Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




3 Ocak 2017 Salı

Bir Zamanlar Hayat Bizimdi

Bu kitap daha çıkar çıkmaz gözüme çarptı çünkü kapak görseline bayıldım ve nedense içindeki hikayeyi de çok seveceğime dair bir şeyler hissettim ama kitabı satın alıp okumam neredeyse 1 yılı buldu. İlk satırları önceden okuduğum için çok fazla hayal kırıklığı beklemiyordum ama ilk 50 sayfa o kadar "ortalama/hatta onun altında" geçti ki, şaşırmadım desem yalan olur. Okuyorum ama hani şöyle çorba karıştırırken veya tuvaletteyken elime almak isteyecek derecede sabırsızca değil. Öyle, satırlarda göz gezdiriyor gibi okuyorum. Sonra ne oldu bilmiyorum, beni aldı bir heyecan. "Ee sonra ne olmuş?" diye diye ve aslında kitabın en başında sonunu bildiğimiz halde bir merakla okudum. Ve bu kitap 2016 ile 2017'nin arasında arafta kaldı. Ben ilk başta savsaklayarak okumasaydım 2016'nın kapanış...
Devamını oku »

2 Ocak 2017 Pazartesi

Bazen Olur Öyle - 2

Yeni yılın ilk yazısı da mı aceleyle yazılacaktı? Olsun, ben unutmadan aklımdakileri yazayım da varsın acele olsun. Öncelikle ülke ve dünya gündemi ile ilgili iki kelam edesim var. Haber izlemiyor halimle bile birçok şeyden haberim oluyor. Bu durum iyi mi kötü mü tartışılır tabii. Neyse konumuz o değil. Ankaradaki ilk patlamadan sonra "korku" gelmiş ve yüreğimin ortasına yerleşmişti ama o zaman bu kadar sıklıkla tehdit altında yaşayacağımızı bilmiyorduk. Safmışız belki. Sonra çeşitli yerlerden haberler gelmeye devam edince işin rengi değişti ve yüreciğime yerleşen korkunun esiri olmaya başladım(k). Metroyu sık kullanmasam da arada biniyorum ve her seferinde gözlerim etrafı tarıyor, "şüpheli" var mı diye. Ne yapacağım acaba? Göz göze gelsem ne diyeceğim? Allah korusun tabii ama neticede...
Devamını oku »

28 Aralık 2016 Çarşamba

2016 / Dönüşüm / 2017

Bu yazıyı her zamanki gibi 1 günde yazıp geçerek değil de ara ara yazarak tamamlamaya niyetliyim. Aklımda uzun soluklu bir yazı var. O yüzden sıkı durun ve hazır olun. Ya da tam tersi rahat olun ve arkanıza yaslanın :) demişim ve orada bırakmışım. Demek ki fazla rahatlık da iyi değil, o da bu da olsun'a takılıp ortaya hiçbir şey çıkarmamak da... 2016 için genel bir yazı yazmasam olmazdı, beni maazallah "blog dünyası"ndan atarlardı :) Hala en sevdiğim sosyal mecra burası sanırım ilk gözbebeğim olmasından da kaynaklanıyor, "kimse okumazsa ben okurum" rahatlığı da var tabii :) (Bu arada blogdaki anlaşılamayan istatistik yükselmesi devam ediyor, Polonya'dan beni takip eden kim var, lütfen söylesin, merak ettiğim bir ülke zaten, belki yanına gelirim. 2500 tıklanmayı geçiyorum bu ülkeden,...
Devamını oku »

21 Aralık 2016 Çarşamba

İza'nın Şarkısı

Bu kitabı Leylak Dalı Nurşen Abla sayesinde öğrenmiş ve bir yere not etmiştim, baskısı yoktu sahaflarda aranıp bulunacaktı. Yalnız neyi aradığımı unutunca kapağında tavşan fotoğrafı olan ve adı üç harfli olan bir kitabı bu özellikleriyle sormak biraz tuhaf kaçacağından kitabı Yasemen bana sorana kadar resmen unuttum. "Bu kitabı bulabilir miyiz?" diye mesaj atınca, "A-ha, tabii buluruz hem de 2 tane" diye havamı attım. Atmasam iyiymiş :) Nadirkitapta 60 liraya buldum ve şok oldum. Sonrasında "Baskısı Olmayan Kitapların Dedektörü" Kırvırcık Kuzen Merve yayınevinin sitesinde son 1 adet bulduğunu söyleyince havalara uçtum. (GECE, sen demiştin değil mi, pdf var diye, ben henüz pdf kitap okumaya başlamadım 🙈 ) Peki bu kitap kimin olacaktı? Dırın dırın... Tabii ki Yasemen'e verecektim...
Devamını oku »

19 Aralık 2016 Pazartesi

Hikayebaz Oldum!

Bir süredir "hikaye anlatıcılığı" ile ilgili bir şeyler ilgimi çekiyor ama hani böyle oldukça uzaktan. Bu ilgi ile ilgili "ne yaptın" diye sorsalar "hiçbir şey" diyebilecek boyuttayım. Bunu bilen bir arkadaşım Hacettepe Üniversitesi'nin Çocuk Gelişimi bölümü öğrencilerinin (HUCGET) organizasyonuyla düzenlenen "Tuğba Canşalı ile Hikayeler Eğitimi"ni bana söylediğinde ilk tepkim "Ama nasıl olur ki?"den ziyade "Hemen gitmeliyim" oldu. Aradaki minik detayları atlıyorum ve 17 Aralık Cumartesi günü katıldığım bu etkinliğe geçiyorum. Öncelikle ortaya konan nesnelerden bizim için bir şey ifade eden bir nesneyi seçmemiz istendi ve tabii ki benim tercihim Elifin favori hayvanı ZÜRAFA oldu :) O kadar çok oyun oynadık ki bir an kendimi Elifin kreşinde hissettim :) Onlardan biri de arkadaşından...
Devamını oku »

9 Aralık 2016 Cuma

Dün / Turta

Aklımda hiç böyle bir yazı yoktu açıkçası ama Turta'dan bahsetmek istiyorum. Birkaç zamandır farklı mecralarda duyduğum bir isimdi: Turta hatta Turta'nın cheescake'leri. Aman nasıl efsane nasıl müthiş. Daha gitmeden ağzımın suyu öyle bir akmıştı ki Elif'in üzerinde zıplamak için su birikintisi aramasına gerek yoktu, benim salya sularımda eğlenebilirdi, ahahaha hani o derece bir beklentideydim. Ve fark ettim ki Elif'in kreşine oldukça yakın bir mekandan bahsediyoruz. O halde neden bir uğramıyoruz ve cheescake'lerinden bir dilim almıyoruz dedim. Önce mekanı bulduk, içeri girerken harika kokuyu içime çektim ve gururla ilerliyorum: az sonra hayatımda yiyip yiyebileceğim en iyi cheescake'i almış olacağım. Nihahaha, tutun beni çünkü ayaklarım yere basmıyor :) Ortam ilk etapta beni karanlık...
Devamını oku »