Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




28 Aralık 2016 Çarşamba

2016 / Dönüşüm / 2017

Bu yazıyı her zamanki gibi 1 günde yazıp geçerek değil de ara ara yazarak tamamlamaya niyetliyim. Aklımda uzun soluklu bir yazı var. O yüzden sıkı durun ve hazır olun. Ya da tam tersi rahat olun ve arkanıza yaslanın :) demişim ve orada bırakmışım. Demek ki fazla rahatlık da iyi değil, o da bu da olsun'a takılıp ortaya hiçbir şey çıkarmamak da... 2016 için genel bir yazı yazmasam olmazdı, beni maazallah "blog dünyası"ndan atarlardı :) Hala en sevdiğim sosyal mecra burası sanırım ilk gözbebeğim olmasından da kaynaklanıyor, "kimse okumazsa ben okurum" rahatlığı da var tabii :) (Bu arada blogdaki anlaşılamayan istatistik yükselmesi devam ediyor, Polonya'dan beni takip eden kim var, lütfen söylesin, merak ettiğim bir ülke zaten, belki yanına gelirim. 2500 tıklanmayı geçiyorum bu ülkeden,...
Devamını oku »

21 Aralık 2016 Çarşamba

İza'nın Şarkısı

Bu kitabı Leylak Dalı Nurşen Abla sayesinde öğrenmiş ve bir yere not etmiştim, baskısı yoktu sahaflarda aranıp bulunacaktı. Yalnız neyi aradığımı unutunca kapağında tavşan fotoğrafı olan ve adı üç harfli olan bir kitabı bu özellikleriyle sormak biraz tuhaf kaçacağından kitabı Yasemen bana sorana kadar resmen unuttum. "Bu kitabı bulabilir miyiz?" diye mesaj atınca, "A-ha, tabii buluruz hem de 2 tane" diye havamı attım. Atmasam iyiymiş :) Nadirkitapta 60 liraya buldum ve şok oldum. Sonrasında "Baskısı Olmayan Kitapların Dedektörü" Kırvırcık Kuzen Merve yayınevinin sitesinde son 1 adet bulduğunu söyleyince havalara uçtum. (GECE, sen demiştin değil mi, pdf var diye, ben henüz pdf kitap okumaya başlamadım 🙈 ) Peki bu kitap kimin olacaktı? Dırın dırın... Tabii ki Yasemen'e verecektim...
Devamını oku »

19 Aralık 2016 Pazartesi

Hikayebaz Oldum!

Bir süredir "hikaye anlatıcılığı" ile ilgili bir şeyler ilgimi çekiyor ama hani böyle oldukça uzaktan. Bu ilgi ile ilgili "ne yaptın" diye sorsalar "hiçbir şey" diyebilecek boyuttayım. Bunu bilen bir arkadaşım Hacettepe Üniversitesi'nin Çocuk Gelişimi bölümü öğrencilerinin (HUCGET) organizasyonuyla düzenlenen "Tuğba Canşalı ile Hikayeler Eğitimi"ni bana söylediğinde ilk tepkim "Ama nasıl olur ki?"den ziyade "Hemen gitmeliyim" oldu. Aradaki minik detayları atlıyorum ve 17 Aralık Cumartesi günü katıldığım bu etkinliğe geçiyorum. Öncelikle ortaya konan nesnelerden bizim için bir şey ifade eden bir nesneyi seçmemiz istendi ve tabii ki benim tercihim Elifin favori hayvanı ZÜRAFA oldu :) O kadar çok oyun oynadık ki bir an kendimi Elifin kreşinde hissettim :) Onlardan biri de arkadaşından...
Devamını oku »

9 Aralık 2016 Cuma

Dün / Turta

Aklımda hiç böyle bir yazı yoktu açıkçası ama Turta'dan bahsetmek istiyorum. Birkaç zamandır farklı mecralarda duyduğum bir isimdi: Turta hatta Turta'nın cheescake'leri. Aman nasıl efsane nasıl müthiş. Daha gitmeden ağzımın suyu öyle bir akmıştı ki Elif'in üzerinde zıplamak için su birikintisi aramasına gerek yoktu, benim salya sularımda eğlenebilirdi, ahahaha hani o derece bir beklentideydim. Ve fark ettim ki Elif'in kreşine oldukça yakın bir mekandan bahsediyoruz. O halde neden bir uğramıyoruz ve cheescake'lerinden bir dilim almıyoruz dedim. Önce mekanı bulduk, içeri girerken harika kokuyu içime çektim ve gururla ilerliyorum: az sonra hayatımda yiyip yiyebileceğim en iyi cheescake'i almış olacağım. Nihahaha, tutun beni çünkü ayaklarım yere basmıyor :) Ortam ilk etapta beni karanlık...
Devamını oku »

6 Aralık 2016 Salı

Dün / Challenge Accepted: İnternet Yok

Her şey pazar gecesi yatmadan önce elime aldığım kitaplarda okuduklarım sebebiyle oldu. Neden bilmiyorum yatmadan hemen öncesi için elime 3 farklı kitap aldım ve ikisinin o an için ne kadar doğru bir seçim olduğunu gördüm. Üçüncü ile sadece bakıştık, hatta "niye geldin buraya ben de bilmiyorum" dercesine bakmış olmalıyım ki kitabın canı da hiç okunmak istemedi :) İlk kitabım Yeşim Cimcoz'dandı. Yazmak üzerine güzel notlar aldım hatta dün de alıştırmalarına başladım. Çok hoşuma gitti. Diğer kitap da neredeyse sayfa sayfa okuyarak ilerlediğim ve bitmesini hiç istemediğim "Belirsizlik ve Değişimle Birlikte Yeni Bir Hayat" kitabı. Kitabın baskısı yok, ben de epeydir peşindeydim. Sonunda KK bana buldu sağ olsun. Kitapta yer alan şu paragraftan sonra "Dahili feragatın ne olduğunu daha...
Devamını oku »

1 Aralık 2016 Perşembe

Film / Kaptan Fantastik

Uzun zamandır hiç bu kadar kararlı olmamıştım film izlemek için. "Ama"ları bir kenara koyup kendime yiyecek içecek bir şeyler hazırlayıp son dönem arkadaşların tavsiyesi "Kaptan Fantastik"i izledim dün gece. Kısa da olsa yazayım aklımda kalanları. Beklentim yüksek olduğu için film beni inanılmaz derecede etkilemedi hatta benim için "izlenebilir" kategorisinde kaldı sadece diyebilirim. Konu iyi seçilmiş ancak kurguda kararsız kalınmış ve "nasıl versek biz bunu" krizleri ile baş edilememiş gibi gördüm. Bunu örtbas edebilmek için de ani çıkışlarla "bunu da anlatmadan geçmeyelim" denmiş ve bu hava benim için oldukça yüzeysel kaldı. Beklentim, evde eğitim gören çocuklar ve sistem hakkında bilgi sahibi olabilmekti. Fragmanını izlememiş sadece filmin konusunu okumuştum. Başroldeki Baba'yı...
Devamını oku »

29 Kasım 2016 Salı

Eva Luna'dan

Kitabı az önce bitirdim. Hakkında uzun uzun yazmak istiyorum ama ne yazsam sanki eksik kalacak. Hikayeyi sevmek bir yana hikayenin anlatılış tarzına hayran kaldım. Allende'yi alıp böğrüme bastım. Sırada ya Eva Luna Anlatıyor ya da Ruhlar Evi olacak, henüz karar vermedim. Bu kitabı bana hediye eden canım Leylak Dalı Nurşen Abla'ma buradan kocaman sarılır ve yeniden çok teşekkür ederim. Kitaptan: " Nasıl yapıyorsun? Yani insan nasıl yazı yazar?" "Becerebildiğim kadarını yapmaya çalışıyorum. Gerçek, her zaman ölçemediğimiz, çözemediğimiz bir karmaşa, çünkü her şey aynı zamanda oluyor. Seninle ben burada konuşurken, arkanda Kristof Kolomb, Amerik'yı keşfediyor ve vitraylı pencerede onu karşılayan aynı yerliler bu odadan birkaç saat uzaklıktaki bir ormanda hala çıplak geziyorlar, bundan...
Devamını oku »

28 Kasım 2016 Pazartesi

Bazen Olur Öyle / Kırmızı Lahana

"Bazen Olur Öyle" başlığını belki seri yaparım belki de yapmam ama başlığı sevdim. Karabalıkla dışarıda verilen havuç salatalarını çok seviyoruz. Hatta bazen aramızda paylaşamadığımız bile oluyor. Ancak şöyle bir sorunumuz vardı. Dışarıda havuç salatalarının yanına konan o "lahanamsı, mor renkli şey" neydi, onu bir türlü bulamıyorduk. Her yerde lezzeti aşağı yukarı aynı olsa da hani bir havuç gibi "tartışmasız aynı" da değil-di. İkimizin ailesi de yapmıyormuş demek ki, fikrimiz yoktu. Resmen dedektifliğe soyunduk ancak sormaya cesaretimiz de yok. Cesaretlenip sorduklarımızın yanıtlarını da anlayamıyoruz. Ben pazar pazar geziyorum, sebze meyvenin en bol olduğu marketlere giriyorum ancak yediğimiz haliyle o morlu sebzeden bulamıyorum! Zor bulunan veya pahalı bir şey olsa en uyduruk...
Devamını oku »

24 Kasım 2016 Perşembe

Geçen Hafta / Adana

Döner dönmez yazamadım ama Pazar gecesi saat 23'ten sonra yaptığım ütüde karşıma şu şarkı çıktı, şimdi de onu açtım, yazıya geçmeden belirteyim dedim, coşmuş bu ayol derseniz nereden geldiği belli olsun, çingene bir ruhum var onu anladım :) Adana kısacık minicik ama gayet güzel geçen bir tatil oldu. Elifle daha önceki uçak deneyimlerimizde bilinci çok yoktu ve bir şey anlamamıştı şimdi ise 2.5 yaş civarı (tam ayını hesaplayamıyorum, nisanda 3 bitecek, arada bir yerlerde yani) "bu ses ne anne?" "pilot bizimle konuşuyor." "nerde konuşuyor?" "ön tarafta" önümüzdeki adamı parmağıyla gösterip yüksek sesle "Bu mu pilot?" Ahahaha, çocukta suç yok, tek kelime cevaplarıma başka ne desin çocuk. Bazen böyle oyun oynamayı seviyorum onunla çünkü Elif de benzerini bize yapıyor, "neden?"leri ile...
Devamını oku »

17 Kasım 2016 Perşembe

Dün / No Panik Yes Huni :)

Blogdaki bu seriyi çok sevdim. Yazdıkça yazasım anlattıkça anlatasım var. İyi ki yazıyorum çünkü bu ara ajandamı da boş geçtiğimi fark ettim. Dönüp blogu okumak pek keyifli oluyor. Her şey dünden bir gece önce yatmadan instagramda bir hesaba denk gelmemle başladı. Gördüğüm anda tutuldum, içinde kitap da yoktu ama çok daha mavi bir şey vardı: DENİZ. Muhtemelen Türkiyedeydi ama o kadar denize susamış biriyim ki bana Karayiplerdeki mavi sular gibi geldi. Denizin enerjisine resmen aşık oldum. Uyudum. Ertesi gün oldu (yani dün). Bende hala bir deniz etkisi var. (çalıştığım yerde de denizle ilgili bir şeylere /ülkelere bakmak beni ayrıca mest etti/hani neredeyse yaptığım işten keyif aldım diyecektim -8 sene sonra) Öğlen yemekhanede patates yedim. Bu ara iki alternatif çıkıyor, biri balıktı...
Devamını oku »

13 Kasım 2016 Pazar

Bugün / Tiyatro

Merhaba canım blog, Hazır tozunu almışken yerleştirme işlemine de yavaştan başlasam mı diyorum hatta demekle kalmıyor gecenin 23.17'sinde koşarak sana geliyor ve bugünü anlatmak için masama geçiyorum. Soruyorsan ki bu rahatlık nereden geliyor? Ev işleri bitti, çocuk uyudu galiba? Yok, ikisi de değil. Ama neden değil, işte onu anlatmak için buradayım. Her şey birkaç hafta önce benim (buraya sisli bulutlar çizelim) 'Ben neden tiyatroya gitmek için bir çaba sarf etmiyorum?' demem ve bunun üzerine bize en yakın olan Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde neler varmış diye araştırmamla başladı. (kilometre olarak daha yakın sahneler vardır belki ama buranın yolu daha rahat, ki bu neden önemli, o da başka yazının konusu :) Benim uygun olduğumu düşündüğüm 13 Kasım tarihi için 'Söylentiler' isimli bir...
Devamını oku »

10 Kasım 2016 Perşembe

Bugün /Grano :)

Canım blog, merhaba ve nasılsın? Taslaklarda yayınlamamı bekleyen bir dolu yazıdan sonra şunu anladım, aslında gün bugün. Ben sana bugünü anlatayım. Çok bir şey olduğundan değil, işin aslı hiçbir şey de olmadı :) Sadece blogdaki tozu almaya çalışıyorum. Bu öğlen farklı bir şeyler yapmak istedim, yemekhanedeki yemeği sevip/sevmemek değil de içimden 'farklı' bir şeyler deneyimlemek geldi. Nicedir gözüme kestirdiğim zeytinyağlı yemekler yapan restorana gittim, siparişimi verdim ve ekmekle doydum :) Tabaklar neden bu kadar küçükmüş anlayamadım, ben de -ki normalde yemeklerde hiç ekmem yemem- kendimi ekmeği zeytinyağına bandırırken buldum. Muhtemelen bir daha tercih etmeyeceğim bir yer. Çorbası o kadar tuzluydu ki birkaç gün hiçbir yemeğe tuz atmamayı düşünüyorum. Oradan çıktım ve Grano'ya...
Devamını oku »

30 Eylül 2016 Cuma

Merhaba Blog!

Buraya yazdığım yazılar aksamaya başlasa da aslında ilk fırsatta sana koşup geldiğimi bil ve bunu unutma olur mu :) Aklımda bir dolu şey var yine. Hatta Eliften bahsedecektim ama, 'dur önce biraz kendimden bahsedeyim' dedim. (23 Ağustos 2016) Bu girişin devamını pek getirememişim. Hazır başım ağrıyorken ve migrende 3. günümü doldurmak üzereyken ama işte aklımda Elifteyken ve bu ara okuduğum hiçbir kitap bana keyif vermiyorken içimde ne varsa bloguma kusayım :) Yaz bitti diye üzülmeyenlerdenim açıkçası. Yaz aylarını sahilde, denizde veya tatil yaparak geçirebiliyorsan evet yazı özlersin. Ama benim gibi klimasız bir ortamda çalışıyorsan ve rutinlerin devam ediyorsa yaz ayı sadece Ankarada trafik azaldı diye sevindiğin bir mevsim oluyor. Hele ki bu yaz yaşananları düşünecek olursak... Kendimden...
Devamını oku »