Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




8 Haziran 2013 Cumartesi

Sınavlar ve Biz :)

Sınavları seven var mıdır acaba?
Hayatınızın geri kalanının tek bir günde sadece 2-3 saat içinde şekilleneceğini bilmek insanda nasıl bir duygu uyandırır?
Bu konuya nereden geldim önce oradan başlayayım.
Bugün kuzenimin çok sevdiğim kızı SBS'ye giriyor hatta şu dakikalarda sınavda. Çok çalıştığını, emek harcadığını bildiğim için ben de en az onun kadar heyecanlıyım; çünkü istediği lisenin olmasını, onun için hayırlı olacaksa, ben de istiyorum.
İlkokul 4'ten itibaren dershaneye gitmiş, 5. sınıfta sınava girmiş, 7 sene ortaokul-lisede okumuş sonra da iyi bir üniversite için sınava hazırlanmıştım.
Üniversiteden sonra biteceğini düşündüğüm sınavlar, Ales/Kpds vb. derken hep devam etti.
O kadar çok sınava girdim ki artık kendimce bir rutin bile oturtmuştum. Ne giyilir, ne zaman salonda olsam yeter, uğurlu kalemim hangisidir derken sınav heyecanı diye bir şey kalmamıştı bende.
Sonra fark ettim ki; sınav çok "an"lık bir şeydi.
Yani azıcık karnınız ağrısa, sınavda oturduğunuz yere fazlaca güneş girse ya da sınav görevlisi 7cm. topuklu giyse ve spor yapma amaçlı salonda yürüse halimiz harap olurdu.
Olabilirdi.
Niyetim sınav sisteminin kötülüğünden bahsetmek değil aslında.
Çünkü kötülemek bir şeyi değiştirmeyecek.
Belki bakış açımızı değiştirirsek olaya daha pozitif yaklaşabilir miyiz diye, sesli düşündüm :)
İnsan bazen yaşadığı olayın o kadar "içinde" oluyor ki "dışarıda" ne yaşandığına dair fikri kalmayabiliyor.
Mesela gireceğimiz sınav çoook önemliyse ve bizde çoook emek vermişsek, "hayırlısı olsun tabii canım" demek ne kadar kolay :)
Ama sonra bir bakıyorsun, gözüne koooocaman gelen sınav gelmiş geçmiş hatta hayat sana yeni "sınav"lar hazırlamış :)
Diyeceğim o ki, yaşadığımız hiçbir şey önemsiz değil elbette ama bizden ve sağlığımızdan kıymetli de değil.
Bunu şimdi, davulun sesi uzaklardayken söylüyorum tabii, tuzum da kuru :)
Ama belki bir yerlerde sınava hazırlanan biri okur da, benim gibi geç olmadan o an'ın tadını çıkarır belki belli mi olur :)
"Sınavlar ve biz" de bugünlük bu kadar olsun,sınav bitmeden bitireyim yazıyı değil mi :)
Kaynak: burada

HERKESE AN'LARIN TADINI YAKALAYABİLECEĞİ MUTLU HAFTA SONLARI DİLERİM :)

Devamını oku »

7 Haziran 2013 Cuma

"Kitap Ekleri Bize Ne Yapar?" :)

Kitapları okumak kadar kitaplar hakkında yazılan yazıları okumak da bana keyif veriyor.
Biliyorum ki istediğim tüm kitapları okuyamayacağım ama en azından hakkında yazılanlar ile bir fikre sahip olmak güzel bir yönlendirme oluyor.
Takip ettiğim ve de denk geldiğim kitap ekleri var benim.
Takip etmek isteyen olursa diye kendimce bir liste oluşturdum:
- Cumhuriyet: her perşembe
- Radikal: her cuma
- Vatan: her ayın 15'inde.
- Dünya: her ayın ilk Cuma günü
- Milliyet, Star, Taraf ve Zaman gazetelerinin kitap ekleri de var ancak belirli bir tarih/zaman aralıkları var mı bilmiyorum.
Belirli bir kitabın eleştiri yazısını -hele ki yeni çıkmışsa- tüm kitap eklerinde okumak hem iyi hem kötü. Farklı bakış açılarına göre bir kitabı değerlendirmek hiç fena olmuyor. Ancak bir süre sonra kitaptan -okuyacağınız varsa da- uzaklaşabiliyorsunuz.
Kitap eklerinin "yeni çıkan kitaplar hakkında bilgi vermek" ve "yayın evlerinden reklam almak" dışında da işlevi olduğunu düşünüyorum.
Yazarlarla röportajlar, kitap fuarları hakkında bilgilendirmeler ve "eski"meyen kitaplar hakkında eleştiri yazıları yayınlamak gibi.
Kitap ekleri ile ilgili bir yazı yazmak gibi bir niyetim yoktu ancak bugün Dünya Kitap Ekinde Ayfer Gürdal Ünal'ın "Çocuk Gözü" nde konuk ettiği Rico ve Rose ile tanışmak için sabırsızlanmam kitap eklerinin işlevleri üzerinde bir kere daha düşünmeme neden oldu.
Yeni, eski fark etmez güzel olan, duyarlılığımızı arttırabileceğimiz, yeni keşifler de sağlıyor bence kitap ekleri.

"Kitap ekleri bize ne yapar?" sorusuna da cevap vermiş oldum sanırım.
En güzel cevap da "kitaplar hakkında düşünmemizi sağlar" olurdu herhalde.
*Kitap eklerinin hazırlanması sürecinde emeği geçen tüm çalışanlara da teşekkürler.
** Kitap ekleri haricinde kitaplarla ilgili hem bilgilendirici hem de keyifli yazılar yazan bloglar ve siteler de başka bir yazının konusu olsun :)

HERKESE "ÇOCUK GÖZÜ"NDEN KARELER DİLERİM BU HAFTA SONU, BAKALIM NELER GİRECEK KADRAJIMIZA :)
Devamını oku »

31 Mayıs 2013 Cuma

Bugün Kral; Parktaki Ağaçlar ve Parklar :)

Öğlen -nedense- rotamı son anda kahve dükkanından parka çevirdim. Sanırım kapalı bir mekanda kalmak istemedim. Yanıma gözleme ve havuç suyu da aldım, her zaman oturduğum banka doğru yola koyuldum. Yanımda da Radikal Kitap eki vardı.
Çikolata köşesiyle Görkem Yeltan'ı önce okumak istedim çünkü bugün hakkında yazdığı kitabı çok severek okumuştum ve onun yorumlarını da merak ediyordum."Kral ile Deniz" çok yakında İki Balık Bir Kedi'de yer alabilir :)
Yeltan'ın son cümlesi: "Peki ya sizin bugünkü kralınız kim?" idi.
Aslında sadece ağaçlar olabileceğini düşünmüştüm çünkü çevremde çok güzel, yeşil, canlı ağaçlar vardı ancak sonradan fark ettim ki yalnızca onlar yoktu.
Yemeğime ortak olan kuşlar da vardı.
Hatta karınları doyup da tostoparlak olunca bana söyledikleri şarkılar bile vardı.
Bir de gazetede beni bekleyen güzel bir sürpriz vardı.
Bugün cuma.
Biliyorum gündem çok "canlı" değil ama fırsatınız olursa "Kral ile Deniz"i, olmadı Görkem Yeltan'ın Çikolata köşesini bir okuyun.
Bakalım "bugün sizin kralınız kim" olacak :)

Işık ve gölge :)

Yemeğime ortak olan kuşlar :)

Günün güzel sürprizi :)
HERKESE YEŞİLLİKLER İÇİNDE, ÇAYIRDA ÇİMENDE KEYİFLİ HAFTA SONLARI DİLERİM :)
Devamını oku »

30 Mayıs 2013 Perşembe

Bugünlerde...

Gündem yoğun.
Dünyanın, memleketin, benim, bizim.
Hepimizin işi çok, kafası meşgul.
Bu da kimi zaman asabiyete, saygısızlığa ve neticesinde de mutsuzluğa götürebiliyor.
İnternette dolaşırken denk geldiğim ve hoşuma giden resimlerden oluşan bir klasörüm var benim.
İçim sıkıldıkça bakarım onlara.
Birkaçını paylaşayım istedim.
Kaynak gösteremediğim için üzgünüm ama hatırlatan olursa hemen altına not olarak yazarım.
Bugünlerde;
Ankara'da hava puslu.
Biraz kafa dağıtmak için olsun bu ekler de...
Herkese berrak havalarda güneşli, sıhhatli, mutlu günler :)









Bazıları sanırım http://okuyankedi.blogspot.com/ http://renklikitap.blogspot.com/ http://www.euphoricblog.com/ sitelerindendi. Ama tam hatırlayamadım, kusura bakmasınlar olur mu :)
Devamını oku »

29 Mayıs 2013 Çarşamba

BUİKA Konseri :)

Hiç sormuyorsunuz, o kadar laf ettin de BUİKA konseri nasıl geçti diye :)
Son anlarda gitmesem mi acaba diye aklımdan geçirmişliğim olsa da konserden yaklaşık 1,5 saat önce konser mekanındaydık. Malum park yeri sorunu, bileti alma vs. uzun sürebilirdi ve tabii ki ben sabırsızdım :)
Konserin MEB Şura salonunda yapılmasının verdiği alakasızlık ve tuvaletlerin kadınlara yetmeyip benim erkekler tuvaletinde ihtiyacımı gidermem dışında konser SÜPERDİ.
Hatta İNANILMAZDI, BÜYÜLEYİCİYDİ, HARİKAYDI, MUHTEŞEMDİ  desem daha doğru olur.
Buika tam 1,5 saat sahnedeydi, ara vermeden söyledi.
Pardon "söyledi" mi dedim.
Yanlış söylemişim.
Buika şarkı söylemiyor.
Buika şarkıyı yaşıyor :)
Kaç şarkıyı "yaşadı" bilmiyorum ama ben ve salondakiler yalnızca 1 şarkısını biliyor olmamıza rağmen(yeni albümün tanıtımı olduğundan) yeni şarkılarını da pek sevdik.
Her şarkının sonunda "Teşekkürler" diyen Buika'nın sempatik tavırları, alçakgönüllü cümleleri ile keyifli bir akşam geçirdik.
"Hani bana" diyen de Lokum oldu tabii ki :)
Lokum ve Buika bakışı :)

Devamını oku »

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Kütüphaneden Neler Öğrendim :)

Kütüphaneleri çok sevdiğimi daha önce söylemiştim sanırım.
Geçen gün fark ettim ki kütüphanelerden çok şey öğrenmişim, farkında olmadan :)
Öyle paylaşayım istedim :
- Hani bazı kitaplara durup durup sarılasınız gelir;belki zaman geçer yeniden okuyasınız gelir. İşte onu yapamamayı öğrenmek. Kısaca;kitabı  "geri verme" durumu ile karşılaşma.
-Kitaba zarar verememe: Kendi kitaplarıma çok kötü davranmıyorum elbette ama çizmeden not almadan da okumuyorum. Çantamda gidip geliyorlar nereye gidersem. Oysaki ödünç alınan kitaplar bırak not almayı çantada bir şey olmasın diye poşette gidip geliyor -bazen-:)
- Kitap ödünç alınınca ve süresi de olunca ben panik oluyorum. Hatta bazen strese bile giriyorum;çünkü en fazla 1 kere süreyi uzatabiliyorsunuz ve kitabı okumadan da teslim etmek istemiyorum. Dolaysıyla kitapları daha kısa sürede okuma alışkanlığı kazandım :)
- Kütüphaneye sıklıkla gitme alışkanlığı kazanmış olmak insana keyif ve mutluluk veriyor. 
- Bazen insanın canı hiçbir şey yapmak istemeyebiliyor. Kütüphane ortamlarında  güzel bir etkileşim de oluyor.
Belki daha önce anlatmışımdır,kütüphaneye gittiğim bir gün amaçsızca etrafa bakınıyorum. Kitap okumaya değil de sanırım ders çalışmaya gitmiştim. Çooook yaşlı, neredeyse 85-90 yaşlarında başında beresi olan bir amca(dede) oturmuş ciddiyetle bir şeyler okuyor ve not alıyordu. Yazısı da o kadar güzel di ki... Utandım.
Ve ona gülümseyerek ders çalışmaya devam ettim...
İşte sırf bu yüzden bile güzel bence kütüphaneler...

Siz ne dersiniz?
Paylaşma, alışkanlık kazandırma vb. güzel duygular aşılamaz mı çocuklara?

Bu da ben :)
Kaynak: burada
HERKESE KEYİFLİ OKUMALAR, SAĞLIKLI GÜNLER :)

Devamını oku »