Bayramları -genelde- severim,
23 Nisanı da severim aslında ama bir anımı anlatmadan da geçmeyeyim..
İlkokulda 2. sınıftayız, sınıf olarak 23 Nisan kutlamaları için stadyumdaki provaları izlemeye gittik.(niye sadece provalar bilmiyorum..)
Ve hani benim 6,5 yaş civarı minyon bedenime göre stadyum koooocamandı :)
Öğretmen tabii kimse gruptan ayrılmasın diye herkese pür dikkat bakıyor. El ele tutuşun, sakın bırakmayın birbirinizi falan diyor..
Ama..
Bu telkinler ben ve arkadaşıma yetmemiş olacak ki biz bir anda kendimizi gruptan bambaşka bir yerde bulduk, kooooocaman stadyumda kaybolmuştuk.
Tam olarak ne düşündüğümü ne hissettiğimi hatırlayamasam da arkadaşıma "nasılsa bizi bulurlar" dediğimi anımsıyorum.
Onlar muhtemelen tüm stadyumu gezdiklerinde biz olduğumuz yerde kalıp yanımızdaki yiyecek-içeceği tüketmiştik..
Ara ara korktuğumuzu da biliyorum; çünkü "Ya bizi hiç bulamazlarsa" falan da demiştik ama ben o ara ne alakaysa -bir garip- "abla" oluvermiştim ,kendimden 1 yaş küçük arkadaşıma..
"Korkma" falan diye telkinde bulunduğumu hatırlıyorum şimdi gülümseyerek..
Hatta..
Anonsta isimlerimizi duyunca da -23 Nisan prova sesleriyle karışık- "Ünlü olduk, karşıda kameraya bizi çekiyorlar, el sallayalım" falan demiştim. Neden böyle bir şey yaptığım konusunda hiçbir fikrim yok..
Genelde sıçık bir durumla karşılaşmışsak ve yanımdaki benden önce tırsma/bozulma göstermişse ben hemen bir "ablalık" moduna geçiyorum, sakin davranmaya çalışıyorum; bunu sonraki yaşlarda da tecrübe ettim.
Ama fırsat bu fırsat kötü bir olayda ilk korkan/tırsan/bozulan bensem de sonuna kadar bunu devam ettiriyorum, manyak mıyım neyim :)
Neyse gelelim kameralara..
Ben olayı abartmış, "kameralara poz verelim, aaa bak bizi anons ediyorlar, çok ünlü olduk" falan derken kafama yediğim bir tokatla kendime gelmiştim.. Öğretmen bizi bulmuştu, bir hayli kızgındı ve ortada kamera falan da yoktu..
Kaybolduğumuza inanmamıştı çünkü ağlamıyor gülüyorduk :)
Oysaki ben arkadaşımı sakinleştirmeye çalışıyor, "ünlü" olmanın da tadını çıkarıyordum :)
Siz siz olun başınız derde girince olayla dalga geçtikten sonra sizi bulduklarında inandırıcı olması için biraz ağlayın; zira biz hocanın tokadı ve sınıfın alaylarıyla zaten ağlamıştık :)
İşte 23 Nisanlarda aklıma bu yaşadıklarım geliyor..
Unutkan bir Balık olmanın tadı da burada; eğlenceli, rezillik içeren kısaca içinde "duygu" barındıran anı'lar unutulmuyor..
HERKESE AMA EN ÇOK DA ÇOCUKLARA NEŞELİ BAYRAMLAR, RENKLİ BALONLAR, ŞEN KAHKAHALAR DİLERİM :)
Devamını oku »
23 Nisanı da severim aslında ama bir anımı anlatmadan da geçmeyeyim..
İlkokulda 2. sınıftayız, sınıf olarak 23 Nisan kutlamaları için stadyumdaki provaları izlemeye gittik.(niye sadece provalar bilmiyorum..)
Ve hani benim 6,5 yaş civarı minyon bedenime göre stadyum koooocamandı :)
Öğretmen tabii kimse gruptan ayrılmasın diye herkese pür dikkat bakıyor. El ele tutuşun, sakın bırakmayın birbirinizi falan diyor..
Ama..
Bu telkinler ben ve arkadaşıma yetmemiş olacak ki biz bir anda kendimizi gruptan bambaşka bir yerde bulduk, kooooocaman stadyumda kaybolmuştuk.
Tam olarak ne düşündüğümü ne hissettiğimi hatırlayamasam da arkadaşıma "nasılsa bizi bulurlar" dediğimi anımsıyorum.
Onlar muhtemelen tüm stadyumu gezdiklerinde biz olduğumuz yerde kalıp yanımızdaki yiyecek-içeceği tüketmiştik..
Ara ara korktuğumuzu da biliyorum; çünkü "Ya bizi hiç bulamazlarsa" falan da demiştik ama ben o ara ne alakaysa -bir garip- "abla" oluvermiştim ,kendimden 1 yaş küçük arkadaşıma..
"Korkma" falan diye telkinde bulunduğumu hatırlıyorum şimdi gülümseyerek..
Hatta..
Anonsta isimlerimizi duyunca da -23 Nisan prova sesleriyle karışık- "Ünlü olduk, karşıda kameraya bizi çekiyorlar, el sallayalım" falan demiştim. Neden böyle bir şey yaptığım konusunda hiçbir fikrim yok..
Genelde sıçık bir durumla karşılaşmışsak ve yanımdaki benden önce tırsma/bozulma göstermişse ben hemen bir "ablalık" moduna geçiyorum, sakin davranmaya çalışıyorum; bunu sonraki yaşlarda da tecrübe ettim.
Ama fırsat bu fırsat kötü bir olayda ilk korkan/tırsan/bozulan bensem de sonuna kadar bunu devam ettiriyorum, manyak mıyım neyim :)
Neyse gelelim kameralara..
Ben olayı abartmış, "kameralara poz verelim, aaa bak bizi anons ediyorlar, çok ünlü olduk" falan derken kafama yediğim bir tokatla kendime gelmiştim.. Öğretmen bizi bulmuştu, bir hayli kızgındı ve ortada kamera falan da yoktu..
Kaybolduğumuza inanmamıştı çünkü ağlamıyor gülüyorduk :)
Oysaki ben arkadaşımı sakinleştirmeye çalışıyor, "ünlü" olmanın da tadını çıkarıyordum :)
Siz siz olun başınız derde girince olayla dalga geçtikten sonra sizi bulduklarında inandırıcı olması için biraz ağlayın; zira biz hocanın tokadı ve sınıfın alaylarıyla zaten ağlamıştık :)
İşte 23 Nisanlarda aklıma bu yaşadıklarım geliyor..
Unutkan bir Balık olmanın tadı da burada; eğlenceli, rezillik içeren kısaca içinde "duygu" barındıran anı'lar unutulmuyor..
Kaynak: burada |
HERKESE AMA EN ÇOK DA ÇOCUKLARA NEŞELİ BAYRAMLAR, RENKLİ BALONLAR, ŞEN KAHKAHALAR DİLERİM :)