Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




4 Mart 2014 Salı

Hamileyken Evde Vakit Nasıl Geçer :)

Ohoo ondan kolayı mı var, yatarsın geçer :) demeyin... Öyle olmuyor.
Tüm hamileliğini evde geçirenler zaten kendilerince oturttukları düzene alışmışlardır ama belli bir haftadan sonra işten ayrılıp evde olanlar için durum biraz farklı.
Ki ben kariyer şöyle dursun işinden bir hayli hoşlanmayan bir insan(d)ım.
Hatta "32. hafta gelsin artık" diyerek son haftaları tamamladım desem yeridir.
32. hafta benim için bir milattı açıkçası.
Herkes bana "enayi" gözüyle bakadursun; o izinler sana sonrasında çok lazım olacak diyenleri duymamaya çalıştım ve hep "o izinler bize şimdi lazım" dedim...
İyi ki de öyle yapmışım.
3 haftadır evdeyim ve "neden iznimi erken aldım" diye bir saniye bile düşünmedim.
Ama yine de bir anda evde olduğum için kendimi hem iyi hissedecek hem de sıkmayacak aktiviteler aradım.
Evimiz merkeze biraz uzak olduğundan ve benim 15 dakikada bir tuvaletim geldiğinden otobüs/dolmuşla macera yaşama şansım olmadı.
Neyseki evi çok seven biriyim :)
-İlk hafta zaten "Elifin kıyafetlerini yıkayayım, ütüleyeyim ama ben bu işleri beceremiyor muyum"larla geçti.
-Bloga istediğim kadar vakit ayırmaya hatta bazen günde 2 yazı yazmaya başladım. Bu, sanırım beni oldukça rahatlatan/mutlu eden şeylerin başında geliyor. Okuduğumdan daha çok yazıyorum aslında ama pek paylaşmıyordum. Dolu dolu defterlerim olmuştu.Blogda bir şeyler yazmak, insanlarla buradan diyalog halinde olmak iyi geldi :) Teşekkürler...
-Bunu ayrı bir yazı olarak yazmayı düşünsem de buraya da ekleyeyim; yürüyüş...Spor, hayatımın merkezinde hiç olmadı ama yürüyüşü hep çok sevdim. hele ki zihnim bulanıksa ya da zihnimi aydınlatmak istiyorsam.
-Yemek yapmaya başladım diyemeceğim çünkü zaten işyerine öğlen yemeklerini de evden götürdüğüm için bir şekilde yemek yapıyordum. Ama şimdi evdeyken ilginçtir daha az yediğimi fark ettim. Meğerse işyerine "ne olur ne olmaz" diye yanıma bir dolu şey alıyor ve onları bitirmeye çalışıyormuşum :) Yani insanların "izne ayrılınca kendini yemeğe verirsin" tezini de çürüttüm.
- Hobi aktivitelerine bakıp bakıp "ahh" geçiriyordum. "Keşke ben de yapabilsem" diyordum ama yapmıyordum :)  Geçenlerde kendi çapımda bir kavanoz süslemesi yaptım, nasıl mutlu oldum anlatamam. Oldukça amatör işi biliyorum ama ben o işi yaparken keyif aldım, önemli olan da buydu :)

-Yediğim yemeklere/ara öğünlere (bunları da başka bir yazıda anlatayım) renk katmaya çalıştım:
- Uzuuuun zamandır ertelediğim işleri yapmaya başladım. Ev işleri, düzen, arkadaşlarla haberleşme vs.
- Olmazsa olmazım: Meyve salatası :))

- Keyif saatlerine de bolca vakit ayırdım:

- Notlar aldım ki unutmayayım... Yazayım ki zihnim açılsın :)
- "herkese gidebilir ama bana gelmez" dediğim deli kuvveti cidden son haftalarda iyice yerleşti bünyeme.. Elif'i düşünmesem tüm evi silip süpürüp tüm dolapları ayrı ayrı temizleyeceğim :) Ama yok yapmıyorum.. Erken doğumu tetiklemesin diye kibarca yapıyorum işlerimi ve kızımın "Anneeaa yeter yoruldum" sinyallerini dinliyorum :)
- Kitap okumayı saysam mı bilemedim çünkü o "zaten" hayatımızda olan bir şey/varlık/olgu...
- Eski fotoğrafları düzenleme/yerleştirme işi de oldukça keyifli aslında tabii duygusal olarak etkilenmemek kaydıyla...
- Çöpü kullanmak :) Bu da ne demekmiş demeyin.. İnsan bazen attıkça ve başkalarıyla paylaştıkça rahatlıyor. Bir ara buradan hediye mi etsem acaba dediğim bir dolu kitabı kütüphaneye, gıcır gıcır eşyaları paylaşım merkezine verdim, ohh nasıl rahatladım. Bazı şeyleri de elbette çöpe attık. İnsan cidden hafifliyor...
- Film izlemek de güzel aslında ama son zamanlarda çoook da keyifli bir şeyler bulamıyorum. Kriterim de şu; korkutmasın, germesin, ağlatmasın hatta üzerinde düşünmem bile gerekmesin...Yani sadece 2 saatlik keyifli bir vakit geçireyim. Böyle film önerileriniz varsa lütfen paylaşın olur mu?
- Örgü örmek de aslında oldukça rahatlatıcı bir aktivite ama ben çok fazla örmeyi bilmediğim için pek bulaşmıyorum. Sadece en kolay örme şekli dedikleri haroşadan atkı yapabilirim, o da başkası başlarsa :)
- Puzzle de iyi fikir aslında ama çok fazla parçası olanlarda benim içim sıkılıyor. Kendime çocuk boyu 250lik almıştım ama hala başlamadım :)
*Sizin var mı öneriniz başka başka??
                                                                               ***
İş hayatınızdan memnunsanız ve sağlık açısından bir sorun yoksa 37. hafta izne ayrılmak düşünülebilir elbette ama benim canımı burnuma getirmişti çalıştığım yer ve ben kesinlikle "hamile ayrımı" yapılmamasını istedim. (zaten yapan da yoktu :P )
Hamilelik sadece fiziksel olan bir süreç değil. Hatta hiç değil-miş bence.
Zihninizde o kadar çok şey oluyor ki.
Kafanın rahat olması demek, huzurlu olman demek ve bebeğin de içeride mutlu mesut olması demek-miş :)

10 yorum:

  1. Ne güzel dolu bir yazı olmuş..kendi hamileliğim geldi aklıma..özledim... ben 5-6 gün evdeydim doğumdan önce.. yani işe bayağı devam ettim... evd eolmayı severim..hiç sıkılmam.. mutlaka yapacak bişi bulurum kendime..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.. Ben de evde olmayı seviyorum :)

      Sil
  2. Bence bir de yabancı dizilere sarabilirsin :) Bilhassa final yapmış, bol bol sezonu olanlara, gün nasıl giçiyor anlamazsnı ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstediğim tarzda dizi bulmak da hem zor oluyor hem de bir sardın mı hiç bırakamıyorsun ya (Bkz:Lost) ondan korkuyorum :) Ama önerin için çok teşekkürler..

      Sil
  3. Şimdi yalnız evin tadını çıkartın, Elif Hanım gelince evinizde olmak çok daha güzel olacak. Şu günlerin tadını çıkartın sonra çok ararsınız diyemem, o gelince herşey çok daha güzel olacak. Bunlar en sıkıcı günleriniz. Benim tontişim 7 yıl üzerine doğdu ama ben eski .ile ilgili bir şey hatırlamaya çalışsamda ondan öncesi gerçekten silik benim için.. Bakın görün çokk güzel günler geliyor kısmetse.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler.. Ben de öyle düşünüyorum..İnşallah Elifle her şey daha da güzelleşecek :)

      Sil
  4. Zevkle okudum yazınızı. İlk gebeliğimde 37. haftaya kadar çalışmıştım, doğumu (kayınvalidemlerle cümbür cemaat) beklemek sıkıcı gelmişti. Bu kez 32. haftadan ayrılmayı, evde bir başıma dinlenmeyi planlıyor, Nisan ayına denk geleceği için güzel havaların tadını çıkarırım diyorum. İşyerinde hemen hiç sıkıntım yok acaba bu 5 haftayı bol keseden harcamasam mı diye de aklıma geliyor...Bakalım gelen günler ne gösterecek...
    Hepimize mutlu sonla biten huzurlu bir süreç diliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşyerinde sıkıntı olmayınca karar bayağı zorlayıcı olur.. Her iki türlüsünü de düşünür insan. Ben işyerinde sıkıntım olmasaydı da 37 değil belki 35te ayrılırdım ama illa ki insanın kafasını şööyle bir rahatlatacağı günlere ihtiyacı oluyor gibime geliyor.. ya da ben sizi etkilemiş olmayayım :)
      Size de mutlu, sağlıklı günler doğumlar dilerim...

      Sil
  5. merhaba,

    çocuk kitapları dolayısıyla keşfettim bloğunuzu ne güzel kitap tanıtımlarınız var öyle.
    iş sıkıntınızı paylaştığınız bir yazınızı okuduğumda "hah aynı ben" diye düşünmüştüm. ilk hamileliğimde ben de "ev"li günlerimi iple çekiyordum. hatta 32. haftadan önce bir ay da yıllık iznimi kullanmıştım. sonrasında işe dönmeyeceğim diye doğum iznine çıktım ama 2 ay da ücretsiz izin kullanarak şartlar gereği mecburen kızım 4 aylıkken tekrar başladım 2 yıl oldu. 2. bebek haberini aldık yaklaşık 1 ay kadar önce ve ben yine dört gözle izni bekliyorum. çalışan ve yaptığı işten memnun olamayan bir anne olarak fikrim şudur ki; işini sevmiyorsan, bebeğinle vakit geçirmek ve doyasıya annelik yapmak istiyorsan, çalışmadığın için psikolojik ve mali yönden sıkıntı yaşamayacaksan çalışmamalısın. Yoksa çok yıpratıcı oluyor. Bir de bakacak kişi sorunu olursa. İnş 2. evladımdan sonra düşünmüyorum en azından çocuklar büyüyüp az da olsa bana ihtiyaçları kalmayıncaya kadar.
    dediğiniz gibi hamilelik fiziksel değişimin yanında zihinsel olarak da bir çok değişimin yaşandığı bir dönem. bir sürü gelgitler yaşanıyor ama anneliğe hazırlık için gerekli demek.
    sağlıkla kucağınıza alırsınız inşallah Elif kızı...
    ha unutmadan amigurumi oyuncak yapabilirsiniz minik kızınıza :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,
      İçten yorumunuz için çok teşekkürler..
      Sizin yavrunuzu da Allah bağışlasın, ikincisini de sağlıkla kucağınıza alın inşallah..
      İzin konusu gerçekten biraz kafa karıştırıcı olabiliyor. İnsan tam kestiremiyor da "döner miyim, ne zaman dönerim" diye, en güzeli bu süreci zamana bırakmak sanırım.
      Amigurumi oyuncaklar gerçekten çok güzel ve çok hoşuma gidiyor ama yapamam gibi geliyor, hiç elime almadım bile ama öneriniz için çok teşekkürler :)
      Reyyan minişinin blogu da devam eder umarım..

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...