Son haftalarda sadece "Uykucu Aslan"ı okumamı istiyor. Ben de onu okurken arasına kendi kitabımı koyuyorum. Kendi kitabımı görürse kızıyor artık, bir ara kızmıyordu. Karanlıkta okumaktan gözlerim şikayetçi ama ben değilim. Arabada da normalde kitap okuyamam midem bulanır, ama ben iyiyim. Alışverişte kasa için sıra beklerken de okuyorum. Fark ettim ki bu "okuma" hali benim için ciddi bir ihtiyaç. Gündemden uzaklaşmak, hayaller kurabilmek, var olanları elinde tutabilmek ve biraz da güvenli bir limanda sığınmak için. Tüm bunları fark edip okuduğum için kendimi daha iyi hissediyorum ancak bir oburluk durumu da yaşamıyor değilim. Yeni bir kitap almasam bana aylarca yetecek kadar kitabım varken dayanamayıp yine bir dolu kitap alıyorum. Bunu kitapseverlerin birçoğu yapıyor sanırım. Kitaba doyulmaz ne de olsa :)
Aa bak az daha unutacaktım, geçen gün ne oldu, kapı çaldı, bizim yan bloktan Berfin isminde bir kız geldi. (hepsini parktan tanıyoruz) "Esra Teyze, (bu başlangıç iyi olmadı be yavrum ama hadi neyse) sende kitap var mı?" Ben şok! Leyn yoksa yıllardır hayalini kurduğum kütüphanemin ilk üyesi mi olacak bu bebe? "Evet var" dedim. "Ben Saftirik'i çok sevdim. Elimde de başka kitap kalmadı. Bana kitap verir misin?" dedi. "İşte aradığım çocuk sensin!Gel buraya sarılayım sana" diyecektim ama demedim, çok cool bir edayla "Kaç yaşındaydın" dedim. "8" dedi. İçeriden bir tomar kitap ile çıkıyordum ki karabalık "yapma" dedi. "az ver, okudukça getirsin, daha kıymetli olur." Hee ben bunu nasıl düşünemedim ki? Şöyle anlarda bile mantığını kullanabilen insanlara hayranım. Ondan mı evlendik acaba :P Neyse konuyu dağıtmayayım, Berfin'e 1 Saftirik, 1 Sakar Cadı 1 de Çıtır Çıtır Felsefeden bir kitap verdim. "Okuyunca getir, yenisini veririm" dedim. 2 gün geçti, heyecanla bekliyorum. Devamı gelmese bile Berfin'i Kütüphanemin ilk resmi üyesi olarak hafızama kaydettim.
Onun haricinde satır başlarından devam edeyim,
- Hala BFG'ye gitmedim. Biraz içime oturdu ama hayırlısı demekle yetindim. Sanırım artık vizyondan da kalkar.
- Sağlıklı beslenmeye niyetlenmiştim bir ara ama mevcut halimle bile kendimi zar zor toparlayabildiğim için (bahaneler, bahaneler) üşendim kendime özel sebzemsi şeyler hazırlamaya. Limonlu suyumu içiyorum yoğurdumu hala evde mayalamıyorum.
- Ekim ayı için sıkışık bir programım var. İstanbul, Bursa, Adana ve olsaydı Belçika... Diğer şehirlere de nasıl gideceğimi bilmiyorum zaten (hayal bu ya) ama Belçika'yı çok istemiştim. Yasemen ile konuştuğumuzda biletimi dahi alacaktım ama olmadı. Bu sene de gol değilmiş, ona da iç çekip kısmet diyelim.
- Misafir konusunda düşüncemi yavaş yavaş değiştirmeye başladım. Bilen bilir misafiri pek sevmem, çok kasılırım, panik olurum hatta içinden Alien bile çıkar. Ama son iki gündür misafirimiz vardı. Ay ben bir eğlen bir coş. Bir şeyler hazırlamak veya misafirden sonra etrafı toplamak, ertesi gün işe yetişme hali bana bir dokunma! Yani dokunmasın mı! Belki kırılma noktasına gelmişimdir. Veya yaptığımız "Ayna" çalışması bana iyi gelmiştir. O da olabilir. Böyle yazınca da kimse bize misafirliğe gelmek istemeyecek yalnız :) O kadar da kötü bir ev sahibi değilim ama aileden gelen bir "mikemmeli yakalama" halinden sıyrılıyorum diyelim. Epeydir kek yapmıyordum, geçen gün yaptığım keki de kalıptan çıkaramadım. Misafirin kendisi çıkardı kekini. Heh bana böyle şeylerle gelin. kekini kalıptan kendisi çıkaran, güler yüzlü misafir istiyorum demek ki ben. Misafir de Selcen'di bu arada :P Onun 3 çocuklu haline ve ondaki rahatlığa bakınca (ki hiçbiri de maşallah koltuk bebesi değil) bana da bir rahatlık geliyor.
- Evde yenilenme zamanı! Bunu başlatalı birkaç hafta oldu ama hala tam başarabilmiş değiliz. Oda oda gidiyoruz ve sadece hafta sonları vakit ayırabiliyoruz, o yüzden de bazı odalar az sonra taşınacakmışız havasından kurtulamadı. Asıl amaç şu, daha sade bir hayat :) O kitabı da okuyalı çok oldu halbuki ama bende etkisi sürüyor demek... At, ver, kurtul, rahatla taktiğindeyim şu ara.
- Perde işinden siz de anlamayanlardan mısınız? Salonumuzdaki perdeler nasıl desem, "benim yerim burası hiç olmadı ama sen koydun beni buraya" der gibi bakıyor. perdeciye gitmeye de üşenen gittiğinde adamın ne dediğini anlamayan biri olduğum için güvendiğim bir arkadaşımla inşallah bir ara perdeci fethetmeye gideceğiz. Hani yeter ki arkadaşım çevirmen işlevi görsün, o bile yeter bak :P
- Kütüphane ile ilgili şeyler fena gitmiyor ancak okuma hızıma yetişemediğimden güzel kitapları yazmaya fırsatım kalmayabiliyor. Keşke hep okusam ve yazsam. Hani o kadar. Bir de Latin müzikleri olsun yanında da filtre kahve/Türk kahvesi.
- Az önce şöyle bir mail aldım, hey gidi günler demek istiyorum. Postcrossingde 1 senem bitmiş... İyi ki başlamışım sahiden de. Hala katılmayan varsa bence bir deneyin. Posta kutusunun kartlarla dolduğu an'lar sevinçten gözlerim yaşarıyor benim :)
- "Ayna" çalışmasında da 4. ayın içerisindeyiz. Kendimi daha iyi hissediyorum. Belki bir şeyler sonuçlandıkça yine yazarım, şu an sadece bir yolda yürüyorum :)
Elifle ilgili konular bir sonraki yazıya kalsın. Bu ara arkadaşlarını yine sıklıkla ısırıyor ve velilerin birleşip bizi dövmeleri an meselesi :( Neyse o başka yazının konusu.
Yorumlara cevap konusunda iyi biri olmamama rağmen yazdığım yazılara ısrarla yorum yazan canım arkadaşlarım, iyi ki varsınız :)
Esra, bu aralar bende hiç okuyamıyorum. Kansızlıktan dolayı gözlerim kapanıyor ne zaman kitabı elime alsam uyandığımda nereye kadar okuduğumu bile hatırlamıyorum. Vitaminlerimi kullanıp düzelmeyi bekliyorum. Ama senin okuma düzenini okuyunca utandım resmen ütü yaparken de okumanın bir yolu olsa ne güzel olurdu değil mi? Boşa vakit kaybı gibi geliyor. Alışveriş sırasındayken okumayı hiç düşünmedim bi ara işe gelirken okuduğum da bile eşim kızıyordu. Çokça okusak ve yazsak sana katılıyor, yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum :)
YanıtlaSilÖperim çok kadar kendine iyi bak ♥ ♥ ♥
Evde kullanılmayan hiç bir şeyi sevmiyorum ben de... Küçülenleri, giyilmeyenleri bekletmeden vermeye çalışıyorum. Sade hayatı ben de seviyorum. Misafir konusuna gelince acaba çok sevdiğin birilerimiydi diye düşündüm. Çünkü sevilen kişilerle vakit daha güzel geçiyor. Ben de evde tam misafir modunda olanları değil, gezip dolaşan çayını dolduranları daha çok seviyorum yoksa resmiyet beni her zaman germiştir. Kütüphanenin ilk üyesinin kitaplarının geri dönüşü beni bile heyecanlandırdı. Güzel bir başlangıç olabilir :))) Tatil kitap okumak açısından kendi adıma verimli geçti ama iş-yaz okulu-ev üçgeninde nasıl olacak bakalım... Yeni yazılarını bekliyorum :))))
YanıtlaSilKitaplıkta okunmayı bekleyen bir dolu kitap varken yeni kitap almaktan ben de vazgeçemiyorum. Ama bunun okuma hızımı düşürdüğünü fark ettim. Eskiden elimdeki kitabı bitirir hemen yenisi alıp başlamak isterdim.
YanıtlaSilPostcrossing ise bence de harika bir şey. Eskisi gibi aktif kullanamasam da çok seviyorum tanımadığım kişilerden kart almayı.
Bir de sağlıklı yaşam konusunda ben de yeni bir adım attım bu aralar. Aslında ne kadar sabırlı olursak vücut o kadar alışıyor bu yeni düzene. Umarım kalıcı olur, siz de yeni bir başlangıç yaparsınız :)
Senelik izinlerin iptal edildiği bu sıkıcı yaz döneminde kitap okumayı arttırabildim ama düzenli okuma alışkanlığımı sürdürebilir miyim hiç bilmiyorum Esra'cım. Kütüphane'ne üye kazandırman çok tatlı:)
YanıtlaSilBursa mı?? Yaşasın o zaman Ekim ayı demek?
Sayende postcrossinge üye olduğum için çok şanslıyım. Çok keyifli gerçekten. Bir de gönderdiğim kartlar azıcık daha çabuk ulaşsa benden mutlusu olmayacak...
Evdeki eşyaları azaltmayı ben de istiyorum ama üstümde bir üşengeçlik var, sorma...
Öpüyorum canım çok, kendine iyi sak:)
Kendi evindeymiş gibi doğallıkta olan misafir candır can. Misafiri çok severim, ay canım makarna çekti gel yapalım hadi dediğim misafir anlayışım var benim :))) Bana uydular onlar da...
YanıtlaSilKasım kasım kasılma ne fenaymış, böylelikle onu keşfettim.
Okuma hadiseleri bende çok yavaş maalesef, son 1-2 haftadır biraz hızlandığım doğru, çok sevinçliyim o sebeple...
Şu kart olayına Oytun'u sokacağım ama bir türlü kısmet olmadı. Bu Eylülde inşallah ;)
Oradan buradan yazılarını özlemişim canım ya :)
Ara verme gözünü seviyim :))
Ben öyle bir misafirim :)
YanıtlaSilben de bu ara az kitap okuyorum hemen kendime gelmem şarrrttttt :)
mumcuk
Hemşom nerde kaldın?
YanıtlaSilKeşke senin gibi komşum olsa. Berfin'in yerinde Ece olsun isterdim. Çok kıskandım.
Bu aralar yine okumaya başladım. Kendimi sever oldum bu aralar.
Keşke elimden gelse ve evdeki fazla herşeyden kurtulabilsem. Son bahar temizliğinde baya birşeyi çıkardım gözden. Ama daha bir sürü eşya var.
Misafirim genelde hep ailedir. O yüzden kasma etabını geçtim artık.
Ayna çalışması nedir? Daha önce bahsettin mi hiç?
Sevgilerimle
daha sık yaaaaaaz:)
YanıtlaSilben şu sıralar süper okuyorum :99 SEN ÇOK SIK YAZ OLUR MU :))
YanıtlaSilBen daha yeni bakabiliyorum bloglara, neden gelinmiyor Belcika'ya, uhuhu :( Ben de belki yalniz degil de ailecek gelirsiniz herhalde diye bekliyordum. Pattiz kizartacaktim, anlasmistik, Elifin vesikaliklari falan, bohuhu ..
YanıtlaSilCok uzuldum, aciklama bekliyorum (Whatsup'tan da olur)
Blog yazarlarının çoğu uzuuuun bir yaz molası vermiş anlaşılan. Ama herkes yavaş yavaş dönüyor ya çok keyifleniyorum :)
YanıtlaSil