Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




16 Haziran 2013 Pazar

Ödünç Kitap İşleri :)

Her kitabın yazılışından ayrı olarak sizde bir hikayesi vardır; kimini sahafta tesadüfen bulup alırsınız, kimi hediye gelmiştir, kimi de ödünç verilmiştir.(daha da uzar bu hikayeler tabii)
Ancak ödünç alınan kitapların listesi olmadığından -benim gibi- unutkan biriyseniz ne okuduğunuzu çabucak unutursunuz.
Kütüphaneden alınan kitaplarım için bir listem var neyse ki :)
Arkadaşlarıma ödünç verdiğim ve geri gelmeyen kitaplardan sonra kendimce profil çıkartıyorum kitap verirken. Ki bunu çok yapamadığımı buradaki  yazıda okumuştuk ama olsun.
Bir de ben kitabını geri isteyemeyenlerdenim. Utanıyorum sanki kötü bir şeymiş gibi.
"Okumuş olsa verirdi" diyebiliyorum sadece.
Bu iş de tek taraflı değil elbette; bana da ödünç verilen kitaplar oluyor-ben istemesem de-
İşte o zaman kitabı almayıp hemen geri mi versem "zaten şu an okuduğum kitaplar var, sıraya koyarım  ben bu kitabı ama yakında bitmeyebilir" mi desem, ne desem şaşırıyorum.
Altı üstü 1 kitap belki, ama değil.
Yani benim için değil :)
Bu durumu yaşayan başkaları da olabilir diye düşünerek birkaç not eklemek istedim:
- Ödünç alınan kitap "bir gün mutlaka" geri verilmelidir.
- Ödünç alınan kitaplara kendi kitaplarımızdan da daha hassas yaklaşmalıyız bence, çantası benim gibi "cevat kelle" modunda olanlar; kitabın üzerine su dökülmesine, eğilip bükülmesine karşı dikkatli olun. Ben yaptım,siz yapmayın :)
- Ödünç alınan kitapların da 1 hikayesi olduğu unutulmamalı; başına bir şey gelirse yenisini alırım dememeliyiz sanki. Belki içinde özel notlar vardır..

Çok mu stres yapıyorum acaba diye düşünüyorum bazen. "Kitabı ödünç alma da verme de bu dertten kurtul" demem, diyemem..
Çünkü ne olursa olsun gerçekten "hayat" da "kitaplar" da paylaşınca güzel oluyor, sonra da şöyle bir görüntü oluşuyor :
Kaynak: burada
* Benden ödünç kitap alıp da bu yazıyı okuyanlar; lütfen korkmayın, sadece kitabıma iyi davranın, arada halini hatrını sorun, gezmesi bitince de evine kavuşturun :)

HERKESE (KARARLI) KİTAP OKUMALAR, SAYFALAR ARASINDA KEYİFLİ VAKİTLER DİLERİM :)
Devamını oku »

Evde Olmak ve Kararsız Kalmak

Evde olmayı ve evde vakit geçirmeyi seviyorum.
Bize bazılarının "terlik ailesi" demesine gülümseyerek yaklaşıyor, hafta sonu gelse de evde kalsak demekten kendimizi alamıyoruz.
Aslında gezmeyi de bir o kadar sevdiğimizi söyleyebilirim ama evin hali bir başka :)
Her hafta sonu ayakları uzatmalık vakitler kalmayabiliyor.
Peki bu güzel vakit kalınca ne oluyor?
Ya kafam karışıyor ya da kararsız kalıyorum :)
Temizliğe mi vakit ayırsaydım ya da yemek mi yapsaydım ama ben kitap okumak istiyordum gibi bir üçgenin uzatılmış köşelerinde savrulurken buluyorum kendimi. (matematiği iyi olup da "üçgen" konusunda yanlış söz söylediğimi düşünen olabilir :)
İşte o yüzden insanlar üşenmemişler ve "zaman yönetimi" gibi bir kavram çıkarmışlar ve içini doldurmuşlar. Ama sanki bir yerleri atlamışlar: Bir şeyi yaparken başka bir şeyi yapmadığından duyulan pişmanlık.
Bir de hayat her zaman-hatta çoğu zaman- kalıplara girmiyor ki...
Canım aynı anda hem yazı yazıp hem kitap okuyup hem de kitap eklerine dalmak isterken ütü masasında birikenleri görünce "hadi hepsini sırayla yapalım" düzlemi bana uymuyor.
Evde kalmanın benim için bu handikabı dışında başka bir olumsuz tarafı yok.
Ne yaparsam yapayım; "aklından balıklar geçen kedi" gibi oluyorum :)
Lokum :)

Şimdi ben buraya yazı yazarken "akşama ne pişirsem" demiyorum çünkü dünden kalanları ısıtacağımı biliyorum :)

Evde kalınca "ne yapacağını şaşıranlar"; nerdesiniz???
Devamını oku »

Pratik Tarifler: Fırında Kaşarlı Mantar :)

Daha önce muhtemelen bahsetmişimdir, mutfağımızda "şef" yok; o yüzden de pratik tarifler gün kurtarıcı olabiliyor.
Bunlardan biri de "fırında kaşarlı mantar".
Eminim birçoğunuz -mantar seviyorsanız- zaten yapıyorsunuzdur, benimkisi sadece hatırlatma:
"Fırında Kaşarlı Mantar" birçok ana yemeğe eşlik etmekten mutluluk duyuyor :)
Ben nasıl yapıyorum?
Malzemelerim:
1 paket mantar (400gr.)
Biraz kaşar peyniri
Biraz tereyağı
Hazırlanma/Fırınlama:
-Mantarları saplarını çıkararak güzelce yıkadıktan sonra fırına uygun bir tepsiye diziyoruz. Üstlerine az biraz tereyağı koyduktan sonra fırına sürüyoruz.(yaklaşık 10-15 dakika, 160derece)

-Tereyağı eridikten sonra kaşar peynirini mantarların içi boş kısımlarına koyuyoruz ve yeniden fırına veriyoruz.(10 dak.)

Sonrasında da afiyetle yiyoruz :)
Kavun içi mantar :)
Tek başına yendiğinde de lezzetli ancak ağır kaçabilir. Eşlikçileri:
- Fırında balık
- Fırında patates
- Yeşili bol salata olabilir.
Ben yemekleri karştırarak yiyenlerden olduğumdan benim için kavuniçi bile çok uygun :)
*Daha detaylı bir tarif okumak isterseniz buaraya bakabilirsiniz

HERKESE LEZZETLİ, SAĞLIKLI,KEYİFLİ HAFTA SONLARI :)

Devamını oku »

14 Haziran 2013 Cuma

Bu Aralar

Yazacak ne çok şey var aslında.
Unutmayayım diye aldığım notlar iyice kabardı.
Önümüzdeki günlerde hoş bir konserden, çocuk kitaplarından,çokça karıştırdığım hususlardan, neler olup bittiğinden ve en çok da beni heyecanlandıran sürprizlerden bahsediyor olacağım-umarım-
Önceki gün telefonunu iş yerinde unuttuğu için toplantıya geç gelen arkadaşıma gülmemiştim halbuki ama akşam şarj aletini ben evde unutmuşum; o yüzden yazmayı planladıklarım kaldı.
Bugünlerde yine karşıma uğur böcekleri çıkıyor(mecaz anlamda değil); onlarla sohbet ediyorum.
Uğurlarını kime konduracaklarına kendilerinin karar vermediğini söylüyorlar; demek ki iş bize düşüyor :)
Bugün ayrıca;
Yeğenlerim dediğim kuzen çocuklarının da karne alma günü.
İtiraf etmek gerekirse yaşları büyüdükçe bir yerlerde tökezleyeceklerini en azından benim gibi matematikte veya fen bilgisinde azıcık da olsa çakacaklarını düşünmüştüm, yanılmışım.
Hepsi de maş. matematik canavarı çıktı, utandım.
Karnende zayıf not yoksa o karnenin ne anlamı olur bilmiyorum :)
Ankara'da sıcak havalar başladı ancak akşamları hala gök gürültülü yağmurlu.
Sormayı unuttum sahi,
Sizin havanız nasıl :)
Keyifli hafta sonları herkese...

Tüm öğrencilere bugünden, ödevsiz, kendi rızalarıyla keşfedecekleri kocaman dünyalar, eğlenceli kitaplar, top peşinde koşmalar, geç uyanmalar, uyuzlanmalar, can sıkkınlıkları neticesinde gelişen keyifli oyunlar, çokça deniz tuzu, bol güneşler, kısaca mutlu tatiller dilerim :)


Kaynak: burada

Devamını oku »

11 Haziran 2013 Salı

% Kaç :)

"% kaç"ın içinde olduğunu bilen var mı aranızda?
Ben de bilmiyordum.
Lakin tecrübeler onu da öğretiyor-muş.
Küçüklüğümden beri bazen okulda bazen günlük hayatta kimi zaman da hastanede şu cümleyi sıklıkla duydum; "İnsanlar genelde ..., sen %3'ün içerisindesin.."
"Bu ilaç 100 kişiden 98'i üzerinde etkili oldu ama siz 2 kişiden birisiniz."
"Sınavda herkes ...'da yığıldı ama sen ... notunu aldın, nasıl başardın?"(iyi anlamda değil elbette bu ve örnek elbette ki matematik:)
Bu yazıyı yazmamdaki amaç, bu cümleleri en az benim kadar duyan başka birinin varlığından haberdar olmak.
Kendimi özel mi hissetmeliydim, bilmiyorum.
Ki bu "özel" durumlar çoğu kez benim lehimde de olmadı ama sonuç hep "size göre normal" oldu.
Hastalıklarla öyle çok mücadele etmiş biri olmadım çok şükür ancak doktor çeşnileriyle de hayatımın değişik dönemlerinde tanıştım.
Şimdi yine çok da detay vermeme gerek olmayacak bir konu üzerinde düşünürken fark ettim.
Belki de gerçekten her insanın vardır bir %'si.
Benimki "genelleme" kaldırmıyor onu biliyorum ama sormak istedim, sizin %'niz kaç :)

Kaynak: burada
Tabii buradan "normal" nedir, kimdir'e kadar uzanabilirim ama konu matematik olunca "nokta"; "." benim için yeterli oluyor :)
Devamını oku »

8 Haziran 2013 Cumartesi

Haiku :)

Şiir severim ama hemen hepsini içim sıkılmadan okuyamam.
Doğruya doğru :)
Çocuk şiirlerini severim ama özel günlere yönelik olanlarını sevmem.
Orhan Veli, Murathan Mungan, Cemal Süreya severim belki daha önce söylemişimdir.
Bir de geçenlerde yeni bir şiir türü ile tanıştım; Haiku.

BDK Banu'nun bir yazısında geçiyordu; Vikipedia'dan bakınca şöyle bir şeye ulaştım;
"Haiku (Japonca 俳句, Türkçesi eğlenceli mısra) bugün tüm dünyada meşhur olan geleneksel bir Japon şiir türüdür. Dünyanın en kısa şiir türü sayılır.
En önemli Haiku şairleri arasında Matsuo Bashō (1644-1694), Yosa Buson (1716-1783), Kobayashi Issa (1763-1827) ve Masaoka Shiki (1867-1902) gösterilebilir. Bashō öğrencileriyle Haikai şiirini yenilemiş ve ona ciddi bir edebiyat saygınlığı kazandırmıştır. Shiki modern Haiku'nun kurucusu sayılır. Aynı zamanda Haiku kavramının (Haikai veya Hokku karşısında) yerleşmesini sağlayan da o olmuştur.
Japon Haiku'ları çoğunlukla 5-7-5 ölçülü üçlü kelime öbeklerinden oluşup kelimeler sütun halinde yan yana sıralanır. Haiku'nun vazgeçilmez bir unsuru da somutluğu ve halihazıra olan bağlantısıdır. Bilhassa geleneksel Haikular Kigo ile mevsimlere imada bulunurlar. Temel özellikleri olarak okuyanın kendi tecrübesiyle tamamladığı bitmemiş, açık metin karakteri de gösterilebilir. Metinde her şey söylenmezken duygular nadiren isimlendirilir ve bunların şiirde yer alan somut şeyler ve bağlamdan çıkarılmaları lazım gelir.
Modern Haiku ekolleri tüm dünyada sadece geleneksel şekilleri değil, aynı zamanda bazı metin biçimlendirme kurallarını da sorgulayıp yeni yollar bulmaya çalışıyorlar."
Ve bugün Haiku konusuna nasıl geldim?
Kuzenimdeyim ve ona gelirken "sıkıldığınızda yapacağınız 100 şey" gibi bir liste getirmiştim.
Rastgele çektik ve bana önce "çantanızdaki nesneleri çizin" gibi bir aktivite çıktı, sevmedim. Başka bir tane çektim. Onda da "Haiku yazın" diyordu. Bu hoşuma gitti ve ilk denememi, Haiku kurallarına uyup uymadığını bilmesem de buraya yazmak istedim :)
Umarım seversiniz:

Bugün Haiku
kokusu
 var havada.
:)
Devamını oku »