Bu kitabı okuyacağımı Hazan bana hediye edene kadar hiç düşünmemiştim. En son ne zaman bu tarz bir kitap okuduğumu da hatırlamadığımdan kitaba oldukça önyargılı başladığımı itiraf etmeliyim. Beğenmek istiyordum çünkü sevdiğim bir arkadaşım bana kitabı hediye etmişti.
Son zamanlarda okuduğum tüm kitapları yarıda bıraktım.(istisna: Canım Aliye, Ruhum Filiz/Sabahattin Ali) Sebebi odaklanamıyor olmamdı sanırım. Kafam hep dağınık, aklım başka yerlerde olunca neşeli çocuk kitapları bile gözümde kocaman oldu, hatta "Saçlarında Gün Işığı" kitabının ilk 5 sayfasını sanırım 5 kere falan okudum, yok, hikayenin içine giremedim.(ki kendisi çocuk kitabı değil, anlatım bozukluğu olmasın) Ama bu arada bir şeyler de okumak istiyorum... O ara "küçük mucizeler dükkanı" ile göz göze geldik. Hadi dedim, bu kitaba da bir şans tanıyayım. İyi ki okumuşum :) Hikaye oldukça sıradan, sonu da tahmin edilebilir bir son ancak son satırına kadar heyecanla okudum. Ve okurken de çok keyif aldım. Bu satırları okursan sana buradan da teşekkür edeyim canım Hazan.
Kitap ile ilgili sevmediğim şeyler daha çok kalıplar oldu. Dinin kurtuluş vesilesi olarak verilmesinden de pek hoşlanmam. Kötüler ve iyiler arasında keskin çizgiler olması da beni rahatsız eder.
Ancak kitabı okurken ve okuduktan sonra şunu anladım; örgü örmeyi en kısa sürede öğrenmeliyim, hem de hemen! Resmen canım çekti yün yumaklarının arasında kaybolmayı :) Belki bahsetmişimdir babamın yüncü dükkanı vardı, kendisi Adana sıcaklarında yün satmayı başarabilen "Yüncü Fehmi" olarak bilinirdi :) Hikayeye o yüzden de sıcak yaklaşmış olabilirim. Örgü örmenin insanı ne kadar rahatlatan bir iş olduğunu hep duyuyorum. Kardeşim Eda, merkeze uzak bir yerde öğretmenlik yaparken arkadaşından örgü öğrenmiş,bize ve torunlarımıza yetecek kadar atkı,bere, yelek örmüştü :) Hep derim, kendisiyle siyah ve beyaz gibiyiz diye. Ben de hayatım boyunca toplamda 3 defa atkı örmeye kalktım, sadece birini bitirdim, o da çok sert oldu ve kullanamadım.
Ben kitabın konusundan bahsetmeyip yine duygularıma dalınca biraz karmaşık oldu, baştan alayım. Kitap, 2 kez kanseri yenmiş ve sonrasında hayali olan yün dükkanını açmış (tuhafiye diye geçiyor) Lydia'nın örgü kursu açmasıyla başlıyor. Her cuma bir araya gelen birbirinden farklı hikayedeki bu 4 kadın da ördükleri battaniye ile beraber birbirlerinin hayatlarına ortak oluyor ve aslında birbirlerini iyileştiriyorlar. (aklıma şu an masal battaniyesi kitabı geldi ama hakkında yazı yazmadığımı fark ettim, ne yazık) Bu, birbirine iyi gelen insan hikayelerinin sadeliğini seviyorum. Yazarın kullandığı bazı kalıplar beni rahatsız etse de kitap, beni iyi hissettirdi. Hatta kendimce şu sonuçlar çıkardım:
- Basit şeylerden mutlu ol(öğlen yemeğinde sevdiğin çorba varsa çaktırmadan dans et mesela :)
- Örgü örmeyi öğren(bunu nasıl yapabilirim bilmiyorum, kursu var mıdır ki?)
- Ön yargılarından, fark ettiğin an kurtul! (yoksa bu kitabı okumayı geciktirebilirdim.)
- En üste yazmalıydım, unuttum. Sağlığın için binlerce defa şükret. (bu sabah saçlarımın pek düzgün olmadığını düşündüm, ki cidden benim saçlarımdaki o hafif dalga sebebiyle saçlarım hiç taranmış durmaz, sonra aklıma geldi: şu an gözüme kötü görünse de neticede saçlarım var yahu...yetmez mi?)
***
Yazarın diğer kitaplarını okur muyum bilmiyorum ama ara ara sadece çocuk edebiyatı okumaktan çıkıp farklı kitaplar okumayı da sevdiğimi anladım.
Bu kitabın bana en büyük katkısı da bu oldu.
Var mı sizin çocuk edebiyatı haricinde güzel kitap önerileriniz?
* Çok komik bir şey oldu, ben bu kitabı meğerse çekilişte kazanmışım :) Hazan'ın düzenlediği çekiliş sayfasının altına "nasıl bir kitap, tavsiye eder misin?" yazıp çekilişe katılmışım ve kitap bana çıkmış. Bunu resmen unuttum, kitap hediye geldi zannediyorum. Balık mıyım neyim :)
Devamını oku »
Son zamanlarda okuduğum tüm kitapları yarıda bıraktım.(istisna: Canım Aliye, Ruhum Filiz/Sabahattin Ali) Sebebi odaklanamıyor olmamdı sanırım. Kafam hep dağınık, aklım başka yerlerde olunca neşeli çocuk kitapları bile gözümde kocaman oldu, hatta "Saçlarında Gün Işığı" kitabının ilk 5 sayfasını sanırım 5 kere falan okudum, yok, hikayenin içine giremedim.(ki kendisi çocuk kitabı değil, anlatım bozukluğu olmasın) Ama bu arada bir şeyler de okumak istiyorum... O ara "küçük mucizeler dükkanı" ile göz göze geldik. Hadi dedim, bu kitaba da bir şans tanıyayım. İyi ki okumuşum :) Hikaye oldukça sıradan, sonu da tahmin edilebilir bir son ancak son satırına kadar heyecanla okudum. Ve okurken de çok keyif aldım. Bu satırları okursan sana buradan da teşekkür edeyim canım Hazan.
2balık benim ki :) |
Ancak kitabı okurken ve okuduktan sonra şunu anladım; örgü örmeyi en kısa sürede öğrenmeliyim, hem de hemen! Resmen canım çekti yün yumaklarının arasında kaybolmayı :) Belki bahsetmişimdir babamın yüncü dükkanı vardı, kendisi Adana sıcaklarında yün satmayı başarabilen "Yüncü Fehmi" olarak bilinirdi :) Hikayeye o yüzden de sıcak yaklaşmış olabilirim. Örgü örmenin insanı ne kadar rahatlatan bir iş olduğunu hep duyuyorum. Kardeşim Eda, merkeze uzak bir yerde öğretmenlik yaparken arkadaşından örgü öğrenmiş,bize ve torunlarımıza yetecek kadar atkı,bere, yelek örmüştü :) Hep derim, kendisiyle siyah ve beyaz gibiyiz diye. Ben de hayatım boyunca toplamda 3 defa atkı örmeye kalktım, sadece birini bitirdim, o da çok sert oldu ve kullanamadım.
Ben kitabın konusundan bahsetmeyip yine duygularıma dalınca biraz karmaşık oldu, baştan alayım. Kitap, 2 kez kanseri yenmiş ve sonrasında hayali olan yün dükkanını açmış (tuhafiye diye geçiyor) Lydia'nın örgü kursu açmasıyla başlıyor. Her cuma bir araya gelen birbirinden farklı hikayedeki bu 4 kadın da ördükleri battaniye ile beraber birbirlerinin hayatlarına ortak oluyor ve aslında birbirlerini iyileştiriyorlar. (aklıma şu an masal battaniyesi kitabı geldi ama hakkında yazı yazmadığımı fark ettim, ne yazık) Bu, birbirine iyi gelen insan hikayelerinin sadeliğini seviyorum. Yazarın kullandığı bazı kalıplar beni rahatsız etse de kitap, beni iyi hissettirdi. Hatta kendimce şu sonuçlar çıkardım:
- Basit şeylerden mutlu ol(öğlen yemeğinde sevdiğin çorba varsa çaktırmadan dans et mesela :)
- Örgü örmeyi öğren(bunu nasıl yapabilirim bilmiyorum, kursu var mıdır ki?)
- Ön yargılarından, fark ettiğin an kurtul! (yoksa bu kitabı okumayı geciktirebilirdim.)
- En üste yazmalıydım, unuttum. Sağlığın için binlerce defa şükret. (bu sabah saçlarımın pek düzgün olmadığını düşündüm, ki cidden benim saçlarımdaki o hafif dalga sebebiyle saçlarım hiç taranmış durmaz, sonra aklıma geldi: şu an gözüme kötü görünse de neticede saçlarım var yahu...yetmez mi?)
***
Yazarın diğer kitaplarını okur muyum bilmiyorum ama ara ara sadece çocuk edebiyatı okumaktan çıkıp farklı kitaplar okumayı da sevdiğimi anladım.
Bu kitabın bana en büyük katkısı da bu oldu.
Var mı sizin çocuk edebiyatı haricinde güzel kitap önerileriniz?
* Çok komik bir şey oldu, ben bu kitabı meğerse çekilişte kazanmışım :) Hazan'ın düzenlediği çekiliş sayfasının altına "nasıl bir kitap, tavsiye eder misin?" yazıp çekilişe katılmışım ve kitap bana çıkmış. Bunu resmen unuttum, kitap hediye geldi zannediyorum. Balık mıyım neyim :)