Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




16 Mayıs 2013 Perşembe

Kare'de Buluşalım :)

Ankara'da Atakule civarında oturanlar ya da yolu oradan geçenler bilirler Kare Kitabevini.
Kapanalı da yine oldu birkaç yıl.
Yerinde önce oyuncakçı açılmıştı sonra da bir market.
O civarda oturmasam bile takip etmiştim akıbetini.
Çünkü orası benim kendi paramı kazandığım ilk yerdi :)
Üniversite bitmiş ama iş yok.
"Sevmediğim bir işi yapmam ben" diyecek kadar büyük konuşuyorum- bak o zamanlar da büyük konuşuyormuşum- :)
Bir arkadaşımın tavsiyesi ile "kitap danışmanlığı"na başvurdum.
Birkaç gün sonra da çalışmaya başladım.
Birkaç alakasızlık dışında hep çok sevdim orayı ve işe hep severek gittim.
Yerleri tahtaydı bir kere tam hayalimdeki kitabevi gibi..
"Satış danışmanlığı" değil de "kitap danışmanlığı" yapıyorduk..
Herkesin kendi ilgi alanına göre uzmanlaşmaya çalıştığı bir alanı vardı.
Benimkilerden bir tanesi de elbette çocuk kitaplarıydı.
Başladığımda biraz(!) karışıktı, kimse de gönüllü olmamıştı düzenlemeye.
Ben önce yayınevlerine göre dizdim, sonra yazara göre sonra konu başlıkları/çeşitliliğine göre..
Kısaca her aradığımı bulabilecek bir haldeydim ama işin kötüsü ben yoksam kimse aradığı kitabı bulamıyordu ki bu da kötü bir şeydi :)
Ben de sadece yayınevleri sırası yaptım :)
Sıklıkla yazarlarla imza günü düzenleniyordu, Cumartesi günleri.
Unutamadığım yazar, Ayla Kutlu olmuştu, (şimdi yazmayacağım) birkaç diyaloğumuza dayanarak.
Muzaffer İzgü'yü çocuklar hiç boş bırakmamıştı ki konuşalım :)
Çok küçükken okuduğum Kurt Seyt&Shura kitaplarının yazarı ile de orada tanışmıştım.
Feyza Hepçilingir ile konuşurken Türkçe'yi düzgün kullanmaya dikkat ettim.
Kısacası dolu dolu geçiyordu günler.
İki nokta vardı unutamadığım;
1. Garfield gibi olsa da her gördüğümde kaçtığım kapıdaki kedi (zaman zaman içeri de giriyordu) Tam bir kitaplık kedisiydi. Ama ben o kadar çok korkuyordum ki kedilerden kendimi hemen alt katta buluyordum :)
2. Çocuk kitaplarının müdavimi bir çocuk: Tek başına geliyor, büyük bir dikkatle bir gün önceden bıraktığı kitabı okuyor ve saati gelince de gidiyordu. Rahatsız etmek istemediğimden pek konuşamadık ama ilkokul 2 ya da 3. sınıfta okuyordu. Okul dönüşü de evde kimse olmadığından ailesini beklerken Kare'de vakit geçiriyordu :) Keşke adını da hatırlayabilsem ama unutmuşum.. "Ali" diyesim geldi :)

Kare sayesinde güzel arkadaşlıklar kadar güzel kitaplar da tanıdım. Okumasam da kitapların çoğunu/yayınevlerini hep bildim.
Kare sayesinde ya da yüzünden mi demeliyim; şu an neredeyse hiçbir kitabevini sev(e)miyorum..

İstanbul'da İyi Cüceler, Düşevi İzmir'de Hayal Kurdum kitabevlerini merak ediyorum, kim bilir belki onlarda aradığımı bulurum.
O zamana kadar biz en iyisi,
Kare'de buluşalım :)

Kaynak: Burada



4 yorum:

  1. Yolunuz düşerse seve seve Düşevi'ne bekleriz. Bizde kitaplar ne yayınevine, ne de yazara göre ayrılmış durumda, ama ahşap parke yerlerimize oturup kitapları karıştırmak, gelen minik lokumları sıkıştırmak, kocaman beyaz tahtamıza resim yapmak serbest :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Düşevi,
      O kadar çok merak ediyorum ki kitabevinizi, İstanbul'a geldiğimde mutlaka uğrayacağım; kitapları karıştırmak, lokumları sıkıştırmak, resim yapmak ve hatta atölyelerinize katılmak için :)
      Sevgiler

      Sil
  2. Kitapçıda çalışmak benim d ehoşuma gidebilecek bir iş..iş değil zevk hatta..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben tereddüt yaşamıştım önce acaba kitaplarla "iş" yapınca onlardan soğur muyum diye, yanıldığımı Kare'de anladım :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...