Bence en güzel okul, çocuğun kendini mutlu hissettiği ve senin de anne baba olarak çocuğunu güvenle bırakabildiğin okul.
Kreşte bu ara en çok şarkı öğreniyorlar. Elif'in hareketlerinden "değiştir"şeklinde şarkıları biz de öğrenip söylüyoruz. Favoriler "anneni seviyorsan alkışla", "bak postacı geliyor", "ali babanın çiftliği", "otobüs gider döne döne" , mini mini bir kuş"ve "baby finger" Her birinin anlatımı farklı Elif açısından. alkış yapıyor, el sallıyor, minik kuşu camdan getiriyor, "baba-pişi" diyor, baş parmağını oynatıyor vs.
Geçen hafta uzaktan gördüğümüz bir öğretmen gelip bizimle konuştu. "Hi, I'm İrem Teacher." ile başlayan diyaloglar öğretmen açısından İngilizce, bizim tarafımızdan da Türkçe devam etti çünkü biz ne olduğunu anlamadık. Ben bu okulda İngilizce öğretildiğini bilmiyordum çünkü sormamıştım, böyle bir şeye gerek yoktu. Meğerse haftalardır ana öğretmenlerin dışında bir adet İngilizce öğretmeni varmış ve gün boyu onlarla berabermiş. "Baby finger"ı da o öğretmiş sanırım. İsminin "İrem" olduğunu duymasam tarzı ve aksanıyla yabancı biri zannederdim. Biz ısrarla Türkçe konuşunca -ne olduğunu anlayamadığımızdan- "Çocukların yanında Türkçe konuşamam" dedi. Biz de "hııııı" dedik :)
İngilizce konusunda -ileride fikrim değişir mi bilmiyorum- ben biraz daha farklı düşünüyorum. Özellikle küçük yaş gruplarında okulun yani kreşin amacının "mutluluk" ve "oyun" olması sanki yeterli. Çocuğa devamlı bir şeyler öğretmeye çalışmak (şarkılar hariç) gereksiz geliyor bana. Ama bir taraftan kızı 2 yaşında olan bir baba görüyoruz. Parkta da devamlı karşılaştığımız için diyalogları çok net duyuyoruz. "Salıncak ne renk?" diyor. "Mavi" değil de "Blue" yanıtını istiyor mesela. Eleştirmek midir bunun adı bilmiyorum ama sanki çocuk orada sadece salıncağa binse, yeterli değil mi? (ya da belki de ben sadece o an gördüklerimden dolayı adamcağızı yargılıyorum :)
Uşak-köy |
Bu ara en yeni gelişme Elif'in saltanatının bitmiş olması :) 14,5 aylıkken başlamıştı ve en küçük oydu kreşte. Şimdi ise iki minik daha geldi. 13 aylık olan kız 2 ay erken doğduğu için, 12 aylık olan çocuğun da annesi vefat ettiği için özel durumları var. Elif de onları kıskanıp kendini yere atıyormuş. "Bırakın atsın, öğrenir zamanla" dedik ama zaten kime diyorum... Öğretmeni maşallah o kadar iyi biri ki. Aralarındaki dengeyi çok güzel kuruyor ve eminim Elif konuşmaya başladığında arkadaşlarını eve de getirmek isteyecek. Öğretmeninde en çok sevdiğim şey de pozitif ve çözüm odaklı olması. Uyku konusunda yaşadıklarımızda "İnanın bu da geçiyor, bir de şunu deneyebilirsiniz eğer isterseniz" gibi öneriler getiriyor. Birçok konuda böyle olunca, ben de ona danışıyorum ve hepsinde de haklı çıkıyor. Kendisi benim de öğretmenim gibi :) Sağduyulu ve asla kesin kurallarla bizi boğmuyor. Bir şeyin çocuğa göre olması ve ailenin otoritesi hususlarında çok güzel denge sağlıyor. İki tane kızı var, üniversitede okuyan. Kaç yaşında olduğunu bilmiyorum ama onun enerjisi bende yok, onu biliyorum. Onu görmek beni mutlu ediyor. Sanırım Elif'i de öyle :) (Çok şükür ve maşallah diyeyim)
Bir de unutmadan ve utanarak şunu yazayım: yemekler o kadar güzel görünüyor ki(isimlerinden) karabalıkla hep şunu konuşuyoruz; gitsek bizi de yedirirler mi :) Elif evde yaptığı birçok yemek yememe hareketini (eskiden yapmıyordu pek) kreşte nadiren yaptığından, gönlümüz rahat. "Tavuk suyuna çorba" yapacağım diye çok kasmıyorum kendimi işin açığı, evde ne varsa onu yiyor Elif de.
İnşallah günlerimiz hep böyle güzel geçer, Elif'i okula erken vermenin vicdan azabını hafifletmiş oluruz...
Pişşt günlüğün 5. bölümü bu ;)
YanıtlaSilSağolasın, düzelttim :))
SilÖğretmeninizin iyi olması ve sizi yönlendirmesi rehberlik etmesi harika zaten böyle de olması gerekiyor. Çocuklara erken yaşta sürekli birşeyler öğretmek bana göre de doğru değil. İlk çocukta yanlış olduğunu tecrübe edip ikinci çocukta ağırdan alan anne itirafı. Türkiye'de okul müfredatı ile ilgili sıkıntılar var bence. Çocuk kreşte de sarı kırmızı mavi renklerini, 10'a kadar saymayı öğreniyor. İlk okul birinci sınıfta da bunu öğreniyor. Ve Elif kreş hayatına erken başladığı için bunları kreşte de çokça öğrenecek vakti olacak. Aceleye hiç gerek yok ileride sıkılmasından iyidir yavaştan almak ;)
YanıtlaSilBen de senin gibi düşünüyorum..ileriden gitmeye gerek yok..çocuklar zaten çabucak sıkılma potansiyeline sahipler.. keyifli vakit geçirip çocukluklarını yaşasınlar bence yeter :)
SilMaaşallah diyorum.. ben d eokuldan memnunum ve ödüm kopuyor ters bişiler olcak diye... :)
YanıtlaSilAman maşallah size de ve hep öyle devam etsin inşallah :)
SilMerhaba,
YanıtlaSilSiz bu yazıları yazdığınız sırada bende 3,5 aylık bebeğimi bakıcıya bırakmanın vicdan azabıyla boğuşuyordum. 9.5 aylık olduğunda ise kreşe başladı ve tedirgindim. Ama şu anda çok mutluyum 11 aylık oldu ve gelişimi çok iyi yönde öğretmenini çok seviyor. Küçük olmasına rağmen mutlu olduğunu görebiliyorum. Sabahları biraz naz yapsa da içeri girince benim için ağlamıyor. Çok şükür zor duyguların üstesinden geldik. Her şey daha iyi olur inşallah hepimiz için... :)
Merhaba, çok sevindim :) Kreşe erken yaşta başlatmak mahalle baskısının da etkisiyle biraz daha fazla vicdan yaptırıyor anneye, sanki bakıcı çok farklıymış :) Doğru öğretmen ve kreş seçimiyle çocukların daha mutlu olduklarını gözlemledim ben de.
SilHer şey daha da iyi olur umarım, teşekkürler yorumunuz için. Sevgiler :)