Liste uzadıkça uzayabiliyor.
Bazen hemen oracıkta bir kitapçıda sarılıyorum kitaba; kaybetmek istemiyorum.
Bazen de dosyadan seçtiklerimden elemeler yapıp internetteki indirimleri bekliyorum/takip ediyorum.
İnsanların kitap okumama bahaneleri olarak "kitaplar çok pahalı" demesini bir o kadar haklı ancak garip bulsam da (özellikle de sigaraya para ayırabilen kesim...) ülkemizde kitaplara erişim için yalnızca "satın alma" seçeneğinin olmadığını görmek de güzel.
Bunlardan en önemlisi elbette ki kütüphaneler.
Keşke daha da yaygınlaşsalar ve özellikle hafta sonları da açık olabilseler :) (evet bu konuda biraz dertliyim)
Daha önceki yazılarımın birinde kitap ödünç verme işlerinin kimi zaman karmaşık olabileceğinden bahsetmiştim ancak paylaşmanın güzelliği de bir başka boyuttu.(hala ödünç verdiğim kitabımı getirmeyen ve benim de ses çıkaramadığım arkadaşım; umarım kitabıma iyi bakıyorsundur..)
Ancak bugünlerde yeni bir şey duydum.
Bir arkadaşım okuduğu -neredeyse- tüm kitapları okuması bittikten sonra bir başkasına hediye ediyormuş...
Kendimi düşündüm, sorguladım, tarttım biçtim.
Kitap hediye etmeyi çok sevsem de kendi kitabımı paylaşmak konusunda o kadar geniş olamayacağımı kabullendim.
Ancak yine de bu fikir çok hoşuma gitti.
Kitap fiyatlarının yüksekliğinden yakınmak yerine kitapları değiş-tokuş yöntemiyle okumak da bir tercih olabilir. (bir nevi sosyal kütüphane)
Bu arada unutmadan korsan kitaplarla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Hayatım boyunca 1 defa (üniversitedeyken) korsan kitap aldım ancak utancımdan kitabı okuyamamıştım; çünkü arka kapakta yazarın fotoğrafı vardı :) Kitabın "korsan"ına karşı olsam da insanların şartları denkleştirip kitap okumalarına karşı değilim. Sadece keşke kütüphanelerimiz daha güncel kitaplarla dolup taşsa ve gerçekten maddi şartlardan ötürü kitaba kaynak ayıramayan ancak içinde kitap okuma aşkı olan herkes gönül rahatlığıyla kitaplarla buluşabilse. Çünkü biliyorum ki suçlamak bu durumda en kolayı olacak. Zor olanı çözüm üretmek ve sürece ortak olmak olacak-sanırım- Bir taraftan yıllarını, gecesini gündüzünü, elini, kalemini, gözünü, her şeyini kitaplarını yazmaya/çizmeye ayıran yazarlar/çizerler var. Olay, tek taraflı değil elbette..
Kitap alışverişlerinde 1 kitabı alırken gözümüzün kaldığı diğer kitap için "bir sonraki sefere" diyebilmek her zaman kolay olmadığından, benim -zaman zaman- kullandığım yöntem:
- Kitap eleştiri yazıları/kitap ekleri okuyarak bir liste oluşturmak
- Kitap almak istediğim zaman kendime bir limit koymak
- Edinebileceğim kitapları kütüphaneden temin etmek
- İngilizce olup da anlayabileceğimi düşündüğüm kitapları yurt dışına giden arkadaşlardan sipariş vermek :)
Kitap alışverişleri benim için hem heyecanlı hem de buruk olmuştur. İnsanoğlu, sanırım doyumsuz bir varlık olduğundan "sahip olunan"a değil de "elde edemediğimiz"e odaklanma var biraz içimizde :)
Aklımdan geçenler ve yazdıklarım arasında biraz uçurum var ama umarım kimseyi incitmeden(özellikle korsan kitap konusunda) birkaç satır paylaşabilmişimdir.
Çünkü ben şu an tam da bu dünyada olmak istiyorum;
Kaynak: google |
HERKESE "OLMAK İSTEDİĞİ YER"DE MUTLU GÜNLER :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder