Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




can çocuk yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
can çocuk yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2016 Salı

Benek Tozu ve Diğer Müthiş Sırlar / Roald Dahl

Roald Dahl ile geç tanıştım, şöyle minnacıkken tanışmış olsaydım hayatım çok daha farklı olurdu :) Hani yani, o kadar! Geçtiğimiz eylül ayında RD Amcanın tüm kitaplarını okumuş ve kendimce doğum gününü de kutlamıştım. Can Çocuk yayınlarının derleme bir RD kitabı hazırlığında olduğunu biliyordum ama içerikten haberim yoktu. Tamamen tesadüfen gördüm bu kitabın çıktığını ve okuyana kadar geçen 1 haftada da meraktan çatladım :) Roald Dahl'ın yeni bir kitabı çıkmış demek, çölde susuz kaldım da gökten Dev Şeftali geçerken aşağıya su attı ve serinledim gibi bir şey, kısacası benim için çok önemli. Kitabın kapağı zaten "Altın Bilet" kıvamında, tasarımını çok sevdim. Bu kitabı Roald Dahl'ın diğer kitaplarını okuduktan sonra -özellikle de Charlie'nin Çikolata Fabrikası- okumanızı tavsiye...
Devamını oku »

20 Ocak 2016 Çarşamba

Martıya Uçmayı Öğreten Kedi / Luis Sepulveda

Çocuk kitaplarını sıklıkla okumaya başladığım 2010-2011 yıllarında tanıştım Sepulveda ile. O zamanki okumalarım ve aldığım notlar çok daha farklıydı tabii, sadece "sevdim ben bu kitabı" /"sanki çok da hoşlanmadım" / "bir şeyini sevmedim ama o 'şey' ne bilmiyorum diyebiliyordum. Zaman içerisinde bu cümleler genişledi ve en azından o 'şey'in ne olduğunu bulabilmeye başladım. (çoğunlukla, ama bazen hiçbir fikrim olmuyor :) Kitap okumak çok daha keyifli şu an benim için. Okumanın hazzı, "acaba şöyle olsa nasıl olurdu" bulmacasıyla birleşiyor ve ortaya neşeli notlar çıkıyor. Geçtiğimiz hafta "Martıya Uçmayı Öğreten Kedi"yi okuduğumda da benzer şeyler yaşadım. İlk okuduğumda hissettiğim duygu ile ikinci okumamda hissettiğim duygu birbirine yakındı, lakin eleştirel bir okuma yapınca aldığım...
Devamını oku »

25 Kasım 2015 Çarşamba

Uçan Sınıf

Uçan Sınıf'ı birkaç sene önce yine Çağla'dan ödünç alarak okumuştum. Düşüncelerimi unutabilirim, kitabın konusunu da unutabilirim ama hislerimi unutmam. Kitabı okurken de "ödünç alınmayacak bir kitapmış" dediğimi, okuduktan sonra da içimin kuş gibi olduğunu hatırlıyorum. Bir vesileyle "Uçan Sınıf"ı geçen hafta yeniden okumam gerektiğinde kütüphanedeki kitabımın üzerinde hiçbir yazı/çizi olmadığını görünce şaşırdım. Kitabın sonlarına doğru da Çağla'nın kitabını -doğal olarak- ona geri verdiğimi, bu kitabı da sahaftan aldığımı hatırladım. Bu hatırlamalardan sonra kitabı 2 seferde, Elifi ayağımda sallarken okudum. "Uçan Sınıf" kitabında her bölümden önce o bölümde nelerden bahsedildiğini yazmış Erich Kastner kısaca. Başka birkaç kitapta daha bu tarz bir açıklama görmüş fakat sevmemiştim. Bu...
Devamını oku »

20 Kasım 2015 Cuma

1 Kitap 1 Mektup: Melek Özlem Sezer İle Kedilerin Peşine Takıldım :)

Bazı kitapları okurken kendimi kaybediyorum, çok gülüyorum, çok eğleniyorum ve bazen de kafama takılan yerleri yazarına sormak için can atıyorum. "Çocukken okusaymışım" dediğim ama yine de geç kalmadığımı düşündüğüm bir kitap "Büyüklerle Dalga Geçme Dersleri". Bu kitaptan sonra Melek Özlem Sezer'in diğer kitaplarını da okudum ve merakım iyice arttı, ben de kapısını çaldım: "Güldürme tozu yutmuş olabilir misiniz?" diye: Görsel Kaynak: burada Küçükken okuduğum kitaplarda ya hüzünlü ögeler vardı ya da bize dişimizi fırçalamamızı öğütleyen yetişkinler... Ben büyüdüm, çocuk edebiyatı değişti; güzelleşti ve çocuklara eğlenmelerini söyleyen hatta bunu nasıl yapacaklarını anlatan kitaplar yayınlanmaya başladı. Aradaki değişimi sağlayan sizce ne oldu? Çocuk edebiyatının da her şeyden...
Devamını oku »

9 Ekim 2015 Cuma

Demir Adam ve Demir Kadın

Uzun zamandır aklımda olan iki kitabı bugün(geçen hafta) okudum. Zihnimde canlanan olay örgüsü ile neredeyse hiç ilgisi yokmuş (arka kapağı özellikle okumadım,kendim fikir yürütmüştüm) öncelikle. "Demir Adam" deyince sizin zihninizde ne canlandı mesela? Ben kitapta bir adet demir adam olacağını ve onun başından geçen bir şey okuyacağımı düşünmüştüm. Kitapta bir adet demir adam var ancak hikayenin işlenişi oldukça değişik geldi bana. Sanırım bunda yazarın folklar ve antropolojiye olan ilgisinin ve kullandığı Yorkshire lehçesinin de etkisi var. Sade bir anlatım, içinde uzun tasvirler yok ancak kulağımızı uzun tarafından göstermek gibi bir tercihi var sanki yazarın. Hikayeden ziyade bu iki kitapta da aklımda en çok yazarın dili kalacak. Hatta keşke bununla ilgili bir dilbilimci yazı/yorum...
Devamını oku »

30 Eylül 2015 Çarşamba

Ara Güler- Biyografi

Biyografi okumak apayrı bir heyecan sanırım. Sadece uzaktan tanıdığın ve belki "medyaya yansıtılan" haliyle sevdiğin/sevmediğin birinin iç dünyasına tanıklık ediyorsun. Bayram tatilinde Roald Dahl'ın "Tek Başına" isimli kitabını okumuş ve çok sevmiştim. Hatta o kadar sayfa nasıl geçti anlayamamıştım. Can Çocuk yayınlarından çıkan "Ara Güler" biyografisini ise uzun zamandır merak ediyordum. Bugün(dün) okudum. Keşke daha uzun olsaydı, daha detaylı bilgilere yer verilseydi. Anlatım tarzında birazcık "bakın şimdi çocuklar" havası var, onu pek sevmedim. Belki Ara Güler'in kendisi yazmış olsa çok daha eğlenceli olurmuş diye de düşündüm ama yazara bu noktada haksızlık yapmış olmayayım :) Her ne kadar fotoğraf makinemi nereye koyduğumu unutmuş olsam da fotoğraflı günlerime güzel bir dönüş...
Devamını oku »

28 Eylül 2015 Pazartesi

Miks, Maks ve Meks'in Öyküsü

Son zamanlarda okuduğum en tatlı kedili hikaye. Hatta o kadar sevdim ki dönüp dönüp sayfaları karıştırmaya devam ediyorum. Yazarın ilk kitabını 2011'de okumuşum ama buraya yazmamışım ne yazık ki. Bu kitapla ilgili yorumumu ve şahane Lokum özlemimi BDK'daki bu linkten okuyabilirsiniz. Üç yavrulu kıvırcık kuzenin kedilerinin isimlerini de karıştırmışım tabii, aslında şöyle olacakmış :(şiir gibisin yalnız Tangül :) ilk kedim İhsan Hanım ikincisi onun yavrusu Kurabiye arada Çamur ve Haydut var.  sonra şişko olan Zuko ve diğer tekir Mestan şimdi misafirim Lokum ve kapı önü kedim Kir...
Devamını oku »

14 Eylül 2015 Pazartesi

1 Kitap 1 Mektup : İpek Şoran ile Vahşi Şeyler Ülkesindeyiz:)

Bir kitap okuyucuya ulaşana kadar hangi aşamalardan geçer; mutfaktaki hazırlık, pişirme ve sunum ile kimler ilgilenir hep merak etmişimdir.  Bir yayın koordinatörünün masası hep dolu mudur, en sevdiği kırmızı dolmakalemini neden kaybeder ve nasıl bulur, kafasının üzerinde uçan Peter Pan sayesinde mi harika çocuk kitaplarını keşfeder ve onları yayına hazırlar? Tam olarak bu özelliklere sahip birini tanıdığımı fark ettim, Can Çocuk yayınlarının "Yayın Koordinatörü" sevgili İpek Şoran'ı. Max ile "Vahşi Şeyler Ülkesi"ne gitmeden önce bu söyleşiyi okumanızı tavsiye ederim, sizi hapur hupur yenmekten kurtaracak bilgiler verebilir İpek :) İpek Merhaba, İlk soru, benim  çok merak ettiğim bir soru aslında; en sevdiğin çocuk kitabı hangisi? (1 tane seçmek zor olacaksa, favorilerini...
Devamını oku »