Herkesin hayatında çok sevdiği, örnek aldığı, unutamadığı bir öğretmeni - ilkokulda değilse "hoca"sı- olmuştur herhalde. Çoğu insan için bu kişi ilkokul öğretmeni olur. Benimki de ortaokulda 3 sene derslerimize giren Türkçe hocamız Gönül Dörtgöz'dü.
Onun gözüne girebilmek, ondan bir "aferin" alabilmek için neler yapmazdım :) Derslerini o kadar çok seviyordum ki ilerde ben de kesin(!) Edebiyat bölümünde okuyacaktım, öğretmen olayım ya da olmayayım.Dersler kesinlikle klasik bir havada geçmiyordu. Her öğrencinin öyle ya da böyle derse katılması için türlü numaralar, oyunlar yapardı. Sadece onun dersinde kimsenin çıtı çıkmazdı. Herkes o kadar saygı duyardı ki -belki erkek öğrenciler ona aşıktı onu da bilmiyorum- Türkçe derslerini sevmeyen birini hatırlamıyorum. Ailesi uzakta olduğundan tek başına küçük bir evde yaşadığını biliyorduk ama özel hayatıyla ilgili sorduğumuz soruları hep geçiştirirdi. O öyle yaptıkça tabii biz daha da merak ederdik :) Çok sade giyinirdi toplamda birkaç kıyafetini hafta boyu dönüştürerek giyer, saçını hep aynı şekilde toplardı. Derslerde mutlaka münazara, tartışma, kompozisyon vb. etkinlikler yapardı. O kadar destekleyiciydi ki ilerde ben çok mühim bir yazar olacaktım :) Kısacası çok severdim(k) onu.
Ertesi ders yılının başında bambaşka bir şehre tayini çıktığını öğrendik, vedalaşamamıştık bile. Sonradan sınıfa 1 adet kartpostal gönderince direk bana göndermiş gibi sevinmiştim. Ben de hemen o adrese 1 kartpostal göndermiştim, sanırım yılbaşıydı ve üzerinde noel baba vardı.
Tanıdığım herkesten çok kitap okuyordu. Bizi de kitap okumamız için teşvik ediyor ama öyle özet falan istemiyor, derste direk kitapla ilgili soru soruyordu "sen olsan bu durumda ne yapardın" diye. Ben ballandıra ballandıra anlatıyordum ama sınıf bence benden sıkılmıştı :)
Bir arkadaşımız "hocam siz hiç okuduğunuz bir kitabın sonunu merak edip sonuna hemen bakmıyor musunuz?" demişti.
Gönül Öğretmen de utanıp sıkılarak "aslında öyle bir şey yapmıyordum ama geçen gün evden çıkmam gerekiyordu, yola gideceğimden kocaman kitabı da yanıma alamadım ve dayanamayıp son sayfasına bakmıştım" dedi.
Bizimle paylaşmasının güzelliği bir tarafa ben hep merak ettim acaba o kitabın adı neydi diye :)
Şimdi nerededir, neler yapıyordur bilmiyorum. Hakkında tek "bildiğim" -o da rüyamda gördüğüm için - evli, 2 çocuklu ve gayet mutlu olduğu.
Karşılaşsak mesela ne derim?
Beni tanır mı?
Bilmiyorum.
Fark ettim ki hayatımda 2 adet "Gönül Öğretmen" olmuş.
Öğretmenler Günü vesilesiyle aklıma geldi , kendi ilkokul öğretmenimi -annemin arkadaşı ve hep beni soruyor- aramayıp (çekiniyorum, ne derim nasıl konuşurum diye) Türkçe öğretmenim Gönül Dörtgöz'ü burada yazmak istedim.
* Annemi arayan bir dolu öğrenci, bu satırları görmezsiniz belki ama annem çok mutlu oluyor siz arayınca :)
** Kardeşim de öğretmen ama onun böyle anılması için daha önünde uzuuun yıllar var :)
Sahi sizin var mı unutamadığınız sizde emeği çok büyük bir öğretmeniniz?
Kaynak: burada |
HERKESE MUTLU GÜNLER, BOL GÜNEŞLER :)
Lisedeki psikoloji öğretmenim Nebile Dölük..çok çok kıymetlidir. Biyoloji öğretmenim vardır AYten Yüce.. Bir de ortaokulda Canan öğretmenim vardı ingilizceci :)
YanıtlaSilhepsini çok severdim...bana güç verdiler o yıllarda
Herhalde öğretmenlik mesleğini de böyle kutsal ve güzel yapan da yıllar sonra öğrenciler tarafından güzel sözlerle anılmak :)
Sil