Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




4 Ağustos 2016 Perşembe

Nereden Başlasam Bilemedim :)

Canım blog, farkındayım seni ihmal ediyorum. Canım çok uzun yazmak istiyor, o yüzden de "yeni yayın" demeye çekiniyorum. Blogları takip ediyor ve sevdiğim bloggerlar yeni yazı girmişse çok keyifleniyorum. En son ne yazmışım diye baktım, 3 hafta olmuş. Normalde insan hayatı için 3 hafta çok da mühim bir aralık değil ama ülkemizin son halini düşününce geçtiğimiz o 3 hafta çok şey anlatıyor. Bu konudan bahsetmek istemiyorum. Tekrarlanmamasını diliyorum sadece. Önce kendimden bahsedeyim, başka şeyler sonraya kalsın. Hayatımın en çok kitap okuduğum dönemindeyim ve bunun tersi bir şekilde "hiç kitap okumuyorum" hissini yaşıyorum. Çünkü normal bir zamanda okumuyorum. Baktım ki öyle bir şey lüks kalıyor ve gece yatmadan önce okunan 5-10 dakikalar da haliyle yetmiyor. Ben de kafamı çalıştırıp...
Devamını oku »

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Ortaya Karışık Haller :)

Sevgili ve canım blogum nasılsın? Aradan geçen zamanda buraya hiç uğramadığımı düşünüyorsun belki ama öyle değil. Yayınlamadığım yazılarımla ben hep burdaydım :) Havalimanı saldırısından sonra mesela harika(!) bir yazı yazmıştım, görsel de ekleyeyim diye bir anlığına duraksayınca "emin misin?" dedim. cevabım "kararsızım" olunca yayınlamadım. ertesi gün okudum ki amanın, o ne negatif yük öyle, hemen sildim yayınlardan. Geç de olsa geçmiş olsun diyeyim, canım Arzu'ya ulaşamayınca ben epey panikledim çünkü. Hele ilk etapta orada olduğunu öğrenince soğuk terler döktüm. Sevdiğin birinden haber alamamak ne kötü bir şeymiş. İnşallah bir daha asla yaşanmaz. (kendi bile inanmadı yazarken ama olsun) buraya heyecanla gelmemin bir diğer sebebi, zihnimde hep konuşup durduğum şeyleri buraya da...
Devamını oku »

23 Haziran 2016 Perşembe

Bu Aralar

Hava fazla sıcak değil mi? Biliyorum yaz mevsimindeyiz ama ayakkabının ayağıma neredeyse yapıştığı (ince çorap giyince de kaşındırıyor) bir dönemdeyiz. Adanalıyım ve sıcağa alışkınım ama sıcağı gerçekten sevmiyorum. Yemeği maksat yerini bulsun diye yiyorum yoksa üç öğün karpuz peynir ile idare edebilirim. Hazır az önce yepyeni kitaplarım da kargodan gelmişken ve ben öğle arasında güzel bir ağacın altında öyle ve sadece oturmuşken bloguma da aklımdakileri yazayım istedim. Kafamda hem bir dolu şey var hem de bir "nötr" halindeyim. Olur, yapılır, hallolur elbet. Değil mi? Konu başlıklarından biri Elif'in kreş durumu. Öğretmeni yine bebek grubuyla devam edeceği için Elif başka bir öğretmene geçecek. Hiç istediğimiz bir şey olmasa da olabilir... Asıl sorun aynı arkadaş ekibiyle devam...
Devamını oku »

16 Haziran 2016 Perşembe

Elif Büyüyor / 26 Aylık

2 yaş yazısından sonra Elif ile ilgili buraya pek bir şey eklememişim, kaç gündür de yazmak istiyordum, işte geldim buradayım :) Elif'in 19-23 ay arası bambaşka bir dönemi vardı, o dönem sahiden çıldırma noktasına geldiğim çok olmuştu. Tam olarak konuşamadığından ne istediğini de anlayamıyorduk. 23-24 aylık dönem ise tam bir çiçekti hatta ben bunun bize hediye olarak verildiğini düşünmüştüm. Karabalığa kalsa 2 yaş krizlerini atlatmıştık ama ben anne bloglarından okuduğum kadarıyla (kitaplardan çok daha iyi bence birçoğu) ona sadece hafifçe sırıtıyordum. (neyse ki altın dişim falan yok da, o sırıtışla daha da parlamıyor :P) Doğum gününden kısa bir süre sonra da adına "2 yaş halleri" diyebileceğimiz Elif'in bambaşka bir yüzü ile tanıştık. Bu dönem için Pelinden okuduklarım/ paylaştıklarımız...
Devamını oku »

7 Haziran 2016 Salı

Bu Aralar / Güzel Şeyler

Canım blog, bu ara seni biraz ihmal ettim farkındayım. Mayıs ayı okumalarımı bile daha yazamadım, umarım bir ara yazarım. Neyse ki goodreads var da neyi ne ara okuduğumu görebiliyorum :) Geçtiğimiz 3 haftada bir dolu şey yaşandı. İki defa şehir dışına çıktık mesela. Biri Uşak'a babaanne&dede ziyareti, diğeri de Adana'ya anane&teyze ziyareti. Elif ikisinden de çok memnun ayrıldı. Hala onları sayıklıyor. Yol boyu yediğimiz çiğ bademlerde kaldı aklı :) Daha önce bahsettiğim "Ayna" çalışması gayet iyi gidiyor. Kendimle ilgili fark ettiğim şeyler beni geliştirmeye başladı. (henüz geliştirmedi ama 'başladı, bu da güzel...) Geçtiğimiz hafta sol kolum uyuştu, bir dolu tetkik mr şu bu neticesinde hiçbir şeyimin olmadığı görüldü, bin şükür. Ondan da yeni şeyler öğrendim, o açıdan bakalım...
Devamını oku »

17 Mayıs 2016 Salı

Geçtigitti Geçtigitti Geçtigitti / Marjolijin Hof

Nasıl denk geldi ben de bilmiyorum, "Babam Çalılığa Dönüşünce" kitabından hemen sonra okuma şansım oldu bu kitabı. Yazarın daha önce "Dedem ve Ben" kitabını okumuştum, bloga da yazdım diye düşünüyordum ama yazmamışım. O kitabı Elif'in ilk kreş gününde bekleme salonunda okumuştum, muhtemelen bu özelliğinden dolayı kitabı hiç unutamayacağım. "Geçtigitti Geçtigitti Geçtigitti" kitabını uzun zamandır merak ediyordum, okuduğuma ve Kiek ile tanıştığıma sevindim. Kiek, annesi babası ve yaşlı köpekleri Mona ile beraber mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Babası doktor olduğundan savaş zamanlarında ihtiyaç duyulan bölgeye gönüllü olarak gider. Kiek ve annesi bu duruma her ne kadar çok üzülseler de durumu idare etmeye çalışırlar. Elbette bu, Kiek için pek de kolay değildir... Bu kitap, savaşa...
Devamını oku »