Elif doğmadan önce okuduğum "bebek büyütme kitapları"nda "uyku" bölümünü sahiden anlamıyordum. Okuduğunu anlayamama... O kadar çok cümle vardı ki, hepsinde de bir "yöntem"den bahsediliyordu. Aman sallamayın çocuğu, sakın emzik vermeyin, ya da bir dakika verseniz mi acaba, yok siz en iyisi ucundan koklatın gibi. Tüm bunlara ne gerek vardı bilmiyorum çünkü Elif gayet de yatağına koyunca uyuyacaktı. Tüm bebekler öyle değil miydi yoksa? (yazar burada saflığına gönderme yapmaktadır)
Doğum ile 10. gün arasında yaşadığımız sarılık sebebiyle Elif devamlı uyuyordu ve biz onu uyandırmak için burnunu sıkıyorduk. O zaman şu cümleyi hatırlayacağımı bilmiyordum tabii: "İleride acaba Elif'i uyandırmak için değil de uyutmak için çaba harcar mıyız?" Deme işte. Merak da etme değil mi.
10. gün başlayan ve yaklaşık 4.5 ay süren kolik sebebiyle Elif akşamları 17-23 arası ağladı ya da bağırdı. 23'ten sonra biraz bayılıyordu ancak sonra yine acıkma/gaz/uyku sürecine giriyorduk. Bu arada 2.5 ay boyunca anane-babaanne dönüşümlü olarak yanımızda olduğu için ben "görece" biraz daha uyuyabiliyordum.
Gündüz uykularında ise hiçbir zaman 30-45. dakika döngüsünü kıramamıştık.
İki aydan sonra Elifi bolca slinge koydum ki evde kimse yokken resmen kurtarıcım o oldu, üretenlerden Allah razı olsun :)
Elif 5 aylık olunca okuduğum tüm "uyku" kitaplarından da aldığım gazla uyku eğitimine karar verdim. Ancak birkaç hafta sonrasında tatil planımız olunca bu eğitimi tatil dönüşüne erteledim. (yazarken aklıma geldi de 1-2 hafta kadar "Tracy" denedim, başarılı olamadım)
Elif 6 aylık olduğunda Kim West ile uyku eğitimi denemelerine başladık. O günleri biraz daha iyi hatırlıyorum aslında, iyi niyetli bir çabamız vardı. Elif şimdikine kıyasla daha az direniyordu ve ağlıyordu. Sadece yanında durarak (1 saati bulsa da) onu uyuttuğumuz zamanlar oldu. (belki 1 ay falan)
7. ay civarı bir şeylerin tam olarak yolunda gitmediğini fark edip uyku danışmanlığı aldık ama sadece 1 saatlik olan seanstan. Çünkü bence biz bayağı yol kat etmiştik kendi çapımızda, sadece cilamız eksikti :) O görüşme bizim açımızdan çok başarılı geçti. Nelere dikkat edeceğimizi çok daha iyi kavradık. O saatten sonra bizi kimse tutamazdı.
Ya da tutar mıydı?
Çünkü unuttuğumuz bir şey vardı: DİŞLER !
Dırın dırın.
Biz ki Elif'in uyku saati aman kaçmasın diye sıfır sosyal hayat yaşayalım, sen gel bize "dişim çıkıyor" de. Oldu canım :)
Elif maşallah ve sağolsun dişlerini tek tek çıkarmadı. Mısır patlağı gibi iki seferde çıkardı. İlki 8. ay civarı, ikinci patlama da Avusturya tatilinde ağrıları başlayan ve 13. ay gibi kendini gösteren, kreşe başladığında da devam eden köpekler ve azılardı. O dönemlerde ağlamasını ve huysuzlanmasını normal karşıladık çünkü ortada bir "sebep" vardı. Buna şükürdü.
Lakin dişlerden sonra düzelmesini beklediğimiz, gündüz iyice yoruluyor kreşte gece de iyi uyur dediğimiz hatta üzerine kreş çıkışlarında parka götürdüğümüz, her gece yatmadan banyo yaptırdığımız, sakinleşsin diye kitap okuduğumuz bebemiz, Elif'imiz bizi yanılttı.
Kreşte oldukça sorunsuz ve çoğunlukla aralıksız uyuyan kendi değilmiş gibi davranıyor. İşte ben ona sinir oluyorum. Geçen gün öğretmeni "Elifi ben bir gece eve götüreyim, siz de lütfen uyuyun" dedi. İşte ona o an sarılmak ve şunu sormak istedim: "Şaka yapmıyorsunuz değil mi?" :) Tabii ki şakaydı.
Elif gündüzleri daha güzel uyusun diye 5. ay civarı odasını ayırdığımızda ona kalın perdeler almıştık. Ben ona klasik müzik, Barış Manço'nun ninnileri gibi cdler alıp dinletiyordum. Şarkı ile uykuyu bağdaştırsın diye. Pek olmadı.
Uyku ile en çok bağdaştırdığı şey uyku oyuncağı "nana" oldu. Rossman'dan tamamen öylesine bir pembe bir mavisini aldığım tavşancıklar Elif'in vazgeçilmezi. Mavisi kreşte hatta. Pembe tavşanın yanına bir de minik Minnie başlıklı uyku oyuncağını ekledi. Onların adı "nana" Neden böyle diyor, bilmiyorum.
16 aydan beri emzirme ile ilişkimiz de kalmadığı için (ikimizin de) memeye uyanıyor da diyemiyorum.
7-8 aylık mıydı tam hatırlamıyorum, geniz eti büyümesi olabilir demişti doktor, kbb'ye gittik. O da değilmiş.
Bir şeye alerjisi mi var acaba dedik ama gece ağıtının dışında çok şükür belirtisi yok. Reflüsü olsa gündüz kreşte uyuyabilir mi? Bilmiyorum.
Hafta sonu evde gündüz uykusu da hala 30. dakikada uyanma şeklinde.
Yatağında ve odasında mı bir şey var acaba dedik, yatağını kaldırdık, yer yatağı koyduk hatta daha önce üzerini hiç örtmediğimiz halde ayaklı uyku tulumu aldık, yumuş yumuş uyusun diye. O da olmadı.
Acaba bizi mi arıyor diye yanına uzandık, onu bizim yanımıza aldık... Onlar da fayda göstermedi. Uyandığında bizi görmesine rağmen şiddetli bir şekilde ağlıyor.
"Uykuya nasıl geçerse uyandığında da onu arar" tezini görmek için sabırla ve inatla kendi kendine uyuması için bekledik. Bekledik. Ve bekledik. O da olmadı.
Şu an biraz kucak, biraz ayakta sallama yöntemiyle, saç kurutma makinesi açık olarak, karanlıkta, uyku oyuncağıyla, yer yatağında uyutuyoruz.
Eve girişimiz 6.30, yemek yenmesi ve kalkış 7.30, banyosu vs. derken saat 8.30 oluyor. O ara biraz kitap okuyorum. Ve odanın ışığını kapatıp dışarıya bakıyoruz. "Kediler de uyumuş, köpekler de uyumuş, uyku vakti geldi Elif, bak herkes uyumuş" şeklinde onu uykuya hazırlamaya çalışıyorum. İşte tam o ara ağlamaya başlıyor.
"İyiydik böyle, ne uykusu" şeklinde. Bahaneleri bertaraf edebiliyorum ancak yarım saatin sonunda sabır seviyem inmeye başlıyor ve ben kendimi çok kötü hissetsem de ona bağırıyorum :( Bazen susuyor bazense daha da çok ağlıyor. Babası uyutuyorsa beni, ben uyutuyorsam da babasını arıyor. İkimiz de odada olalım diye denedik, onda da dedesini çağırıyor :) O yüzden tek başımıza uyutuyoruz.
Yazmayı unutuyordum, 17. ay civarı ben çok kararlı bir şekilde Ferber denemeye başladım. "Zaten ağlıyor"du vicdanımı rahatlatmaya çalıştığım şey ancak kreşteki psikolog yakın bir zamanda emzirme ilişkimiz de kesildiği için bu yöntemi tavsiye etmedi. Ve zaten kreşte de olduğu için -gündüz pek göremediğimizden- karabalık bu yönteme hiç sıcak bakmadı.
İnsanların laflarından kurtulmak amacıyla ve denemiş olmak için Elif'i geç saatlere kadar ayakta tutup iyice yorgun düşmesi yöntemini de denedik. O da olmadı ki zaten bu bana hiç mantıklı gelmiyor-du.
13 aylık olana kadar gündüz leri çift uyku ve bazen şekerleme ile geçirdi. Sonrasında kreşe başlamadan -ve farkında bile olmadan- gündüz uykusunu öğlen 12ye çektim ben. Gündüz daha az uyuduğundan gece uyur mu diye düşündük. O da olmadı.
"Geç uyursa geç uyanır" tezi de bizde geçerli olmadı. 1 yaşına kadar 6'da uyanıyordu Elif, şimdilerde de 7 civarı ağlayarak uyanıyor.(çünkü tabii ki uykusunu tam alamıyor ancak geri uyutmaya çalıştığımızda da uyumuyor)
Bir bebeğin yemek yememesi de oldukça kötü (Elif akşam yemeklerinin ya suyunu sıkıyor elinde, köfte bile olsa ya tükürüyor ya da yere atıyor, ona rağmen bence "fena değil" yemesi) ancak bebeğin uyumaması sadece bebeği etkilemediği için anne babayı oldukça zorlayan bir şey.
Kolik zamanından beri kurduğum bir cümledir: "Allah'ım buna çok şükür... " Ne kadar isyan edersek edelim, dünya üzerinde çok daha kötü şeyler yaşayan anne babalarla karşılaştıramayız bile kendimizi. İşin bu kısmına odaklanıp "bu günler de geçecek" diyorum. Bazen bu söylediğime gerçekten inanıyorum bazen de "ama ben sadece uyumak istiyorum" diyorum. İnsanım neticede :)
Tüm uykusuz annelere gelsin bu minik fincan kahve :) |
* Uykusuzluğumu gören oda arkadaşlarımdan birinin yorumu: "Bu da geçiyor be Esra, büyüyorlar". Bugün bu cümleye, sağlığımıza ve şükretmeye odaklanayım ben biraz :)
Ben bu konuda hep yazacaktım biliyorsun ama bir türlü yazamıyorum nedeni biraz da uyku meselesinin kişisel olduğunu düşünmem. Ben her iki çocuğumda da hiç bir eğitim uygulamadım. Tek dikkat ettiğim uykusunun geldiği zamana dikkat etmek. İkisi de gündüz uykularını yarım saatlik seanslar şeklinde yapıyordu daha uzun değil, günde 4-5 le başlayıp bire kadar düştüğğnde biraz uzamıştı. Uyku işaretleri gelmeden (saat kaç olursa olsun) uyutmaya girişmiyorum yoksa ikimize de stres oluyor onun da uykusu kaçıyor. Uykusu geldiğinde sakin sessiz bir ortam ve uyku yardımcısı (artık o dönem neyse meme pışpış ninni vs) ile uykuya geçiyorlar. Yazında uyku işaretlerini takip ettiğine dair bir izlenim alamadım, tek tavsiyem uyku zamanını onun tercihine bırak, yorgunluk belirtileri baş gösterdiğinde çıldırtıcı aktiviteler yapma, akşamsa ışıkları azalt bir saat öncesinden, bir de kendi haline bırak.
YanıtlaSilBen de yazmayı unuttuğum şeyler oldu diye yazıya tekrar gidecektim ki yorumunu gördüm :) Buraya yazmış olayım.. Elif'in uyku işaretlerini şöyle takip ediyorum, aynı saatlerde uyuttuğumuz için banyo sonrasında kafasını bulduğu yere koymaya çalışıyor, gözleri kızarmış oluyor ya da nanalarını bulup onlara sarılıyor. Zaten anlıyorum ki uykusu gelmiş :) Işığı azaltmamıştım, onu da deneyeyim. Işığı direk kapatıyordum ben. Kendi haline bırakmayı denedik aslında ama o konuda başarılı olamadık. Yeniden mi denesem diyorum :) Senin tavsiyenle ayağımla sallamıştım zaten. Çok teşekkürler
SilEvet uyku işaretleri doğru :) kendi haline bırak derken istiyorsa yanında dur o bir oyun kurarsa oyna ama sen öneri getirme, kitap okumanız veya başka birsey yapmanız sart değil, yani sen etken olma edilgen ol, komut verme komutlarauy
SilÜfff gerçekten de sizin uyku baya baya problem haline dönüşmüş. En azından sallatıyormuş o yüzden acaba hamak mı kursanız evin içine işe yarar mı? Sütten kestikten sonra o uyuma sorununu bizde de yaşandı aman aman ellerimiz ağrıyordu eşimle bi çarşafın içine koyup sallıyorduk. Ya da o şekilde karşılıklı sallayarak denediniz mi?
YanıtlaSilGeçecek elbet bu günler ama yıpratıcı oluyor. O yüzden senin için yıpranmadan geçirmenin bir yolunu bulalım el birliğiyle...
:) Çok teşekkürler, Elif de ayağımda durmuyor aslında ya da ayakta sallamaya alışmadı. Ben onu yüzükoyun yatırıp öyle sallıyorum, onda biraz daha duruyor :)
SilÇok teşekkürler, umarım buluruz bir yöntem el birliğiyle :)
Esracığım herşeyi denemiş gibi duruyorsunuz ancak bu bebelerin kesinlikle ''kararlılık ve tutarlılık'' dediğimiz şeye ihtiyacı var. Onu denedik, bunu denedik diyoruz ama 2-3 gece denemek kesinlikle ''denemek'' değil. Bir alışkanlığın oluşması 21 gün sürüyormuş:)
YanıtlaSilUykudan çok ama çok çekmiş, çareyi sorundan kaçmakta ve 2. çocuğu geceleri babaya devretmekte bulmuş ''başarısız'' bir anneyim ama tecrübe herşeydir diyerek, okuduğum ''uyku külliyatı'' ndan aklımda kalanları yazayım:
1. Kendin ve çocuğun için uygun olan bir rutin belirle. Öyle her akşam çocuk yıkamak gibi fantazilerim olmadı benim mesela. Bebek yıkamak iyi de çocuk yıkamak zor. Bir sürü bağrış-çağrış vs. Neyse, mantık açısından da bakarsak çocuğu ''şartlandırmak'' lazım. Yemek yendi, biraz oyalanıldı, pijama giyildi, ninni söylendi, yatağa yatıldı (mutlaka kendine ait bir yatağı olmalı, parmaklıklı karyola bana sevimsiz geliyor ama ikeanın yarım parmaklıklı gibi karyolaları var) gibi bir sıra olursa çocuk daha az tepki verecek teorik olarak. En az 15 gün yapmadan da ''olmuyor'' dememek lazım.
2. Yanında otur. Ninniye devam et. Kalktıkça geri yatır. Çok kucaklama, gezdirme, süt verme vs yeni şartlanmalara yol açabilir. Yapma. Sakince yatırmaya çalış. Ağlayacaktır, burdayım vs gibi sakin kelimelerle sabırlı olmaya gayret et. İlk günler saatler sürse de sanıyorum ki 1 hafta sonra yatma vakti olduğunu kabullenecektir.
Gece uyanmada da aynısı geçerli. Kucaklamadan, yanında oturmak tek strateji. Bu plan benim hala yer yatağında uyuyan ve 2-3 kez uyanan-ama ağlamayan- oğlum için yaptığım plan :)
Şimdi eminim sen bunları 100 kitapta okudun. Yeni bir şey söylemedim. Öbür türlü çocuk 3 yaş civarı daha uyumlu oluyor ve gündüz uykusu kalktığı için daha çabuk ''bayılıyor''. Biraz daha dişini sıkmak da bir seçenek.
Sabırlar diliyorum, bir de çocuğu iyi uyuyan annelerden kaç :)
Ahahaha Eliif, son cümlene bayıldım. İş yerinde bazen "hastalandı, uyumadı" diye zombi gibi gezen anneler var :) Ben moral veriyorum onlara :)
Silİşin aslı haklısın yazdıklarında.. rutin bence de önemli ve ben de çocukların rutin sevdiklerini düşünüyorum. şartlandırma taktiği :) en büyük rutinsizlik bizde gece uyandığında oluyor galiba..uyku başımıza vurunca ne yapacağımızı şaşırıyoruz..o günden beri yeni bir yönteme geçtik, en az 3 hafta deneyeceğim bakalım, yine yazarım. yorumun için çok teşekkürler
Ah küçük bal ah küçük fındık :( umarım uykuyla barışır..sınız..
YanıtlaSilAynen Aslıcığım..umarım :) teşekkür ederim..Kubilayı öperim :)
Sil