Biliyorum yaz mevsimindeyiz ama ayakkabının ayağıma neredeyse yapıştığı (ince çorap giyince de kaşındırıyor) bir dönemdeyiz. Adanalıyım ve sıcağa alışkınım ama sıcağı gerçekten sevmiyorum. Yemeği maksat yerini bulsun diye yiyorum yoksa üç öğün karpuz peynir ile idare edebilirim.
Hazır az önce yepyeni kitaplarım da kargodan gelmişken ve ben öğle arasında güzel bir ağacın altında öyle ve sadece oturmuşken bloguma da aklımdakileri yazayım istedim.
Kafamda hem bir dolu şey var hem de bir "nötr" halindeyim.
Olur, yapılır, hallolur elbet.
Değil mi?
Konu başlıklarından biri Elif'in kreş durumu. Öğretmeni yine bebek grubuyla devam edeceği için Elif başka bir öğretmene geçecek. Hiç istediğimiz bir şey olmasa da olabilir... Asıl sorun aynı arkadaş ekibiyle devam edecek olması. Ki grupta en büyük 2. çocuk Elif, geri kalan çocuklar sahiden daha bebek. Bir üst grup için de fazla küçük kalıyor. Yeni dönem için aynı ay grubu çocuklar da gelirse ne ala yoksa bu durum bizi rahatsız etmeye devam edecek. Farklı bir çözüm düşünmemiz gerekecek. Çünkü bu kreş ne evimize ne de işimize yakın. Kreşin en büyük artısı 14 aylık bir bebeği almış olmasıydı ve harika insan öğretmeniyle tanışmamıza vesile olmasıydı. Misyonu bu kadar mıydı acaba? Bilmiyorum, zaman gösterecek.
Detay verip kafa karıştırmayayım ama matematiği neden sevmediğimi anladım sanırım. Matematik bana ruhsuz geliyor istatistik de öyle. İçinde insan dokunuşu, hissi olmayan şeyleri sevmiyorum.
Bugünün güzel haberi de telefonumu yine arabada unutmuş olmam. Uçak modunda da kaldığı için beni arayacak 456 hayranımı cevapsız bırakmış olacağım. En büyük hayranım da annem tabii :) "İyiyim de yeter bana" dediği için onu suçlayamıyorum. Annelik :)
Bugün farklı bir ağacın altına oturdum, niyetim kitap okumaktı ama içimden daha çok ayağımı uzatıp boş boş bakınmak geldi, öyle yaptım. İç sesim şöyle dedi; "Bırak Esoş bırak, kendini rahat bırak" Öyle de yaptım. İşe döndüğümde hala kaşınıyorum. Rahatlıktan içime kaçan karınca ve böcekleri hesaba katmamışsam demek! :) İşin şakası bu elbette. Gerçeklik payında ise şu var, "meli-malı"lardan uzaklaşmak.
Bu ara yetişkin kitabı okuduğumdan okuma hızım epey düşük. Kitap akıcı aslında ama evde zaman o kadar hızlı geçiyor ki. Bir bakıyorum Elifin yanında uyuyakalmışım. Her dönem de aynı olmasın ama değil mi Börti?
Börti ile de yeni tanıştım, tatlı bir zürafa, onu da bir ara yazarım :)
Şimdilik ben ve karıncalarım kaçtık
Soğuğu özledim yahu! |
Hemşehri sayılırmışız bir Hataylı olarak :)
YanıtlaSilKreş harbiden sorun. Bakalım eylülde bizi ne bekliyor?
Bu arada ben de hep sızıyorum ya. Zamanlar günler akıp gidiyor. Çok üzülüyorum uyuyup kalınca .
Memleket çekiyor demek ki sıcak sıcak :PP
SilUyuyakalınca ben de üzülüyorum ama dinlenmiş olmuyor muyuz :)
Kreşi kendi haline bırak bakalım bi, üzülsen de üzülmesen de iş olacağına varmıyor mu, bakarsın kendi akranı yeni çocuklar gelir, öğretmeni de en süperinden olur ;)
YanıtlaSilMatematiği ben de sevmiyorum tıpkı sıcağı sevmediğim gibi ama seviyor olmayı çok isterdim şahsen. Yok sıcağı değil sadece matematiği.. tek tesellim Nehir'in matematiği sevme ve becerme konusunda annesine çekmemiş olması. Çocuğun en sevdiği ders inanabiliyor musun?
haklısın Esen, biraz daha uzaktan gözleme devam edebilirim.
SilNehiri takdir ve tebrik ediyorum. Elifin 2 halası ve 1 babası matematik dehası, yok o kadar değil de hesap işleri ve matematik sevgileri oldukça fazla diyelim. Çoğu şeyi babasına benzediğine göre (yemeğindeki biberleri ayıklamak gibi) bu da ona benzeyebilir bence :)
Sıcağı seven de duymadım daha! :)
Su akar yolunu bulur derler ya Elif sana sinyallerini verecektir bu konuda. Sen de ona göre şekillenir konumlanırsın. Şimdiden dertlenme :)
YanıtlaSilO boş boş oturma hallerini çok özledim inan... Saatlerce etrafa bakasım var şu aralar. İnşallah yoğunluktan kurtulup o kıvama bende gireceğim yakında.
Öpüyorum seni ♥
ağaç altında kitap okumak ne büyük keyif:))
YanıtlaSilKres , bakici gibi konular hep kafa karistiricir ama isler bir sekilde yoluna giriyor :) anneme iyi oldugunu ben soylerim dostum ;) opuyoruz seni
YanıtlaSilKreş işi bir şekilde mutlaka halolucak elbet..Ben de Kubilay' ın deli gibi sevdiği öğretmeni değiştiğinde paniğe kapılmıştım ama bağlılık/bağımlılık konusunda ve farklı insanlarla iletişime geçme becerisi alıştırması konusuna yoğunlaşıp akışa bıraktım. En iyisi güzeli olucak inşallah
YanıtlaSilEsracım kreş için biraz bekle bakalım belki yaşıtları gelir aynı durum Onur'da da var. Ama zaten yaş itibariyle akranlarıyla oynama yaşında da değiller. Sadece bebeklerle olmak Onur'u sinir ettiği gibi sanırım Elif'i de rahatsız ediyor. Hele yaz bi geçsin yaşıtları gelir de mutlu mesut olurlar kreş yaşamlarında.
YanıtlaSilbazen herşey oluruna varır, biz ne kadar telaş edersek o kadar karmaşa olur.. en güzeli temkinli ama rahat olmak bazen.. umarım her şey yolunda olur sizin için her zaman =)
YanıtlaSil