Kütüphaneleri çok sevdiğimi daha önce söylemiştim sanırım.
Geçen gün fark ettim ki kütüphanelerden çok şey öğrenmişim, farkında olmadan :)
Öyle paylaşayım istedim :
- Hani bazı kitaplara durup durup sarılasınız gelir;belki zaman geçer yeniden okuyasınız gelir. İşte onu yapamamayı öğrenmek. Kısaca;kitabı "geri verme" durumu ile karşılaşma.
-Kitaba zarar verememe: Kendi kitaplarıma çok kötü davranmıyorum elbette ama çizmeden not almadan da okumuyorum. Çantamda gidip geliyorlar nereye gidersem. Oysaki ödünç alınan kitaplar bırak not almayı çantada bir şey olmasın diye poşette gidip geliyor -bazen-:)
- Kitap ödünç alınınca ve süresi de olunca ben panik oluyorum. Hatta bazen strese bile giriyorum;çünkü en fazla 1 kere süreyi uzatabiliyorsunuz ve kitabı okumadan da teslim etmek istemiyorum. Dolaysıyla kitapları daha kısa sürede okuma alışkanlığı kazandım :)
- Kütüphaneye sıklıkla gitme alışkanlığı kazanmış olmak insana keyif ve mutluluk veriyor.
- Bazen insanın canı hiçbir şey yapmak istemeyebiliyor. Kütüphane ortamlarında güzel bir etkileşim de oluyor.
Belki daha önce anlatmışımdır,kütüphaneye gittiğim bir gün amaçsızca etrafa bakınıyorum. Kitap okumaya değil de sanırım ders çalışmaya gitmiştim. Çooook yaşlı, neredeyse 85-90 yaşlarında başında beresi olan bir amca(dede) oturmuş ciddiyetle bir şeyler okuyor ve not alıyordu. Yazısı da o kadar güzel di ki... Utandım.
Ve ona gülümseyerek ders çalışmaya devam ettim...
İşte sırf bu yüzden bile güzel bence kütüphaneler...
Siz ne dersiniz?
Paylaşma, alışkanlık kazandırma vb. güzel duygular aşılamaz mı çocuklara?
HERKESE KEYİFLİ OKUMALAR, SAĞLIKLI GÜNLER :)
Devamını oku »
Geçen gün fark ettim ki kütüphanelerden çok şey öğrenmişim, farkında olmadan :)
Öyle paylaşayım istedim :
- Hani bazı kitaplara durup durup sarılasınız gelir;belki zaman geçer yeniden okuyasınız gelir. İşte onu yapamamayı öğrenmek. Kısaca;kitabı "geri verme" durumu ile karşılaşma.
-Kitaba zarar verememe: Kendi kitaplarıma çok kötü davranmıyorum elbette ama çizmeden not almadan da okumuyorum. Çantamda gidip geliyorlar nereye gidersem. Oysaki ödünç alınan kitaplar bırak not almayı çantada bir şey olmasın diye poşette gidip geliyor -bazen-:)
- Kitap ödünç alınınca ve süresi de olunca ben panik oluyorum. Hatta bazen strese bile giriyorum;çünkü en fazla 1 kere süreyi uzatabiliyorsunuz ve kitabı okumadan da teslim etmek istemiyorum. Dolaysıyla kitapları daha kısa sürede okuma alışkanlığı kazandım :)
- Kütüphaneye sıklıkla gitme alışkanlığı kazanmış olmak insana keyif ve mutluluk veriyor.
- Bazen insanın canı hiçbir şey yapmak istemeyebiliyor. Kütüphane ortamlarında güzel bir etkileşim de oluyor.
Belki daha önce anlatmışımdır,kütüphaneye gittiğim bir gün amaçsızca etrafa bakınıyorum. Kitap okumaya değil de sanırım ders çalışmaya gitmiştim. Çooook yaşlı, neredeyse 85-90 yaşlarında başında beresi olan bir amca(dede) oturmuş ciddiyetle bir şeyler okuyor ve not alıyordu. Yazısı da o kadar güzel di ki... Utandım.
Ve ona gülümseyerek ders çalışmaya devam ettim...
İşte sırf bu yüzden bile güzel bence kütüphaneler...
Siz ne dersiniz?
Paylaşma, alışkanlık kazandırma vb. güzel duygular aşılamaz mı çocuklara?
Bu da ben :) Kaynak: burada |