Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




12 Kasım 2015 Perşembe

Günün Mutluluk Sebebi 14: Hediyeler/Yeni Kararlar

Bir önceki mutluluk sebebini okudum şimdi, aa ne güzel şeyler yaşamışım dedim :) Yazmak bu yüzden iyi bir şey, hafızama güven(e)miyorum çünkü.
Geçen zaman kısa olsa da içine bir dolu "mutluluk sebebi" sığmış meğer, hangisinden başlayacağımı şaşırdım(çok şükür)
Bu hafta galiba hediye haftasıydı, kiminle görüştüysem bana hediye almıştı. Çok şaşırdım ve çok sevindim. Ben bu ara görüştüğüm insanlara yere düşen kırmızı yapraklardan hediye ettim yalnızca :)
İlk olarak beni çok şaşırtan bir sürprizle başlayayım. Kumkurdu'nu orijinal dili olan İsveççe'den okumak istiyordum. Bir arkadaşım sana bir çocuk kitabı almak istiyorum, ne alsam bilemiyorum demişti. Ben de Kumkurdu kitabının İsveççe'sini istedim. (Yurt dışıyla bağlantısı var) Bulabileceğini açıkçası pek beklemiyordum ancak bulmuş, sahiden çok şaşırdım. "Ama İsveççe bilmiyorsun ki, bu kitabı ne yapacaksın?" diyenlerin henüz Kumkurdu ile tanışmamış olduğunu düşünüyorum :)

Geçen hafta postacımız sağ olsun biriktirdiği mektup ve kartlarımı bırakmış, kendisinin 2 haftada bir bize uğradığından şüpheleniyorum.(aslında eminim) Posta kutumda inanılmaz güzel şeyler vardı. İyi ki postcrossinge üye olmuşum ve iyi ki çok tatlı mektup arkadaşlarım var, dedim. Şirin bana "kırmızı balık" göndermiş, her gün kullanmak istiyorum ama kullanmaya da kıyamıyorum.
Balık çok tatlı değil mi?
KKK buluşmamızda Zeugma bez çantama kavuşmuş oldum, hiç aklımda yokken hem de. Yeni kitap çantam o oldu, baktıkça mutlu oluyorum.
Canım Gamze'den merak ettiğim bir kitap "Şemsiye" geldi dün, henüz Elifle okumadım ama sözsüz bir kitap olduğu için eminim favorileri arasına girecektir :)

Haftanın bombalarından biri Özlemden geldi: RD Tavkimi ve Ayı Peddington. RD Takviminin ilk sayfasında "en sevdiğim RD kitabı" duruyordu. (teknik olarak bu sıralamada 1. sırayı 3 kitap paylaşıyor ama olsun :) "KSD"yi görünce çok mutlu oldum.
Pelin'in bana yy önce hediye ettiği defterleri hangi amaçla kullanacağıma karar verdim. O da çok iyi oldu. Küçük olanını "mektup defteri" yaptım, büyük olanının sırrı bende :)
Bu yazı biraz hediyelerimi sergiledim gibi oldu ama bu hafta sahiden biraz böyle gelişti ve her biri ayrı ayrı çok mutlu etti beni.
Geçtiğimiz gün iş yerinden bir arkadaşım bana elma verdi bahçeden diye. Ben de ertesi gün ona satıyor mu acaba diye gittim. Satmıyormuş çünkü başkasından almış,o kişiye gittik. O da satmıyormuş, bana bir koca poşet elma verdi karşılıksız. Biraz çekindim ama elmalar cidden çok güzel.
Geçen haftanın en şahane gelişmelerinden biri sanırım "Kürk Mantolu Madonna"yı okumuş, sevmiş ve içinde kaybolmuş olmam oldu. Hala etkisindeyim :)
Kendimle ilgili iki güzel gelişmeden de bahsedeyim. Hatta üç oldu sanırım, sayamadım şimdi. Yazınca anlarım :)
Çalışma masama "sonbahar köşesi" yaptım. Ve bu köşeyi her gün yenilemeye başladım. Yeni yapraklar getiriyorum masama, eskileri de hediye ediyorum veya geçen gün yaptığım gibi postcrossingde mektubun içine koyuyorum.(alan kişi bana deli demezse iyi tabii)
Meşhur elma :)
Kendimle ilgili olarak hastalıktan beri uygulamaya çalıştığım şey, aldığım yeni kararlar oldu. "Üşenmeme", "ertelememe", "yavaşla","sadelik" ve "kendine bakma" Tek tek altlarını doldurmayayım şimdi ama daha önce bu tarz kararlar alıp en fazla 3 gün uygulayabilmiştim. Şimdi ise 10 günü geçti :) Heyoooo :) *Kendime bir ödül vermeliyim birkaç ay geçince(bir kahve mesela)
Veee gelelim üçüncüye...
Bu daha yepyeni bir gelişme.
Dün akşam Elif'i ayağımda sallarken midemde bir bulanma kafamda bir dalgalanma yaşadım (sonradan aklıma Miguel geldi cidden :) ve ardından sahiden de kafamın üzerinde bir ampül yandı: "Neden olmasın?" diye. Elif'i uyuttum, karabalığın yanına koştum, fikrimi söyledim, çok mu saçma diye. "Yoo" dedi ve hayal kurmaya başladık. Derken saat ilerledi, arada Elif uyandı geri uyuttuk vs derken sabah bir coşkuyla uyandım. Hatta gece şöyle bir şey oldu, ben bir ara Elif'in yanında uyuyakalmışım, karabalık gelip uyandırdı, yatağıma yatınca "hii saat çok geç olmuş, sen niye hala uyumadın" diye kızdım. O da dedi ki "sen uyuyalı zaten 15 dakika oldu"!!! Ben şok tabii, içime Miguel kaçınca ne olduysam artık o heyecandan :) Ne olduğu henüz netleşmediği için şimdilik yazmayayım ama ben bu fikri çok sevdim. Özeti şu: Hayatta çok istediğin bir şeyin bir anda ve en mükemmel haliyle kucağına düşmesini bekleme, küçük de olsa bir yerden başla...
Geçenlerde bahsettiğim şu paragraf:
"Bu hafta ise "arkadaşım" diyemeyeceğim ama benim için çok özel biriyle buluşacağım(inşallah) Onu da bir sonraki sefere yazarım. Yanında "this is zemin"den öte konuşmayı becerebilirsem diyaloglarımızı da yazarım ama yanında "gaklayıp miyavlayabileceğim" biri olduğunun ipucunu verebilirim :)" henüz gerçekleşmedi, kısmet olursa yarın buluşacağız, çok aşırı heyecanlıyım, bana şans dileyin.













10 yorum:

  1. Esra sen hep yaz,çok güzel yazıyorsun..Bende başlıyacağım galiba..Bu arada neymiş o Miguel'llik durum merak ettim ama :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen de yaz güliin :) Miguellik durum pek neşeli :)

      Sil
  2. ben biraz anladım sanırım ne olduğunu:)

    YanıtlaSil
  3. Çok tatlı :)
    Elifle okumalarınıza bayılıyorum umarım Efeyle biz de başarabiliriz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki, sen de bloga eklesene ne güzel olur :)

      Sil
  4. acaba oldum......
    hediye almak hele de zamansız çok mutlu eder insanı..

    YanıtlaSil
  5. Ben "miguel" kismini cok merak ettim:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...