Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




5 Şubat 2016 Cuma

Öğle Arası Esoş :)

Öğle araları benim için çok kıymetli, o kısacık anda rahatlayamazsam öğleden sonra geçmek bilmiyor. O yüzden de mümkün olduğunca an'ın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Bazen tek oluyorum bazen arkadaşlarla bazen de kuzengillerle, her biri ayrı keyif veriyor bana.
Bugünkü öğle aram da oldukça keyifliydi, öğlen yemek pek hoşuma gitmeyince pastaneden bir şeyler alıp yakındaki bir parka gittim, okuduğum kitabı hafif rüzgar eşliğinde bitirdim: Reçel Kavanozu. Sonra da bir arkadaşımla buluşup yürüyüş yaptık, yanımızda minnak bir bebekle: henüz 3 ayını doldurmamış Maria :) Anne Rus olduğu için konuşmalarımız daha çok karşılaştırma içerse de benim genel gözlemim şu: anneliğin dini, dili, milleti yok, hepimiz minicik bir rüzgarda yavrumuz için endişelenebiliyoruz :) Aklıma kendi yaşadıklarım geldi (Elif 3 aylıkken) doğal olarak, tam o sıralarda anneler dönmüş, Elifte kolik geçmemiş, gündüz toplamda 30 dakikayı geçmeyen uykular, slingle tuvalete oturma çabalarım... Çok zorlanmama rağmen yüzümde mutlulukla hatırlayabilmek de iyi hissettirdi. Demek ki 22 ayını doldurmasına 4 gün kalan zottirik kızımızın gece hala uyanıp ağlamasını da yüzümüzde gülümsemeyle hatırlayacağız ileride :)
Arkadaşımla buluşmadan önce biraz park gezintisi yaptım.

Kozalaklar gerçekten çok güzel doğa harikaları değil mi? Ben çok seviyorum onlara dokunmayı :) Bir de şöyle bir ağaç vardı, yıllar önce çektiğim bir fotoğrafı getirdi aklıma. Bu fotoğrafın adı: verici ağaç :)
Bu ara sevdiğim bir diğer şey de pastaneden bir şeyler alıp, iş yerinde pek de diyalogumun olmadığı kişilere ikram etmek. "Hayırdır?" diyorlar, "öylesine" deyince şaşırarak bakıyorlar. "Damladaki Okyanus" etkiliğini okuduğumdan beri ben de kendimi daha iyi hissediyorum, belki ondandır.
Dün de "doğaarkadaşımınkutusu" için park saz ekibi arkadaşlarımla köpek kakalarına varana kadar incelemede bulunduk, dönüşte ellerimi yine yıkamadım Fatma :)
Derken parkta çok acayip bir bitki ile karşılaştık ki benim o parka 235478. kez gidişimdir.

Toprağa düşen tohumları toplamaya çalışırken Reyhan, senin yanımıza gelen kediye "ne bakıyorsun, tek senin mi sandın bu ağaç?" diye soruşuna hala gülüyorum :)
Havaları + derece görünce kendini parka atan masum şehir insanlarıyız aslında. İki ağaç görünce kendimizi ormanda, birikmiş su birikintisi görünce de göldeyiz sanıyoruz. Yazık be bize :)
Arada da gözümüz ne park ne bahçe görüyor, atıyoruz kendimizi kafelere kahve içmeye (yalan aslında, çok nadiren oluyor bu :) Caribu kafeye bir kez pek sağlam küsmüştüm ama yine barıştım, Türk kahveleri ve yanında verdikleri lokum kutusu şahane.
Aç gözlü olduğum için değil bu kutuların fazlalığı, onlarla minik bir projem var. Bu kutuyu gönderdiğim şahane arkadaşlarım, içindeki notta yazan yönergelere uyarlarsa aklımda güzel bir oyun var. İşi gücü bıraktım kutulara oyun yazıyorum :)
Bazen de yemeğimi hemencecik yiyip kendimi odama kapatıp bir şeyler okuyor veya yazıyorum.
Elifle beraber evdeyken de sanırım en çok ihtiyaç duyduğum şey, 1 saatlik bir "your time"imiş.
Sizin öğle aralarınız nasıl geçiyor, hiç yazmıyorsunuz :)

Mutlu Tatiller herkese ...

6 yorum:

  1. Lokum kutuları şahaneymiş...
    Şu öğlen aralarına acaip gıpta ediyorum... Bizde öğle tatili yok mesela :)
    Yemek de dahil olmak üzere hep ofisteyiz...
    Ama arada kaçıyorum ben...
    O zamanlarda kendimi alışverişe vuruyorum ama ben :)

    Sevgiyle kal...

    YanıtlaSil
  2. Kozalak bence de harika bir tasarım...
    Markafoni de bir ara küçük kutularda lokum gönderiyordu ya Eylül onların bizzat kendisi için gönderildiğine inanıyor, çok seviniyordu ;)
    Öğle arası kahve iyi giderdi, en azından eskiden gidiyordu, eski işyerimdeki arkadaşlarla türk kahvesi keyfi yapardık...
    Bugün öğle arasında; doğru mutfağa girip zeytinyağlı barbunya hazırlayıp ocağa koydum, çorbayı ısıttım yedik, bulaşıkları yerleştirdim, Eylül'ü odasını toplaması için üç kere dürttüm, mutfağı toparladım, ocağın bir kısmını sildim, Eylül'e 3-4 soru çözdürdüm, yarım armut alıp kemirerek işe geldim :)
    Ha hamarat bir günüme denk gelmişti o da ayrı bir hava kattı tabi ;))
    Sevgilerle...

    YanıtlaSil
  3. Ogle arasinda kahve super secim :) bende okulun bahcesinde bir sabah bir ogle iceeken rahatliyorum... onlar benim rahatlama zamanlarim ;)

    YanıtlaSil
  4. evdeyken o öğle uykusu için boşuna mı yırtınıyor anneler :) bir buçuk saate sığdırdıklarımı bir güne sığdıramaz çocuksuz kadın, o kadar iddialıyım:)

    YanıtlaSil
  5. Su an calisip ogle arasi yapmak istedim bak:) bizde ogle arasi yok. Hatta bazen wc molasi bile.yok:) ama eskiden ogle aralarinda bazen uyurdum ben:) hava guzelse de yuruyus yapardik. Daha sicak yaz gunlerinde kamelyamiz vardi. Sohbet muhabbet cay kahve. Ay ne sıkıci bi simit alanim bile yokmus ..

    YanıtlaSil
  6. Öğle arası benim için de çook özel.. ya sevdiğim birileriyle görüşücem yada yalnız kalıcam..dedikodu sigara gibi şeyler bana göre değil. şimdi bikaç gaftadır şirkette pilates başladı.. haftada 1-2 öğlen ona gidiyorum çok mutluyum..
    kozalakları seviyorum hele de minnaksa bayılıyorum...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...