Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




Orhan Veli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Orhan Veli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mayıs 2013 Perşembe

Orhan Veli ile "Hoşgör Köftecisi"nde Geçen Bir Öğlen :)

Daha geçen gün kardeşime üstüne basa basa eskiden çok kitap ödünç verdiğimi ve hiçbirinin geri gelmediğini, bu saatten sonra ASLA kimseye kendi kitabımı ödünç vermeyeceğimi, gerekirse kişiye kitabı hediye edebileceğimi söyledim. Ve ekledim; kimseden de kitap ödünç alamam, çizerek okurum ben!
Ertesi gün  de serviste çok iyi tanımadığım birine henüz bitirdiğim ve içerisinde notlarımın olduğu kitabımı ödünç verdim :)
Nasıl?
Büyük konuşmak işte böyle dönüyor-muş :)
O da bana karşılığında bir şeyler vermek istedi herhalde ki yeni aldığı kitabını verdi. Ben henüz "yok ben kitap ödünç alamam, çizerek okurum ben" diyemeden kendimi kitabı incelerken buldum.
Orhan Veli'nin Hoşgör Köftecisi ile de böylece tanıştım..
Orhan Veli'nin -bildiğim kadarıyla- tek öykü kitabı.
Çeşitli dergilerde yayınlanmış 6 öyküsü, Amerikalı bir yazarın öyküsünün kendi "serbest" çevirisiyle olan bir de finali var. En sonunda da Orhan Veli ile edebiyat ve şiir üzerine yapılmış "anket" yer alıyor ..
Orhan Veli'yi hakkında uzun uzadıya yazacak kadar tanımasam da küçüklüğümden beri sevmişimdir.
Biraz serseri ama kendine güvenli tarzını..
Öykülerini de çok sevdim.
Kitabı daha yarılayamadan gittim kendime de aldım ve ödünç aldığım kitabı bir kenara koydum. Umarım yakın zamanda ben de Kofi'me kavuşurum :)


Kitaptan;
* Dükkanın havasına enikonu ısındığımı hissettiğim bir anda bu sevimli kadının ismini öğrenmek istedim: 
- İsmim bana bile lazım değil, sen ne yapacaksın? dedi.
* Bütün ıstıraplar aşktan doğuyor. Oysaki öte yandan milyonların, milyarların ıstırabı var. Ama ne yazık ki biz o insanı tanımıyoruz.
*Kediler baharı insanlardan evvel duyuyor demek.
* Böyle bir vaka gerçekten olabilirdi, değil mi? Öyle ya, olur olur! Niçin olmasın? Olmadı halbuki. Hepsini kendim uydurdum.
* - Ama biz, aramızda çalışan kadınlara kötü gözle bakmayız...
... Bu "kötü göz" lafı beni düşündürmeye başladı. Öyle ya, ben bu kambur kızdan hoşlanmışsam, onu sevmişsem neden ona kötü gözle bakmış olayım? Büsbütün tersine, iyi gözle bakmışım ki sevmişim...
* Bütün rahatsızlıklar, insanların kendi dünyalarının dışında kalmalarından geliyor.
* Bu beş lirayla pekala karnımı doyurabilir, ısınabilir, giyinebilir, dünyanın parasız olan bütün nimetlerinden faydalanabilirim. Gökyüzünün parlaklığı, denizin mavisi, ağaçların yeşilliği, toprağın sıcaklığı, suların sesi, havada uçan kuşlar, rüzgarın getirdiği çiçek kokuları... Nasıl vazgeçerim bunlardan? Hayır, ölmek istemiyorum...

YKY'den çıkan bu kitabı bir öğle arasında keyifle okudum, notlar aldım, paylaştım :)
Aranızda okuyanınız olursa yorumlarını merakla beklerim..
*Ödünç kitap konusunda yediğim büyük lafları da unutmadım :)

HERKESE KEYİFLİ KİTAP OKUMALAR, MUTLU GÜNLER :)


Devamını oku »