Nasıl denk geldi ben de bilmiyorum, "Babam Çalılığa Dönüşünce" kitabından hemen sonra okuma şansım oldu bu kitabı. Yazarın daha önce "Dedem ve Ben" kitabını okumuştum, bloga da yazdım diye düşünüyordum ama yazmamışım. O kitabı Elif'in ilk kreş gününde bekleme salonunda okumuştum, muhtemelen bu özelliğinden dolayı kitabı hiç unutamayacağım.
"Geçtigitti Geçtigitti Geçtigitti" kitabını uzun zamandır merak ediyordum, okuduğuma ve Kiek ile tanıştığıma sevindim.
Kiek, annesi babası ve yaşlı köpekleri Mona ile beraber mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Babası doktor olduğundan savaş zamanlarında ihtiyaç duyulan bölgeye gönüllü olarak gider. Kiek ve annesi bu duruma her ne kadar çok üzülseler de durumu idare etmeye çalışırlar. Elbette bu, Kiek için pek de kolay değildir...
Bu kitap, savaşa biraz daha 'dışarıdan' bakıyor ve bizi Kiek'in bekleme sürecinde yaşadıkları ile baş başa bırakıyor. Çocuk zihninin nasıl çalıştığını görmek için güzel bir kitap.
Kiek'e göre hem faresi hem köpeği hem de babası ölmüş biri olması oldukça düşük bir ihtimaldir. O da olasılıkları zayıflatmak için hasta bir fare alır ardından köpekleri Mona'yı 'bir şekilde' öldürmenin yolunu arar. (buralar hiç ürkütücü değil) Kiek'in bakış açısından bakınca ona çok hak verdim. Onun tek istediği babasına en yakın zamanda sağlimen kavuşmak, o kadar. Gittiği yerlerden evi aramaya çalışan babadan bir müddet sonra haber kesilir ve babanın kayıp olduğu ortaya çıkar. Bu bekleyiş sanırım en zoru. Kiek ve annesi de kendilerini salona koyacakları yeni mobilyanın tamirine verirler. 'Sarı' renk, belki bir umuttur onlar için.
Bu kitapta annenin Kiek ile iletişimi ve ne olursa olsun sakinliğini bozmaması çok güzeldi, kendi anneliğim için notlar aldım: panik yok, sakin ol :)
Kiek uyuyamadığında annesi ona büyükannesinin uykuya geçiş yöntemini söyler, arka arkaya "Geçti gitti geçti gitti geçti gitti" demek Kiek'e de iyi gelir.
Dün akşam hem elektrik kesilip hem de gök gürültüsü olunca bu yöntemi hatırlayıp, "geçti gitti geçti gitti geçti gitti" diye tekrarladım ben de içimden.
Çocuk kitapları iyi ki var!
Yazarın web sayfasını ziyaret ettim ve biyografisini okuyunca hayatındaki güzel detaylara denk geldim. Yazar olmak sanırım her zaman hayaliymiş, evlerindeki kitap dolu ortam da gözümde canlandı. Ama ben en çok kendi oyuncaklarını yapmaya çalışmasını keyifli buldum. Umarım diğer kitapları da Türkçe'ye yine Hayykitaptan, Burak Sengir çevirisi ile çevrilir.
Geçtigitti Geçtigitti Geçtigitti
Özgün Adı: Een kleine kans
Yazan ve resimleyen: Marjolijin Hof
Çeviren: Burak Sengir
Yaş grubu: 10+
Hayykitap, 2011, 120 sayfa, karton kapak
geçti, bitti diye bir yaklaşımı ilk sevgili Handandan duymuştum ve çok sevmiştim...
YanıtlaSilŞimdilerde kullanıyorum bende çoklukla hatta...
Bak kitap olarak da karşıma çıktı :)
Turkceye bu kadar cok Hollandaca kitap cevrildigini bilmiyordum. Son okudugum kitap ''De grote verliezer'' da savas doneminden bir cocuk kitabiydi ama "Babam Çalılığa Dönüşünce" ve bu kitabi duymamistim mesela. O yuzden Hayy Kitap cok ilgimi cekti, merak ettim yayinlarini, hemen bakicam :)
YanıtlaSilaaay merak ,:D
YanıtlaSil