Tanıdığım birkaç insan var, onların gülerek doğduklarına inanıyorum.
Cidden.
Ağlamayla ilgili bir refleks, kas sistemi oluşmamış, maşallah :)
Onlardan biri de Ahmet.
Eski iş yerimde çay ocağı çalışanlarından biriydi ama neredeyse tekti bile denebilir çünkü herkes çayını onun elinden içmek istiyordu.
Sanki onun getirdiği çay daha mı tatlıydı ne?
Meryem gibiydi onun hikayesi de.
Biz "beyaz yakalılar" işe neredeyse her gün ya somurtarak ya da dalgın olmadı uykulu giderken "mavi yakalılar"dan Ahmet son derece mutlu&pozitif&enerjik oluyordu.
Bazen bunu bile kıskandığımı söyleyebilirim :)
Odam çay ocağının hemen karşısında olduğundan gün boyu orada olanları gözlemleme şansım da oluyordu.
İşler ne kadar yoğunlaşırsa yoğunlaşsın Ahmet gülmeye devam ediyordu..
Açık söyleyeyim işe ilk başladığımda ben onu bekar sanıyordum.
Halbuki o da evli ve 2 çocuklu bir aile babasıydı ve eşi çalışmıyordu.
Küçük bir evde kalabalık bir aile olarak yaşıyorlardı.
Ama mutluydu hem de çok..
Sonra ben dayanamadım sordum;
"Ahmet sen nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun? Yok mu bir sıkıntın?" diye.
"Ohooo olmaz mı Esra Hanım. Maddiyatla ilgili sıkışıyoruz, malum çocuklar küçük, ihtiyaçları çok. Köyden gelenlerle idare ediyoruz. Bir şey alacağım zaman da iki kere düşünüyorum. Gerçekten ihtiyacım olmayan bir şeyi almıyorum. Hayat kısa zaten, niye ağlayayım ki?"
Bu konuşma farklı zamanlarda benzer şekillerde geçti, Ahmet hep mutluluğundan bahsetti ben de hep kafama taktığım küçük şeyler için utandım.
Midem kötü olduğunda bana sormadan nane limon kaynatıp önüme getirir, uykum geldiyse sade Türk kahvesiyle beni ayıltmaya çalışırdı.
Masmavi gözlerinin ardında gerçekten de denizi görebilirdiniz.
Tüm bunları niye yazdım?
Ne Meryem ne de Ahmet, niyetim kimsenin özel hayatını ifşa etmek değil, sadece mutluluğu küçük şeylerden yakalayabilmiş iyi insanların da olduğunu hatırla(t)mak istedim.
Çünkü geçen gün -yeni birimimde- uzaktan gördüm Ahmet'i, bana taa nerelerden "Esra Hanıııım" diye el salladı hem de kocaman gülerek, ben de mutlu oldum.
Çünkü "hayat kısa zaten, neden ağlayayım" :)
* Fotoğrafın kaynağında yer alan sitede mutlu olmak için 5 neden sıralanmış; her gün şükrettiklerinin listesi, arkadaşlıklar,anlamlı etkinlikler, insanları affedebilme ve iyimser olma. İngilizcesi daha çok şey anlatıyor aslında :)
HERKESE BOL GÜNEŞLER, MUTLU GÜNLER :)
Devamını oku »
Cidden.
Ağlamayla ilgili bir refleks, kas sistemi oluşmamış, maşallah :)
Onlardan biri de Ahmet.
Eski iş yerimde çay ocağı çalışanlarından biriydi ama neredeyse tekti bile denebilir çünkü herkes çayını onun elinden içmek istiyordu.
Sanki onun getirdiği çay daha mı tatlıydı ne?
Meryem gibiydi onun hikayesi de.
Biz "beyaz yakalılar" işe neredeyse her gün ya somurtarak ya da dalgın olmadı uykulu giderken "mavi yakalılar"dan Ahmet son derece mutlu&pozitif&enerjik oluyordu.
Bazen bunu bile kıskandığımı söyleyebilirim :)
Odam çay ocağının hemen karşısında olduğundan gün boyu orada olanları gözlemleme şansım da oluyordu.
İşler ne kadar yoğunlaşırsa yoğunlaşsın Ahmet gülmeye devam ediyordu..
Açık söyleyeyim işe ilk başladığımda ben onu bekar sanıyordum.
Halbuki o da evli ve 2 çocuklu bir aile babasıydı ve eşi çalışmıyordu.
Küçük bir evde kalabalık bir aile olarak yaşıyorlardı.
Ama mutluydu hem de çok..
Sonra ben dayanamadım sordum;
"Ahmet sen nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun? Yok mu bir sıkıntın?" diye.
"Ohooo olmaz mı Esra Hanım. Maddiyatla ilgili sıkışıyoruz, malum çocuklar küçük, ihtiyaçları çok. Köyden gelenlerle idare ediyoruz. Bir şey alacağım zaman da iki kere düşünüyorum. Gerçekten ihtiyacım olmayan bir şeyi almıyorum. Hayat kısa zaten, niye ağlayayım ki?"
Bu konuşma farklı zamanlarda benzer şekillerde geçti, Ahmet hep mutluluğundan bahsetti ben de hep kafama taktığım küçük şeyler için utandım.
Midem kötü olduğunda bana sormadan nane limon kaynatıp önüme getirir, uykum geldiyse sade Türk kahvesiyle beni ayıltmaya çalışırdı.
Masmavi gözlerinin ardında gerçekten de denizi görebilirdiniz.
Tüm bunları niye yazdım?
Ne Meryem ne de Ahmet, niyetim kimsenin özel hayatını ifşa etmek değil, sadece mutluluğu küçük şeylerden yakalayabilmiş iyi insanların da olduğunu hatırla(t)mak istedim.
Çünkü geçen gün -yeni birimimde- uzaktan gördüm Ahmet'i, bana taa nerelerden "Esra Hanıııım" diye el salladı hem de kocaman gülerek, ben de mutlu oldum.
Çünkü "hayat kısa zaten, neden ağlayayım" :)
![]() |
Kaynak*: http://pursuitofhappy.com/5-ways-to-be-happy-now/ |
HERKESE BOL GÜNEŞLER, MUTLU GÜNLER :)