Merhabalar herkese,
Madem ki bölüm olarak yapmak beni zorlamıyor, bu başlığa da farklı zamanlarda dönebileceğimi düşündüğüm için 1. bölüm dedim.
Öncelikle yorumlardan anladığım kadarıyla yazdıklarımı okuyorsunuz, teşekkürler :)
Şimdi gelelim sevgili uğurböceğine;
Uzun zaman önce işe doğru yürürken karşıma uğur böceği çıktı. hani öyle birden belirmedi elbette ama ayaklarımın oralarda heyecanlı yürüyüşünü gördüm,en azından benden daha heyecanlıydı çünkü benim 2 ileri en az 1geri giden ayaklarımın aksine kendi ayakları sadece ileri gidiyordu. sonradan da aynı yerde benzer şekillerde karşılaşmalarımız oldu ve bence aramızda duygusal bir bağ oluştu :) işte bu bağa dayanarak uğur böceğiyle biraz dertleşmek istedim:
"Sevgili Uğurböceği,
Nasılsın? Seni kıskandım doğrusu,buraya da birazcık bunlardan bahsetmeye geldim. hazır mısın beni dinlemeye? Ben, ara ara sabahları yoluna çıkan işe gittiği için de ayakları nereye gideceğini bilemeyen ama ısrarla böcüklere de basmamaya çalışan siyah sandaletli(en çok ayakkabımı görmüş olabileceğini düşündüm) kafası karışık/saçları dağınık kızım. işte o benim.. gördüğüm kadarıyla sabahları mutlu uyanıyorsun ve yaptığın işi severek yapıyorsun, sadece bu kısımdan bile seni kıskandım,hain köfte!! yok yok şaka başkalarının mutsuzluğuyla mutlu olacak kadar da psikopat biri değilim.. sadece sana soracaklarım var diyelim.. ben, özellikle de işe giderken seni gördüğümde kıskanıyorum çünkü yaptığın işi severek yapıyorsun, arkadaşların var ve bir şeyler üretiyorsun,enerjin sürekli olarak var..tüm bunların sırrı nedir sevgili uğurböceği ??hani yani ben de amaçsız/ümitsiz değilim, o kadar değilim diyelim. ama bir yerlerde bir şeyler eksik gibi geliyor ve ben o "şeyi" nasıl tamamlayabileceğimi de bilmiyorum. işyerinde geçirdiğim uzuuuun saatlerde uzuuuun sorgulamalar geçiriyorum kendimce.. sonunda vardığım tek nokta; benim bu işi sevmediğim, severek yapmadığım, yapmak istemediğim..işte böyle.....
"sen gönlünü ferah tut/umudunu kaybetme/pişmeden yanamazsın.." mı diyeceksin bana..
haklısın aslında.. yaşamam gerekenleri yaşıyorumdur belki de,burada öğrendiklerimle yoluma daha rahat devam edeceğimdir belki de..
bak seninle konuşmak bile rahatlattı :)
kendine iyi bak, kafam karışırsa yine yazarım sana :)"
herkese kendi uğurböceğiyle tanışma fırsatı dilerim :)
*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »
Madem ki bölüm olarak yapmak beni zorlamıyor, bu başlığa da farklı zamanlarda dönebileceğimi düşündüğüm için 1. bölüm dedim.
Öncelikle yorumlardan anladığım kadarıyla yazdıklarımı okuyorsunuz, teşekkürler :)
Şimdi gelelim sevgili uğurböceğine;
Uzun zaman önce işe doğru yürürken karşıma uğur böceği çıktı. hani öyle birden belirmedi elbette ama ayaklarımın oralarda heyecanlı yürüyüşünü gördüm,en azından benden daha heyecanlıydı çünkü benim 2 ileri en az 1geri giden ayaklarımın aksine kendi ayakları sadece ileri gidiyordu. sonradan da aynı yerde benzer şekillerde karşılaşmalarımız oldu ve bence aramızda duygusal bir bağ oluştu :) işte bu bağa dayanarak uğur böceğiyle biraz dertleşmek istedim:
"Sevgili Uğurböceği,
Nasılsın? Seni kıskandım doğrusu,buraya da birazcık bunlardan bahsetmeye geldim. hazır mısın beni dinlemeye? Ben, ara ara sabahları yoluna çıkan işe gittiği için de ayakları nereye gideceğini bilemeyen ama ısrarla böcüklere de basmamaya çalışan siyah sandaletli(en çok ayakkabımı görmüş olabileceğini düşündüm) kafası karışık/saçları dağınık kızım. işte o benim.. gördüğüm kadarıyla sabahları mutlu uyanıyorsun ve yaptığın işi severek yapıyorsun, sadece bu kısımdan bile seni kıskandım,hain köfte!! yok yok şaka başkalarının mutsuzluğuyla mutlu olacak kadar da psikopat biri değilim.. sadece sana soracaklarım var diyelim.. ben, özellikle de işe giderken seni gördüğümde kıskanıyorum çünkü yaptığın işi severek yapıyorsun, arkadaşların var ve bir şeyler üretiyorsun,enerjin sürekli olarak var..tüm bunların sırrı nedir sevgili uğurböceği ??hani yani ben de amaçsız/ümitsiz değilim, o kadar değilim diyelim. ama bir yerlerde bir şeyler eksik gibi geliyor ve ben o "şeyi" nasıl tamamlayabileceğimi de bilmiyorum. işyerinde geçirdiğim uzuuuun saatlerde uzuuuun sorgulamalar geçiriyorum kendimce.. sonunda vardığım tek nokta; benim bu işi sevmediğim, severek yapmadığım, yapmak istemediğim..işte böyle.....
"sen gönlünü ferah tut/umudunu kaybetme/pişmeden yanamazsın.." mı diyeceksin bana..
haklısın aslında.. yaşamam gerekenleri yaşıyorumdur belki de,burada öğrendiklerimle yoluma daha rahat devam edeceğimdir belki de..
bak seninle konuşmak bile rahatlattı :)
kendine iyi bak, kafam karışırsa yine yazarım sana :)"
herkese kendi uğurböceğiyle tanışma fırsatı dilerim :)
*Foto kaynak: google/deviantart