Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




7 Kasım 2012 Çarşamba

Küçük Cadı Şeroks'la Hala Tanışmayan Varsa :)

Uzun zaman oldu aslında okuyalı, seveli, tekrar sayfaları karıştıralı ama bloga yazamadım.. Aslı Der ismini illa ki birçok yerde görüyordum ama bir türlü elim gitmemişti almaya..Sonrasında kuzen çocuğu Ç'nin yoğun ısrarlarıyla sayfaların arasına gömüldüm.Beni bulan da Şeroks oldu :)
Küçük Cadı Şeroks şimdilik 2 kitaptan oluşuyor,kitaplar birbirinin devamı değil aslında ama Şeroks'un maceraları neticede :) Kitabı Hüban Korman resimlemiş, kendisini daha önce de birçok çizimde görmüştük ama bu kitaba da pek yakışmış..

Fotolar kaynak: http://alisveris.gunisigikitapligi.com/default.asp
Aslı Der ile ilgili hoş bir röportaj okumak isterseniz buraya bir tık :)
3. kitabı da merakla beklediğimizi söyleyeyim :)

Kitaptan: " Onların sözcükleri ve düzenli okuduğu kitaplar olmasa, kendini kaşar bir tekerleğinin önüne kadar gelmişken kapana kısılan fare kadar zavallı hissederdi."
"Her sözcüğün yalnızca sizi ve size ait olan değerli bir duyguyu ya da düşünceyi taşıdığını unutmayın..."
Devamını oku »

5 Kasım 2012 Pazartesi

Zor Zamanların Dostu : Beypazarı Sodası :)

Ne zaman tanıştık tam hatırlamıyorum ama iyi ki de hayatıma girmiş, zor zamanların dostu :)
Bunu okuyanlar "reklam kokan hareket bunlar" diyebilir ama değil..
Hayatımızda bir soda varsa bir de Beypazarı sodası var :)

İçenlerden yorumları beklerim..

Herkese mutlu haftalar :)

*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »

2 Kasım 2012 Cuma

Bu Öğlen Çok İşim Vardı :) - Günün Şarkısı: Enrico Macias- Les Filles de Mon Pays

Madem çok işim vardı, neden gülüyorum o halde değil mi :)
Aslında evet işim vardı ama keyifli işlerdi neyse ki..
Mesela;
İş yerindeki öğlen menüsünü öğrendiğimde yüzümü ve içimi bir sevinçtir kapladı,  hiç yemekhaneye gidesim yoktu sanki beni zorla götürüyorlarmış gibi .. Kendimi sokağa attım, yakında bulduğum bir yerden çorba ve tost karışımı bir şeyler yedikten sonra A.'nın şiddetli tavsiyelerine uyarak bugün adını "Yapraklı Park" koyduğum parka gittim.. Daha önce de gidiyordum ama kitap okuyup işe geri döndüğümden olsa gerek etrafa hiç bakmamışım, ne yazık..
Bana eşlik eden şarkı: (Ki siz bu yazıyı okurken size de eşlik etsin..)


Bu sefer gittiğimde çantamı sadece 1 sefer açtım o da çok sevdiğim Crunch çikolatayı almak için :) Sonrasında babasına inatla her yerden kaymaya çalışan pembe ceketli kızı, kuşların bir o dala bir bu dala konarken itişip kakışmalarını, yaprakların kendini rüzgarda savurtmasını, kendi kendine söylenerek yürüyen adamın neler söylediğine odaklanmayı ... ohoooo o kadar çok şeye baktım ki :)
İşim çoktu anlayacağınız..

Herkese mutlu hafta sonları :)


Kaynak: http://nutsa85.deviantart.com/art/midnight-happiness-245083265

Devamını oku »

1 Kasım 2012 Perşembe

Günün Şarkısı: Yasmin Levy -Mi Korason :)


Güzel şarkı :)
Devamını oku »

31 Ekim 2012 Çarşamba

Kulak Burun Boğaz: Meğer Bir Yerde Buluşuyormuş :)

Havalardaki değişim olmasa bir üşüyüp bir terlemezdik neticede hasta olmaz ve burnumuz da akmazdı.. Ama iyi ki de olmuş :)
Normalde hiç hissetmeyeceğim Kulak-Burun-Boğaz üçgenini durduğum yerde hissedebiliyorum ne müthiş tabii arada nefes de alsam tam süper olacak :)
Küçükken -tamam belki hala ara ara- KBB bölümüne anlam veremezdim hepsi farklı organlarımız değil mi diye :P "hıııııı şimdi anladım" dedim :)
Daha önce de hasta oldum elbette ama bu kadar derin yaşamadım sanki, kulaklar da işin içine girince daha bir gıdıklayıcı oluyormuş :)
O zaman tüm bu hastalık muhabbetinden sıyrılıp kendimize süper hediye verelim ne dersiniz :)

Kaynak: http://elensil.deviantart.com/art/happiness-49454584

Devamını oku »

30 Ekim 2012 Salı

Haftanın Filmi: 3 İdiots :)

Süper süper süper bir film, sanırım 3saat sürdü ama ben saatin nasıl geçtiğini de anlamadım. Hindistan'daki bir üniversitede okuyan 3 gencin hikayesi bu, daha da anlatmak istemiyorum aslında ama şiddetle tavsiye ediyorum.. Keyifli vakit geçirmek isteyenler için nokta atış bir film.
Dünden beri aklımda:

"ALL İS WELL" :) " HER ŞEY YOLUNDA" :)


İzleyenlerin yorumlarını merakla bekliyoruuuuuuum :)
*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »

Saygıdan Mı Korkudan mı?

Bazı davranışları o kadar içselleştiriyoruz ki neyi neden yaptığımız birbirinin içine geçiveriyor..
Küçüklüğümden beri inanılmaz rahatsız olduğum bir konudur; korkudan ya da zorunluluktan yapılan işler; öğretmen geldi ayağa kalk, şu içeri girdi kolunu indir, bugün şuna gidilecek şunu giy vs.. çok da açık yazmak istemedim neler olduklarını.. ama anlayan anladı bence..

neden bir türlü anlamıyorum..
ben sana saygı duyuyorsam zaten yaparım arkadaşım.. sen niye tehditle korkuyla zorlamayla bana bir şeyler yaptırmaya çalışıyorsun ki !!!

öyle işte acayip sinir oldum..
neyse haftaya güzel başlamak daha iyi olur değil mi :)

*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »

23 Ekim 2012 Salı

Sonbahar Demek Ne Demek?

Mevsimleri daha bir farklı yaşıyoruz artık sanki, ya da ben öyleyim.. Ya çabuk geçiyor ya da hızlı. ama bazı mevsimler,geldiği gibi gidiyor ne olduğunu bile anlamadan..
Geçen günlerde yağmurlar başlayınca fark ettim "Aaa evet sonbahar gelmiş" diye.. Hani sanki yaz bitince birden kış geldi gibi hissediyorsunuz. İlkbahar daha şanslı sanırım bu konuda.Soğuk bir kıştan sonra meyveler açınca etraf yeşillenince insanların içi de kıpır kıpır oluyor..
Bazen dinginlik katıyor insana sonbahar bazense durgunluk..hatta depresyona kadar bile götürebiliyor-muş... ama bu yazının konusu bu değil..
Daha çok, "sonbahar deyince aklımıza gelenler" :)
Acaba ne ola ki?
1.Yapraklar aslında en çok da sanırım..o kadar farklı renklere bürünüyorlar ki, bazılarına sarılasım geliyor :)
Kaynak: http://mxdonence.deviantart.com/art/Sonbahar-185997439
2. Yağmurlar: Geçiş yağmurları mıdır nedir tam da anlayamadım kümülüsler var, sivirüsler var :) Ortaya da şöyle bir şey çıkıveriyor sanki:
Kaynak: http://lonelypierot.deviantart.com/art/Autumn-sketches-on-water-105762299
3. Mantarlar : Nee alaka  demeyin,şunun güzelliğine bir bakın:
Kaynak: http://rad-ix.deviantart.com/art/Autumn-98031779
4. Balkabağı :)
Kaynak: http://fructy.deviantart.com/art/In-autumn-24546631
Ve beeeen:

Kaynak: http://sprits.deviantart.com/art/Autumn-256354777
Manzarayla sizi başbaşa bırakayım o zaman :)

Kaynak:http://florentcourty.deviantart.com/art/Everlasting-Autumn-269487622
Kaynak: http://michilauke.deviantart.com/art/Autumn-I-68691192
Sonbahar deyince sizin aklınıza neler geliyor :)
Herkese mutlu günler & tatiller :)
Devamını oku »

19 Ekim 2012 Cuma

Tamirdeki Telefonum; Seni Bu Sabah Daha Çok Özledim :)

Bir şeyi özlemek için illa eksikliğini hissetmek mi lazım?
Evet!!!
Telefonum bayağıdır kendi halinde takılıyordu, kendi çapında açılmalar kapanmalar falan..
Ben de dayanamadım servise verdim, eksikliğini de neredeyse hiç hissetmeyeceğimi düşünerek..
Hani akıllı bir telefon da değildi :)
Oysa bu sabah fark ettim ki çooook özlemişim caaanım telefonumu;Neden mi?
Süpper radyosu sayesinde servisteki akla zarar veren muhabbete katlanmak zorunda kalmıyordum da ondan :) Daha güzel ne sebep olabilir?
Kardeşimin eski telefonunu kullanıyorum şimdilik, o da iyi aslında.
Ha tabii ne beklediğinde alakalı, bence telefonu güzel açıp kapatıyor, mesaj atarken beni deli ediyor ama doğru kişiye doğru mesajı gönderiyor arkadaş :)

Oyyyy bizim servis Oyyyy :)
Hani şöyle söyleyeyim serviste tek kadın benim :) Varın siz düşünün o muhabbeti.. Spor, futbol falan olsa hiç dert değil.. otomobil, yedek parça, hangi tüpü taktıralım deseler de hiç dert değil..

Ama gelin görün kii erkeğin dedikodu yapanı/boş konuşanı/kendini bilmişi vs. hiç çekilmiyor . En arka koltukta dışarıdaki arabaların marka modelleriyle kendini avutmaya çalışan ben, servisten indiğimde böyleydim :
Aslında belki de şöyleydim:

Tamam az biraz yumuşatalım:






Herkese mutlu hafta sonları :)
*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »

10 Ekim 2012 Çarşamba

Günün Fotoğrafı Kesinlikle Budur :)

AA'nın çektiği bir fotoğraf ama ben de paylaşmadan geçemedim, fındık güzel bıdık güzel daha ne olsun :)


Devamını oku »

Günün Şarkısı: Ane Brun- Big in Japan :)

Güzel şarkı :)
Devamını oku »

8 Ekim 2012 Pazartesi

Günün Şarkısı: Reckonin Song (One Day) -Asaf Avidan :)


Sözleri:

No more tears, my heart is dry
I don't laugh and I don't cry
I don't think about you all the time
But when I do – I wonder why

You have to go out of my door
And leave just like you did before
I know I said that I was sure
But rich men can't imagine poor.

One day baby, we'll be old
Oh baby, we'll be old
And think of all the stories that we could have told

Little me and little you
Kept doing all the things they do
They never really think it through
Like I can never think you're true

Here I go again – the blame
The guilt, the pain, the hurt, the shame
The founding fathers of our plane
That's stuck in heavy clouds of rain.

One day baby, we'll be old
Oh baby, we'll be old
And think of all the stories that we could have told.


Kaynak: http://artists.letssingit.com/asaf-avidan-lyrics-reckoning-song-11wdn9c#ixzz28hL7dZSu
Devamını oku »

3 Ekim 2012 Çarşamba

2012-2013 Opera & Bale Sezonu Açıldı :)

Yeni sezonlar, yeni temsiller hep heyecanlı oluyor.
Devlet Opera ve Bale açılış konseri de 28 Eylül'de gerçekleşti...
Gecikmiş bir yazı gibi görünse de paylaşmadan geçmek olmazdı.
Açılış konseri oldukça keyifliydi, az biraz uzundu, hani bazı yerleri bende hiç yok bile diyebilirim ama geride kalan büyük kısmını oldukça büyük bir mutlulukla izledik :)
Favorilerim:
Asude Karayavuz(Mezzo soprana)'un seslendirdiği eserler, özellikle de CARMEN :)
Feryal Türkoğlu'nun yorumuyla AYGIZ
"Yoz Döngü" adlı bale,
Serkan Kocadere (kendisi bariton-muş,bence bariton ses cidden çok havalı :) yorumuyla Ali Baba ve 40 Haramiler/ Nihavent Şarkı
ve gecenin konuk sanatçısı: Ziya Azazi...
Burada saymadıklarım kötü değil elbette ama ben en çok yukarıda adı geçenleri sevdim :)
Herkese emeği için teşekkür eder, yeni bir sezonda daha buluşmanın heyecanıyla herkesi selamlarım :)
İşte kareler:







Devamını oku »

28 Eylül 2012 Cuma

"Roald Dahl"Dan :)

Dünkü Cumhuriyet Kitap ekinde hoş bir derleme vardı Roald Dahl'dan..
Sevdiklerimi paylaşayım dedim:

"...Büyüye inanmayanlar onu bulamazlar."

"Oyun oynarsanız hayat daha eğlenceli olur."

"Bir çocuk kitabı yazarının başlıca işlevi,çocuğu kendine aşık edecek kadar içine alan, heyecan veren, eğlenceli,hızlı ve güzel bir kitap yazmaktır. Öyle ki, çocuk altın bir çömlek bulmuş gibi olmalıdır. Onu bekleyen yılların dolambaçlı yollarında hep yanında taşıyabileceği olağanüstü bir şey edinmiş olmalıdır."

"Başarı, olağan şeyleri olağanüstü bir biçimde yapmaktır."

"Ardında bıraktığın, taş anıtlara kazınmış olanlar değildir, başkalarının yaşamlarına işlenmiş olanlardır."

"Bir kişinin çirkin düşünceleri varsa, önce yüzünde görünmeye başlarlar...İyi düşünceleri olan bir kişi ise asla çirkin olamaz."

"...Yazarın tek avuntusu mutlak özgürlüktür. Kendi ruhundan başka efendisi yoktur ve hiç kuşkum yok, bu yüzden yazar olur."

Not: Fotolar www.deviantart.com'dan, teşekkürler :)
Devamını oku »

27 Eylül 2012 Perşembe

"Kim Takar Salatalık Kralı'ı"; Ben de Takmam :)

Bazı tanışmalar ne kadar geç olsa da "tam zamanıdır" dedirtiyor insana.
Hep gözüme çarpıyordu ama bir türlü okumak için elime almamıştım.Ta ki sevdiğim bir yazarın tavsiyesini görene dek..
O zaman derhal alındı ve okundu, sanki bunu beklermiş gibi :)
Benim zihnimde canlanan o "saf" haliyle hiçbir alakası olmayan bu kitabı bir kere herkese tavsiye ederim.
Bakış açısındaki farklılık ruhuma bir neşe getirdi cidden.
yazarı Christine Nöstlinger'in erkek olduğunu düşünmemin sebebini de şimdi bakınca hiç anlayamadım acaba ad-soyadları zihnimde yer mi değiştirmiştim ya da aklımdan neler geçiyordu?


Christine Nöstlinger :)
Kitap: Kim Takar Salatalık Kralı
Yazar: Nöstlinger
Yayınevi: Günışığı Kitaplığı

Kitaptan: 

" Kumi-Ori Kralını tam düşecekken tuttum; yoksa uykuya daldığı için az kalsın masadan düşecekti. Çok tuhaf bir histi-tıpkı naylon torbadaki hamur gibiydi. tüylerim diken diken oldu. Uyuyan Kumi-Ori'yi bebek arabasına yatırdım; annem de onu bulaşık beziyle örttü. Değerli taşlarla süslü tacı da derin dondurucuya koydu.Nedense bu hiçbirimize tuhaf gelmedi. Hepimizin ne kadar şaşkın olduğunu gösterir bu." :)

"Babam benim yaşımda bir çocuğun korkmaması gerektiğini söyler. Oysa büyükbabam yalnızca aptalların hiç korkmadığını söyler. Annem örümceklerden, hamamböceklerinden, henüz ödenmemiş faturalardan ve elektrik tellerinden çok korkar. Nik gece tuvalete gittiğinde, çıkarttığı sesten korktuğu için sifonu çekmeye cesaret edemez. Martina da eğer yanında yetişkin biri yoksa, geceleri karanlık bir sokakta yürümekten çok korkar. Büyükbabam ise, bir felç daha geçirip dilinin tutulmasından, hiç yürüyememekten ya da ölmekten korkuyor.
    Babama gelince,o da korkar. bunu kabul etmiyor ama ben fark ettim. Örneğin,bir arabayı solladığında karşı yönden bir araba geliyor ve babam da, dolu olduğu için sağ şeride giremiyorsa..."



"...Ama gene de yanımda ne kadar korktuğumu gören birinin bulunmamasına seviniyordum. oysa yanımda biri olsaydı, herhalde korkmayacaktım;bu yüzden keşke yanımda biri olsaydı diye geçirdim içimden.."

"... Annem kızmaya başladı. kendisinin iyi bir anne olduğunu, bu yüzden ona işin gerçeğini anlatmamız gerektiğini söyledi. biz de ona gerçekten iyi bir anne olduğunu, ama işte bu nedenle ona her şeyi anlatmamızın gerekmediğini söyledik. annem, iyi bir anne olduğu için bizi anladı." :)

Yazarın diğer kitaplarını da kitaplığıma acilen katmayı ve sonra ilk okunacaklara eklemeyi düşünüyorum, yazarın kitaplarını okuyanlardan da yorum yazan olursa memnun olurum :)

Bu arada "Anti-Terbiyeci bir yazar" başlığıyla Radikal Kitap ekinde 25 Mart 2011'de Suzan Geridönmez'in kaleminden bir de yazı yazılmış Nöstlingerle ilgili:
"1984 Andersen ödülüyle onurlandırıldığında 'Bu ödülü aldığıma sevinmedim ama almasaydım çok içerleyecektim.' diye bir cevap vermiş." :)

Bu kadar şey yazıp da konusundan bahsetmemek olmaz elbette:

3 çocuk,anne, baba ve dededen oluşan bir aile bir gün mutfaklarında Salatalık Kralıyla karşılaşırlar ve sonra olanlar olur :) süper özetledim değil mi :)
Kitapla ilgili sevdiklerim:
1. didaktik olmaması
2. oldukça farklı bir bakış açısı ve yaratıcılıkla yazılmış olması
3. eğlenceli olması
4. her bölümün başında bölümü özetleyen cümleler
5. karakterlerin hepsinin bir anda hem iyi hem de kötü olarak gösterilebilmesi
6. öğretmen olan karakterin iç dünyasını da çarpıcı bir şekilde verebilmiş olması


İşte bu da ben :) (kaynak: deviantart.com/Nabhan)



Devamını oku »

25 Eylül 2012 Salı

Güne Güzel Başlayabilmenin Bir Yöntemi: Yeni Demlenmiş Ilık Çay :)

Yok yok sıcak değil, sadece ılık :)
Aklımda bir yüz 1 milyon konu varken buraya neredeyse hiçbir şey yazmıyorum. "ha şimdi ha sonra " derken kalıyor.. bu gidişe dur demek ve arada geçen zamanda da neler olup bittiğini paylaşmak istiyorum.

Ama önce yeni demlenmiş ılık çaydan bir yudum alalım :)


Herkese yeniden merhaba !!!
Mutlu günler :)
*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »

17 Ağustos 2012 Cuma

Günün Şarkısı: Andrew sisters - rum and coca cola (jojo effect remix)

İşte karşınızda bugünün şarkısı :


Devamını oku »

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Günün Şarkısı : Close Your Eyes- Club Des Belugas



Herkese mutlu günler :)
Devamını oku »

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Sevgili Uğurböceği :)

Merhabalar herkese,
Madem ki bölüm olarak yapmak beni zorlamıyor, bu başlığa da farklı zamanlarda dönebileceğimi düşündüğüm için 1. bölüm dedim.
Öncelikle yorumlardan anladığım kadarıyla yazdıklarımı okuyorsunuz, teşekkürler :)
Şimdi gelelim sevgili uğurböceğine;
Uzun zaman önce işe doğru yürürken karşıma uğur böceği çıktı. hani öyle birden belirmedi elbette ama ayaklarımın oralarda heyecanlı yürüyüşünü gördüm,en azından benden daha heyecanlıydı çünkü benim 2 ileri en az 1geri giden ayaklarımın aksine kendi ayakları sadece ileri gidiyordu. sonradan da aynı yerde benzer şekillerde karşılaşmalarımız oldu ve bence aramızda duygusal bir bağ oluştu :) işte bu bağa dayanarak uğur böceğiyle biraz dertleşmek istedim:
"Sevgili Uğurböceği,
Nasılsın? Seni kıskandım doğrusu,buraya da birazcık bunlardan bahsetmeye geldim. hazır mısın beni dinlemeye? Ben, ara ara sabahları yoluna çıkan işe gittiği için de ayakları nereye gideceğini bilemeyen ama ısrarla böcüklere de basmamaya çalışan siyah sandaletli(en çok ayakkabımı görmüş olabileceğini düşündüm) kafası karışık/saçları dağınık kızım. işte o benim.. gördüğüm kadarıyla sabahları mutlu uyanıyorsun ve yaptığın işi severek yapıyorsun, sadece bu kısımdan bile seni kıskandım,hain köfte!! yok yok şaka başkalarının mutsuzluğuyla mutlu olacak kadar da psikopat biri değilim.. sadece sana soracaklarım var diyelim.. ben, özellikle de işe giderken seni gördüğümde kıskanıyorum çünkü yaptığın işi severek yapıyorsun, arkadaşların var ve bir şeyler üretiyorsun,enerjin sürekli olarak var..tüm bunların sırrı nedir sevgili uğurböceği ??hani yani ben de amaçsız/ümitsiz değilim, o kadar değilim diyelim. ama bir yerlerde bir şeyler eksik gibi geliyor ve ben o "şeyi" nasıl tamamlayabileceğimi de bilmiyorum. işyerinde geçirdiğim uzuuuun saatlerde uzuuuun sorgulamalar geçiriyorum kendimce.. sonunda vardığım tek nokta; benim bu işi sevmediğim, severek yapmadığım, yapmak istemediğim..işte böyle.....
"sen gönlünü ferah tut/umudunu kaybetme/pişmeden yanamazsın.." mı diyeceksin bana.. 
haklısın aslında.. yaşamam gerekenleri yaşıyorumdur belki de,burada öğrendiklerimle yoluma daha rahat devam edeceğimdir belki de..
bak seninle konuşmak bile rahatlattı :)
kendine iyi bak, kafam karışırsa yine yazarım sana :)"

herkese kendi uğurböceğiyle tanışma fırsatı dilerim :)


*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »

27 Temmuz 2012 Cuma

Mızıldanmadan Sıcak Havayla Başa Çıkma Yolları-Bölüm 2 :)

Şaşırdınız ama değil mi :)
Birinciyi yazarken,daha ne kadar yazarım bilemiyorum demiştim çünkü :)
Buraya ekleyeceklerime gelecek olursak;
1. Kendinize yetecek kadar karpuz tarlası edinin ya da basitine kaçıp marketten taze karpuz alabilirsiniz
2. Karpuzu taşımak zor geldiyse, karpuzu taşımaya gönüllü olacak arkadaşlar edinmeye çalışın :)




3. Bu dönemde duşakabinleri değil daha çok küvetleri seviyoruz.
4. Sabah kalkınca,imkan varsa öğle arasında, akşamüzeri iş çıkışı eve gittiğinizde, yatmadan olmak üzere çeşitli dönemlerde duşa girmek sadece suyla tanışmak anlamına gelse de bunu kendinizden esirgemeyin.
5. Kim demiş çay, kahve sıcak tüketilmeli diye, içine atacağınız buzlarla kendi "elyapımı" içeceklerinizi oluşturabilirsiniz.
7. Meyve kokteyli: istediğiniz meyveleri kabuklu-kabuksuz fark etmez doğrayın bir kabın içine, daldırın kaşığı sonra da :)
8. Ayakkabı kavramını unutalım, terlik ve sandaletle coşalım :) 
9. Şapkanın güneşe karşı duramadığı hallerde 1 adet beyaz renk şemsiye kullanmaktan kaçınmayalım, Japonlar bu işi de biliyor diye hayıflanmaya gerek yok, aynı şemsiyelerden burada da var ama kimse kullanmadığı için garipseniyor tabii
10. Belli aralıklarla boyun, ense kısmını ıslatmak da süper oluyor :)


Devamını oku »

Günün Şarkısı: Love Rosey



Herkese mutlu günler :)
Devamını oku »

Günün Şarkısı: Buika - La Falsa Moneda :)



Herkese mutlu günler :)
Devamını oku »

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Mızıldanmadan Sıcak Havayla Başa Çıkma Yolları-Bölüm 1 :)

Bu başlık kaç bölüm götürür bir fikrim yok aslında..hani başına birinci bölüm dedim ama ömrü nedir şimdi buradan bakınca kestiremiyorum ama olsun,neticede bir yerden başlamak gerek :)
öncelikle yazmayı özlemişim sevgili okur, benimle çok az iletişim kursan da seni de özlemişim, buralarda bir yerde olduğunu hissediyorum :)
sıcak havalar malum... hani neresinden tutsam illa ki insanın dayanma gücünü zorluyor..

Mızıldanmadan sıcak havayla başa çıkmak kolay mı sandın, işte burada biraz düşün bakalım..
sen şimdi püfür püfür klimalı odanda/ofisinde otururken bu satırları okuyorsan bıyık altından gülerek okuyorsundur, ancak şunu unutma ki.. o odadan çıkmak zorunda kalabilirsin ve hatta açık otoparka park ettiğin klimasız arabana binmek zorunda da kalabilirsin :) çok fenayım değil mi :)
o zamaaaan gelelim mızıldanmadan sıcak havayla başa çıkma yollarına :

1. durumla savaşma/ durumu kabullen
2. durup durup "hava çok sıcak" diyerek elinle kendine yelpaze yapman sonucu değiştirmiyor, bari söyleme de tekrar yaparak aklına "sıcaaaak" kazınmasın..
3. zihnini dağıtacak aktivitelerde bulun: canın ne yapmak istiyorsa artık.. 
4. neden soğuğa yakın ılık bir duş denemiyorsun?
5. evde değil de ofisteysen ve de klima yoksa hatta odan güneşi direk alıyorsa: işte bu durum senin mızıldanma katsayını zorlayacaktır,çünkü benim öyle oluyor :) pes etme, arkandayız :)
6. tatilden dönen arkadaşlarınla daha az vakit geçir :) 
7. sen de tatil planı yap, bu tatilin illa uzakta olmasına gerek yok..ev ortamında da kendine farklılıklar yaratabilirsin (ben bunu denemedim ama deneyenler olursa paylaşımlarını dinlemeye hazırım ve acayip istekliyim)
8. mızıldanmadığın her bir saat için kendine vereceğin ödüller toplamında ev yapımı bir limonata kazanabilirsin..(kazandığın limonatayı hala almayan/yapmayan arkadaşlarını bu durumdan sık sık haberdar et, mızıldanmayana limonata yok bu hayatta :)
9. gün içerisinde sıklıkla görebileceğin bir yere kapıya/duvara/masaüstüne vs. sana huzur verecek ve mümkünse ferahlatacak resimler ekle..
10. belli aralıklarla zihnini başka bir yere gönderebilirsin, düşgücü,hayal ne dersen de işte, fena olmuyor :)

herkese ferah ferah,buzlu buzlu,naneli naneli limonatalar,ohhh afiyetler olsun :)


*Foto kaynak: google/deviantart

Devamını oku »

20 Temmuz 2012 Cuma

Günün Şarkısı: Coldplay- Paradise :)


Coldplay- Paradise...
Geçen yazımda bahsettiğim ev yapımı limonatamı kazandım :) birkaç kaçamak dışında hiç mızmızlanmadım :)
Üşenmemeyle ilgili hala düşünüyorum :)

Herkese mutlu hafta sonları :)
Devamını oku »

21 Haziran 2012 Perşembe

İşte Bu Ara Aklım :)


Sadece kahve içmiyorum elbette ki, hele ki iş ortamında,sohbetin aracısı illa ki çay oluyor..
Geçen gün bu pozu rastgele çektim ve ortaya çıkan sonuç; beni baya baya anlatıyor..
Kafam çok da karışık değil aslında oldukça netim.. ancak yapacak o kadar çok şey var ki hangi birine el atsam diğerinde aklım kalıyor..
Yukarıdaki foto da bu durumu baya güzel anlatıyor gibi geldi :)
Var mı başka kafası karışan/bulanan/dolan ?? :)
Devamını oku »

12 Haziran 2012 Salı

"Kitapçı" Dergisi 1. sayı çıkmıııış :)

Merhabalar,
Geçen gün kendi halimde dergi reyonunu gezinirken kapağı özellikle dikkatimi çeken bir dergi oldu.. "Ben bu dergiyi daha önce görmemiştim..hmm.." diye düşünürken bir de baktım zaten 1.sayı imiş elimdeki :)
Birkaç arkadaşın bir araya gelmesiyle vs. oluşmuş bu dergi, samimi olarak anlatmışlar arka kapakta:


Herkese mutlu günler, keyifli okumalaaaar :)
Devamını oku »

10 Haziran 2012 Pazar

Kahvenin Yanında :)

Herkese tekrar tekrardan merhabalar,
Biliyorum ki aslında birbirimizi hiç tanımıyoruz..
Ama bu yazıyı okuyorsanız zaten çoktan tanışmışız demektir :)
İş yerinden bu aralar "özgürlük nidaları"yla çıktığımdan beridir aslında havaların da etkisiyle -hava etkisiz eleman olmadı hiç hayatımda- vurdum kendimi bir yerlere. fiziksel olarak değil şu sıralar belki ama kafam başka başka yerlerde..onları toplasam mı yoksa acaba dağınık halleri de gayet iyi midir bilemeden tabii ki kahve içiyorum :) bu kafein dedikleri nasıl bir şeydir ki gerçekten içmediğinde bir eksiklik içtiğinde bir hoşluk katar hayatına :)
bu kez kahvenin yanında minik bonibonlar var :)

Özgürlük ve Keyif kahvesi :)
"Kendini gerçekleştirmiş birey" den bir önceki safha olan "kendini gerçekleştirmek üzere olan birey"lere buradan selam eder, mutlu hafta sonları dilerim :)
Devamını oku »

29 Mayıs 2012 Salı

Merak Ediyorum !! Neyi :)

Lokum Merak ediyor :)
bugünlerde ben de aynen kedim Lokum gibi merak ediyorum..Neyi mi?
- havalar ne zaman bir öyle bir şöyle olmaktan sıkılıp kendi rutinine dönecek?
- yaz için aklımdan geçenler 5n 1k'da nasıl cevap bulacak -6 k oldu :P
- aldığım ve hala okumadığım kitap&dergiler ne zaman okunacak..hmmmm...
- fotoğraf makinemdeki tüm özellikleri ne zaman tam olarak kullanmaya başlayabileceğim?
-tripodum bana küsmüş müdür?
-yazın da kestane yemek istesem ne yapacağım?
- avustralya mı bana uzak ben mi ona?
- dünyadaki tüm kahve çeşitlerini denemek istesem kim bana sponsor olur?
- hımym dizisindeki "anne" hangi sezonda karşımıza çıkar?

daha daaaaa gider bu sorular,
kendi soruların da eklemek isteyen olursa "yorum"lara bekleriiim :)
Devamını oku »

10 Mayıs 2012 Perşembe

Günün Şarkısı: "Triggerfinger - I Follow Rivers"

Aslında sadece bugünün değil benim için birkaç haftanın şarkısı kendisi, paylaşayım dedim, işte karşınızda ; 



Devamını oku »

9 Mayıs 2012 Çarşamba

How I Met Your Mother

Bir hikayeyi tersinden ne kadar uzun süre dinleyebilirsiniz bilmiyorum, şahsen ben çok da sabırlı biri olmadığımı düşündüğümden bu soruya cevap verirken oldukça cimri davranırdım..ancak, bazı hikayeler de var ki kaçtıkça kovalayasınız geliyor,işte onlardan biri HIMYM..


 "Annenizle nasıl tanıştım?" gibi komik bir çeviri yapsam da kendi içimde o hep "HIM" olarak kalacak hayatımızda. Şu sıralar 7.sezonun son bölümlerine yaklaşmaktayız ve hala "anne"yi görmedik, tanışmadık ya da işte biz öyle düşünüyoruz.. 7 sezon yani 7 sene boyunca ki yaklaşık 23 dakikalık bölümlerden oluşmakta her bir bölüm oldukça keyifli zamanlar geçirdik. tam bir "kah güldük kah üzüldük" olayı :) üzüldüğümüz an'larda bile güldük aslında :) nasıl oldu bilmiyorum.. kısaca başroldeki oyunculardan söz edecek olursak;

- TED MOSBY: hikayenin anlatıcısı, 2 çocuk babası ama "anne" henüz yok, daimi mimar, duygusal bünye
- ROBİN SCHERBATSKY: daimi Kanadalı, babasının "erkek" kızı, muhabir ve spiker, güzel gülüş
- BARNEY STİNSON: daimi çapkın (ki şu sıralar "sevgilisi" var hadi bakalım), ne iş yaptığı bilinmeyen, takım elbise düşkünü
- MARSHALL ERİKSEN : Lily düşkünü, daimi avukat ama çevreci, tokatçı
- LİLY ALDRİN: anne olmak üzere, anaokulu örtmeni, anaç, grubun toparlayanı, Marshall'ın hayatı

Aralarındaki diyaloglardan, olayların akışına, senaryoya kadar hepsinden ben şahsen çok keyif alıyorum.. Ama tabii ki bir "işte benim adamım" karakterim de var; o da TED MOSBY :) nedir bu duygusallıııık ? :)

TED MOSBY
Özendiğim bir diğer şey de aralarında ne olursa olsun dostluklarının bozulmaması, kafede buluşmaları ve kötü zamanlarında hep birbirlerinin hayatlarında olmaları.. 


Aranızda izleyen varsa yorumlarınızı alabilir miyim? nedir, kimdir, kimi seversiniz,sevmezsiniz, neden, ne olsun vs. :)
*Foto kaynak: google/deviantart
Devamını oku »

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Denizin İçinde Kitap Okumak İstiyorum :)

Deniz görmeyeli epey zaman oldu, özlemim baki... öyle çok fazla saatlerce yunus gibi oradan oraya yüzeyim batayım çıkayım biri değilim ancak denizi seyretmeye doyamıyorum..bazen de denizin içinde olma hissine.. denize daldığında suyun yüzeyindeki güneşin parıltılarının seslenişine de ayrıca müptelayım :) 
Bugün düşünürken bir yandan "Aklımdan Neler Geçiyor" diye.. Fark ettim ki aslında ben denizin içinde kitap okumak istiyorum ama öyle teknede falan değil... Aklıma ilk olarak su yatağı gelmişti ancak buraya foto ararken -aklımdaki ben'i anlatan- tam da şuna rastladım;

aklımdan geçen yer burası :)

Su yatağı da neymiş be, dedim hatta sonrasında da :) Kendisinin büyük büyük bir kaplumbağa ya da olmadı balık olduğunu düşünmekteyim ya da ben öyle olsun istiyorum :)
Güneşin alnında mayoyla terlemiş vıcık cıcık haldeki kitap okuma serüveni değil benim istediğim..  tam da yukarıdaki resimde olduğu gibi :) hatta misafirlere de kapım (ki burada başım oluyor) açık :P
bunun için neden hala çocuk kitaplarında yaptıkları gibi


büyükler için de neden bir şeyler düşünmüyorlar anlayamıyorum... düşündüklerini burayı tıklayarak anlayabiliriz aslında ama hiç de yeterli değil... kaç kişi suda/denizde/banyoda/gölette vs. kitap okumak ister sorusu sorulabilir belki... aman bunu duymamış olayım :) yani konu kitap olunca her yerde her şartta okuyalım istiyorum sadece o kadar :)

bir de nette gezerken şöyle bir şey gördüm ki çok hoşuma gitti, demek ki neymiş; yazın boool boool sahilde deniz kabuğu toplanacakmış :)


Herkese mutlu günler...

*Foto kaynak: google/deviantart



Devamını oku »

5 Mayıs 2012 Cumartesi

"Kahvenin Yanında" Ne Gider?

Merhabalar yeniden :)
Farkındayım ki "merhaba"mın üzerinden kocaman günler geçti ve ben tek satır bile yazamadım :( tesadüf (!) olacak ya bu ara hayatım hep "kahve ve yanı" ile geçiyor :)
benim kahve yanım :)

Benim için kahvenin yanına en çok gidenler;
- Dost sohbeti ve Sevgili kaynarı : 



- Amelie :)


 - Waffle hem de en çileklisinden :P


 - Yaz tatili planı :P



-Badem ve kavurga


- sevilen karikatür dergilerinin yeni sayıları



- bırakamadığın kitaplar


- dondurmalı irmik tatlısı


- sabahtan kalma pişiler :P


- aklımdan geçenler ve notlar :)

kahvenin yanında başka neler süper oluyor siz de eklemek isterseniz buyurun yorumlara :) mutlu hafta sonları herkese :)
Devamını oku »