Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




5 Ocak 2015 Pazartesi

Balık Ailesi :)

Başlığa bakınca sanki kendimizi yazacakmışız gibi hissettim :) Sadece 1 çizim ekleyip çıkacağım esasen. Az önce çizdim ve çok sevdim, paylaşmazsam olmazdı,kesin çatlardım. Balık Ailesi gururla sunar: Çok tırıvırı bir şey aslında ama beni hem oyaladı hem de mutlu etti, daha ne olsun :) Mutlu günler herk...
Devamını oku »

2 Ocak 2015 Cuma

Bebeği Uyumayan/Çok Ağlayan Anneler İçin 9 Öneri :)

Başlık çok afilli olmuş değil mi :) Öneri derken bu satırları kendime yazıyorum aslında, insan unutabiliyor çünkü. Ben yine de karşımda biri varmış gibi yazayım, tam olsun. 1) İlk adım deriiiiiiin bir nefes alın, hatta şimdi şu an alın o nefesi ve yavaş yavaş verin. Bunun yerine 1'den 10'a kadar da sayabilirsiniz birkaç defa, o da güzel bir yöntem. 2) Kabullen/kıskanma: "benim bebeğim neden ağlıyor, bilmem kiminki hiç ağlamıyor" diyorsun ya da öyle düşünüyorsun, işte bunu kendine yapma. Durumu kabullen ve başkasını kıskanma. (bir de şu var başka bebeklerle 24 saat geçirmeden 'ağlamıyor ki' deme olur mu :) 3) Kendini suçlama/rahat ol: Bebekler annelerin enerjisini öyle güzel hissediyor ki... Gerginseniz o da inatlaşıyor. rahat olduğunuzda pambık gibi oluyor(her zaman olmasa da)...
Devamını oku »

1 Ocak 2015 Perşembe

Anne(lik) Sohbetleri: Eda & Ayça :)

İki insan düşünün; biri beyaz diğeri siyah, biri al biri mor(ben), biri düzenli/titiz/temiz/aceleci ötekisi dağınık/pasaklı/her şeyi son dakikaya bırakan(ben). Zihninizde canlanan bu iki insanın şimdi de kardeş olduklarını düşünün. (biraz zor olacak ama) İşte bu resimdeki iki insan Eda ve ben :) Benim doğduğum gün Eda güneşi siyah çizmiş ve anneme "ne zaman gidecek bu bebek" demiş. Evet bu cümle kayıtlarda var. Küçükken kedi-köpek kadar kavga ettiğimiz (ki lokum ve kahve bu tezi çürütüyorlardır sanırım) ancak büyüyünce de ayrılamadığımız, birbirimizi çokça özlediğimiz iki kardeş oluverdik. (Kardeşler arası kavga nasıl biter'in cevabı: büyüdüklerinde ve birbirlerini özlediklerinde :) Ankara'ya ilk gelen o oldu, birkaç yıl sonra da ben geldim zaten. Derken Eda -ki hep istediği bir...
Devamını oku »

30 Aralık 2014 Salı

2015 dilekleri :)

Bu dilek işini çok seviyorum. Yazınca daha da iyi oluyor, derli toplu duruyor yoksa unutuluyor. 2013'te ve 2014'te neler dilemişim az önce okudum. 2013'ün içinde Elif hiç yok mesela, şimdi okuyunca tuhaf oldum, ne komik değil mi sanki Elif'ten önce bir hayatım yokmuş gibi... Şimdi hayatımda uyku, yemek, oyun, aktivite arada çamaşır, bulaşık :) Neyse ki hala kitap okuyabiliyorum. Elif'i ayağımda uyuttuğum zamanların en güzel avantajı bolca kitap okuyabilmekti,şimdi ondan mahrumum ne yapalım. Elif uyuduğunda ona tazecik yemekler hazırlamakla ya da burada çene çalmakla geçiyor vaktim. Kitap okuma hızımı bu ara yavaşlattım, bu konuda azıcık canım sıkkın ama olsun son idefix/babil siparişiyle kendime gelirim ben :) 1. Dilek sanırım sağlıktan başka bir şey olamaz. Herkese, tüm çevreme...
Devamını oku »

29 Aralık 2014 Pazartesi

Takas Kitap Etkinliği

2014 bitmeden aklımdaki etkinlik haberini yayınlamak istedim. Fikri ateşleyen Eda oldu aslında, ona da teşekkür edeyim buradan. Bu etkinliği yine çekilişle yapmayı düşünüyorum (katılım olursa :) Aklımda şöyle bir şey var: Katılmak isteyenler öncelikle (en az 3) takas etmek isteyecekleri kitapları bir kenara ayırsın. Sonra da bana 2balik1kedi@gmail.com adresinden ulaşsın ve desin ki "heyooo, ben de katılıyorum bu etkinliğe" :)  Son tarih: 17 Ocak olsun. Çekiliş sonunda eşleşenler birbirlerinden kitap seçsin. Hatta ben 18 kitap ayırdığım için daha fazla kişiyle de eşleşebilirim, isteyen olursa. (çekiliş sonunda) "Takas kitap"ın "hediye kitap"tan farkı elbette ki 2. el olması yani kitabın içinde bir dolu güzel anıya da tanıklık edebiliriz, fena mı? Eğer ki eşleştiğimiz kişinin...
Devamını oku »

25 Aralık 2014 Perşembe

Şükretmek...

Bir şeyler yazsam mı yazmasam mı ikilemde kaldım ama son anda taslaklara kaydetmezsem bu yazı da burada dursun. Halbuki aklımda ne yazılar vardı, hepsi bir anda silindi. Çok sevdiğim bir arkadaşımla mesajlaştık bugün, öyle çocuklar laylaylom vs. Derken akşam üzeri bir haber geldi ki oğluyla minik bir ev kazası yaşamışlar. (minik değil belki ama ben minik olduğuna inanmak istiyorum.) Bir anda kanım dondu, çekildi, nefes alamadım, oturdum ağladım, çok üzüldüm. Hiç soğukkanlı biri değilimdir zaten, ne yapacağımı bile bilemedim. Tabii ki tüm bu an'ları kapsayan o mühim cümle geldi aklıma: "sağlıktan gerisi boş" Sahiden de öyle değil mi? Hızlıca düşündüm. İlk elediğim para, ev, araba, kariyer, iş hayatı oldu. Bunlar bence terazide nokta bile değil. Geriye günlük koşturmaca kaldı ve o...
Devamını oku »