Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




Doğum doktoru seçimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doğum doktoru seçimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Eylül 2017 Cumartesi

Sürpriz Yumurta Günlüğü : Gönlündeki Doktoru Bulmak?

Sahiden var mı acaba böyle bir şey?
 Benim için doktorumla kuracağım bağ gerçekten önemli. Bilgisine güvenmem yeterli değil; bana gözleriyle de hitap etmeli. Daha önce de yazmışım meğerse.
Gözler demişken Annemin Kelimeleri kitabını yazmıştım geçen hafta LÇK'ye, orada agorafobisi olan komşu Dette Heidi'ye insanları tanımak için öğüt veriyordu ve sonunda uygulamalı çalışıyorlardı. "Gözleri nasıl bakıyor ve sana nasıl hissettiriyor?" diye. Ne kadar alakasız iki konuyu nasıl birleştirdim yahu, neyse dağıtmayalım, konuya dönelim.
(Unutmadan geçen gün Grano'da kırmızılı ablayı gördüm, bu sefer mavi giymişti, yanımda biri olmasa belki konuşurdum, ne diyeceksem: "Merhaba siz bundan 1 yıl önce kırmızı kazak giyip yanıma oturan ve beni meraktan çatlatan kişisiniz, e nasılsınız görüşmeyeli?" ahahahaha)
Elifte yaklaşık 25 hafta aynı doktora gitmiştik, Ankara piyasası için soyadı vermeme gerek yok, Cihangir demem yeterli. Seviyordum adamı ve bana güven veriyordu ama son görüşmelerde öyle kıllandırmıştı ki beni... "Epiduralsiz normal doğum istiyorum, bu sürede hastanede olma imkanınız var mı?" diyorum, "Bak seni prenses doğuma alalım epiduralli rahat edersin." diyor. Baktım ki aynı dili konuşmuyoruz. Ben o ara İçgüdüsel Doğum okuyorum, Hypnobirthing araştırıyorum, amca bana "prenses" diyor; "Sensin prenses" deyip çıkacaktım da yapmadım. Bir de doğum ücretlerini öğrenince dudağıma bir uçuk yerleşmesin mi? Tamam abarttım ama onların abarttığı kadar değil. Neyse 25 haftadan sonra gittiğim doktorlar zaten "E Cihangir Beyden niye ayrıldınız ki? Hayret yani!" modunda. Tek söylediğim şu: "Her şey yolunda giderse normal doğum istiyorum." Verilen tepkilere göre kendime rota çizdim. Hypnobirthingi Ankarada tek yapan Sebahat Hanımı oldukça kötü bir özel hastanede buldum ama ne yalan söyliyeyim ben orada çişimi bile yapmazdım, hypno'su size kalsın deyip kaçtım. Sonra karşıma tatlı Ebru doktor çıktı, Ankara piyasası için bilindik biri değil, orta halli bir özel hastanede çalışıyor ve ben daha sormadan bana her seferinde uzun vakitler ayırıp detaylıca her şeyi anlatıyor. "5 dakkada Beşiktaş" seferleri yapan doktorlar gibi değil. Zaten gelmişim 32.haftaya, hani "Kaldım gitti" dedim ve 40+4'e kadar onunlaydım. Daha en başta normal doğum pazarlığı yaptığım için 39dan sonra beni hiç zorlamadı, gün aşırı nst'lere girdim ve bana sadece bir kere "Fikrinde değişme var mı?" dedi. "Yok dedim, bebek iyiyse 42'yi zorlarım." Çok tecrübeli bir doktor değildi ama nazikçe en fazla 41'in sonunu bekleyebileceğini, daha fazlasının risk olacağını anlattı. Doğum hikayemi baştan yazmayayım, merak eden buradan okuyabilir, 40+4te sabah uyandığımda Elifin hareketsizliğinden bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştım. Doktorum orada bile ısrar etmedi, hareketsizlik iyiye işaret değil, kendin karar ver dedi. Elif kakasını yapması haricinde o kadar rahat ve tepemdeydi ki suni sancı alsam en az 12 saat kıvranırdım. O kadar çok doğum hikayesi okumuştum ki (çoğu pozitif olsa da) yolun sonundaki riskleri ve risk almanın sonuçlarını görebiliyordum. Çok çok zor bir karar olmuştu ama o an hissettiğim şeyi yaptım, 9.5 aylık normal doğum kanalizini bir kenara bıraktım (belki de takıntıydı) ve gönül rızasıyla sezaryene girdim çünkü bebeğin iri doğma ihtimali yüzde 90'dı. Neyse sonuçta doğru kararı vermiştim. Bebek iriydi ve kakasını yapmış ama yutmamıştı. Bu açıdan pozitif bir hikaye.
2. bebek haberinin şokunu yaklaşık 10-12. hafta gibi attıktan sonra aklımda SSVD vardı! Bak şimdi bu kız akıllanmıyor mu dersiniz ne dersiniz bilmiyorum :)
Ama dur tam bu araya bir parantez gerek. Elife hamileyken normal doğumu neredeyse her şartta yaptıran (öyle hikayeler duydum ki ağzım açık kaldı) bir doktorun yanına gitmeye niyetlendik ama inanılmaz yoğun bir devlet hastanesinde çalışıyordu ve görüşemedik. Aradan zaman geçti, ben kadınla tanışmak için (rutin smr vs) o ara çalıştığı hastaneye gittim. Kadına aşık olmayayım mı! O ara hamile olmadığıma yanmayayım mı! Bu kadar mı "insan" bir doktor olur. Adını da vereyim: Funda Fehime. Günün birinde tanışırsanız anlarsınız, böyle bir doktor yok. Yani o doktorsa diğer görüştüğümüz insanlar kim? Herkes ulaşabilsin diye oldukça düşük ücretli bir hastanede çalışıyor, bu bile müthiş gelmişti çünkü muayene açsa yine herkes koşarak giderdi. Neyse Çeşmeden ayrılacağımız sıra "Funda Hoca emekli oluyormuş." haberi çıktı. Çok önemsemedim, birincisi yakın zamanda gebelik düşünmüyordum (ahahahah, sanırım bunu düşünürken bile hamileydim) ikincisi Funda Hoca kesinlikle emekli olamazdı, mesleğine aşıktı... Neyse Çeşme dönüşü şokun katmerlisini yaşadım: Datçaya yerleşmiş ve evet kesin emekli olmuş! Vay ben nerelere gidem! Bu baya etkilemişti beni aslında çünkü doğum hikayemi anlatıp "Hocam siz olsanız ben normal doğum yapardım değil mi?" dediğimde (nasıl içimde kalmışsa artık) nazikçe "Yok kızım, bu şartlarda ben de seni sezaryene alırdım." dedi ki epiduralsiz harika normal doğumlar yaptırıyor, bizzat doğum yapanlardan biliyorum. Kapa parantez, unut Funda Hocayı.
O ara benim SSVD düşündüğümü duyan bir arkadaşım Ankarada Sebahat Hoca var dedi, bir de baktım bu Hypnobirthing Abla! Koşarak muayenesine gittim ama ilk cümlede yer alan "gözler"i hatırladınız mı? Konuşma sıcak, ortam ev ortamı ama...Ama beni/bizi rahatsız eden bir şey var. Samimi gelmiyor kesinlikle ve nitekim son randevuya (aslında 3 kere gitmiş olacaktık) gidemeyince bana whatsuptan yolladığı mesaj ile bendeki kırıntıları tamamen bitirdi.
Ankaraya zaten 16 hafta gibi gelmiştim, bazı yerler Başkent Hast. gibi o haftadan itibaren de almıyorlardı. İlk takip Çeşme Devlet Hastanesiydi, ikili tarama Adanada bir doktordaydı ve o şahane 3lü tarama inanılmaz kötü bir doktorda gerçekleşti. Adını vermeyi istiyorum ama hadi etik olmaz diye vermiyorum. Turuncu ve kıvırcık saçlı biri. Gitmeyin ona! :) (Sarı çizmeli Mehmet Ağa gibi oldu ama ne yapayım) Birkaç "çok iyi" doktoru maddiyattan dolayı eledim, doğum ücretleri 9-10binmiş! Bu nasıl bir soygun yahu?
Aylin isminde bir doktora gittim ve çalıştığı hastaneye rutin kan tahlilleri ve muayene ücretiyle 600 lira para bayıldım. Sonuç : 5 dakkada Beşiktaş doktoru çıktı! İçeride olduğumuz süre o kadar kısaydı ki ben çıktığımızda içeri niye girdiğimi hatırlamıyordum. Girmiş miydik yani şimdi? Bebek ne alemdeydi? Bilen varsa söylesindi... Arkamıza bakmadan çıktığımızda 600 liranın bu kadar taş gibi oturacağını bilemezdim. (Ben o paraya kaç kitap alırdım sen biliyor musun ablacım)
Sonra Hasan isminde bir doktora gittik, "çok iyi" denilenden. SSVD için "mümkün değil, hayatta olmaz, imkanı yok." dedi. Bulabileceği başka olumsuz ifade olsa onları da söylerdi eminim :) Ve sonra şunu dedi "Bu ayrıntılı ultrason erken yapılmış, burada yine yapılacak." Aradan gerçekten 7 gün bile geçmemiş, hani şunu dese daha inandırıcı bulacağım. "hastane politikası gereği dış tahlil ve tetkiklere güvenmiyoruz." Ve zaten hamileliğin başından beri yapacağım en doğru şeyi yapıp ayrıntılı ultrason için Eyüp Ekiciye gitmiştim. Sevmeyeni daha çok kendisinin ama şunu kabul edelim; amca bu işi biliyor. Yani onun sonucunun üzerine bir sonuç zaten komik ama bir de Hasan Amca olaya kasap gibi yaklaşınca ben yine doktorsuz kaldım mı!
Gönlüme ve aynı zamanda cebime uyan doktoru bulamadım kısacası ama bu zaman zarfında şuna odaklandım; SSVD'yi gerçekten istiyor muyum? Bunu hayat amacım yapacak enerjim var mı? veya normal doğumu neden bu kadar ısrarla istiyorum?
Sonuç: SSVD talebimden vazgeçtim ve suyun yolunu bulmasına bıraktım kendimi.
Öyle olunca geçen cuma kendimi devlet hastanesinde bulmayayım mı?
Ne kadar saf gitmişsem doktora:
"Takibinizi kim yapıyor?" "Kimse yani birçok doktor ama şu an kimse."
"Tahlil sonuçları yanında mı?" "Yok, evde unuttum."
"peki şimdi neden geldin?" "bebek iyi mi diye görmeye"
O kadar doğal konuşunca kadın kızamadı bile :) Ayrıntılı ultrasona orada da girdim (ücretsiz tabii) ve eski sonuçlara ulaşıp doktora gösterince "E zaten Eyüp Abi bakmış." dedi.
Şimdi geldik 24. haftanın içine.
Zaman hızlı mı? Bence hızlı.
İki hafta sonra şeker yüklemesi var. Bir ara yaptırmasam diyordum ama baktım o meyveleri löp löp yiyorum, onu da yaptırmaya karar verdim. Kısacası, şu an en kötü karar bile kararsızlıktan iyi hissettirdi.
-Şeker yüklemesi yaptır.
- Hislerine güven
- Doğumu akışına bırak.
- SSVD talebimden bu noktada ayrılmış durumdayım, riskleri okuyunca gerçekten değer mi sorusu aklıma geliyor ve şu an bunu istemiyorum.

Bakalım ilerleyen zamanda neler yaşayacağız, görünen doğum tarihi bile varla yok arası aslında çünkü son adet tarihi ve yumurtlama zamanı farkı var. İkisinin ortası da 1 Ocak oluyor :)
Olay hep aynı yere bağlanıyor aslında, hakkımızda hayırlısı olsun ve bebeğimiz sağlıkla gelsin. Gerisi detaydan başka bir şey değil.
Ankaradaki kadın doğumcular konusunda epey bilgim oldu, sorusu olan mail atabilir.
Doktoru sevmek/sevmemek göreceli bir şey tabii ama bazen de "ortak" noktalar oluyor turuncu saçlı abla gibi :)
Yazmayı unutuyordum, ilk doktorum Ebruya da gidebilirim ama şu an çalıştığı hastanenin ücret politikası beni epey düşündürüyor. Yoksa düşünmeden ona gitmiştim ...

* Günlük 1 burada.
Devamını oku »

21 Mart 2014 Cuma

Doğum Doktoru Nasıl Olmalı: Bilgili mi İlgili mi?

Hamile kaldığımızı öğrendiğimiz süreçte aklımızda tek bir doktor vardı. Gayet tanınmış, bilindik, oldukça deneyimli, tavsiyesi bol kır saçlı bir amca.
İnsan ilk başlardaki muayenelerde bence hiçbir şey anlamıyor çünkü doktordan daha çok bebeğin sağlığı iyi mi kısmına odaklanıyorsunuz. Ya da bizde öyle olmuştu. Görüştüğümz süreler de kısıtlıydı; 3 haftada 1 ya da ayda 1. İlk başlarda bize "ultra süper iyi" görünüyordu doktorumuz çünkü çok tecrübeli ve bilgiliydi. Hatta bizi odasının kapısında ayakta karşılıyordu :) (ona mı tav olduk acaba :) Ancak bir sorun çıktığında amca bizi hiç hatırlamıyordu. Yani telefonda her seferinde yeniden tanışıyorduk. Bu da biraz garip geliyordu açıkçası. Çooooook hastası vardı anlıyorum ama daha dün görüştük be kardeşim de diyesim gelmişti bir seferinde. Bir de özel muayene olduğundan verdiği tahliller vs. hep başka yerlerde yaptırılıyor ve onlar için ekstra zaman ayarlaması ve stres yaşanıyordu. Detaylı ultrason için de bizi Ankarada pek meşhur başka bir amcaya yönlendirdi. İşinde çok iyi olabilir ama o kadar tuhaf bir adam ve mekandı ki çıktığımızda ikimiz de salak gibiydik. Hatta bir sonraki kontrolde "bizi niye oraya gönderdiniz" diye kendi doktoruma ufaktan kızmıştım. Çünkü gereksiz bir yerdi ve o kadar para bayılmamıza da gerek yoktu. Neyse dedik...
25. hafta kontrolü geldiğinde sanırım asıl dönüşüm yaşandı. Bir aydır bebeğimizi görelim vs. diye heyecanla bekliyoruz; doktor o kadar kısa süre bakıp konuyu kapattı ki... meğerse sezaryene yetişecekmiş. Benim elimde sorular kalakaldım; "e biz başka zaman gelseydik" dedim. "Zaten ortamı hazırlıyorlar, hemen gider işimi halleder gelirim" dedi ama o ara şoförüne arabayı hazırlatıyordu.
Ben bir de en saf halimle "benim muhtemel doğum tarihim ne zaman; siz buralarda mısınız?" deyince olanlar oldu.
Doktor en "normal" haliyle takvime bakıp "aaaa ben o tarihlerde muhtemelen yurtdışındayım" demesin mi???!!!
"E peki ne olacak o zaman?" dedik.
"Her zaman b planımız vardır; sizi güvendiğim bir doktora emanet edeceğim" dedi.....
İyi de senin güvendiğin doktora bakalım ben güvenecek miyim :)
Çıktığımızda alık balıklar gibiydik...
Yok arkadaş böyle gitmemeliydi bu iş.
Doktor anladık çok bilgiliydi de böyle saçma bir muameleye değer miydi?
Önceki görüşmelerimizi de düşününce o doktor amcadaki eksik şeyi bulmuştuk: heyecan!!! Amca heyecanını kaybetmişti. Beni ısrarla epiduralli normal doğuma ikna etmeye çalışıyordu çünkü epiduralli olursa ben "prenses gibi" doğuracaktım ama "epiduralsiz" olursa onu boş yere sıkıntıya sokacaktık...
Şu an riskli gebelik durumu yaşayan birilerine bu bahsettiğim amcayı gözü kapalı tavsiye ederim çünkü alanında çok başarılı. Ancak bizim elektirklerimiz kendisini çok sevmiş olmama rağmen tutmadı.
(İşte o ara ben ilk aydınlanmamı yaşadım ama buraya sıkıştırmayayım;ayrıca yazayım onları...)


Peki gönlüne yatan bir doktor bulmak kolay mı???
Hiç de değil...
25-28 arası kimselere gitmedik,zaten niye gidelim.
Baktığımız ilk kriter doktorun bir hastanede çalışıyor olmasıydı yani yeniden özel muayene sıkıntısı yaşamak istemedik.
28. haftada yine herkesin ballandırarak anlattığı genç bir erkek doktora gittik. Ben çok ümitliydim kendisinden. İnternetten araştırma yapınca "aa ben bu adamı çok sevdim" demiştim.Ki ne kadar safmışım :)
Görüşmemizde ilk sorusu daha doğrusu sorgusu ilk doktorumuzu neden bıraktığımız üzerine detaylıca bizi sıkıştırmak oldu. "Sana ne arkadaş" demek istedim. demedim elbette... Fazla ukala halleri bizi inanılmaz itti. İşinde yüz numara olabilirsin ama biraz alçakgönüllü ol,dedik...
29. hafta geldiğinde yine şahane tavsiyelerle hypnobirthing uygulayan bir kadın doktor ile yollarımız kesişti. İlk muayenede bile çok fazla gel-git yaşadık konuşmalarından ama bulunduğu hastanenin hijyen koşulları beni ikna etmişti; devlet hastanesinde doğursam daha iyiydi...O derece yani... tabii bir de doktorun "doğum hafta sonu olursa ben giremem" demesi bizi süper ikna etti.. Zira Elif'e "kızım az daha bekle, pazartesi doğuverirsin" diyecek halim yoktu :)
Ve ben laylaylom bir şekilde doktor işini bıraktım...
O ara stres yaparım diyordum ama rahatladım, içime bir rahatlık geldi yani.
madem bu kadar uğraştık ve istediğimiz doktoru bulamadık demek ki işleri oluruna bırakmanın tam sırasıydı...
Bize "doktorunuz kim" diye soranlara "şu ara hiç kimse" diyorduk :))
31. haftaya geldiğimizde -ki ben o ara tüm sorumluluğu karabalığa bıraktım; iyi bir doktoru sen bul dedim- benim 32. haftada izne ayrılmam durumu olunca doktor arayışımız tamamen şansa kalmıştı aslında.
(O ara başka bir doktor daha bulmuştuk ama randevu istediğimizde "yarın kurumdan ayrılıyor"dediler; biz de gülerek telefonu kapattık)

Veee gelelim şimdiki gittiğimiz hastane ve doktora.
Ben hala akıllanmadığım için olsa gerek ara ara büyük konuşmaya devam ediyorum demek ki...
Bu hastanenin önünden servisle geçerken hep "bu hastaneye kim gelir ki;butik bir yer...yazık iş yapıyor mu ki" diyordum. Bir de "ben kadın kadın doğum doktoru istemem" diyordum :)
Nasıl da yuttum bu lafları.
Butik ama oldukça temiz ve düzenli bir yer. Doktorumuz da kadın ve gayet bilgili/ilgili/rahatlatıcı/eli hafif vs.
Bize gittiğimizde oldukça acayip sorular da sormadı. İlk günden sevmiştik kendisini ama şu an sarılmak bile istiyorum ona :) Öyle rahatlatıcı cümleler kuruyor ki... Bir de bir ara (yani yaklaşık 2 görüşmemizden sonra) telefonla arayıp bir şeyler sormamız gerekti ve bizi hatırladı!!!
"Bizim tatlı bebiş" diye seviyor Elifi :)
Elbette ki doğumda nasıl olduğu önemli ama şimdiye kadar bize hep güven verdi, sorularımızı oldukça detaylı yanıtladı.
Bu da önemli değil mi?
Kısacası bir doktor bilgili olsun tabii ki ama ilgili de olsun diyorum ben. Yani o heyecanı seninle yaşasın. 89653. doğumu olacaksa herhalde aynı heyecan kalmıyordur ama bizim ilk doğumumuz olacak inşallah, o yüzden de heyecanlıyız tabii ki.
Umarım doktorumuzla ilgili güzel fikir ve yorumlarımız devam eder ve size doğumdan sonra da güzel şeyler yazarım.
Son kontrole tesadüfen annem de gelmişti ve doktorumuza tam not verdi :)
Doktor maceramız da böyleydi ama bu süreç bana çok şey kattı; bir dolu aydınlanma yaşadım. Onları da başka yazıda anlatayım da düşünce olarak "nerdeeeen nereyeee" geldiğimi bir dökeyim size :)

MUSMUTLU GÜNLER & GÜNEŞLİ VAKİTLER :)
Devamını oku »