Deniz karşımda olsaydı, ona doğru koşar ve ne yapacağını hiç düşünmeden ona sarılırdım. Bir müddet de öyle kalırdım.
Ankara'yı hala sevmiyor olmamda (13 yıldır) deniz eksikliğinin etkisi çok büyük. Oldukça çorak bir arazi ve yüzleri gülmeyen mesafeli insanlar da bu sevgisizliğimi arttırdı sanırım.
Yazın gelmesi demek benim için işin aslı denizi görmekten başka bir şey ifade etmiyor.
Yıllardır yapabildiğim tatiller sadece 5'er günlük olduğu için "yaşasın yaz geldi, tatile gidelim" havasında değilim. Hatta bugün iyice fark ettim ki ben "yaz insanı" değilim :)
Hayalimde güzel bir sonbahar havası var; dışarıda ince bir hırkalık serin hava, yürüyüş yapıp yine hülyalara dalmışım sonra da eve gelip bu hülyaları çalışma masama dökmüşüm. İçinde biraz sonbahar yaprakları biraz da yapmak istediklerim, baharat niyetine de yürüyüşte keşfettiklerim var.
Sonbahar bende çalışma ve üretme duygusu uyandırıyor. Yazın uzun ama verimsiz geçen günlerinin aksine sonbaharda bir huzur var sanki.
Bu yazının konusu sonbahar sevgim değil elbette, sonunda ve inşallah denize kavuşacak olmamız. 1 haftalık Mersin anane yazlığında konaklayıp, minik yeğenim Ayça balığını çokça mıncırıp denizi izlemek istiyorum. Denize ilişkin hayalimde "yüzmek" de yok. (tamam bir ara girerim de elbette) Ama önce denizle bir hasret gidereyim bakalım, 1 yılda neler yapmış, ben yokken neler neler olmuş oralarda :)
BDK'da Wave hakkında bir şeyler yazmıştım, okumak isteyen olursa buradan bakabilir. (Wave hakkında meğer önceden blogda da yazmışım :)
İçinde "deniz" geçen, benim şimdiye kadar okuduğum en güzel kitaptır kendisi. Denize olan özlemimi bu kitapla gideriyorum bile diyebilirim. İçinde yazı yok, ki böyle bir şeye gerek de yok. Çizen kişi Suzy Lee olunca (evet bir ara Suzy Lee'nin hayal dünyasıyla ilgili beyin kıvrımlarına dalma planı da yapmalıyım :)
Bizim yazlık hikayesini de inşallah dönüşte uzun uzun yazayım.
Geçen seneki hikayemiz de buradaymış, az önce okudum yeniden, son cümlede yer alan sözümüzü tutamamışız ama bu sene umarım ki bu sözü tutacağım(z), öyle değil mi kara balık :)
Ankara bi değişik şehir, ilk gittiğimde -ki karakıştı ve çok kar vardı- "Burası mı başkent?" demiştim, yakıtıramamıştım hiç, caaanım İstanbul dururken hem de :))
YanıtlaSilİyi tatiller size :) Deniz özlemini az da olsa giderirsin umarım, çok güzel geçsin tatil, ayça'yı benim için de bi güzel öp e mi :)
Canııım Esen, Elifi senin yerine öpüp kokladım tabii ki..
SilAnkara bana da pek başkent gibi gelmiyor zaten, bildiğin gri bir şehir :)İstanbul da pek kalabalık canııım :P
1 haftalik tatiller de ağzına bal çalmak gibi bişey oluyor. Doyulmuyor vedalasmak zor oluyor denizle... şimdiden iyi tatiller... sevgiler...
YanıtlaSilÇok teşekkürleri gittik geldik ve evet tabii ki az geldi ama olsun, hiç olmamasından iyidir :)
Sil