Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




21 Ocak 2016 Perşembe

Annem Gelince / Bu Kış Kimse Üşümeyecek :)

Dün akşam annem geldi, evde bir bayram havası :) Elif halinden çok memnun, her şeyini ananesiyle yapmak istiyor, saçını o tarasın tokasını o taksın, ayakkabısını o giydirsin, Elif de onu milyon kere öpsün, oh ne ala. Bizimle abartısız 1-1.5 saate ağlayarak uyuyan bebe, ananesiyle 5 dakika içinde ağlamadan uyudu ya! Bu ne arkadaş, bu ne nazmış bize böyle. Maşallah böyle giderse bizim tatilimiz başlamış demektir. Zaten tatilden anladığım, aşağı yukarı böyle bir şey. Annem gelince, - Evin havası bir anda değişti. Eve çok acayip leziz yiyecekler de gelmiş oldu, hangisinden yiyeceğimizi şaşırdık, ben birkaç farklı börekle sarmayı aynı anda ağzıma tepiyordum en son :) - "Eşyaları kendi yerlerine koy Esra" İşte bu, yandığımın da resmi tabii. Temiz, titiz anneye sahipsen eşyaları rastgele...
Devamını oku »

20 Ocak 2016 Çarşamba

Martıya Uçmayı Öğreten Kedi / Luis Sepulveda

Çocuk kitaplarını sıklıkla okumaya başladığım 2010-2011 yıllarında tanıştım Sepulveda ile. O zamanki okumalarım ve aldığım notlar çok daha farklıydı tabii, sadece "sevdim ben bu kitabı" /"sanki çok da hoşlanmadım" / "bir şeyini sevmedim ama o 'şey' ne bilmiyorum diyebiliyordum. Zaman içerisinde bu cümleler genişledi ve en azından o 'şey'in ne olduğunu bulabilmeye başladım. (çoğunlukla, ama bazen hiçbir fikrim olmuyor :) Kitap okumak çok daha keyifli şu an benim için. Okumanın hazzı, "acaba şöyle olsa nasıl olurdu" bulmacasıyla birleşiyor ve ortaya neşeli notlar çıkıyor. Geçtiğimiz hafta "Martıya Uçmayı Öğreten Kedi"yi okuduğumda da benzer şeyler yaşadım. İlk okuduğumda hissettiğim duygu ile ikinci okumamda hissettiğim duygu birbirine yakındı, lakin eleştirel bir okuma yapınca aldığım...
Devamını oku »

19 Ocak 2016 Salı

Ankara Kitap Fuarı-2016

İstanbul Kitap Fuarından sonra herhangi bir fuara gitmedim, Ankara'daki kitap fuarına da ilk 3 yılında gitmiştim (AKM'deki) ve beni tatmin etmemişti. Bu sene ATO'da düzenlenen 10. Ankara Kitap Fuarına ise oldukça düşük bir beklentiyle gittim, öyle olunca da çok mutlu ayrıldım. (işin sırrı buymuş demek) Etkinliklerin, katılımcıların bir hayli yetersiz olduğunu fuar sayfasına bakınca görmüş, "acaba gitmesem mi" diye de düşünmüştüm ama sahafların gayet iyi olduğunu Selcen'den duyunca içime bir heyecan ateşi düştü. İlk gün fuarın kapanmasına 1 saat kala gidebildiğimiz için ben sadece sahaflara bakabildim. Hatta içlerinde kayboldum da denebilir. Çoğu İstanbul'dan gelmişti, Ankara'da olanlarının da kartını almıştım (sanırım kaybettim) İkinci gidişimde ise öğle arası vakti olduğundan yine...
Devamını oku »

14 Ocak 2016 Perşembe

Bu Aralar

Dikkatimi toparlayamıyorum. Tek bir konuya odaklanamıyorum. Her şeyden parça parça var aklımda, o parçalar bir bütünü oluşturmuyor. "Bütün" olmak istiyorlar mı gerçi onu da bilmiyorum. "Eksik Parça" ve "Pezzettino" kitapları geliyor aklıma. Kendimi kötü hissetmiyorum (çok şükür) sadece içimde yaşıyorum bazı şeyleri. Geçen gün okuduğum bir hikayeden de çok etkilendim, hikayede pek de tatlı olmayan bir kuş vardı-ismini vermeyeyim- ve benim kuşlarıma çok benziyordu. Sanırım bu kuşları kovalamanın ve kendine az daha güvenmenin vakti geldi. Gelmeli. Gelsin. Gelmiş. Mi? Bilmiyorum. Bu ara yine yazar okuması yapıyorum, çok keyif veriyor. Aklımda bir dolu yazı var bloguma yazmak istediğim, son cümle hiç gelmiyor, taslaklar doluyor. Sanırım ben bu sistemi yanlış anladım, word gibi kullanmaya...
Devamını oku »

7 Ocak 2016 Perşembe

Denizin Dibindeki Ev / YKY

Yeni yılda bitirdiğim ilk kitabın "Denizin Dibindeki Ev" olması beni çok şaşırttı çünkü heyecanla okuduğum başka kitaplar vardı. Derken bir gün postacı kapımızı çaldı ve 4YKK'nin bana kitap hediye gönderdiğini söyledi. Yaşasın! Kitabın ön ve arka kapağına bakınca keyifli bir kitap okuyacağımı düşündüm. Birkaç sayfa okudum ve "Aa ne güzelmiş" dedim. Sonrası ise ... Biraz değişik oldu :) (Kitabı okumadan yorumu okumayın!) Fark ettim ki buraya sadece çok sevdiklerimi yazıyorum, az sevdiklerim/sevmediklerime vakit ayırmıyorum. İşte bu kitap, bu serinin ilki olabilir, gerçi Arne'nin Adası da benim için hayal kırıklığıydı ama bu kitap daha da tuhaf. Öncelikle bana hediye ettiği kitap hakkında kötü şeyler yazmama kırılmayacağını bildiğim için Tangül'e, çok teşekkür ederim, sebebini en...
Devamını oku »

5 Ocak 2016 Salı

Şaşkınlıklarım & Dağınıklıklarım & Unutkanlıklarım & Tuhaflıklarım :)

Bana artık normal gelen bazı özelliklerimin başka insanlarla karşılaşınca pek de normal olmadığını zaman içerisinde anladım. Herkesin eminim vardır böyle huyları. Ben de bir süredir kendiminkileri not ediyordum, buraya da yazmış olayım. - Kışı palto giyebildiğim için seviyorum çünkü paltomun ceplerine dünyayı sığdırabiliyorum. İçinde hiç kullanılmamışından pek az kullanılmışına kadar geniş bir yelpazede peçeteler, kim bilir ne zamandan kalma alışveriş fişleri, kurum kimliği, eldiven, Elif'in tokası, bozuk para (toka ve paranın aynı yerde durduğunu annem duymasın :) , kağıt parçası, kalem, sap,yaprak, vs. şeyler oluyor ki son zamanlarda Gonca sayesinde dudak koruyucusunu bile buraya koyuyorum. Mont alırken illa ki kapşonlu ve cepli olmasına çok dikkat ederim ve bir montu sevdiysem...
Devamını oku »

4 Ocak 2016 Pazartesi

An'ı Yakalamak :)

Tatil günleri bizim evde genelde dinlenmeli değil de koşturmacalı geçiyor. Ev işleri ve Elif ile oynama arasında bir denge kurmaya çalışırken dışarıda yapılacak işler sırada bekliyor. O yüzden de misafircilik oynamaya bazen vakit kalmıyor. Bence hafta sonları iki gün olmaya devam ederken Pazartesi günleri annelere izin günü olmalı :) Gerçi cumartesi günleri de çalışan anneleri düşünüp yine halimize şükretmeliyiz sanırım. Bu tatilde -uzun zamandır bir ilk- kendime vakit ayırabildiğim 1-2 saat yakaladım, o anlar nasıl güzeldi :) Öncesinde çalışma odasına oranın bir ardiye olmadığını hatırlatacak kıvamda çeki düzen verdim. Çalışma masamı zaten çok seviyorum ama düzenlemeden önce içinden her şey çıkıyordu ve aradıklarımı bulamıyordum. Ne kadar sıklıkla olmalı bilmiyorum ama fotoğraftaki...
Devamını oku »