Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




21 Mayıs 2014 Çarşamba

Kolik Anası, Sabrın Babası :)

Anneme çok kızdığım bir zaman (ergenliğimde olabilir) annem bana (artık ben ne dediysem) "çocuklar ailelerini kendileri seçermiş; sen de kendin seçmişsin bizi kıhkıhkıh" demişti :) Ben de tabii ki anlamamıştım ne dediğini.
Hamilelik haberimizi duyan tanıdıklar bize hep şöyle dedi: "Siz ikiniz de sakinsiniz ya yavrunuz da sakin olur kesin" :) Kesin...
Şimdi düşünüyorum kolik bebeklerin mutlaka ama mutlaka sakin ebeveynleri olmalı, yoksa zor olurmuş.
Kendimi mi avutuyorum bilmem ama Elif de bizi seçtiğine göre (annemin teorisiyle) "gidim ben şu terlik ailesini bir gıdıklayayım da kendilerine gelsinler" demiş olabilir.
İşte Elif'in bizi ara ara gıdıkladığı an'lara kısaca "kolik" deniyormuş.
Bunu ilk şu cümleyi kurduğumda anlamıştım: "Dün de hatta önceki gün de bu saatlerde huysuzlanmıştı..." !!! "Neeaaay aynı saatlerde miiii?"
Bizim-ben bebek olsam kesin üstüne kusardım- çocuk doktoru bu gaz/kolik olayını hiç önemsemeyince tabii ki iş başa düştü. Neyse ki biii dolu kitap okumuş, çoğunu hatırlamasam da aklımda bir "şşşttt" sesi kalmıştı. (Sağ ol var ol Krap amca)
Güldüğüm şeyleri hamileliğimde bir bir yaşadığıma göre saç kurutma makinesinin sesiyle uyuyan bir bebeyle yaşamam da tesadüf olmayacaktı.
Aslında bu duruma gülmek demeyelim de şaşırmak diyelim. Hani bebeler sessizlik isterdi?
Bizimkisi şimdiden ilerde yaşayacağı yurt hayatının (yavruuuum ne yurt hayatı be, sen nereye biz oraya :) zor şartlarına alışmaya başladı. Her tür gürültü, ışık ona vız geliyor :)
Kitapları okurken de aklıma hep şu soru geliyordu; "Her bebek farklıysa Elif nasıl bir bebek olacaktı?"
Sanırım 40 gün denmesinin bir sebebi vardı ki anneyle bebesi birbirlerini tanısınlar, koklasınlar, bir bakışla anlaşsınlar vs.
Kitap bebek mi Melek bebek mi(Tracy ablaya buradan selam) derken oldu mu seninki bir "Elif bebek" :)
Koliğin ne olduğunu anlatmayacağım, bak o kadar bile yüreğim yok :)
Kısaca bir bebeği belli saatlerde gazla beraber bir sıkıntı bastırıyor ve bebek susmak yerine kendini kızartarak ağlıyorsa; yanındaki ana babası da çaresizlikten ne yapacaklarını şaşırmış haldeyse buna kısaca "kolik" diyorlar.
Kolik Anası/Babası Kimdir?
Kolik anasının ilk ve en önemli özelliği bebesi ağlamaktan çatlayacak hale gelse de cool duruşunu bozmamak ve sabrın sonu selamet laflarını hatırlamaktır.
Telefonla arayan eşe dosta "aramayııın leeeyyyn valla konuşamayacam" diyebilendir çünkü mecburdur.
Azıcık minicik vakti olsa elini kolunu başını nereye koyduğuna bakmadan uykuya dalabilen, birisi uyandırdığında "kalkamam Elif kucağımda" (bebe yatağındayken) diyendir.
Kolik babası eve geldiği saatten yaklaşık 5 dakika sonra bebeğini kucaklayan, sakinleştiren, emzirme harici tüm işlerini halledip eşinin koltukta posası çıkmış haline öpücük verebilendir. (tebrikler ve maşallah)
Kolik ana/babası her türlü şaklabanlığı yapıp gerekirse müziksiz halay çekebilecek kıvama gelir.
Saç kurutma makinesi sesini bir nevi Mozart/Bach melodisi gibi yorumlar aksi olursa o sese o kadar süre katlanılmaz.
Bebesinin sesini bastırabilmek için kendi sesini açandır. (komşular benim sesime alıştı mesela :)
Kolik anlarında bebesi bir dinlenme molası verdiğinde ne yapacağını şaşıran ama ilk önce ve kesinlikle tuvalete koşandır.(yoksa fırsat kalmıyor; kesin bilgi! )
Dış dünyayla tek bağlantısı arada whatsup'tan haberleştiği eş dosttur zira telde konuşmak ne mümkün...
Bebesi azıcık uyuyunca ne yapacağını şaşırıp "bu fırsatı bir daha bulamam" diyerek uyumaya giden kişidir kolik anası ve tam da bu zamanlarda karşısına uyku yerine okumayı tercih edeceği kadar harika bir kitap çıkmışsa, vay haline :) (ee böyle kitaplar her zaman çıkmıyor insanın karşısına :) * Hangi kitaptan bahsettiğimi -kısmetse- bir sonraki bahara yazmayı düşünüyorum.(inşallah diyelim)

Kolik/gaz adı her ne ise bebekleri o kadar sıkıyor ki tenhada yakalarsam çok fena yapacağım bu gazı onu biliyorum. İnsan evladının bu kadar ağlamasına mı yansa yoksa elinden bir şey gelmemesine mi bilemiyor.
Bu arada ben aslında böyle bir şeyi yaşadığımıza en başından beri şükrediyorum (manyaklığımdan değil) Allah korusun ya başka bir şey olsaydı...
İnanılmaz zor, yorucu zamanlar yaşıyorsunuz ama hiçbiri onun kokusunun, gülüşünün önüne geçemiyor.
Geçen yazımda da demiştim ya "Elif cidden beni büyütüyor" diye; kolikle level atladım(k) :))
Kısacası maşallah diyeyim Elifli hayat beklediğimden daha farklı olsa da -ki ne bekliyordum ki acaba ağlamayan bebe mi- oldukça matrak... Ağladıktan sonra Bruce Willes gülüşü atan bir bebe var karşımızda, kim kızabilir ki :)
Kolikle ilgili oldukça güzel ve derleyici toplayıcı bir yazı yazmış sevgili Burçin Çobanoğlu, Denizle yaşadıkları sıkıntılara üzülsem de yazısı çok hoşuma gitti, teşekkürler.

Buraya yazmayı da çok özlemişim, umarım yakında yine Elifli hayatı paylaşmaya gelirim :)


3 yorum:

  1. güzel günler yaşayın hep beraber gülün barsak şakalarına:)

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar da güzel ve kıskanılası anlatmışsınız. Yine de yaşadığınız durum zor. Allah şifa versin.

    YanıtlaSil
  3. Yaşadığın zorluğu böylesi sade anlatmandan belli ne kadar sakin, iyi ve tatlı bir anne olduğun :) Ama birkaç ay sonra geçecek herşey, hiç merak etme. Çok daha güzel günler gelecek.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...