Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




17 Temmuz 2013 Çarşamba

İnsan İlişkileri : Kapalı Kutuda Açık Saha Maçı Mı?

Biri bir şey söylediğinde gözlerinizden alev, kulaklarınızdan duman çıkar da ağzınızdan 1 şey çıkmaz da "çıkmak istenen" yutulur ya; ben öyleyim-çoğu zaman- İnsan ilişkilerinde zorlandığımı görebiliyorum. Zaman zaman Semracan karikatürü gibiyim; iki lafı bir arayı getiremediğim çok oluyor. O yüzden de yazıyorum zaten :) İnsan ilişkilerinin başlıkta da yer aldığı gibi "kapalı kutuda açık saha maç"" olduğunu düşünüyorum. Yani başlıkta soru gibi sorduğum şeyin aslında benim için çoktan verilmiş bir cevabı var. Doyasıya bir mücadele, paslaşmalar, kazanan/kaybeden vs. var sanki; ki sanırım benim zorlandığım kısım da bu. Paslaşmalar ve "mücadele" yalnızca "dostluk maçı" olarak kalsa istiyorum herhalde. Ya da nedir bu mücadele, anlayamıyorum. Çıkarlar çatışmadığı müddetçe herkes birbiriyle...
Devamını oku »

16 Temmuz 2013 Salı

3 Bilinmeyenli Bir Denklem: Kırmızı Kapaklı 1 Kitap :)

Bir süredir bir kitap arıyorum. Bulamıyorum. Neden mi? Kitabın adını hatırlamıyorum. Yazarın adını hatırlamıyorum. Yayınevini hiç bilmiyorum. Peki ben nasıl bir kitap arıyorum? Kırmızı kapaklı :) Bulamamam sanırım normal.. Kaynak: burada (orijinalininde oynama yapmak zorunda kaldım) Geçen gün Sahaf Kitap'ta George Orwell'in bir kitabının tanıtım yazısına denk gelmiştim. Orada yer alan son cümle sanırım beni anlatıyordu. Sadece ben o kadar yaşlı değildim :) "Sahafta çalışırken -eğer sahafta çalışmıyorsanız bu mekanı kafanızda çekici yaşlı beyefendilerin uçsuz bucaksız deri ciltli kitap sayfalarının arasında gezindiği bir tür cennet olarak canlandırmanız ne kadar da kolay- beni en çok etkileyen şey gerçek kitapseverlerin az bulunurluğu olmuştu. İlk baskı züppeleri,...
Devamını oku »

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Rose :)

Birazdan o kadar güzel bir kitaptan ve o kitapta yer alan olmadıkolağanüstü tatlı bir kızdan bahsedeceğim ki sanırım önce sırıtmamı engellemem ve duygularımı bir kenara bırakıp düşüncelerimden de bahsetmem gerek-ki bu biraz zor :) Colas Gutman ile daha önce "Çocuk" kitabıyla tanışmıştım ve üslubunu çok sevmiştim. Rose ile de Dünya Kitap Eki'nde "Çocuk Gözü" köşesinin sahibi Sevgili Ayfer Gürdal Ünal sayesinde tanışmış ve BDK ile bu tanışıklık daha da bir meraka sarmıştı beni. ( O dönem yaptığım kitap siparişinde Rose'yi sipariş vermek isterken "Olga"yı istemişim. İnsan bazen bazı şeyleri karıştırabiliyor değil mi?*Bu da başka bir yazının konusu) Neticede eve gelen siparişlerden kendini apayrı bir yere koyan bir Rose vardı karşımda. Bu "farklılık" benim onu daha da çok sevmemi...
Devamını oku »

Günün Şarkısı: Black Cadillac-No Blues :)

Herkese Kocaman güzel, neşeli, eğlenceli, deniz kokulu günler ve haftalar dilerken bir süredir Joy Fm'de dinlerken keyif aldığımız bir şarkıyı paylaşmak istedik: HERKESE MUTLU GÜNLER & BOL GÜNEŞLER ...
Devamını oku »

14 Temmuz 2013 Pazar

Dikkat Dağınıklığı & Unutkanlık: Ne Yapma(ma)lı :)

Daha önce de bahsetmiştim sanırım yıllardır hatta kendimi bildim bileli şiddetli bir dikkat dağınıklığı ve unutkanlık halinde olduğumu. Bu durumun sadece bana özgü olmadığını kafası bir dolu yerde olan çok fazla insanın benzer şikayetler yaşadığını düşünüyorum. Peki, ne yapmalı? Biliyorum başlığı görünce bi dolu çözüm önerisi getireceğimi sandınız. Kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş misali, inanın mucize yöntemler bilmiyorum ben de.. Sadece belki yaşadıklarımdan birkaç tavsiye verebilirim; hani ucundan kıyısından da olsa yardımı olur mu diye (size mi bu yardım bana mı olacak acaba :) 1. Bocalama evresinden sonra kabullendim ortada yolunda gitmeyen bir şeyin olduğunu 2. Bir uzmanla görüştüm ve tasdik etti bu "durum"u 3. Kişi kendinin uzmanıdır diye düşünüp, kendi uzmanlığımda...
Devamını oku »

12 Temmuz 2013 Cuma

1 Hikaye: Tilki ve Leylek

Biraz sonra size anlatacağım hikayedeki beyaz yavru tilki ve beyaz leylek hiç tanışmamış olmalarına rağmen bizce çok iyi arkadaşlar; bu hikayeyi de bu bilgiyi hatırlayarak okuyun olur mu :)            Dün gece yani bugün sabaha karşı yani oldukça karanlık bir saatte misafirlerimizi havaalanına götürmek üzere arabamız ile yola çıkmıştık. Bir müddet sonra - ki bu demek oluyor ki ben aslında hala uyuyorum- önümüzdeki arabanın dörtlüleri açarak kenara çektiğini fark ettik. Çok hızlı gitmediğimizden biz de her ihtimale karşı yavaşlamıştık. Sonra ben yani biz yolun sol tarafında kendi etrafında dönen beyaz bir şey gördük ama ilk anda ne olduğunu anlayamadık. Kedi, tavşan vs. bir boyuttaydı ama kar gibi beyazdı ve kooocaman kuyruğu vardı. Ya da aslında ben...
Devamını oku »