Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




challenge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
challenge etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Şubat 2017 Pazartesi

Apartman Sohbetleri #3 / "Cep"

3.Yedi yaş pantolonunu bulsak cebinden ne çıkardı?

Taso tabii ki! Taş da çıkabilirdi ama. Peçete diyeceğim ama ben koymamışımdır, kesin annem koymuştur. Elif için de daha yeni yeni yanımda kağıt mendil taşımaya başladım çünkü bizim evin peçete taşıyıcısı karabalık :)

Pantolon cebiyse boş da olabilir aslında, neticede koşturup dururken cebaimin dolu olmasını sevmezdim diye aklımda ama ne olursa olsun cebinde bir şeyin bulunmasının ve arada ona dokunmanın rahatlattığı bir bünyeyim. 4 yıllık bir paltom var (yorgan gibi) ve onun cepleri o kadar dolu oluyor ki (şaka değil) önüm iliklenmiyor, yanlardan balon takılmış gibi geziyorum ve bunu çok sonra fark ediyorum iyi mi :) Kendimi bu açıdan Kumkurdu ve Zackarina'ya benzetirim. (onlar benim canım hatta canımın içleri) Cebimde minik de olsa taş taşımayı severim bu arada. Bir amaca hizmet edeceğinden değil, öyle sebepsiz bir alışkanlık veya zevk diyelim :)

*Bırak Üzülsünler kitabından...

Devamını oku »

Apartman Sohbetleri #2 /"Taso"

Çocukluk Eğlencen Neydi?
Ay bayıldım bu soruya,nasıl uzun anlatasım var :)
Şimdi pek vaktim yok ama yine geleceğim...

Geldim, işte buradayım.(şimdilik)
Çocukluk eğlencem olarak düşündüğümde aklıma ilk olarak TASOlar geliyor. Ama ondan öncesi de var elbette. İlkokula 5.5 yaşında başlamış ve ne bir ana sınıfı ne de kreş yüzü görmüş bir çocuk olarak hayal gücüm erken gelişti ve hayali arkadaşlarım çoktu diyebilirim. Ben çocukken Eda neredeyse ergendi ve her şeye ağlardı (Tarkan'ın ilk albümünü hala ezbere biliyorum Eda sayesinde) O yüzden de arada misafircilik oynadığımız kıvırcık kuzen haricinde çoğunlukla yalnız takılırdım.Geçen yazıda da bahsetmiştim, top oynamayı çok severdim mesela. Duvarla paslaşırdım. Sonradan bu tenis topu ve raket ile devam etti ama hiçbir zaman amatör takılmaktan öteye gidemedim. Spora bence çok ilgim vardı ama o kadar üşengeçtim ki (hala üşenirim) zevkine oynadığım an'ların dışında ZORLA bir şey yaptırılmaya çalışıldığında bende ters tepiyor. Bunu en iyi yakın çevrem bilir sanırım. Genelinde süt liman biri olabilirim ama işin içine bir yaptırım girince yapacağım varsa da yapmak istememekten kaynaklı kıl birine dönüşebiliyorum.
Neyse konumuz eğlenceydi yahu!
Bisiklete binmeyi severdim ve damdaki civcivleri kovalamayı... Nihahaha evet içimdeki cani ile de tanışmış oldunuz ama gerçekten çok küçüktüm yahu, 4-5 ancak varımdır. Sonucunu idrak edemediğim zamanlardaydım demek ki civcivin teki merdivenden 3 kat aşağı uçunca o kadar çok ağlamıştım ki :( Civcive hiçbir şey de olmadı ama ben (bak hala) vicdan azabı duydum.
Veee gelsin taso dönemi...
Bu dönemde aşırı aşırı sevdiğim cipslerden (hala çok severim ama cildime hiç yaramıyor)çıkan tasoları öyle bir ganimet havasında biriktiriyordum ki, görsen onda altın var sanırdın ahahaha
Tasolarla oynar mıydın derseniz? Biriktirmek için uğraştığım kadar çok oynamadım :) Ama sağlam bir koleksiyonum vardı, şimdi sadece birkaçı kalmış ne kadar üzüldüm.


Gitmeden bir çocukluk anımı da anlatayım:
Kuzenimin apartmanın önünde çocuklarla oynarken benim aklıma bir cin fikir geldi ve taksi çağırma ziline basıp taksi çağırdık birkaç farklı yere, onların kameraları yok diye biliyordum ama birkaç sefer sonunda adam bağırarak (beni tarif ederek) "Elebaşı sensin, aramayın bir daha, annenize söylerim ha!" dedi. Valla korkup bıraktık ahahaha...


Özetlemek gerekirse hayal gücümü çocukluğuma borçluyum denebilir :)

Devamını oku »

15 Şubat 2017 Çarşamba

Apartman Sohbetleri #1 / "Dam"

Daha diğer 'meydan okuma'mı bitirmemiştim halbuki ve geçen hafta olan biteni yazacaktım ama bugün can kuzum İlham Kedisi'nin 'challenge' haberini görünce hemen katılmak istedim.
Gün bugün, ertelemek yok.
Siz de katılmak için daha ne duruyorsunuz :)

1. Nasıl bir apartmanda büyüdün?
Büyüdüğüm binaya apartman denemez sanırım. 3 katlı müstakil bir evdi çünkü ve her katında 3 kardeşten biri otururdu ki hala öyle. Teyzemler ve en üst katta da biz. 'dam' dediğimiz alan evin sanırım en sevdiğim bölümüydü. Bana koocaman gelirdi, ben çocukken asmamız da vardı. Yapraklarını toplar sarma yapar veya üzüm yerdik. (Hatta çocuk aklı bu ya, asması olmayanların sarma yiyemeyeceğini düşünüp üzülürdüm :) İlk okula başlama zamanlarımdan önce (o zaman evimiz 2 katlıydı) evimizde bir de kümes vardı. Her sabah onların yumurtalarını almak ve üstüne ismimi yazmak (adımı yazabiliyormuşum demek) pek hoşuma giderdi. Hatta fotom bile var, arayıp bulayım ve buraya koyayım.
Damda bolca bisiklete biner, top oynardım (tek başıma) Sokağa çıkma iznimiz yoktu çünkü. Bir de damda acayip dikenli ve büyük bir kaktüs vardı (hala var) toplarımı patlatırdı sinir şey!
Arkada 2 ağacın sığdığı kadar limon bahçemiz vardı (şimdilerde kimse bakamadığı için epey kötü durumda olsa da hala 3-5 limon veriyor)
Apartmanda yaşayan arkadaşlarıma hep özenirdim çünkü çöplerini kendileri atmıyordu :)
Şimdi ise keşke müstakil evimiz olsa modundayım :)
Fotoda bahsi geçen damımızdan manzaralar var.Sağ alttaki ise benim bir bayram günü kendimi acayip "havalı" bulduğum bir an'da çekilmişti, anladınız siz onu :) Kümesli fotoyu çok aradım ama bulamadım.

Vakit doldu, gitmem gerek.
Canım Arzucuğumun yazısını mutlaka okuyun, videolara bayıldım ben.

Ben de bu meydan okumaya Leylak Dalı, Filizimsi, 2 Çocuklu Hayat, Yasemen (blogunun adı çok uzun yavru kuşum :), Oytunla Hayat, Mutlu Keçi, Burcuuuk, Love And Smile Aslı ve Kahve İçer Misin (Olur Böyle Şeyler) ve Mutlu Eller'i davet ediyorum ve tabii katılmak isteyen herkesi...
Devamını oku »

25 Ocak 2017 Çarşamba

Çelınc (1-9)

Buraya başka şeyler çok möhim konular yazasım var ve hatta iş yerinde benden beklenen birkaç iş de var ama şu an burada bu çelınca katılmak istedim, ucundan kenarından yakalarım belki :)




1. Beş sözcükle kendini anlat:
- Duygusal
- Empatikli 😜
- Yazmayı ve okumayı sever
- Hayallerde gezer
- Bir gün bulutlara "pof pof" yapmayı düşünür, yastık gibi

2. Kalbini kazanmanın beş yolu:
- Dilek listemdeki kitaplardan birini almak
- Beni deniz kenarına götürmek
- Sinema, tiyatro veya opera bileti
- Mektup yazmak (mektuplara karşı zaafım var :)
- Sevdiğim bir yemeği yapmak: domatesli makarna gibi :)

3. Hayatın bir kitap / film olsa türü ve adı ne olurdu?
Romantik komedi olurdu. Adı da "1 Balık Esoş" :)

4. Etrafındakiler hangi sorunun çözümü için sana gelirler?
Bunu onlara sormak gerek :) Annem çevresinin "Güzin Ablası" olduğundan ailede ondan bana sıra gelmiyor olabilir tabii... Arkadaş çevresinden daha çok çocuk kitapları ile ilgili bir şeyler soranlar oluyor ki bunları severek yanıtladığım için "çözüm" üretmiş gibi algılamıyorum işin aslı. İş yerinde oldukça sınırlı ilişkilerim var, bunu da elbette kendimi korumak için yapıyorum.
Dolayısıyla ben pek cevap bulamadım bu soruya :)
Ama şu da var ki çevremden "tepkisiz" dinlediğimi söyleyenler olmuştu. Yani karşımdaki ağlıyorsa ben de ağlarım ama bazen de hele ki içinde bir çatışma olan bir durumsa gözümü bile kırpmadan dinleyip orta yol bulmaya çalışırım. Başarır mıyım her zaman bilemem ama denerim en azından :)

5. Her zaman ve bazen özlediğin 2 şey:
Her zaman özlediğim şey kesinlikle DENİZ, DENİZ KOKUSU, DENİZ HAVASI, DALGALAR, MAVİLİK...
Bir diğeri de BABAM.
Bazen özlediğim şeylerden bir tanesi çocukluğum.
Elbette şükrederek yazıyorum ama çocukluğumu pek "aydınlık" hatırlamam ve anmam, ona rağmen çocukken kafamdan geçenleri hatırlayabilmeyi ve o saf duyguyu özlediğimi söyleyebilirim.
2. şey de ÖZGÜR OLMA hali. Yani her zaman değil ama insan bazen gerçekten hiç düşünmeden iş çıkışı veya hafta sonu spontan plan yapmak isteyebiliyor :)


6. Hatırladığın en eski anını anlatır mısın?
Birkaç tane var ve hangisi en eskisi bilmiyorum ama bir tanesini anlatayım. Pazar günü babam Eda ve beni lunaparka götürecek ama öncesinde nedense lahmacunları yemişiz evde. Dolayısıyla dolu mideyle gittik lunaparka. Hayatımın ilk ve son balerin deneyimi de orada oldu. Balerinde o kadar çok midem bulandı ki etrafta kim varsa üstüne kustum. Ahahaha hatırlayınca gülüyorum ama o an hiç komik değildi :)

7. Eğer bir hayvan olsaydım hangisi olurdum?
Balık olurdum herhalde. Öyle boş gözlerle takılıp dururdum su altında, 3 saniye içinde de "unuttum konu neydi?" derdim :)

Ben yayınlayamadan 2 gün daha geçince 8 ve 9'u da ekledim, napayım:

8. Bir dahaki hayatında kim olmak isterdin?
Klasik cevap ama yine kendim olmak isterdim ve aman aynı hataları yapmayayım da demiyorum. O hatalar yapılmadan bugünkü halime (neresiyse orası :) ulaşamazdım ki :)

9. Göç etmek zorunda kalsam seçeceğim ülke:
Bu soruya yıllardır Avustralya dedim ama açıkçası zaten zorunluluktan göç edeceksem öncelikle güvenliğin, huzurun ve refahın olduğu bir yerde ailemle yaşamak isterdim. O yüzden nokta atış yapamadım.



Devamını oku »

26 Nisan 2016 Salı

"Challenge" -1/15

Mim işleri keyifli oluyor ama ben pek katılamıyordum, bugün biraz toplu yazayım istedim.
 Mimi başlatan blog burada.
Arkadaşlarımın cevaplarını okuyunca da pek eğlendim, daha önce katılacaktım ama denk gelmedi diyeyim :)
Canım Leylak Dalı, Mutlu Keçi ve İlham Kedisi'nin azimli challenge'larına buradan bakabilirsiniz :)


1. Müzik listenizdeki ilk 10 şarkıyı paylaşın. Dinlerken nasıl hissediyorsunuz?
Bu soruyla beraber bir müzik listem olmadığını fark ettim :) Belki bu soruya en sevdiğim şarkıları yazabilirim ama:
Don't Worry Be Happy
Buena Vista Social Club-Chan Chan
Buika (neredeyse tüm şarkıları)
Sing And Dance
İncesaz

2. Göbek adınız nedir? Sizin için önemini anlatabilir misiniz?
Resmi bir kayıt değil ama adım öncelikle ananemin adı olan Zehra olarak konulmuş, belki göbek adıma Zehra diyebiliriz :)

3. Cüzdanınızda neler olduğunu bizimle paylaşın.
Herkesin cüzdanında olan para, kart, kimlik vs dışında babamın el yazısı birkaç notu ve bolca vesikalık fotoğraf var cüzdanımda.
Çantam ise bir dünya, hayatta kalma rehberi :P O yüzden de küçük çanta taşıyamam çünkü sığamam.

4. Kim veya ne olmadan yaşayamazsınız? Neden?
"Kim" kısmını yanıtlamak biraz zor. "Olmadan yaşayamam" ifadesi de iddialı elbette ama Elif, karabalık olan küçük ailemle, kardeşim, yeğenim, annem, teyzem, kuzenlerim olan geniş ailemle ve sevdiğim can arkadaşlarımla birlikte yaşamaktan mutluyum diyeyim :)
"Ne" kısmına ise en başta kitaplığım ve sonra Beypazarı sade soda demek istiyorum. Bu ikisi olmadan yaşam zor bana :)

5. Koleksiyonunu yaptığınız herhangi bir şey var mı?
Küçükken peçete koleksiyonum vardı. Şimdi ise Postcrossing sayesinde biriktirdiğim güzel kartlar var.
Asıl koleksiyonu kitaplar konusunda yapıyorum. Sevdiğim kitapların farklı kapak tasarımlarını ve Kumkurdu'nun farklı dillerdeki baskısını (şimdilik sadece Türkçe-İsveççe ve Yasemen sağolsun Hollandaca'sı var) biriktiriyorum.
Kitap ayraçlarım var bolca. Yenilerini almayı seviyorum, 1 sepet doldu sanırım yeni sepete başlama vakti de geldi :)

6. Evcil hayvan olarak ne beslemek isterdiniz?
Aslında evcil hayvan beslemek istemiyorum. Küçükken damda tavuklarımız, civcivlerimiz vardı, çok severdim onları. Sonra da malum Lokum girdi hayatımıza ve ne yazık ki hayatımızdan çıktı. Anladım ki ben çok hayvan bakabilen, sorumluluğunu devam ettirebilen biri değilim. Bu yazıyı okursan enqual-Merve senin 12 yıllık kara kaplumbağa dostunu pek çok merak ettiğimi söyleyebilirim.

7. Yatarken ne giyersiniz?
Pijama takımı. Gecelik dediğimiz elbise neden var pek anlayamam bile çünkü insanın bacakları üşümez mi yahu! :) Enn rahat nasılsam öyle uyurum.

8. Sizi gülümseten bir şeyleri bizimle paylaşır mısınız?
Zorlandım bu soruda :) Beni bu ara en çok ve hiç güleceğim yokken Elif güldürüyor. Ayça "minnak", Elif ise "komacan" ona göre :)

9. Hangi alanda iyi olmak isterdiniz?
Sporda diyecektim ama aslında iyi bir çizer olmak isterdim. Yağlıboya tablo yapmak değil de çocuk kitapları resimlemek isterdim. Misal :


10. Bize biraz güçlü yönlerinizden bahseder misiniz?
Bu da bence zor sorulardan biri, mülakat gibi oldu. İnsanın kendini övmesi gibi hatta ama güzel de bir soru. "Güçlü" denebilecek ve sevdiğim tarafım sanırım önsezilerim.

11. Biraz da zayıf yönlerinizden?
Göz yaşlarımın çoğu zaman benden bağımsız ve bana hiç haber vermeden akıp gitmesini sevmiyorum. Zayıf yönlerim ile ilgili "ayna" ismini verdiğim çalışma bu ara bana kendimi daha iyi hissettirdiği için daha fazlasını yazasım bile gelmedi. (bu da bir gelişme)

12. İlk arabanız neydi? Peki ya şuan kullandığınız araç?
İlk arabam, Maviş'im 2000 model mavi renk bir Opel Corsa idi, borçlarını ödemek bile keyifliydi çünkü benim ilk arabamdı. Kliması da olsa tadından yenmeyecekti :)
Şimdiki arabamız kendi halinde su yeşili bir araba, pek duygusal bağım da yok.

13. Favori şiiriniz ya da sizin için anlamı olan bir şiir var mı?
Sanırım yok, ne kötü. Geçen gün okuduğum kitapta hatırladım yalnız, lisedeyken Behçet Necatigil'in "Sevgilerde" şiirini çok severdim.
Üniversitede Murathan Mungan okurdum, geçenlerde de canım Sima "Yeryüzü Ayetleri" /Furuğ hediye etmişti, gerçekten çok güzeldi.

14. Özel bir yeteneğiniz var mı?
Henüz keşfetmedim belki de :) "Özel" deyince de iddialı oluyor o yüzden pek bir şey yazamadım.

15. Favori mevsiminiz hangisi? Neden?
İlkbaharı da seviyorum ama favorim bence sonbahar. Hüzün gibi gelir insana ama ben yaprakları ve doğadaki gelişimleri severim. Adanalı olunca yaz mevsimi pek sevilmiyor zaten :P

Ben de bu Mim ile yapmak isterlerse Filiz'i, Ülkü'yü, Sevda'yı, Gülşah'ı ve Şirin'i mimliyorum :)
*İsterseniz tek tek de yanıtlayabilirsiniz tabii, benim gibi ilk 15'i birden yazmaya gerek yok.
Devamını oku »