Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




4 Haziran 2015 Perşembe

Annelik İtirafları-1

Annelik sohbetlerine mi özendim acaba kim bilir, oldukça yorgunken yatmadan hemen önce birkaç itirafta bulunmak istedim sanırım. Başına "1" koydum ama bu başlığın "2"si ne zaman gelir tabii bilemiyorum :)
Teee en baştan başlayayım o halde daha açıklayıcı olur:
* Hamile kaldığımı öğrendiğimde içimdeki canlıyı korumak için pek de hareket etmemem gerektiğini düşünüyordum, sanki az hızlı yürüsem ona zarar verecektim. Bu his,zamanla geçti.Hatta son haftalarda Elif aşağı doğru insin diye epey hızlı yürüdüm de yine de bir işe yaramadı :)
*Ben hamileyken, etrafımdaki tüm kadınların hamile olduğunu sanmaya başlamıştım, yoksa o göbekler neydi öyle :) (zannedersin fit biriy(d)im :)
*Nasibimde normal doğum olduğuna çok inanmıştım ya da kendimi öyle şartlandırmıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda sezaryeni bana bu kadar "öcü" olarak gösteren şeyin okuduğum "bazı" bloglardaki "normal doğum yaparsanız iyi anne olursunuz" söylemlerinin olduğunu daha iyi anlıyorum.
* Kitaplardaki bilgileri okudukça gerçekten aydınlandım, kabul. Ancak bu bilgilerin "gerçek" olmadığını anlamam da ortalama yarım annelik ömrümü aldı.
* Kitaplar demişken, sanırım beni en çok bunalıma sokan kişi mükemmeliyetçi Tracy abla oldu.Kendisi bence başak burcuymuş, Allah rahmet eylesin. Annemden alıntılar gördüm onda :) "Ama şekerim doğumdan 3 hafta sonra bile pijamayla dolaşıyor olamazsınız"!!! 3 ay ve sonrasında da gayet pijamalıydım ki ben. Bu durumla gurur duymuyorum ama şartlarım böyleyken de kendimi kitaba uydurmam biraz tuhaf kaçardı herhalde.
*10.günden 4,5 aylık zamana kadar kolikli hayatımızda zamanın 16.55'de durmasını çok istedim ya da direk 23.05 olmasını...
*Kolik zamanı sığındığım bir cümle vardı: "Allahım Elife sağlıkla kavuştuğumuz için şükrediyorum." Sanırım bu cümle olmasa sığınamazdım bir yerlere.
* Koliğin hiç ama hiç geçmeyecek bir şey olduğuna inanmaya başlamıştım.
* Bence en takıntılı olduğum konu,uyku. Elif uyumadıkça uyku eğitimi, danışmanlık,parkta yorma, kucakta sallama,ayakta sallama, arabasında gezdirme, slingde denemeler şeklinde biraz (!) kendimi yıprattım. En büyük itirafım da bu olsun.
*"Normal"i nasıldır bu işlerin hiç bilmiyorum ama uyku saatlerine fazla mı uymaya çalışıp hayatı kendimize dar ediyoruz diye düşünüyorum bazen. Çünkü bazı günler hiç geri gelmiyor. Elif 5-6 aylıkken bir arkadaşımızın diş buğdayına gitmiştik, pastayı yemeden kalktık çünkü Elifin uyku saati gelmişti.Çok sevdiğim bir arkadaşım olunca, hala üzülürüm bu duruma, ne kadar ayıp ettik diye :/
* Uyku konusu hemen takıntılı olduğum hem üzerinde en çok uğraştığım hem de bir arpa boyu yol gitmişken geri yola düştüğüm bir handikap olarak bu itiraf bölümünde bulunsun.Annelik itiraflarımın incisi kendisi :)
* Kendimle ilgili o kadar çok şey keşfettim ki bu süreçte. Sabırsız bilirdim kendimi, o kadar da değilmişim. Dayanıksız bilirdim, sandığımdan daha dayanıklıymışım yahu, aferin bana :)
* Ek gıda sürecinde Elif aç kalacak diye endişeleniyordum çünkü gerçekten hiçbir bilgim yoktu. sebze püresi dendiğinde neyi kastediyorlar onu bile bilmiyordum,öğrendim.
* Her annenin belli konularda takıntılı olabileceğini keşfettim ve tabii ASLA hiçbir anneyi yargılamamayı...
* "Organik" yiyecekler konusu kafamda hala çok net  olmadığından Elif, biraz memleketten gelenler biraz da bildiğimiz marketlerden ne bulursak ondan yiyor. Yoğurdu mayalamayı denedik, uğraştık,makinesiyle bile kıvamı tutturamadık, şu hiç tavsiye edilmeyen market yoğurtlarından yiyoruz evcek.
*Yiyecek konusunda itirafım çok aslında, hepsini yazmayayım ama sınırlarımı çok genişlettiğimi gördüm. Ve itiraf ediyorum, rahatladım. Oh be!
* Temizlik, titizlik konusunda tam beklediğim gibiyim. Annem gördükçe deli oluyor :) Annem Elif'e bakarken kendi çocukluğuma bakıyorum sanki, nasıl mikropsuz bir ortamda büyüdüğümü ve doktorların "sizi fanusta mı büyütmüşler?" lafını anlayabiliyorum. Anlam veremediğim nokta ailemden nasıl bu kadar farklı olduğum? Elifin yemek süreci, etrafa fırlatmaları, kirli elleriyle bir şeyler yemesi, o elleri bir yerlere sürmesi vs beni hiç rahatsız etmiyor, sadece güldürüyor ne yapayım :)
* Etrafımda bu kadar çok "anne/arkadaş" olabileceğini hiç düşünmezdim. Çoğu sanal ortamdan tanıştığım insanlar ama ben onları hiç "sanal" hissetmiyorum. Çocuklarının sanki ablası/teyzesiyim gibi hissediyorum :)
* Elifin yaşadığı ilk şeyleri görebildiğim için binlerce şükrediyorum. Yürümeye başladı ve o gözlerindeki cesaret parıltısını fotoğraflayabilmek isterdim.
* Annelik "çok aşırı zor"zannediyordum ama değilmiş. Bazen bunun iki katı daha zorken bazen de o kadar eğlenceliymiş ki ortada zorluk falan kalmıyormuş,ne ilginç.
* Vicdan dediğimiz hissin en yoğun olarak annelikte yaşandığını iddia ediyorum! İnsan bir şeyi yapsa bir dert yapmasa ayrı vicdan
* Günümüzdeki annelik anlayışlarını sorguladığımda şunu gördüm: aşırı hassasiyet gereksiz bir pimpiriklilik var hepimizde. Ve bu yüzden de bir şeyleri koyverip yaşayamıyoruz o an'ı ve anneliğimizi. "Doğal"mı bağlanmalı yoksa dolambaçlı mı?Çocuğu kaç yaşına kadar nerede,nasıluyutmalı, 3 gün kuralına uymazsak zinhar olmaz, yogasına aktivitesine oyun grubuna da katılmalı,mümkünse tammm zamanında emzik/biberonu/emmeyi bırakmalı, hiç bir şey için geç kalmamalı ve tüm bunları yaparken de an'ın tadını çıkarmalıyız. Yok, bu kısmı atlayalım.Gerçekçi bile değil. Fırınları kirli olup çocukları mutlu olan annelerden olmak istiyoruz bence hepimiz. Ama işte hayat şartları! Anneliğini en "doğal" yaşayanların "fazla uyarıcıya maruz kalmayanlar" olduğunu düşünüyorum. Siz buna köydekiler deyin veya kasabadakiler. Etrafımızda o kadar çok "bunu yapmayın şunu yapın" diyen var ki bu savrulma haliyle daha ne kadar sürükleneceğiz bilmiyorum.
* Bulduğum oyunları, aktiviteleri bolca yaparız diye düşünmüştüm, şimdiye kadar pek yapamadım. Ama şu oldu: Elif birkaç kitabını kapıp kucağıma yerleşiyor ve okumamı işaret ediyor. Bu duyguyu sanırım hiçbir aktiviteye değişmem. Bir de park bahçede elleriyle keşfettiği şeylerdeki heyecanı...
* Elifin büyümesini ve birlikte resim yapmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Duvarlara neden çizim yapılamayacağını nasıl açıklayacağım acaba diye düşünürken geçen gün aklıma geldi, bu benim fikrim değildi ki en başından beri. O halde duvarlara birlikte el izi bırakmamızı ne engelliyordu? Bekle bizi boş koridorlar, duvarlar :)
* Anneliğimi tanımlayacak olsam sanırım "dağınık, rahat, uykusuz, keyifli bazen de kontrol çıkmış" derdim.

Siz de belki bir şeyler itiraf etmek isterseniz.
Şşşttt aramızda :)
Rahat anne eşittir mutlu bebek fotosu, Uşak, bir köy

22 yorum:

  1. Yazına bayıldım bayıldım bayıldım .... Ohh be , ben diğer bütün yazıları okurken bir rahat anne benmiim diyordum . herkeste bir mükemmeliyet . Süpersin . bırak dağınık kalsın , bırak ne isterse yesin . Bunun için bile bana bir çok anne kızacak ama ben de Buse'yi çok rahat bırakıyorum , kendimide . yan mükemmel olayım 4-4'lük olayım yok bizde . Kimseyi yadırgamıyorum , yargılamıyorum , kimsenin de bizi yargılamasını istemiyorum ... Ve sırf rahat büyüdüğü için Buse çok mutlu ve kendine güvenen bir bebek . Elif'te öyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım çok teşekkürler, sen de yaz o vakit ne duruyosun :)
      Benim sizlerden öğrenecek çok şeyim var rahat anneler :)

      Sil
  2. Canım, anneler yazmadan yazayım istedim =)
    Keyifli ve samimiydi paylaştıkların. Eline sağlık. Anne değilim ama üzerine okuduğum, sorduğum,
    sorguladığım bir konu büyümek ve büyütmek... Çocuksuz onca çelişkim varken çocuğum
    olsa neler olurdu acaba, diye kalakaldım okurken=)
    Ben ilk sorularımı uyku konusunda sormuştum sanırım... Şu "biyolojik saat" denilen şey... Ben de kendime baktım; doğumumdan itibaren gündüz uyuyan, akşam 6 civarı uyanan ve sabah saatlerine dek oturan bir bebekmişim. Halbuki annem erkenden yatan ve erkenden kalkan bir kadın, hala da öyledir. Ben onun içinde, onunla büyüdüm ama... Hal böyle olunca şu genellemeler çöktü, sistem hata verdi.
    Senin uykudan kastın, şu kadar uyumalı ve düzenli olmalı, manasında die anladım. Peki ben her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkıomuşum ama ters olarak =)) Buna ne der uzmanlar acaba=)
    Gevezeliğimi bitiriorum...
    (şüphe eden insan en güzelidir. bütün "insanlık" şüpheyle başladı neticede=))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canıım, senin zıpırlığında minikten belliymiş desene :)
      Uykudan kastım aslında mümkünse ağlamadan ve kendi kendine uyuması..bir de sabah 5te biziayağa dikmemesi :)
      yorumun çokşahane oldu, çokteşekkürler

      Sil
  3. Her madde çok gerçekçi ve ayakları yere basar olmuş. Hepsi de tek tek kulağımda küpe olacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, 25 hafta bitti demek bundan sonra zaman çok daha hızlı akacak demek:)
      Kedili bebişli yazılarını merakla bekliyorum :)

      Sil
  4. Ahh, ben kesinlikle yazmalıyım bu konuda çok doluyum çünkü. Uyku konusunda bende çok kasıyorum kendimi. Akşamları hiç bir yere gitmeyiz ve misafir gelmez bize. Ada gündüz uyumuyor diye akşam erken yatırılır falan. Hemde birlikte uyuruz. Eleştirileri duymak, bilmek istemezsin inan :) itirazlarını sevdim, öpüyorum siziiii

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyyy aynı biz.. senin yzında kendimi gördüm :) ve yazmalısın cidden ..

      Sil
  5. Amanın, itiraf yazısı ! Alrım bi dal:)

    Tracy'yi hamileyken okumuştum,ay ne sevinmiştim, birisi bu bebelerin şifresini bulmuş diye.Uyku mu?Sorun değil, yemek mi çok kolay havasındaydım. Sonrası hüsran tabi..

    Şimdilik bu kadar olsun. Sonu gelmez zira.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahaha aynı şeyi ben de yaşamıştım, ne kolaymış ya bu iş dediğimi hatırlıyorum :)

      Sil
  6. (: bana çok uzak anlar olsalar da senin anların çok güzel :)
    Dağınık rahat uykusuz anne (:

    YanıtlaSil
  7. Annelik tanımın tam benlik Esra'cım!
    Elif çok mutlu bir çocuk olacak ben çok eminim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin canım :) Ben senin yanında çaylak olurum ancak :)

      Sil
  8. Serra guzel demis, kimseyi yadirgamiyorum, yargilamiyorum sadece ayni seyleri ben de bekliyorum. ben gerginsem o gun mumkunu yok uyumamak icin direniyor, yememek icin direniyor, dikkat cekmek icin tuhaf davranislara geciyor. omur geciyor, gun be gun buyuyor,kokular degisiyor, bakislar degisiyor. deger mi diyorsun? degmeyeceginiz anladiginda gec olmuyor neyse ki. biz bize olalim, marketten yesin yogurdu yeter ki yaninda ben olayim ve ben de yiyeyim, diyetteyim demeyeyim:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de öyle..Annenin enerjisi çocuğa nasıl da geçiyor değil mi?
      Kimse kimseyi yargılamasın :) bazen ben kendimi birini eleştirirken bulduğumda utanıyorum halimden :)
      market yoğurduna yorum yazmayayım,pelin beni dövebilir zira :)) (*yorumda bile sana yüklendim ya pelin,ne kötüyüm ya ben :)

      Sil
    2. Hahahhaaa çok tatlısın sen :) ♥
      Aman boşver en organiğinden yapılan yemekler kimi zaman çöpe gidebiliyor, yemeyen çocuk çok zor hakikaten. Elif yiyor mu en azından market yoğurdu da olsa yesin önemli olan bu, napalım. Yemese de sağlığı yerinde olsun, o önemli. Hayatta tek sağlık önemli gerisi boş. Öperim ikinizi de muck!

      Sil
    3. Canııım Pelin, hayatta en önemlisi sağlık gerçekten ne iyi demişsin..
      market yogurdu konusunda bana çok kızıyorsun ama değil mi, itiraf et :))

      Sil
  9. yine döktürmüşün :)
    tatlı anne
    http://loveandsmile.wordpress.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Aslıcığım, görüşürüz :)

      Sil
  10. bu yazıyı ileride açıp tekrar okuyacağım sanırım :) eğer hamile kalırsam tabi , Allah bağışlasın uzun ömürleri olsun bebeğinin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, Allah size de nasip etsin inşallah, çok güzel bir duygu(azcık yorucu ama olsun :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...