Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




29 Ocak 2015 Perşembe

Elif(l)e Kitap Okumak :)

Elif'ten önce bir bebeğe ne zaman kitap okunur, nasıl okumalı, ne yapmalı hiç bilmiyordum. Çocuk kitaplarını sadece kendim için okuyordum. Okul öncesi kitapları okurken hayallere dalıyordum ve okumaktan büyük zevk alıyordum. Hele ki o çizimleri... İnsanlar ne kadar güzel bakıyor/düşünüyor diyordum. Şimdi de öyle düşünüyorum elbette ama Elif'e kitap okurken bir müddet sonra fark ettim ki aslında Elifle beraber okuyoruz kitapları.
Etrafında her zaman kitaplar oluyordu daha minikken. Şimdilerde de kitaplığına tırmanıyor :) üst katına da kendisinin erişebileceği yükseklikte iki katlı minik bir kitaplık aldık odasına, duvara da tabii ki monteledik. Şu ara en büyük zevki alt raftakileri bana vermek, üst raftakileri de tek tek aşağı indirmek ve bunu yaparken eğlenmek :) sonra da oturup birlikte kitapları karıştırıyoruz. Lakin Elif her zaman -doğal olarak- durduğu yerde durmuyor. "Aman ya anne şimdi de kitabın sırası mı" modundaysa genelde ısrar etmiyorum. Ama bazen benim kitap okuyasım oluyor. ben de "sen takıl, ben sesli okuyacağım bu kitabı" diyorum. Eğer yumuşak bir kıvamındaysa kucağıma oturtuyorum ve çok uzun olmayan, bol resimli bir hikayeyi baştan sona canlandırarak okuyorum. Bazen de kitabını alıp yanıma geliyor ve önüme koyup "ah" diyor. "Aç ve oku" demek bu :) Favori kitapları bile var. Onları da başka bir yazıda paylaşayım.
Arada düşünüyorum da acaba Elif kitaba olan ilgisinden çok benim yerde yuvarlanan, koşan, zıplayan halimle mi ilgileniyor? Anneme sorsanız benim müthiş bir tiyatro yeteneğim var. Bilmiyor ki bu yeteneğimi-varsa yani- Elif'in koliği sırasında kazandım. Arabada onu oyalamak için yaptığım animatörlüğün haddi hesabı yoktu ki :) Şimdilerde de durum pek farklı değil, Elif açık ve net ki arabada olmayı sevmiyor. Mama sandalyesinde boş oturmayı da sevmiyor. Oturduysa önüne hemen yemek gelecek, doyduysa hemen kalkacak, 2 dakikası bile kıymetli kızımın. Sandalyede oturup vaktini mi harcasın etrafta gezinip keşfe çıkmak varken. Bak şimdi :)) Dolayısıyla Ali Baba'nın Çiftliğindeki tümmm hayvanlara sevgilerimi gönderiyorum çünkü Elif sadece o şarkıyla dikkatini uzun tutabiliyor. Yakında "mö" derse şaşırmayacağız yani. Bir de ses vermeyen hayvanlar var; onları sevmiyorum. Örümcek mesela ya da salyangoz. Hani çiftlik ya tüm hayvanlar var tabii :)
Kısacası son 10 ayda içimdeki gizil gücü, "canlandırma" yeteneğimi keşfettim. Bu da kitaplara yansıdı. Şu an kendi okuduğum kitapları da efekt vermeden okuyamıyorum, o kötü oldu :))
Elif'i mutlaka kitabın içine katıyorum. "Banyo" yapılıyorsa kafasına şampuan sürüyorum gibi mıncırıyorum onu. Kucaklamamız gerektiğinde "canıım canıııım" diye birbirimize sarılıyoruz. Yani ben sarılıyorum, Elif de önceleri "ne yapıyorsun deli kadın" bakışı atıyordu, şimdilerde alıştı. geçenlerde sırtıma pışpış bile yaptı :)
Dışarıda yürüyüşe gittiğimizde de yanımda mutlaka bir kitap oluyor. 1-2 sayfa bile olsa bir şeyler okuyorum.
Kısacası Elif gün içerisinde oyun zamanı, uyku zamanı, yürüyüş zamanı diye düşünecek olursak ortalama 4-5 sefer kitapla haşır neşir oluyor. Bunların dışında keyfi iyi, oyuncaklarıyla kendisi oynuyorsa yüksek sesle kendi okuduğum kitabı okuyorum.
Tüm bunları tek ve yegane bir amaç için yapıyorum: kitap okuyabilmek (kendime)
Yani Elif bu kitap oku(n)ma kısmında yardımcı karakter de haberi yok.
Şuşu'yu okurken ""Bugün Şuşu'nun doğumgünüymüüüüüş" dediğimde hala "yaşasııın" nidasıyla kollarını kaldırıyor :)
Tüm çocuklara kitap okunmalı mı? Ne zaman ve ne tür kitaplar okunmalı? Bilmiyorum. Ben sadece içimden geldiği gibi davranıyorum.

Devamını oku »

28 Ocak 2015 Çarşamba

Çizimler (Çocuk Kitapları)

Bu ara sevdiğim çocuk kitaplarından çizim yapmaya çalışıyorum kendime eğlence niyetine. Eğlenirken de çok şey öğreniyorum aslında, yeni anladım. Her çizerin tarzı farklı, noktası virgülü hissiyatı her şeyi farklı ve bunu yeniden yorumlamak da cidden hem zor hem keyifli.
Çizdikçe instagrama koyup "bu kitabı ilk hatırlayan"a minik bir hediyem olacak yazıyorum. Ki, yalan değil :) kısa bir süre sonra minik bir kitap ayracı gönderiyorum o kişiye.
Bunlardan biri de Eric'ti, belki bir ara hikayesini buraya da yazarım.


Diğerini ise bilen olmadı. Belki ben çok benzetemedim ama soldaki resim aslında kitabın kapağı :) Demek ki bilen/gören olmamış bu kitabı, henüz.
Yorum olarak kitabın ismini yazan olursa minik bir kitap ayracı gönderebilirim.
Yalnız bu kitap ayracı işi gözünüzde büyümesin, oldukça basit el emeği, benim çizimlerimden oluşan kağıt/kartondan oluşma bir şey :)

Keçeli ve kuru kalemlerimi çok seviyorum. Keşke tüm günüm onlarla birlikte geçse diyeceğim ama o zaman da Elifle olan vaktimden çalmış olurum, onu da istemem. Zaten Elif uyuduğunda ve acil olan tüm işleri yaptığımda bazen 20 bazense 40 dakika benim oluyor, özel oluyor. An'ların tadını çıkartmak lazım :)
* İnstagram hesabım: 2balik, oradan da diğer resimleri görebilirsiniz. Hesabım kapalı, sadece "gerçek" kişilerle iletişim kurabilmek için. Reklamcılar, "takipçi sayısını arttırmak isteyenler", yolunu şaşıranlara hesabımı açmıyorum.
Devamını oku »

23 Ocak 2015 Cuma

Dost Mu Düşman Mı?

- Birinin dost mu düşman mı olduğu nasıl anlaşılır? diye sordu Zackarina.
- Vallahi, yemek gibi, dedi Kumkurdu. Tadına bakmak gerekir.
- Olmaz ki, dedi Zackarina. İnsanların tadına bakılmaz ki.
- Öyle, ama gözlerinin içine bakabilirsin, dedi Kumkurdu. O zaman her şey anlaşılır.
***
Ah be Kumkurdu, keşke her şey öyle basit olsa. İnsanlar gözlerindeki dostluğu/düşmanlığı da gizleyebiliyor artık, biliyor musun? "Yok yok ben o kadar saf biri değilim" diyorsun. Yine de 5463. kez aynı hatayı yapabiliyorsun. Muhtemelen Zackarina benden daha şanslı. En azından hala çocuk ve o çocuk masumiyetini kaybetmeden insanların gözlerinin içine bakacak cesareti var. Bu, güzel bir şey olsa gerek...
Toslamadan önce ben ve en sevdiğim yazar
* Bu yazı da böyle olsun, burada dursun, yine çok güvendiğim birilerine safça yaklaşacak olursam önce Kumkurdu'nun yanında alacağım soluğu, ilk tavsiyesine uyup belki de insanların tadına bakmayı hatırlarım...


Devamını oku »

21 Ocak 2015 Çarşamba

"Kitaplık Kurdu" ve "Hamilelik Günlüğü" :)

Ne zamandır aklımda olan bir şeydi, sonunda bugün yaptım ve başka mecralarda paylaştığım yazılarıma link verdim.
"Kitaplık Kurdu" ile sevgili Leylak Dalı ile tanıştım, çocuk kitapları hakkında yazayım dedim ve sağolsun bana "Perşembeleri senin o halde" dediler :) İlk başta düzenliydim aslında ama sonlara doğru yazıların arası seyrekleşti, derken site kapandı :/ Oradaki yazılarıma link verdim, okumak isteyen olursa.
Bir diğeri de hamilelik günlüğüm. Onun için biraz geç kaldım biliyorum ama sevgili Tanla beni her hafta nazımla sözümle baş üstünde ağırladı, ona da yeniden teşekkür edeyim.
İkisi de sağ tarafta "iletişim" kısmının hemen altında.
Görselleri büyütemedim, ben bu blog işini hala neden tam kıvıramadım anlayamıyorum :)
* Burcu, sen beni "bilgisayar mühendisi" zannetmiştin ya, bu görsellerden sonra bilgisayarla hiç alakam olmadığını anlamışsındır sanırım.
** Görsellerin nasıl büyütüleceğini bilen varsa söylesin :) Lokum yavrum gariban kaldı oracıkta...
Mutlu geceler herkese

10 numara kitap ve 100 numara Lokum :)

Devamını oku »

3 "Tatlı" Kişi ve Hediye Kitap

Geçtiğimiz haftalarda "takas kitap" etkinliği düzenlemiştim.
Katılım o kadar çok oldu ki ne yapacağımı şaşırdım :)
Çekilişe gerek kalmadı çünkü 3 kişiydik.
"Tatlı" olanlarsa diğer iki kişi böyle bir etkinliğe katıldıkları için, ben değilim yani :)
Arzu ve Edanın blogları da şahane, okumak isterseniz; şurada ve buradalar
Kısacası biz sessiz sedasız kendi aramızda listelediğimiz kitapları takas ederken benim elimde yine-hala- kitaplar kaldı.
Hani olur da "aa ben önceki yazıyı görmemiştim, şu kitabı çok isterim" diyen olursa ona da seve seve gönderirim.
Karışıklık olmasın diye yorum yazanlardan değil de mail yazanlardan ilk olanları seçeceğim, daha adil olur sanırım.
Son katılım: 25 Ocak Pazar.
Katılan olmazsa bu kitaplar kütüphane yolcusu, yani "takas" değil; "hediye" kitap olarak düşünün bu kitapları.
Kargoyu alıcı ödemeli göndereceğim, ilk defa :/ Umarım ayıp olmaz... O durumun da kusuruna bakmayın olur mu?


Devamını oku »

Günün Sürprizi : Elif, Bir Dolap Kitap'ta :)

Geçen yazımda "sürpriz" bir şeyden bahsedince bir ara Avustralya lafı da geçmişti de heyecanlanmıştım.
Biz -henüz- Avustralya'ya gidemedik ama Elif, Bir Dolap Kitap'a gitti :)
Söyleyebileceğim çok şey var ama en güzeli özü: Teşekkürler BDK ve tüm çekmeceler :)
Yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
İşte sürpriz buydu :)


Devamını oku »