Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




14 Ocak 2016 Perşembe

Bu Aralar

Dikkatimi toparlayamıyorum.
Tek bir konuya odaklanamıyorum.
Her şeyden parça parça var aklımda, o parçalar bir bütünü oluşturmuyor.
"Bütün" olmak istiyorlar mı gerçi onu da bilmiyorum.
"Eksik Parça" ve "Pezzettino" kitapları geliyor aklıma.
Kendimi kötü hissetmiyorum (çok şükür) sadece içimde yaşıyorum bazı şeyleri.
Geçen gün okuduğum bir hikayeden de çok etkilendim, hikayede pek de tatlı olmayan bir kuş vardı-ismini vermeyeyim- ve benim kuşlarıma çok benziyordu. Sanırım bu kuşları kovalamanın ve kendine az daha güvenmenin vakti geldi.
Gelmeli.
Gelsin.
Gelmiş.
Mi?
Bilmiyorum.
Bu ara yine yazar okuması yapıyorum, çok keyif veriyor.
Aklımda bir dolu yazı var bloguma yazmak istediğim, son cümle hiç gelmiyor, taslaklar doluyor. Sanırım ben bu sistemi yanlış anladım, word gibi kullanmaya başladım blogu :)
Elif ise "ay-deede" peşinde. Salatalığından ısırık alıp onun "aydede" olduğunu söylüyor. Arabada eve giderken tüm camlardan aydede kovalıyoruz, görünce de bol öpücük yolluyoruz ona. Gece ağlamalarını susturan tek şey uydurma "aydede" masalları. Hele ki dolunay falan varsa Elif, "hiiiii" diye büyülenmiş gibi bakıyor gök yüzüne. Bir gün aydede kılığına girip çıksam karşısına ne yapar acaba :)
Kitap fuarına gittim, yine gitmeyi planlıyorum. Sahaf gezmeyi çok seviyorum. İstanbuldaki Sahaf Festivaline bir gün gitsem ne yaparım acaba, aydede görmüş Elif gibi "hiiiii"der miyim? Yoksa o saf duygular çocuklukta mı kalıyor :(
Geçen gün okuduğum o kuşlu hikayede bir de gözleri parlayan bir çocuk vardı, bana ne kadar bencil biri olduğumu anımsattı.
Haberleri hiç takip etmiyorum ama nasıl desem hiç...
Bunu akıl ve ruh sağlığımı koruyabilmek için savunma amaçlı yapıyorum ancak çok bencil bir şey olduğunu da biliyorum.
Örnek, Sultanahmetteki patlamayı oda arkadaşlarımdan duydum ancak detayını bilmiyordum, ölenlerin Alman turist olduğunu daha yeni ve tesadüfen öğrendim :( Utandım valla kendimden :(
Kendimce iyi bir şeyler yapmaya da çalışıyorum ama bence hep havada ve eksik kalıyor. Deli Anne'nin şu yazısı çok hoşuma gitti.
Bu ara güzel bir ajanda tutuyorum hem Elif için hem kendim için. "Neden uyumuyor bu çocuk?" sorusunun cevabını bulmaya yaklaştık belki de.
İnsanlar, çocuklar öldürülürken benim 2016 dileklerime "barış"ı eklemeyi unutmam çok normal tabii, fazla içime dönmüşüm.
Sosyal medyanın -blogu saymazak- instagram ayağından da çok uzaklaştım. Samimiyetsiz/tekdüze paylaşımlar bana zaten bir şey katmazken benim okuduğum kitabı paylaştığım görseli kim ne yapsın? Yani böyle bir şeye ne gerek var?
Güneş görünce mutluluk depolayan bünyemin yağmur yağdığında bazı günler evde kalıp kahve yudumlamaya, olmuyorsa da çiseleyen yağmur altında yürümeye ihtiyacı var.
Kendimi geliştirmek için yaptığım minik bir adımın geri dönüşleri başladı, üretmek insanı sahiden dinç tutuyor.
İş yeri bazen çok yoğun oluyor ve ben gerçekten bana söylenenleri birkaç kez tekrar ettirip öyle anlayabiliyorum. Bir evrakta evlilik tarihimiz soruluyordu ve ben yanımdaki kişiden utanıp eşimi arayamadım. "Bir bahar ayıydı" diye başlayan akıl yürütmelerim sonunda sadece Elifin doğumuyla bağlantı kurarak evlendiğimiz yılı bulabildim. Gün, ay ortada yok.
Bugünlerde fazla mı Riko'landım yoksa cidden ben de derin yetenekli olduğumu bile anlayamayacak kadar derin yetenekli miyim?
Yoksa tüm bunlar bingo toplarından mı kaynaklanıyor :)


Haftaya annem gelecek inşallah, Edoşum ve teyzoşum Ayçayla; ben onları mı özledim yoksa?
Hmmmm :)

14 yorum:

  1. Esra'cım öyle iyi anlıyorum ki seni. Ben de değişik bir döenmden geçiyorum, yeni yılın böyle başlamasını hiçç istemezdim ama kendimi anlayamıyorum/tanıyamıyorum/hiç olmak istemediğim bir kişi oldum çıktım bu ara. Ayrıca,benim bünyem de bir sosyal medya orucu isitoyor ve İnstagram hakkında düşüncelerine de sonuna kadar katılıyorum. Şu ara yapmak istediğim/yaptığım tek şey kitap+blog okumak...Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap ve blog okumak, bana da çok keyif veriyor.
      Bloglarını güncel tutan insanları ayrı bir seviyorum tam da bu yüzden.
      İnstagramı kullanırken amacımı sorguluyorum ve ona göre hareket etmeye çalışıyorum artık :)

      Sil
  2. Canım ya güldürdün beni oluyor arada böyle sanırım geçen kocamın adını unuttum kendi kendime şok oldum düşün :)))) Bu arada neden uyumuyor bu cocuk sorusunun cevabını bulursan bana da mutlaka söyle valla bende Ela nın hep soruyorum bu soruyu :) uyku kalitesinin düşüklüğünden hep bunlar :) kucak dolusu sevgilerrr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çözmeye yakınız diye düşünüyordum ki maalesef :( Çok yardımcı olamayacağımı anladım, yine kelin ilacına döndük :))

      Sil
  3. bir kademe ilerki hayatım böyle olacak sanırım, iş ve evlilik hayatına çocuk eklenirse işler daha da zor olacak gibi, sizleri okuyup önden tecrübe ediniyorum ben de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki çok daha farklı, güzel, uykulu olacaktır yani uykunu almış anlamında :)
      Bazı karamsar yazıları okuyup çocuk büyütme işi gözünde büyümesin sakın :) Doğan büyüyor denilen laf da çok doğru çünkü ;)

      Sil
  4. esra,
    instagram benim için oldukça yeni,ama o'da lazım,sen tavrını tarzını koru,varsın like denen şey az olsun.biz bizi biliriz öyle değil mi?
    yazım şekline bayılıyorum,okusam da her zaman yorum yazamadığım olabiliyor.sana da oluyordur kimi zaman.bişeyden vazgeçmeye gerek yok,bitakım şeyler için.
    sevgiler çok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler pek çok :)
      Pire için yorgan yakmaya gerek yok, haklısın aslında.
      Amacının ne olduğunu bilip, gerekli temizlikleri, ekleme çıkarmaları yapınca insan rahatlıyor :)
      ben de senin blogundaki süper fotoğrafları çok seviyorum :)

      Sil
  5. Sanırım çoğumuz zaman zaman bu gibi şeyler hissediyoruz. Fakat bir yerden başlamak gerekiyor. Mesela bloga yazı girmek bile bunun için bir adım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de... Blog çünkü diğer sosyal medya araçlarından biraz daha farklı. An'lık bir şey değil ve bir emek var ortada :)

      Sil
  6. Canim bunun sebebi, bir cok seye bolunmek. Cocuguna iyi bir anne, esine iyi bir es, isverenine iyi bir calisan, evine iyi bir ev hanimi, annene iyi bir evlat olmaya calismaktan. Ama sonuca bakiyorsun bir cok parcaya bolunmus ama hic kimseyi mutlu edememis bir insan. Cok mu kotumserim acaba:) Opuyorum sekerim:*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aradaki dengeyi kurabilmek çoğu zaman zor olsa da bazen net sınırlar da çizmek gerek sanırım. Uygulamada aksamalar olsa da ben de idare etmeye çalışıyorum diyeyim, öperim seni ve İnci'yi :)

      Sil
  7. Bazen boyle karistigi oluyor insanin, birkac parcaya bolunmek dedikleri ama geciyor :) geliyoruz biz haftaya, daha cabuk guzellesir gunler ;)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...