Ortaya çıkan sonuç hem şaşırtıcı hem de düşündürücü oldu çünkü bu duyguları bana yaşatan şeylerin tamamı küçük şeylerdi.
Ben de son zamanlarda beni mutlu eden küçük şeyleri derleyip yazayım ve canım sıkıldığında buradan bir tane seçebileyim diye liste olarak yazmak istedim.
- Küçük müdür büyük müdür bilmiyorum ama beni mutlu eden şeylerin en başında kitaplar geliyor sanırım. Hele ki moduma uygun kitap bulabilmişsem. Mesela bu ara işyerinde kafam çok dolu oluyor, ağır kitap okuyamıyorum. (Lizbon'a Gece Treni'ni bu yüzden yarıda bıraktım) Yalnız şu malum Elena Abla'nın Napoli Romanları Serisi ne harika bir kitaptır, nasıl bir akıcılıktır yahu! En son ne zaman bu kadar uykusuz kalmayı göze alıp gece 1'e kadar veya arabada kırmızı ışıkları takip ederek kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Karabalığa göre ise ben transa geçtim, kitap beni esir aldı veya ben büyülendim :) Bu ara 3. kitabı okuyorum, 4. kitap da bitmeden nefes alış verişim normale dönmeyecek onu anladım.
Araba yapabilen baba, candır! :) |
- Günlük Tutmak/ Mektup Yazmak:
Bir ara çok daha düzenliydim. Şu ara günü gününe yazamasam da genelde boş sayfaları dolduruyorum. Bir de 3 farklı günlüğüm var, biri Elif'in olmak üzere. Haliyle kafam da karışıyor bazen :) Ama yazmaktan çok büyük keyif alıyorum. Hele ki mektuplar... Mektuplarıma geç yanıt vermemin tek sebebi ise mektubumu yazacak sakin anları bulamamam. Kafam doluyken veya Elif yanımdayken mektup yazamıyorum. Her ne kadar ne yazdığımı her seferinde unutsam da mektup bence en özel iletişim aracı :)
- Lego Minifigürler:
Geçen gün bir yazıda okudum, yetişkinler de oyun oynamaya devam etmeli diye ve buna aynen katılıyorum. Özellikle de anaokulu kreş vb. yerlere gitmeden 5.5 yaşında tüm günlük okula başlayanlara! Lego'nun mini figürlerini takıntı veya tüketim nesnesi haline getirmeden kendimce almaya başladım. Bu Kızılderili kadın ve yavrusu benim tesadüfen seçtiğim bir model oldu. Bunu yapmak belki 1 dakika sürmedi ama ben onu bozup yapıp yeniden oyun kurdum kendimce.
- Doğa:
Son aylarda o kadar çok ihmal ettim ki :/ Doğada olmayı, güzel anların fotoğrafını çekmeyi. Bu küçük güzellikler resmen içimi açıyor.
Benim Ağacım'ı tanıyan oldu mu :) |
Bu konserden genişçe bahsedecektim ama malum olaylardan sonra değil konser selam bile vermek istemedim, sanırım hayatını kaybedenlerden utandım ve kendimce yas tuttum.
Daha önce gittiğimiz konser sanki daha güzeldi, daha küçük bir mekandaydı, ortam mecburen daha samimiydi. Bu konser ise ATO'daydı ve gelenlerin yüzünde "Konser var dediler, geldik" ifadesini okudum. Bir de yerimi oldukça zor buldum, önce başkasının yerine oturdum, sonra da şıkıdım giyinmiş kızları tombikliğimle ezme utancını yaşadım. Bunların haricinde BUIKA Ablacım ile yeniden buluştuğuma çok sevindim. Bir insan nasıl bu kadar içli söyleyebilir, sesine ve enerjisine hayranım.
- Elifle Geçirilen Kaliteli Zamanlar:
Bu an'lar çok kıymetli çünkü ne yazık ki pek azlar. Elif genelde babasıyla oynamak istiyor veya ev işlerinden öyle denk geliyor. Birkaç defa iş çıkışında onu yalnız aldım ve hem taksiye hem de otobüse bindik. Yanımdaki 3 çanta ile bu durumda zorlansam da çok keyif aldım.
Karabalık kadar sabırlı olamayabiliyorum oyunlarda veya onun kadar el becerim de yok, iki dakikada legodan araba yapayım ya da oyun hamurundan eşek yapayım :) Ama ben de kendimce suluboya baskısı, makarnaların içinde saklanan oyuncakları bulma, canlandırmalı kitap okuma alanlarında fena sayılmam. Sanırım böylece de bir denge kurulabiliyor. Sabrım o an iyiyse tüm çamaşır ve süpürme faaliyetlerini birlikte yapmamızı da seviyorum. Bir de Elif son aylarda elimi tutarak gidiyor arabada. Ve genel olarak arabayı sevmediğinden hep konuşarak geçiyor araba seyahatlerimiz sabah ve akşamları. Son haftalarda ondan "Anne bak gri araba" ve "Baba dikkat et" cümlelerini duymak pek sevimli oluyor.
- Yeni Kararlar:
Aldığım ve uygulamaya başladığım ilk yeni kararım, instagram hesabımı kapatmak oldu. Kendimi o kadar özgür ve rahatlamış hissediyorum ki. Aradan bir hafta geçti ve ben birkaç samimi arkadaşımın dışında hiçbir paylaşımı özlemediğimi, aslında kimsenin hayatını merak da etmediğimi ve bunun bana bu haliyle çok vakit kazandırdığını fark etmiş oldum. Kötü bir olay yaşandığında kararan ekranlar kısa sürede "hayat devam ediyor, la la la bak kitap okuyalım hayat kurtaralım" söylemine dönüyordu. Bence sadece hayatını kaybeden insanlara ve ailelerine saygı amaçlı (insaniyet adına) bile paylaşım yapmamak gerekiyor. (tabii bu, benim doğrum)
Goodreads dediğimiz ve benim nasıl kullanıldığını zamanla öğrendiğim uygulama ise şu an favori sosyal medya aracım. İçinde sadece ama sadece kitaplar var, oh be :)
Devamını uygulamadan yazmak boş geliyor. Kararları almak veya yazmak değil de uygulamak en mühimi.
- Posta Kartı Seçmek:
Postcrossinge başladığımdan beri genelde göndereceğim kartlara özen göstermeye çalışıyorum. Bu sebeple de nerede ne zaman bulursam bolca kart almaya çalışıyorum. Bu kartları seçmek ve onlara bir şeyler yazmak beni gerçekten çok mutlu ediyor.
- Öğle Araları/ Türk Kahvesi:
Öğle arası vakitlerimi verimli değerlendirmek bana öğleden sonrası için güzel bir depo oluyor. Mola bitiminde içtiğim bir sade kahvenin ise hatırı paha biçilemez :)
Bu yazı, Günün Mutluluk Sebepleri gibi oldu ama başlığı değiştirmeyeceğim.
Çünkü bunlar küçük şeyler gibi dursa da içlerinde büyük mutluluklar barındırıyor.
Doğum günü hediyesi olarak bana gelen şeylerin sanırım tamamına çok şaşırdım ve hepsine çok sevindim. Özellikle de bir tanesine baktıkça kurduğum kütüphane hayalimi daha yakından yaşayabiliyorum ve sanki kütüphanem açılmış gibi havalara giriyorum :P
Bir de geçen gün şöyle bir şey yaşadım. Benim için büyük bir gelişme. Arada okuyup gaza gelirim belki.
Postanedeyim ve 3 adet kargom var. Biliyorum ki işlemim uzun sürecek. Normalde benden sonra gelen herkese büyük bir mahçubiyetle sıramı verirdim, onlar beni beklemesin diye. Geçen gün bunu yapmadım. Arkamdaki kadın suratını astı, onun arkasındaki kadın ofladı pofladı görevlinin yavaşlığından şikayet etti, onun da arkasındaki adam boş gözlerle bakındı. Normal Esoş "Ya kusura bakmayın, işim uzadı" diye ezilip büzülürdü. Geçen gün (içime Napoli Romanlarındaki Lina mı kaçtı acaba, ne dersin Nurşen Abla :P ) ise gayet sakin bir şekilde ve hiç tepki vermeden işlemimin bitmesini bekledim. Bazı işlemlerin süresinin uzun bazılarının süresinin kısa olmasının da suçlusu ben olamam herhalde! (Gonca, ne dediğini duydum şu an: "eh yani, sonunda!" :)
Bloga yazı yazmayı özlemişim, iyi ki varsın blog :)
* Bir de tam şundan yapasım var, çamura bulanayım ve kahkahalara boğulayım istedim, ne iyi etmişsiniz Yasemen :)
Çok mu tatlısın acaba? Yazılarına da senin küçük mutluluk sebeplerine de bayılıyorum. Hep böyle naif ve ince ruhlu insanlar olsa keşke çevremde hiç sıkılmazdim. :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler canım Mutlu Keçi, ince ruhlu muyum bilmiyorum ama biraz daha "dik" biri olmak isterdim :)
Silküçük şeyler diyoruz bunlara ama hayat bu , en güzeli küçük şeylerle yaşayabilmek mutlu olabilmek değil mi :) daha çok küçük şeyler biriktir inşallah..
YanıtlaSilAmin Merveciğim inşallah, küçük şeylerle büyük parçaları oluşturuyoruz :)
Silİçine Lina mı kaçtı bilmem ama kaçtıysa da iyi olmuş, bu devirde o kadar iyilik yaramıyor, hakkından vazgeçme sen boşver, yoksa sürekli kullanılıyorsun :) Öptüm.
YanıtlaSilÇok haklısın ama bu arada Lina'yı okumam da iyi oldu :)
SilBen de facbooku kapadığımdan beri çok rahatım :)
YanıtlaSilOoo o kesin, ben kapatalı 4 yıl oldu sanki :)
SilEvet evet biz de okumayı özlüyoruz, yaz :)
YanıtlaSilEhehehe yazayım peki :)
SilSevgili Esra instagram hesabını kapatmana kendi açımdan üzüldüm ama sen böyle daha mutlu olacaksan senin için sevindim. Zaman hızla akıp gidiyor bizden zamanı çalan şeyleri farkedip çıkarmak da elimizde. Eğer ki seninle tek iletişim aracımız o olsaydı çok üzülürdüm neyseki değil ;) Küçük şeylerle mutlu olabilmeyi öğrenmek lazım...
YanıtlaSilSevgiyle kal canım Esra...
Canım Ülkü, pek çok teşekkürler, instagram güzel bir araçtı evet ama benim açımdan son dönemde farklı yönlere kaymıştı, şimdi rahatladım :)
SilYazi bitti ya kosup sana sarilmak geldi icimden.
YanıtlaSilBuika'yi cok ayri kiskandim ama belirtmeden gecemeyecegim, buyuk hayraniyim ben de.
Seni mutlu eden secimlerin beni de mutlu eder Esra'cim, seviyorum seni.
Buika konseri İstanbuldada vardı aslında keşke kaçırmasaydın :)
SilAnkaraya yine gelin, yine hasret giderelim :)
Sen de şahanesin küçük mutlulukların da ♥
YanıtlaSilHepimiz aslında böyle bir liste yapıp mutlu küçük şeylere daha çok yer versek hayatımızda ne güzel olur...
Kargo mevzu çok hoşmuş ayrıca... İşleminin uzunluğu yada kısalığı kimseyi ilgilendirmez... Sıra mı sıra bence de :)
Sevgiyle ve mutlulukla kal...
Çok teşekkürler Şebnemciğim, küçük mutluluk listeleri yapmak insana pembe gözlük taktırıyor :) Sen de yaz mutlaka...
SilInstagram'ı kapattığımdan beri ben de daha mutluyum. Sosyal medya bir süre sonra çok yük olup fazlaca vakit alabiliyor.
YanıtlaSilKendine vakit ayırman, böyle minik mutlulukların olması çok hoş. Yazdıkça birçok kişiye de ilham oluyorsun. Sevgiyle kal :)
Çok teşekkürler sevgili Özge, kendime vakit ayırmam pek güzel oldu haklısın :) Sosyal medya bazen keyifli ama çoğunlukla vakit alıcı ne yazık ki... Ben de böyle daha iyiyim :)
SilBen de face i kapatalı neredeyse bir yıl olacak ama ig iyi yahu! Merak ettim seni, sordum da, öğrendim de ama bir müddet sonra dönersin belki?
YanıtlaSilMutluluk sebepleri küçük küçükse, mutlaka birine denk getirip, sürekli mutluluk hali mümkün :) Bu cümle biraz acayip oldu ama anlatabildim mi tam, neyse işte, güzel şey küçük mutluluklar, toparlanıp, yuvarlanıp, büyüyüp kocaman oluyorlar sonra, sonra içini coşturuyor bazen insanın bu büyük mutluluk...
Ay Esra, yazmayayım daha fazla ama hadi o zaman bekleyeyim yine de ben seni ig ye :)
Dipnot: Elif ne tatlı olmuş, öp kocaman benim için :)
Esen, canım Esen, ben de senin paylaşımlarını çok özledim esasen. Neyse ki bloguna devam ediyorsun, Ali Deniz ve Nehir'i ayrıca merak ediyorum :)
SilMutluluk halinin devamı mümkün dediğin gibi, iyi ki yazdın :)
Küçük şeylerden mutlu olmayı hiç kaybetmeyelim.Çünkü böyle mutlu olmayı bilmeyen çok insan var.İnstagramı kapattığını bir iki gün önce farkettim hatta yazacaktım buradan vaktim olmadı.Şimdi fırsat bulabildim iyi oldu.Ben de facebook hesabımı kapattım seninle aynı hisleri paylaşıyorum. İnstagramda karşılıklı samimi olmayan cım cım canımlar iğreti geliyor bana.Ya da reklam kokan paylaşımlar.Kötü günlerde siyaha bürünüp bir gün sonra hiçbirşey olmamış gibi yapmak bana da ters geliyor haklısın.Hayat öyle de böyle de devam ediyor ama aynı şekilde devam etmiyor ne yazık ki.
YanıtlaSilSana aynen katılıyorum Ebru, hatta bu konuda bloga bir yazı yazasım var ama ukalalık da olmasın istediğimden geri duruyorum :)
SilKüçük şeyler hep hayatımızda olsun inşallah :)