Başlığa aldanıp da daha önceki 26 yazı nerde demeyin çünkü yok :)
27 sadece yaş durumunu gösteriyor, "neler öğrendim" başlığı da 27 yaşına kadar "öğrenmiş" olduklarımı.. Ara ara, cümle cümle aklıma geliyor da bir araya getirmeye üşeniyordum..
Öncelikle şunu söylemeliyim ki; kaç yaşındaydım tam hatırlamıyorum ama hayat bana en büyük ders olarak büyük konuşmamayı yoksa o konuştuklarını bir güzel yiyebileceğini öğretti :)
Şimdi konu başlıklarıyla devam edebilirim;
---Sağlık:
* Bu hususta herhalde ne söylesem boş, sağlığım için ne kadar şükretsem az kalır..
* Ağrı kesicilerden iyi anladığımı, bünyeye hangisini alırsam alayım placebo olduğunu öğrendim :)
* Cilt sorunlarıyla ilgili çevremdeki hemen herkesin (yeni tanıştığım özellikle) uzman olduğunu ve fikir yürütebildiğini...
* Çocukken gidilen diş doktorunun- ne kadar iyi olursa olsun- en fazla 25 yaşına kadar idare edebilecek diş bakımı yaptığını, gerisi için yeni bir doktor bulmam gerektiğini...
* "Benim başıma gelmez" demenin ne kadar büyük bir inkar olduğunu...
--- Aile & Eş:
* Çocuklukta yaşanılanların hiç ama hiç ama hiç ama hiç unutulmadığını, iyisiyle kötüsüyle hep hatırlandığını..
* Kız çocukları için babanın, erkek çocukları için de annenin ne kadar önemli olduğunu..
* Birinin yok'luğuna "alışma"nın sadece "zaman"la mümkün olduğunu...
* Aile söz konusuysa kolun kırılıp yenin içeride kalması gerektiğini..
* Kız kardeşin deli de manyak da uçarı kaçarı da olsa iyi bir şey olduğunu, ona her zaman güvenebileceğini..
* Çekirdek aile olmanın ne kadar keyifli olduğunu..
* Sana her gün sevgiyle bakan biri için şükretmek gerektiğini..
* Aileyle geçirilen güzel -şimdiki adıyla "kaliteli" zamanların hafızaya mutlak kazınmak gerektiğini..
* "Yeni" ailenin de "eski"si gibi olabileceğini..
--- Dostluk & Arkadaşlık:
* Bugün "canım arkadaşım" dediklerinin yarın adını bile hatırlamayabileceğini..
* Arkadaşlarına %100 güvenmemen gerektiğini,
* Günümüz şartlarında (teknoloji/dünyanın küçülmesi-insanların uzaklaşması üçgeni) "dost" kelimesinin anlamında da revizyon yapılması gerektiğini
* Erkeklerin kızlardan daha iyi arkadaş olduklarını..
* Arkadaşlarının doğum gününde onları aramanın onları kocaman mutlu ettiğini..
* Arkadaşlıkta yaş farkının hiç de önemli olmadığını..
* İş yerinden gerçek arkadaş bulunamayacağını (her şeyi paylaşmak sıkıntı olabiliyor)
İş & Güç:
* Okumak istediğim üniversitenin /bölümün henüz açılmadığını...Yani öyle bir bölüm öyle bir okul yok :) Belki ben kurarım ilerde :P
* Ne iş yaparsan yap iyi yapman gerektiğini..
* Sadece Para için sevmediğin bir işte çalışmaman gerektiğini
--- Kültür & Edebiyat & Kitap:
* Her zaman "geç" kalınabilecek bir kitap olduğunu..
* "Başucu" kitaplarının zamanla değişebildiğini..
* Herkesin sevebileceği en az 1 kitabın mutlaka olduğunu..
* "Kitap okumaya zamanım yok" cümlesinin kooooocaaaaamaaaaaan bir yalan olduğunu, beyaz mı bilemem tabii :)
--- Spor & Hobi :
* Küçük yaşta bir çocuğa MUTLAKA bir spor & hobi edindirmek gerektiği
* Bazı sporlara başlamak için -cidden- geç olunabileceği..
* Hobilerin "şıpsevdilik"le yürütülemeyeceğini..en az 1 tanesinin sıklıkla en az 1 sene sürüdürülmesinin bünyeye fayda sağlayacağını..
--- Kısaca Ben:
* İnsanlara "hayır" dememenin bünyede frekansı değiştirilmiş ve düzgün bir kanal bulunamayan radyo yayınına benzediğini..
* Sulugözlü olmanın çok da kötü bir şey olmadığını..
* Cildimdeki beneklerin bir müddet sonra "allık" gibi algılandığını :)
* Hayatta aslında hiçbir şeye geç kalmadığımı sadece her zamanki gibi acele ettiğimi...
* Unutmamak için alınan notların da unutulduğu bir yaşamda unutmamanın pek de mümkün olmadığını, Kayıp Balık Nemo'daki Doris gibi "Unuttum, konu neydi" diyebilmenin normal olduğunu :)
* Anaokuluna gitmemenin sakıncalarını hala yaşadığımı ve 5,5 yaşın ilkokul için çokça erken olduğunu, oyun oynamak isterken hiçbir çocuğun matematik öğrenmek istemeyeceğini..
* Hazır matematik demişken ,bunu yazmasam olmaz, "Ben matematikten anlamıyorum" cümlesinin yıllaaaar içinde "Ben matematiği anlamak istemiyorum"dan çıktığını ve cebelleşmenin boşa olduğunu..
* Kedilerle ilgili olarak da; peluşuna dahi dokunamayan bünyenin şu an evde canlısıyla tepeye sıçramalı yaşadığını..
Nerdeeen nereye geldim, neleri yazdım, bazılarını yine unuttum, muhtemelen de aklıma geldikçe yazarım :)
Kendimce öğrenmişim yine bir şeyler, aferin bak bana :)
Kendiyle ilgili "öğrendik"lerini paylaşmak isteyen olursa yorumlara beklerim :)
Devamını oku »
27 sadece yaş durumunu gösteriyor, "neler öğrendim" başlığı da 27 yaşına kadar "öğrenmiş" olduklarımı.. Ara ara, cümle cümle aklıma geliyor da bir araya getirmeye üşeniyordum..
Öncelikle şunu söylemeliyim ki; kaç yaşındaydım tam hatırlamıyorum ama hayat bana en büyük ders olarak büyük konuşmamayı yoksa o konuştuklarını bir güzel yiyebileceğini öğretti :)
Şimdi konu başlıklarıyla devam edebilirim;
---Sağlık:
* Bu hususta herhalde ne söylesem boş, sağlığım için ne kadar şükretsem az kalır..
* Ağrı kesicilerden iyi anladığımı, bünyeye hangisini alırsam alayım placebo olduğunu öğrendim :)
* Cilt sorunlarıyla ilgili çevremdeki hemen herkesin (yeni tanıştığım özellikle) uzman olduğunu ve fikir yürütebildiğini...
* Çocukken gidilen diş doktorunun- ne kadar iyi olursa olsun- en fazla 25 yaşına kadar idare edebilecek diş bakımı yaptığını, gerisi için yeni bir doktor bulmam gerektiğini...
* "Benim başıma gelmez" demenin ne kadar büyük bir inkar olduğunu...
Kaynak: http://www.science2health.org/wp-content/uploads/2012/09/healthy-living-woman.jpg |
--- Aile & Eş:
* Çocuklukta yaşanılanların hiç ama hiç ama hiç ama hiç unutulmadığını, iyisiyle kötüsüyle hep hatırlandığını..
* Kız çocukları için babanın, erkek çocukları için de annenin ne kadar önemli olduğunu..
* Birinin yok'luğuna "alışma"nın sadece "zaman"la mümkün olduğunu...
* Aile söz konusuysa kolun kırılıp yenin içeride kalması gerektiğini..
* Kız kardeşin deli de manyak da uçarı kaçarı da olsa iyi bir şey olduğunu, ona her zaman güvenebileceğini..
* Çekirdek aile olmanın ne kadar keyifli olduğunu..
* Sana her gün sevgiyle bakan biri için şükretmek gerektiğini..
* Aileyle geçirilen güzel -şimdiki adıyla "kaliteli" zamanların hafızaya mutlak kazınmak gerektiğini..
* "Yeni" ailenin de "eski"si gibi olabileceğini..
Kaynak:http://www.whywesuffer.com/wp-content/uploads/2012/12/WWS-Family.jpg |
--- Dostluk & Arkadaşlık:
* Bugün "canım arkadaşım" dediklerinin yarın adını bile hatırlamayabileceğini..
* Arkadaşlarına %100 güvenmemen gerektiğini,
* Günümüz şartlarında (teknoloji/dünyanın küçülmesi-insanların uzaklaşması üçgeni) "dost" kelimesinin anlamında da revizyon yapılması gerektiğini
* Erkeklerin kızlardan daha iyi arkadaş olduklarını..
* Arkadaşlarının doğum gününde onları aramanın onları kocaman mutlu ettiğini..
* Arkadaşlıkta yaş farkının hiç de önemli olmadığını..
* İş yerinden gerçek arkadaş bulunamayacağını (her şeyi paylaşmak sıkıntı olabiliyor)
İş & Güç:
* Okumak istediğim üniversitenin /bölümün henüz açılmadığını...Yani öyle bir bölüm öyle bir okul yok :) Belki ben kurarım ilerde :P
* Ne iş yaparsan yap iyi yapman gerektiğini..
* Sadece Para için sevmediğin bir işte çalışmaman gerektiğini
--- Kültür & Edebiyat & Kitap:
* Her zaman "geç" kalınabilecek bir kitap olduğunu..
* "Başucu" kitaplarının zamanla değişebildiğini..
* Herkesin sevebileceği en az 1 kitabın mutlaka olduğunu..
* "Kitap okumaya zamanım yok" cümlesinin kooooocaaaaamaaaaaan bir yalan olduğunu, beyaz mı bilemem tabii :)
--- Spor & Hobi :
* Küçük yaşta bir çocuğa MUTLAKA bir spor & hobi edindirmek gerektiği
* Bazı sporlara başlamak için -cidden- geç olunabileceği..
* Hobilerin "şıpsevdilik"le yürütülemeyeceğini..en az 1 tanesinin sıklıkla en az 1 sene sürüdürülmesinin bünyeye fayda sağlayacağını..
--- Kısaca Ben:
* İnsanlara "hayır" dememenin bünyede frekansı değiştirilmiş ve düzgün bir kanal bulunamayan radyo yayınına benzediğini..
* Sulugözlü olmanın çok da kötü bir şey olmadığını..
* Cildimdeki beneklerin bir müddet sonra "allık" gibi algılandığını :)
* Hayatta aslında hiçbir şeye geç kalmadığımı sadece her zamanki gibi acele ettiğimi...
* Unutmamak için alınan notların da unutulduğu bir yaşamda unutmamanın pek de mümkün olmadığını, Kayıp Balık Nemo'daki Doris gibi "Unuttum, konu neydi" diyebilmenin normal olduğunu :)
* Anaokuluna gitmemenin sakıncalarını hala yaşadığımı ve 5,5 yaşın ilkokul için çokça erken olduğunu, oyun oynamak isterken hiçbir çocuğun matematik öğrenmek istemeyeceğini..
* Hazır matematik demişken ,bunu yazmasam olmaz, "Ben matematikten anlamıyorum" cümlesinin yıllaaaar içinde "Ben matematiği anlamak istemiyorum"dan çıktığını ve cebelleşmenin boşa olduğunu..
* Kedilerle ilgili olarak da; peluşuna dahi dokunamayan bünyenin şu an evde canlısıyla tepeye sıçramalı yaşadığını..
Kaynak: http://blogblush.com.br/wp-content/uploads/2011/09/procurando-nemo-doris_hg-20091008.jpg |
Kendimce öğrenmişim yine bir şeyler, aferin bak bana :)
Kendiyle ilgili "öğrendik"lerini paylaşmak isteyen olursa yorumlara beklerim :)