Yani hala teknolojinin geldiği yeri sorgulayıp (sanki biliyormuş gibi) "ütüleme makinesinin" icadının benim çağıma yetişmemesine hayıflanıyorum.
"Ütü gerektirmeyen kıyafetler" elbette ki favorim ama durum sadece bundan ibaret değil.
Ütü ne yazık ki hayatımızın bir parçası.
Benim "ne yazık ki" dememin sebebi aslında hala sorguluyor olmam. Yani neden kıyafetlerimizi ütülüyoruz ki??? Kimse ütülemese ortada bir "garip"lik de olmayacak.
Annem bunları okusa "Aman Esraaa;böyle düşündüğün yetmedi bir de yazdın mı??" diye bayağı bir kızardı. Annemle %100 farklı düşündüğümüz konulardan biri de bu çünkü. Ona kalsa her şey- ama neredeyse her şey- ütülenmeli ve böylece göze güzel görünmelidir! İyi de o kıyafetler benim gözüme ya "ütüsüz de" güzel görünüyorsa??Yoo böyle bir şey mümkün değil-dir.
Ben yıllar yılı ütüyle yapardın-yapmazdın diye mücadele vereyim minicik haliyle Elif Hanım bana oralardan sağlam bir ders versin, vay be... Şimdiki nesil çabuk büyüyor :)
Daha önce okuduğum bir kitapta, adını hatırlamıyorum ama "İçgüdüsel Doğum" olabilir; 'Evde yaptığınız işleri "iş" olarak görmeyin;onlardan keyif almaya bakın.' yazıyordu. ben de okurken bile bir "puff" demiştim. Ev işlerinden çoook da uzak değilim aslında. Sadece tüm gıcığım ütüye :)
Derken Elif için aldığımız kıyafetleri ve çarşaf/nevresimleri yıkayıp ütüleme vakti geldi çattı.
Ben acayiip keyif alırım ki bu işten ne de olsa Elif'in minileri diyor(d)um.
İşte o ara ütüyle göz göze geliyoruz.
Tam 1 hafta boyunca sabahtan akşama durmadan yıkayıp ütülüyorum.
Minik kızım da benimle gurur duyduğunu belirtircesine göbeğimde sallanıp duruyor.
Fark ettim ki ben;
1) ütü yapmayı bilmiyorum!!!
2) Ütülediğim şeyi nasıl katlayacağımı bilmiyorum !!!
3) Ütüye su koymayı unutuyorum!!!
4) Ütünün 'buhar' diye bir fonksiyonu olduğunu neden kimse söylemedi!!!
Kaynak: burada |
O hafta ütü mü yaptım gözlerimdeki pası mı attım anlamadım ama hiç bu kadar duygusal bir ütü seansım olmamıştı...
Sonra aklıma geldi kitaptaki o cümle (son günlerdeydi ama olsun) "keyif almaya bakın" diye...
Ve zihnimde babam canlandı.
Pazar günleri babamın ütü günüydü. Radyoyu açar ve büyük bir dikkatle ütü yapardı. yıllaaaar sonra anladım ki işin sırrını o bulmuştu; yaptığı işten keyif alıyordu :)
Kaynak: burada |
Diyeceğim o ki son gün yaptığım ütülerde zihnimi boşalltığını, pek bir şey düşünmediğimi anladım.
Bundan sonra "yogaya mı başlasam" demeyip kendimi ütüye vermeyi düşünüyorum, tabii suyu ve buharını unutmadan :)
HERKESE TATLI GÜNLER&BOL GÜNEŞLER :)
Ütüyü sevmem..erteler dururum... ama ütü yapacaksam da kesin müzik açarım yada tv de sevdiğim bir şeyi .. öyle dahat rahat oluyor..aslında ütü de bulaşık yıkamak gibi bence bir nevi meditasyon...
YanıtlaSilbir de ben genelde oturarak yapıyorum çünkü belim bacaklarım ağrıyor..
Müzik gerçekten iyi oluyor-muş..
SilBen de ilk başta oturarak yapmayı denedim ama beceremedim, sanki daha çok yoruldum..ben de 15 dakikada bir mola veriyorum şimdi :)
Evleneli neredeyse 2 sene oldu ve ben ütü yapmadım... Hem elektrik, hem sabır hem de çok büyük zaman kaybı olarak görüyorum. Kırk yılda bir giyilen gömlekleri kurutemizlemecide ütületiyorum, diğer kıyafetleri ise neredeyse hiç ütü istemeyecek şekilde kurutup saklıyorum. Zaten kısıtlı zamanlarımızı böyle şeylere harcamamaktan yanayım :)
YanıtlaSilAyy süper, yalnız değilmişim :) Sizin düzene de bayıldım..
SilResmen nirvanaya ulaşmışsın bence :D
YanıtlaSilHaha değil mi :) Bana da öyle geldi..Bir ütü nelere kadir..
SilAl benden de o kadar..Ütüyü sevmem ama her şeyin de ütülü olmasını isterim:)) Özellikle Bade'nin kıyafetleri konusunda çok hassassım ama gel gelelim hep bakışırız kıyafetlerle.
YanıtlaSilAh o bakışmalar! Onlar bizde de var.. Ben de neredeyse Elifle tanışmışım ütüyle onu fark ettim.. Demek ki bu bebişler bizi hizaya şimdiden sokuyor :))
Sil