Bu ara çok sık duyduğum bir laf var: "İşi özlemişsindir, evde sıkılmışsındır"
Yoooo.
Hatta daha açık ifade edeyim: "Hiç alakası yok."
Severek yapmadığım bir işim olduğundan işimle ilgili bir şeyler yazdığım her yazıda bahsetmişimdir. Bunu hiç aksatmam :) İşini severek yapanlara da sevdiği işi yapanlara da gıpta etmişimdir.
Elif'in en en en gıdıklayıcı hallerinde bile aklımın ucundan bile geçmedi, işe dönmek.
Şimdi de ücretsiz izindeyim, evdeyim.
Yoruluyorum, koşturuyorum, büyüyorum.
Ama çok şükür ki gayet de mutluyum.
Bu, şu demek de değil ama:
Geçen gün bekar bir erkek arkadaşım aradı(işyerinden), "nasılsın, işler nasıl" vs. dedim. Bana" biz çok yoruluyoruz burada, sen oh evde yan gel yat bakalım." dedi.
!!!
Pardon ???
"Yatmak" derken???
Kötü niyetli olmadığını bildiğimden gülüp geçtim ama biliyorum ki birçok erkek arkadaşım için ben evde dinleniyorum, ohh yan gelip yatıyorum vs. (çalışma ortamımda neyse ki çok fazla kız yok)
Aslında dinleniyorum sahiden.
Yani kafamda hiç olmadığı kadar "akşama ne pişirsem, Elif'e şimdi ne yedirsem, azıcık vaktim var ütü mü yapsam yoksa 1 kahve mi içsem"ler dönüyor. Ama işyerinin o bunaltıcı işlerini düşünmüyorum.
Ve (maş. diyeyim) huzurluyum.
Fiziksel yorgunluğum cidden var ama sahi yeni annelere soralım bakalım, hangisi poposunun üzerinde oturabiliyor ki?
Yani yakınmaya gerek yok.
Hani arada boşalmak için çok yakınımıza dert yanabiliriz ama sonunda da ekleriz: "Çoook tatlı benim kızım" falan diye :)
Bir de bu bir yarış değil; "Kim daha çok yoruluyor?"
Bugün düşündüm ki ben Elif'ten önce hiçbir şey yapmıyormuşum.
Yani yapıyor gibi görünüp kendimi kandırıyormuşum.
Vaktim biii doluyken bahanelerim daha çokmuş.
Az kitap, az blog yazma, az yemek yapma.
"Çok" diyebileceğim pek bir şey de yok hani.
"Gezdik dolu dolu" da diyemem.
E ben / biz ne yapıyormuşuz yahu dedim.
"Çalışmayan anne" / "Çalışan anne" de litaretürden silinmesi gereken kavramlar bence.
Ben cidden çevremde "çalışmayan" kadın görmedim. "anne" olunmasına da gerek yok.
Önemli olan kişi nerede mutluysa orada olmalı, onu devam ettirmeli.
Sadece bebek bakımı, yemek, çamaşır döngüsü de kişiyi elbette ki tatmin etmiyor.
Bir şeyler yapmalı.
Bir şeyler üretmeli.
Ama ne?
Bence blog yazmalı :) Yani benim yöntemim bu.
Ya da ...
İşte orayı herkes kendi tamamlamalı.
Bana "yan gelip yatıyorsun" diyen arkadaşıma 1 günlük yer değişimi teklif ettim. Elif'i de gördü, biliyor. "Sen iyi idare ediyorsun aslında" falan diye geveledi.
Şu "bazı" erkekleri acıkmış, altına yapmış, uykusu gelmiş bir bebeyle 1 saat bırakıp çıkasım var.
Sonuç ne olur-du dersiniz?
:))
Devamını oku »
Yoooo.
Hatta daha açık ifade edeyim: "Hiç alakası yok."
Severek yapmadığım bir işim olduğundan işimle ilgili bir şeyler yazdığım her yazıda bahsetmişimdir. Bunu hiç aksatmam :) İşini severek yapanlara da sevdiği işi yapanlara da gıpta etmişimdir.
Elif'in en en en gıdıklayıcı hallerinde bile aklımın ucundan bile geçmedi, işe dönmek.
Şimdi de ücretsiz izindeyim, evdeyim.
Yoruluyorum, koşturuyorum, büyüyorum.
Ama çok şükür ki gayet de mutluyum.
Bu, şu demek de değil ama:
Geçen gün bekar bir erkek arkadaşım aradı(işyerinden), "nasılsın, işler nasıl" vs. dedim. Bana" biz çok yoruluyoruz burada, sen oh evde yan gel yat bakalım." dedi.
!!!
Pardon ???
"Yatmak" derken???
Kötü niyetli olmadığını bildiğimden gülüp geçtim ama biliyorum ki birçok erkek arkadaşım için ben evde dinleniyorum, ohh yan gelip yatıyorum vs. (çalışma ortamımda neyse ki çok fazla kız yok)
Aslında dinleniyorum sahiden.
Yani kafamda hiç olmadığı kadar "akşama ne pişirsem, Elif'e şimdi ne yedirsem, azıcık vaktim var ütü mü yapsam yoksa 1 kahve mi içsem"ler dönüyor. Ama işyerinin o bunaltıcı işlerini düşünmüyorum.
Ve (maş. diyeyim) huzurluyum.
Fiziksel yorgunluğum cidden var ama sahi yeni annelere soralım bakalım, hangisi poposunun üzerinde oturabiliyor ki?
Yani yakınmaya gerek yok.
Hani arada boşalmak için çok yakınımıza dert yanabiliriz ama sonunda da ekleriz: "Çoook tatlı benim kızım" falan diye :)
Bir de bu bir yarış değil; "Kim daha çok yoruluyor?"
Bugün düşündüm ki ben Elif'ten önce hiçbir şey yapmıyormuşum.
Yani yapıyor gibi görünüp kendimi kandırıyormuşum.
Vaktim biii doluyken bahanelerim daha çokmuş.
Az kitap, az blog yazma, az yemek yapma.
"Çok" diyebileceğim pek bir şey de yok hani.
"Gezdik dolu dolu" da diyemem.
E ben / biz ne yapıyormuşuz yahu dedim.
"Çalışmayan anne" / "Çalışan anne" de litaretürden silinmesi gereken kavramlar bence.
Ben cidden çevremde "çalışmayan" kadın görmedim. "anne" olunmasına da gerek yok.
Önemli olan kişi nerede mutluysa orada olmalı, onu devam ettirmeli.
Sadece bebek bakımı, yemek, çamaşır döngüsü de kişiyi elbette ki tatmin etmiyor.
Bir şeyler yapmalı.
Bir şeyler üretmeli.
Ama ne?
Bence blog yazmalı :) Yani benim yöntemim bu.
Ya da ...
İşte orayı herkes kendi tamamlamalı.
Bana "yan gelip yatıyorsun" diyen arkadaşıma 1 günlük yer değişimi teklif ettim. Elif'i de gördü, biliyor. "Sen iyi idare ediyorsun aslında" falan diye geveledi.
Şu "bazı" erkekleri acıkmış, altına yapmış, uykusu gelmiş bir bebeyle 1 saat bırakıp çıkasım var.
Sonuç ne olur-du dersiniz?
:))