Uzun zamandır hiç bu kadar kararlı olmamıştım film izlemek için.
"Ama"ları bir kenara koyup kendime yiyecek içecek bir şeyler hazırlayıp son dönem arkadaşların tavsiyesi "Kaptan Fantastik"i izledim dün gece.
Kısa da olsa yazayım aklımda kalanları.
Beklentim yüksek olduğu için film beni inanılmaz derecede etkilemedi hatta benim için "izlenebilir" kategorisinde kaldı sadece diyebilirim.
Konu iyi seçilmiş ancak kurguda kararsız kalınmış ve "nasıl versek biz bunu" krizleri ile baş edilememiş gibi gördüm.
Bunu örtbas edebilmek için de ani çıkışlarla "bunu da anlatmadan geçmeyelim" denmiş ve bu hava benim için oldukça yüzeysel kaldı.
Beklentim, evde eğitim gören çocuklar ve sistem hakkında bilgi sahibi olabilmekti.
Fragmanını izlememiş sadece filmin konusunu okumuştum.
Başroldeki Baba'yı normalde severim ancak bu rolde pek ısınamadım. (asıl amaç da buysa başarılı olmuş denebilir)
Evde eğitim verebilmek için farklı bir yol çizmiş Baba ve Anne, ıssız bir ormana yerleşmişler ve çocukları hem fiziksel hem de bilişsel anlamda pek güzel eğitmişler.
Bir sebeple insan içine çıktıklarında ise ne yapacaklarını bilemez halleri oldukça normal.
Annesi intihar ettiğinde babaya sinirlenen çocuğun tepkileri konuyu her iki bakış açısından görebilmemizi sağlarken "diğer taraf" yani çocukların kuzenlerinin "ekran bağımlısı" halleriyle verilmek istenen mesajlar fazla göz çıkarıcı olduğundan beni rahatsız etti.
Mesaj kaygılarının olduğunu ve bunu "haydi 2 saatimiz var, hepsini verelim" halini koklamak hoşuma gitmedi.
Bunun yanı sıra babanın kızı ile Lolita'yı tartıştığı kısa bölüm ve en küçük çocuğa cinselliği anlattığı bölümler evet oldukça gerçekçiydi.
İnsan Hakları Beyannamesi hakkında kendi fikrini belirten 8 yaşındaki tatlı çocuğun bıçaklarla ve kemiklerle dolu ağaç evini beyanname sahnesinden daha çok sevdim.
"Okulsuz Büyümek" kitabından sonra "evde eğitim"vb. konularda ben de daha çok okuma yapmak ve film izlemek istiyorum ancak bunun "mesaj kaygılı" olmamasını tercih edeceğim :)
Filmin sonunda bir "orta yol" beklerken aslında günümüz şartlarına neredeyse uyumlanmış bir son, filmin en başındaki geyiğin kalbini çıkarıp erkekliğe adım atan sahneyle pek uyuşmadı.
Dönüşümün de tutarlı ve anlamlı olanını seviyorum ben demek ki :)
Benim yorumum da böyle.
Filmi seven arkadaşların yorumlarını da dinlemeyi çok isterim elbette
Sırada ne var bilmiyorum, ben yine bu kadar kararlı olana kadar uzun zaman geçmez umarım :)
Devamını oku »
"Ama"ları bir kenara koyup kendime yiyecek içecek bir şeyler hazırlayıp son dönem arkadaşların tavsiyesi "Kaptan Fantastik"i izledim dün gece.
Kısa da olsa yazayım aklımda kalanları.
Beklentim yüksek olduğu için film beni inanılmaz derecede etkilemedi hatta benim için "izlenebilir" kategorisinde kaldı sadece diyebilirim.
Konu iyi seçilmiş ancak kurguda kararsız kalınmış ve "nasıl versek biz bunu" krizleri ile baş edilememiş gibi gördüm.
Bunu örtbas edebilmek için de ani çıkışlarla "bunu da anlatmadan geçmeyelim" denmiş ve bu hava benim için oldukça yüzeysel kaldı.
Beklentim, evde eğitim gören çocuklar ve sistem hakkında bilgi sahibi olabilmekti.
Fragmanını izlememiş sadece filmin konusunu okumuştum.
Başroldeki Baba'yı normalde severim ancak bu rolde pek ısınamadım. (asıl amaç da buysa başarılı olmuş denebilir)
Evde eğitim verebilmek için farklı bir yol çizmiş Baba ve Anne, ıssız bir ormana yerleşmişler ve çocukları hem fiziksel hem de bilişsel anlamda pek güzel eğitmişler.
Bir sebeple insan içine çıktıklarında ise ne yapacaklarını bilemez halleri oldukça normal.
Annesi intihar ettiğinde babaya sinirlenen çocuğun tepkileri konuyu her iki bakış açısından görebilmemizi sağlarken "diğer taraf" yani çocukların kuzenlerinin "ekran bağımlısı" halleriyle verilmek istenen mesajlar fazla göz çıkarıcı olduğundan beni rahatsız etti.
Mesaj kaygılarının olduğunu ve bunu "haydi 2 saatimiz var, hepsini verelim" halini koklamak hoşuma gitmedi.
Bunun yanı sıra babanın kızı ile Lolita'yı tartıştığı kısa bölüm ve en küçük çocuğa cinselliği anlattığı bölümler evet oldukça gerçekçiydi.
İnsan Hakları Beyannamesi hakkında kendi fikrini belirten 8 yaşındaki tatlı çocuğun bıçaklarla ve kemiklerle dolu ağaç evini beyanname sahnesinden daha çok sevdim.
Filmin sonunda bir "orta yol" beklerken aslında günümüz şartlarına neredeyse uyumlanmış bir son, filmin en başındaki geyiğin kalbini çıkarıp erkekliğe adım atan sahneyle pek uyuşmadı.
Dönüşümün de tutarlı ve anlamlı olanını seviyorum ben demek ki :)
Benim yorumum da böyle.
Filmi seven arkadaşların yorumlarını da dinlemeyi çok isterim elbette
Sırada ne var bilmiyorum, ben yine bu kadar kararlı olana kadar uzun zaman geçmez umarım :)