Coğrafya derslerinde görüp ezberlediğimiz "hayat bilgisi"ni hayata geçirmeye karar verdim yavaş yavaş.
Annemin yıllardır "bugün en uzun gün esra", "bu gece en uzun gece, bugünden sonra geceler kısalıyor esra" cümlelerinin içi boş kalmamalı değil mi?
Bugün 21 Aralık.
Bazı günler güzeldir ama özel bir sebebi yoktur, 21 Aralık da benim için öyle.
Yıllardır severim, belki asal sayı diye diyecektim ki fark ettim 21, 3 ve 7'ye bölünebiliyor :) (Tangül, Pelin ve Selcen burada kafalarını duvara vurdular :)
Lafı uzatmayayım ama "21"i severim, "17"gibi (ki, o kesinlikle asal, eminim :)
Bugün iliklerime kadar soğuğu hissettiğim bir gün/bu senenin ilk günü olarak kayıtlara geçsin.
PTT'de sıra beklerken ilk defa sırtım üşüdü, demek ki kış sahiden gelmiş.
Gün dönümlerini Yıldızlı Sevgi kitabından hatırlıyorum, kitabı benim için unutulmaz yapan ögelerden biriydi gerçekten.
Doğa'ya biraz daha yakından bakmaya başladığımdan beri aslında değişimi fark ediyorum. Masamdaki kozalaklar ve yapraklar gibi. Geçen hafta kocaman bir yaprak bırakmıştım masama, Pazartesi işe geldiğimde 1/3'i kalmıştı geriye, o kadar büzülmüş ki. Masamdaki doğa dünyasını bu yüzden çok seviyorum, gözlem yapabiliyorum onlara bakarak.
Bugüne özel değişik bir şey yapmaya karar verdim.
Şimdi aklıma gelmedi ama akşama kadar bulurum bir şey.
Yakınlarımda kıvırcık kuzenler olsa onlara masal anlatırdım.
Gerçi ben masal da bilmiyorum ama Elif'e anlattıklarım gibi uydururdum bir şeyler: "sonra kaplumbağa demiş ki, of başım başım..." Bu da karabalığın aslında. Kendi anlattıklarımdan bir şey hatırlayamadım yazarken. Neyse bir şekilde yakın olsaydık kıvırcıklarla veya 3 yavrulu kızıl saçlı ejderha sürücüsü olmak isteyen arkadaşımla - ki bence ona "büyücü" olmak daha çok yakışırdı- bir şeyler anlatırdım.
Çünkü bugün 21 Aralık.
En uzun gece.
Masallar anlatıldığını da buradan okudum, çok hoşuma gitti.
Oyunlar da oynanıyormuş aslında, en son ne zaman ne oynadığımı hatırlamıyorum ama ben, ne kötü.
Bugünden itibaren doğa günlüğüme- kış gözlemleri yazacağım sanırım.
Mesela şöyle:
"Bugün 21 Aralık. Yürürken nefes aldığımda burnumdan içeri giren soğuk hava ciğerlerime kadar gitti(başka nereye gidecektiyse), sanırım orada büyük bir dağ oluşturdular: soğuk duman dağı. Öğlen gözlem yapamadım çünkü üşüdüm. Diğer günler daha kalın giyinip dışarıda olmayı planlıyorum."
"Bu yazıyı yazarken çok utandım, hemen giyinip aşağıya inip en azından 10 dakika da olsa doğaya bakmaya gidiyorum. Tutmayın beni."
***
Gittim, 15-20 dakika sanırım durdum dışarıda ve bolca güzellikle karşılaştım. Gezerken soğuğu hissetmedim ama döndüğümde hissettim, ne üşümüşüm meğerse :)
Hiç aklımda yokken 2. Doğa Günlüğünü de tutmuş oldum.
İlki buradaydı, orada topladıklarımı Semra ve oğlu Kağan ile değiş tokuş yapacağız bu hafta, yaşasın.
Bu gezinin ganimetlerini isteyen olursa yine haberleşelim :)
Bu sefer değişik bir şeylere de denk geldim.
Mesela at kestanesi ağacının yaprakları dökülmüş hali şöyleydi:
Bir de şu şekilde "yenmiş" meyveler vardı ama kim bir ısırık alıp bunları bıraktı anlayamadım. Böyle bir dolu vardı çevrede, ilginç.
Arı larvası demişlerdi bu yaprakların üzerindekilere daha önce, doğal yaşamı bozmayayım diye pek dokunmadım onlara:
Ve Gizli Bahçe:
Bugünün en güzel gelişmesi, "Doğa Arkadaşımın Kutusu" oyununa Elif adına katılmış olmam oldu :)
Çok heyecanlıyım, umarım güzel şeyler toplayabiliriz :)
Bugün 21 Aralık.
Hiçbir şey yapamasam da hayatım(ız)daki güzel şeyleri fark edip onlar için şükredebilirim.
Yapabilirim bence bunu :)
Devamını oku »
Annemin yıllardır "bugün en uzun gün esra", "bu gece en uzun gece, bugünden sonra geceler kısalıyor esra" cümlelerinin içi boş kalmamalı değil mi?
Bugün 21 Aralık.
Bazı günler güzeldir ama özel bir sebebi yoktur, 21 Aralık da benim için öyle.
Yıllardır severim, belki asal sayı diye diyecektim ki fark ettim 21, 3 ve 7'ye bölünebiliyor :) (Tangül, Pelin ve Selcen burada kafalarını duvara vurdular :)
Lafı uzatmayayım ama "21"i severim, "17"gibi (ki, o kesinlikle asal, eminim :)
Bugün iliklerime kadar soğuğu hissettiğim bir gün/bu senenin ilk günü olarak kayıtlara geçsin.
PTT'de sıra beklerken ilk defa sırtım üşüdü, demek ki kış sahiden gelmiş.
Gün dönümlerini Yıldızlı Sevgi kitabından hatırlıyorum, kitabı benim için unutulmaz yapan ögelerden biriydi gerçekten.
Doğa'ya biraz daha yakından bakmaya başladığımdan beri aslında değişimi fark ediyorum. Masamdaki kozalaklar ve yapraklar gibi. Geçen hafta kocaman bir yaprak bırakmıştım masama, Pazartesi işe geldiğimde 1/3'i kalmıştı geriye, o kadar büzülmüş ki. Masamdaki doğa dünyasını bu yüzden çok seviyorum, gözlem yapabiliyorum onlara bakarak.
Bu şeyin adını bilen var mı? |
Şimdi aklıma gelmedi ama akşama kadar bulurum bir şey.
Yakınlarımda kıvırcık kuzenler olsa onlara masal anlatırdım.
Gerçi ben masal da bilmiyorum ama Elif'e anlattıklarım gibi uydururdum bir şeyler: "sonra kaplumbağa demiş ki, of başım başım..." Bu da karabalığın aslında. Kendi anlattıklarımdan bir şey hatırlayamadım yazarken. Neyse bir şekilde yakın olsaydık kıvırcıklarla veya 3 yavrulu kızıl saçlı ejderha sürücüsü olmak isteyen arkadaşımla - ki bence ona "büyücü" olmak daha çok yakışırdı- bir şeyler anlatırdım.
Çünkü bugün 21 Aralık.
En uzun gece.
Masallar anlatıldığını da buradan okudum, çok hoşuma gitti.
Oyunlar da oynanıyormuş aslında, en son ne zaman ne oynadığımı hatırlamıyorum ama ben, ne kötü.
Bugünden itibaren doğa günlüğüme- kış gözlemleri yazacağım sanırım.
Mesela şöyle:
"Bugün 21 Aralık. Yürürken nefes aldığımda burnumdan içeri giren soğuk hava ciğerlerime kadar gitti(başka nereye gidecektiyse), sanırım orada büyük bir dağ oluşturdular: soğuk duman dağı. Öğlen gözlem yapamadım çünkü üşüdüm. Diğer günler daha kalın giyinip dışarıda olmayı planlıyorum."
"Bu yazıyı yazarken çok utandım, hemen giyinip aşağıya inip en azından 10 dakika da olsa doğaya bakmaya gidiyorum. Tutmayın beni."
***
Gittim, 15-20 dakika sanırım durdum dışarıda ve bolca güzellikle karşılaştım. Gezerken soğuğu hissetmedim ama döndüğümde hissettim, ne üşümüşüm meğerse :)
Hiç aklımda yokken 2. Doğa Günlüğünü de tutmuş oldum.
İlki buradaydı, orada topladıklarımı Semra ve oğlu Kağan ile değiş tokuş yapacağız bu hafta, yaşasın.
Bu gezinin ganimetlerini isteyen olursa yine haberleşelim :)
Bu sefer değişik bir şeylere de denk geldim.
Mesela at kestanesi ağacının yaprakları dökülmüş hali şöyleydi:
Bir de şu şekilde "yenmiş" meyveler vardı ama kim bir ısırık alıp bunları bıraktı anlayamadım. Böyle bir dolu vardı çevrede, ilginç.
Arı larvası demişlerdi bu yaprakların üzerindekilere daha önce, doğal yaşamı bozmayayım diye pek dokunmadım onlara:
Ve Gizli Bahçe:
Bugünün en güzel gelişmesi, "Doğa Arkadaşımın Kutusu" oyununa Elif adına katılmış olmam oldu :)
Çok heyecanlıyım, umarım güzel şeyler toplayabiliriz :)
Bugün 21 Aralık.
Hiçbir şey yapamasam da hayatım(ız)daki güzel şeyleri fark edip onlar için şükredebilirim.
Yapabilirim bence bunu :)