Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




28 Haziran 2013 Cuma

Hafta Sonu Tatili İçin Aklı Karışık Hayaller :)

Doğrudur aklım pek karışık şu sıralar. Kafamdan bir dolu şey geçerken ve her geçen kendince beni gıdıklarken hepsine kayıtsız kalamıyor insan. Ancak bu durumda da hiçbirine adapte olamıyor :) Bazen yapacak iş çoktur ama canın sıkkındır.. Bazen de canın sıkkındır, ne yapsan bilemezsin. Hafta sonlarını da güzel değerlendirmek istersin :) Aklıma gelip de beni gıdıklayanlardan bir kısmını paylaşmak istedim; kim bilir belki sizi de gıdıklarlar :) - Öncelikle enfes, muhteşem, "olmadıkolağanüstü" bir kahvaltı :) - Tatlı melodilerle bir yürüyüş - bisikletlerin sokağa dökülme zamanı gelmedi mi? (bizim hala bisikletimiz yok ama kiralanabilen yerler var:) - bu sıcaklarda denize gidemiyorsak en azından soğuk sulu havuzlarda serinleyebiliriz - çimlerde yayılmadan yaz bitmezmiş, güzel bir piknik...
Devamını oku »

27 Haziran 2013 Perşembe

Avustralya :)

Herkesin bir "neverland"i olmalı bence ve  yol önemli olmalı; oraya ulaşmaktan ziyade. Benim için de Avustralya böyledir; sanırım hep de öyle kalacak. Küçüktüm hatta ne kadar küçüktüm onu bile hatırlamıyorum, birinden "Avustralya" ile ilgili bir şeyler duymuştum.. "Uzak, taa dünyanın öbür ucunda. Biz kışı yaşarken onlar yazı yaşıyorlar. Aborjinler adında yerli halkı var. Yüzerken köpekbalıkları yanına gelebilir..." Bunlar zihnime nasıl yerleşmişse ne zaman uzaklara gitmek istesem Avustralya'ya gitmek istedim. Hani nasıl olsa uzak, zaten gidemem diye mi düşündüm acaba.. Kaynak: burada Bazen insan gerçekten -tam da bulunduğu yerden- arkasına bakmadan uzaklaşmak isteyebiliyor; işte böyle durumlar için de sığınacak bir limana -bence- şiddetle ihtiyaç var; yoksa o zor an'da...
Devamını oku »

23 Haziran 2013 Pazar

Fantezi Kek :)

Bu ara favorimiz havuçlu&cevizli kek olsa da yılların tarifini değiştirerek dün yaptığım keke de kendi içinde "fantezi kek" dedim; çünkü o benim fantezim :) Öncelikle kuzen N'nin "olmadıkolağanüstü" kek tarifini vereyim: Malzemeler:  - 4 yumurta - 2 su bardağı şeker - 3,5 su bardağı un - 1 şişe gazoz ya da maden suyu - 1/2 su bardağı sıvı yağı - 1 paket kabartma tozu - 1 Paket vanilya Tercihe göre içine limon kabuğu rendesi / ceviz içi/ üzüm/ kakao konabiliyor. Yapılışı: Şeker ve yumurta iyice çırpılır hatta krema kıvamına getirilir. Sonra diğer malzemeler de karıştırılır ve devamlı çırpılır. Malzemeler, yağlanmış kek kalıbına dökülür. Önceden ısıtılmış fırında 175 derecede 50 dakika pişiriliyor ve afiyetle yeniyor :) Püf noktası: Kekin, kek kalıbından kolayca çıkması için...
Devamını oku »

Sağlıklı Öğle Yemekleri :)

Çalışanlar için öğle yemekleri bazen sıkıntı yaratabiliyor; hele ki midesi kötü olanlara. Yemekhanedeki yemeklerde illa ki yağlı/salçalı/tuzlu seçenekler olunca per tercih edilmeyebiliyor. Her gün dışarıdan yemek yemek de bütçeye hiç uymuyor; hem de dışarının yemekleri de pek sağlıklı olmayabiliyor.. Bu dertten muzdarip olanlara -kendimce- birkaç önerim var. Daha doğrusu ben ne yapıyorum onu yazayım.. Her gün öğlen yemeğini evden getirmek bazen gerçekten sıkıcı olabiliyor çünkü çoğu kez akşamdan hazırlık yapmak gerekebiliyor.. Ancak bazıları var ki 5 dak. da hazırlanabiliyor :) Benim için hem pratik hem de sağlıklı (tamam bazıları değil ama olsun onların da tadı güzel :) olan lezzetleri sıralamaya çalıştım.. Öncelikle tavsiyem; yemek ne olursa olsun yanına mutlaka küçük bir salata...
Devamını oku »

21 Haziran 2013 Cuma

Kedili Bir Evde Yaşamanın Kuralları :)

Sanırım ilk kural; "her an her şeye hazırlıklı olmak"tan geçiyor :) Bir kedinin -ki bizimkisi uykucu olmasına rağmen- evin hangi köşesinden hangi zamanda çıkacağı belli olmuyor. Kedileri belli bir kurallar çerçevesine sokmak çok doğru bir şey değil; yaptığımın ne kadar yersiz olduğunun da farkındayım.. Ama hani olur da bir gün bu yazıya evinde kedi beslemeye karar vermek üzere olan biri okursa belki bir nebze faydası olur :) Belli başlı kurallar: - Evin gerçek sahibinin kedi olduğunu unutma, sen sadece onun izin verdiği ölçüde evde takılan bir misafirsin. - Kedini sakın ama sakın aç bırakma - Tuvaletini şartların ne olursa olsun sıklıkla değiştir - İçtiği suyun temiz olmasına dikkat et - Seninle sadece kendisi istediğinde oynar - Misafirlerle iyi geçinecek diye bir şart yok. - Hatta...
Devamını oku »

20 Haziran 2013 Perşembe

Kitap Alışverişleri

Her ne kadar bir dönem excel kullanmış olsam da şu an sadece internette gezerken denk geldiğim ve okumak istediğim kitapların kapak fotoğraflarını kopyaladığım bir dosyam var. Liste uzadıkça uzayabiliyor. Bazen hemen oracıkta bir kitapçıda sarılıyorum kitaba; kaybetmek istemiyorum. Bazen de dosyadan seçtiklerimden elemeler yapıp internetteki indirimleri bekliyorum/takip ediyorum. İnsanların kitap okumama bahaneleri olarak "kitaplar çok pahalı" demesini bir o kadar haklı ancak garip bulsam da (özellikle de sigaraya para ayırabilen kesim...) ülkemizde kitaplara erişim için yalnızca "satın alma" seçeneğinin olmadığını görmek de güzel. Bunlardan en önemlisi elbette ki kütüphaneler. Keşke daha da yaygınlaşsalar ve özellikle hafta sonları da açık olabilseler :) (evet bu konuda biraz dertliyim) Daha...
Devamını oku »

19 Haziran 2013 Çarşamba

Denizi Düşleyen Prenses :)

Bir çocuk kitabından bahsetmeyecek olsaydım sanırım başlıktaki "prenses" ben olurdum; denizi düşlediğim için.. Ankara'nın sevmediğim birçok özelliğinin yanında denize en az 4-5 saat uzaklıkta olması da sayılabilir. O yüzden, sıklıkla ben de denizi düşlerim. Deniz hasretiyle tutuştuğumdan olsa gerek,1 sene önce okuduğum bu kitap günlerdir yine masamdaydı. Kaynak: burada "Dağlardaki şatoda, bir prenses hiç görmemiş olsa da denizi düşlüyordu her gece." Kitabın adı "denizi düşleyen prenses" olmasına rağmen bir de "dağları düşleyen prenses" var. Her ikisi de kendilerinde olmayanı düşlüyorlar; biri denizi diğeri dağları. "Denizi düşleyen prenses" Serena ve "Dağları düşleyen prenses" Federica babalarına karşı çıkarak şatolarından ayrılıp düşlerinin peşinden gitmeye karar verirler...
Devamını oku »

18 Haziran 2013 Salı

"1 Kitap 1 Mektup" Etkinliğinde İlk Konuğumuz: "Hint Cevizi" :) & Sakar Cadı Vini ile Tanışma Fırsatı :)

Dünkü yazımızda  yepyeni bir projeden ve sürprizlerden bahsetmiştik.
"1 Kitap 1 Mektup" etkinliği de onlardan biri.
Biz bu proje için çok heyecanlıyız; özellikle de ben. 
Sevdiğimiz, beğendiğimiz, paylaşmak istediğimiz konuları/konukları sizlerle de tanıştıralım istedik.
İlk konuğumuz da "Kitap Günlüğü" tutan, kitaplar ama özellikle de çocuk kitaplarıyla ilgili eleştiri yazıları yazan bir blog; sevgili Hint Cevizi.
İnternet dünyasında insan kiminle ne zaman/nasıl tanıştığını hatırlamayabiliyor. Ancak bir sitenin/blogun sizi yakaladığını ilk anda fark ediyorsunuz.
Lafı fazla uzatmadan sevgili "Hint Cevizi" ile yaptığımız röportajı okumanızı öneriyorum :)
Kaynak: burada

İnternet kocaman bir dünya ve ben bu dünyada seninle karşılaştığım için çok mutluyum. Kitaplarla ilgili yazılar yazan siteler/bloglar çoğaldı. Ancak senin paylaşımlarında kısa, öz ve samimi bir hava var. Çocuk kitaplarını severek okuduğunu yazılarından çok net görebiliyoruz;Okuduğun kitaplarla ilgili eleştiri yazıları yazma ve bunu bir blogda paylaşma fikri nasıl ortaya çıktı?
Blog fikri bir gün evdeki kitaplarımı düzene sokarken şu kitap ne kadar güzeldi veya şunu bir türlü sevememiştim gibi ayırıp bir okuma listesi yapmaya karar verişimle ortaya çıktı aslında.
Böyle bir yol izlerken bir blogda toplamam daha düzenli olur diye düşünüdüm, böylece kitaplarımı tekrar okuyup düşüncelerimi yazmaya başladım ve çocuklar ile benim gibi kendileri için kitap araştıran arkadaşlarıma az da olsa bir fikir vermesi açısından yazmaya devam ettim.
Sonuçta okuyup beğendiğim kitapları hem kendi adıma arşivliyorum hem de meraklılarıyla paylaşıyorum.

Kitaplığında kaç kitap var, sayısını biliyor musun?
Sayılarını henüz bilmiyorum ama giderek artmaya devam ediyor :)

Kütüphaneden kitap ödünç alıyor musun? Yoksa kitapları satın almayı mı tercih ediyorsun?
Ben kütüphane ortamını çok çok seven biriyim fırsat buldukça kitapları ödünç alsam da
çok sevdiğim kitaplara istediğim an ulaşabilmek için genelde satın almayı tercih ediyorum veya hediye geliyor.

Kitap okurken notlar alır mısın? Çünkü kütüphaneden alınan kitaplara çok daha hassas davranmak gerekiyor. Bu durum beni bazen strese sokabiliyor, aman kitaba bir şey olmasın diye :)
Evet bir de kütüphaneden alınca iki kat özen göstermek gerekiyor ki ben bu konuda biraz takıntılıyım. Kitap okurken bazı cümlelerin altını çizmeyi yada sayfaların sağına soluna notlar almayı sevmiyorum. Not çıkarmak için minik bir defterim var, sadece okurken değil kafama estiğinde not almak için hep yanımda gezdiriyorum.

Çocuk kitaplarına olan ilgin nereden geliyor? Özel bir sebebi var mı?
Küçüklüğümden itibaren kitaplara olan ilgim hala bana çocuk kitapları hediye eden ailem sayesinde gelişti diyebilirim :) Çocuk kitaplarını hem kendim okurken mutlu oluyorum, bol bol gülümsüyorum hem de çocuklara okurken onların gözlerindeki merak ve heyecanı görmeyi seviyorum.

Yazdığın kitaplardan çok daha fazla kitap okuduğunu tahmin ediyorum.  Hakkında yazı yazacağın kitabı neye göre belirliyorsun? Kendince koyduğun kıstas var mı?
Blogda paylaştığım kitapları da belli bir plana göre okuyup yazmıyorum, bir okuma listem var fakat okunacak kitapların sırası neredeyse sürekli değişiyor :)
Beni çok mutlu eden kitaplar keşfettiysem hemen yazmak istiyorum, ama iş zar zor bitirdiğim kitaplara gelince onlar hakkında yazmak içimden pek gelmiyor ve bütün okuduğum kitapları eklemiyorum.

Hoşlanmadığın bir kitapla ilgili de yazıların olduğunu gördüm. Bu yazıları hazırlarken bir çekincen oluyor mu?
Hoşlanmadığım kitaplara çok yer vermemeye çalışıyorum çünkü yazdığım zaman iyi şeyler yazmayacağımı biliyorum. Herkesin zevkleri bir olamaz bu yüzden de herhangi bir olumsuz ön yargı oluşturmak istemiyorum. 

Bilim kitapları ile ilgili çokça kitap yazısına rastladım. Sanırım tarihe, özellikle de Mısır tarihine ve kültürüne de özel bir ilgin var. Çocukların bilimi, tarihi ders kitaplarından değil de hikayeleştirilmiş ya da “eğlenceli bilgi” olarak sunulmuş kitaplardan daha keyif alarak öğreneceklerini düşünüyor musun?
Medeniyetler tarihi denilince akan sular duruyor benim için :)
Elbette bilgiyi eğlence ile sunan kitaplardan yanayım, bu kanıya varmamda gözlemlerimin ve kendi deneyimlerimin payı büyük.
Kim keyifli ve eğlenceli bilgi içeren kitaplar varken basmakalıp ders kitaplarını son noktasına kadar ilgiyle okuyabilir ki?

Kitap okuma ile ilgili belli bir rutinin var mı? Okuma köşesi, saati, yanında çay/kahve gibi.
Kış aylarında salep ve sıcak çikolata diğer zamanlarda ise bitki çayları eşliğinde kitap okumaktan hoşlanıyorum. 
Kaynak:Delianne.com.
Foroğrafla ilgili 1 hikaye: http://2balik1kedi.blogspot.com/2013/03/bir-fotograf-ve-hikayesi.html
Oğluna kaçıncı aydan itibaren kitap okumaya başladın?
Dördüncü aydan itibaren düzenli bir şekilde okumaya başladım. 

Oğlunla birlikte en çok hangi kitapları okumayı tercih ediyorsunuz?
Bol renkli, kocaman resimli ve az yazılı kitaplar favorilerimiz bunlara en güzel örnek olarak Aç Tırtıl'ı söyleyebilirim, bu tür kitapların yanında bir de interaktif kitaplar girdi hayatımıza.

Kitap okumak ve okuduğun kitaplar hakkında fikirlerini paylaşmak çok güzel bir duygu. Peki, sen kitap yazmayı düşünüyor musun?
Şimdilik böyle bir düşüncem yok.

Issız bir ada olmasına gerek kalmadan soracağım bu soruyu; kitapların hepsi birbirinden keyifli&öğretici&yol gösterici oluyor ancak bazıları hafızalardan pek silinmiyor. Senin için, hem mutluluk veren hem de 
unutulmaz olan kitaplar hangileri?
İlk olarak "Sakar Cadı Vini" ve "Mızmız Mırnav" serilerini acayip seviyorum. bunların yanında "Başka Bir Anne", eşimin hediyesi olan "Here Comes the Bride" ve "The Rabbit Problem" de benim için özel olan çocuk kitaplarından bazıları.

Kitaplar hakkında yazılar yazan pek çok dergi/site/blog var. Sen hangilerini takip ediyorsun?
Takip ettiğim çok sayıda mecra var ama ilk aklıma gelenler; Radikal Kitap eki, İyi Kitap (http://iyikitap.net/), Bir Kitap Lütfen! (http://www.birkitaplutfen.com/), Kitedit (http://kitapedebiyatelestirileri.blogspot.com/) ve Bir Paragraf (http://birparagraf.com/).

Okuduğun kitaplardaki bir karakter/masal kahramanı olsaydın hangisi olurdun? Neden?
Hmm bir karakter olsaydım sanırım sakar cadı vini olmak isterdim :) kendime en çok benzettiğim(dağınıklığı vs.) ve en sevdiğim kahraman olduğu için.

Sona saklasam da en çok merak ettiğim cevap; “Hint Cevizi”nin anlamı. Blogunun adı neden “Hint Cevizi”?
Blogumun Hint Cevizi olmasının aslında çok ilginç bir hikayesi yok. Kitap okurken salep içmeye bayılırım hele ki içinde hint cevizi varsa :) Yani "Hint Cevizi" benim hayatıma lezzet katan güzel bir ayrıntı.

Blogunla yeni tanıştım ancak arşiv sayesinde pek çok kitapla tanışma fırsatım oldu. Mini röportajımızla blogumuza konuk olduğun için ayrıca teşekkürler. Keyifli okumalarının ve paylaşımlarının devamını dilerim.
Çocuk kitapları gibi çok güzel bir ortak ilgi alanımız var seninle tanıştığım için mutluyum.
Benim adıma çok zevkliydi esas ben teşekkür ederim :)
                                                                       ***
"1 Kitap 1 Mektup" projesinde sevdiğimiz bir konukla röportaj yapmayı; birlikte seçeceğimiz bir kitabı çekiliş neticesinde hediye etmeyi ve kitabın yanına minik bir mektup ekleyebileceğimizi düşündük.
İlk konuğumuz olduğundan Hint Cevizi'ne,  çekilişle hediye etmek istediğimiz kitabı kendisinin seçmesini istediğimizi belirtsek de Hint Cevizi bu zorlu görevi bize bıraktı :)
Biz de "Sakar Cadı Vini" hayranı olan konuğumuzun "Denizin Altında'ki Vini'ye" sevineceğini düşündük.

Hediye çekilişini daha da keyifli kılmak için katılımcıların(bu yazının altına yorum bırakanların) 
"En sevdiğiniz çocuk kitabı hangisi?" sorusuna da cevap vermelerini istedik.

1 Temmuz 2013 tarihine kadar "En sevdiğiniz çocuk kitabı hangisi" sorusunu yanıtlayarak bu yazının altına yorum bırakanlar arasında yapacağımız çekilişle 1 kişiye "Sakar Cadı Vini- Denizin Altında" kitabını ve 1 mektubu göndereceğiz.
Kitapla ilgili Hint Cevizi'nin yazısını okumak isterseniz buraya bekleriz :)

Kaynak: burada

* Bu çekiliş haberini kendi blogunda/facebook ve twitter hesabında duyurmak zorunlu değil; sadece gönüllüdür :)
**Sevgili Hint Cevizi, son sözümüz sana; iyi ki varsın ve iyi ki yollarımız kesişmiş :)


HERKESE "DENİZİN ALTINDA" SAKAR CADI VİNİ VE KEDİ VİLBUR'LA 
TANIŞMA & SOHBET İMKANI DİLERİM :)
Devamını oku »

17 Haziran 2013 Pazartesi

Sürprizler, Röportajlar ve Kitaplar :)

Önümüzdeki günlerde blogda sürprizler, röportajlar ve hediye kitaplar olacak. Bunun "tatlı telaşı" içerisindeyiz desem yeridir :) "Kitap işleri" ile uğraşan bir ekip var şimdilik aklımızda ama zamanla bu bölüme ne gibi eklemeler yaparız, açıkçası bilmiyoruz.  Bloglarda çekiliş neticesinde çeşitli etkinlikler/hediyeleşmeler oluyor, insanlar gönüllerinden ne geçerse paylaşıyorlar. Biz de burada belli zamanlarda çekilişler düzenlemek ve sevdiklerimizi paylaşmak istedik. Bu paylaşım da "1 kitap 1 mektup" olacak-şimdilik- Detayları da sonraya saklayalım yoksa sürprizler bozulacak :) Kaynak: burad...
Devamını oku »

16 Haziran 2013 Pazar

Bilkentte Film Müzikleri Konseri :)

Buika konseri dolayısıyla bahsetmişim biraz müzikle olan "inanılmaz" ilişkimden. Konserlerde -ne yapayım- biraz sıkılsam da yine de konu "film müzikleri" olunca kendimizi Bilkentte bulduk. Benim müziği izleyememe gibi bir özrüm olduğu bir kere daha onaylandı. Konserin, dinleyebildiğim kadarı gerçekten hoştu/keyifliydi. Ancak ben müziği fonda dinlemekten hoşlanıyorum sanırım. Eğer sahnede opera/bale yoksa yalın bir müzikle sıkılabiliyorum. Bilkentteki Odeon sahnesine daha önce gitmemiştim. Yarı açık havanın hafif rüzgarlı etkisiyle uyuduğum yerlerde soğuk ile uyandım. Sanmayın ki konser kötüydü; tam tersine gayet güzeldi. Vurmalı çalgıların olmasını da destekliyorum, insanı kendine getiriyor:) Programda: -Indiana Jones - Mısır Prensi - Titanic - Star Wars - Misyon - Gladyatör -...
Devamını oku »

Misafir İlişkileri ve Biz :)

Daha önce bahsetmiştim sanırım, her tür misafirden hoşlanmıyorum. Sadece yanında "kendim" olabildiklerimi seviyorum :) Bunun ayrımı elbette çok kolay olmasa da bayramlardaki "zoraki" muhabbetlerden hoşlanmadığımı, sıcak arkadaş sohbetlerine her daim -uyuyakalmazsam- açık olduğumu söyleyebilirim. Evet, uyuyakalmışlığım var itiraf ediyorum ama film gerçekten sıkıcıydı :) Benim film izlerken uyuyakalmam için filmin sıkıcı olmasına gerek olmadığını yakın çevrem bildiğinden buraya da yalan yazmaya gerek yok :) Neyse şimdi konumuz filmler değil de misafirler. Aslında en başta şu ayrımı bile yapabiliriz; bazı insanlar evimize geldiğinde onları "misafir" gibi görmeyiz ve mutfakta bize yardım ettiklerinde, salonda uzandıklarında gerilmeyiz hatta tam tersi mutlu oluruz :) Geçen gün evimize...
Devamını oku »

Ödünç Kitap İşleri :)

Her kitabın yazılışından ayrı olarak sizde bir hikayesi vardır; kimini sahafta tesadüfen bulup alırsınız, kimi hediye gelmiştir, kimi de ödünç verilmiştir.(daha da uzar bu hikayeler tabii) Ancak ödünç alınan kitapların listesi olmadığından -benim gibi- unutkan biriyseniz ne okuduğunuzu çabucak unutursunuz. Kütüphaneden alınan kitaplarım için bir listem var neyse ki :) Arkadaşlarıma ödünç verdiğim ve geri gelmeyen kitaplardan sonra kendimce profil çıkartıyorum kitap verirken. Ki bunu çok yapamadığımı buradaki  yazıda okumuştuk ama olsun. Bir de ben kitabını geri isteyemeyenlerdenim. Utanıyorum sanki kötü bir şeymiş gibi. "Okumuş olsa verirdi" diyebiliyorum sadece. Bu iş de tek taraflı değil elbette; bana da ödünç verilen kitaplar oluyor-ben istemesem de- İşte o zaman kitabı almayıp...
Devamını oku »

Evde Olmak ve Kararsız Kalmak

Evde olmayı ve evde vakit geçirmeyi seviyorum. Bize bazılarının "terlik ailesi" demesine gülümseyerek yaklaşıyor, hafta sonu gelse de evde kalsak demekten kendimizi alamıyoruz. Aslında gezmeyi de bir o kadar sevdiğimizi söyleyebilirim ama evin hali bir başka :) Her hafta sonu ayakları uzatmalık vakitler kalmayabiliyor. Peki bu güzel vakit kalınca ne oluyor? Ya kafam karışıyor ya da kararsız kalıyorum :) Temizliğe mi vakit ayırsaydım ya da yemek mi yapsaydım ama ben kitap okumak istiyordum gibi bir üçgenin uzatılmış köşelerinde savrulurken buluyorum kendimi. (matematiği iyi olup da "üçgen" konusunda yanlış söz söylediğimi düşünen olabilir :) İşte o yüzden insanlar üşenmemişler ve "zaman yönetimi" gibi bir kavram çıkarmışlar ve içini doldurmuşlar. Ama sanki bir yerleri atlamışlar:...
Devamını oku »

Pratik Tarifler: Fırında Kaşarlı Mantar :)

Daha önce muhtemelen bahsetmişimdir, mutfağımızda "şef" yok; o yüzden de pratik tarifler gün kurtarıcı olabiliyor. Bunlardan biri de "fırında kaşarlı mantar". Eminim birçoğunuz -mantar seviyorsanız- zaten yapıyorsunuzdur, benimkisi sadece hatırlatma: "Fırında Kaşarlı Mantar" birçok ana yemeğe eşlik etmekten mutluluk duyuyor :) Ben nasıl yapıyorum? Malzemelerim: 1 paket mantar (400gr.) Biraz kaşar peyniri Biraz tereyağı Hazırlanma/Fırınlama: -Mantarları saplarını çıkararak güzelce yıkadıktan sonra fırına uygun bir tepsiye diziyoruz. Üstlerine az biraz tereyağı koyduktan sonra fırına sürüyoruz.(yaklaşık 10-15 dakika, 160derece) -Tereyağı eridikten sonra kaşar peynirini mantarların içi boş kısımlarına koyuyoruz ve yeniden fırına veriyoruz.(10 dak.) Sonrasında da afiyetle yiyoruz...
Devamını oku »

14 Haziran 2013 Cuma

Bu Aralar

Yazacak ne çok şey var aslında. Unutmayayım diye aldığım notlar iyice kabardı. Önümüzdeki günlerde hoş bir konserden, çocuk kitaplarından,çokça karıştırdığım hususlardan, neler olup bittiğinden ve en çok da beni heyecanlandıran sürprizlerden bahsediyor olacağım-umarım- Önceki gün telefonunu iş yerinde unuttuğu için toplantıya geç gelen arkadaşıma gülmemiştim halbuki ama akşam şarj aletini ben evde unutmuşum; o yüzden yazmayı planladıklarım kaldı. Bugünlerde yine karşıma uğur böcekleri çıkıyor(mecaz anlamda değil); onlarla sohbet ediyorum. Uğurlarını kime konduracaklarına kendilerinin karar vermediğini söylüyorlar; demek ki iş bize düşüyor :) Bugün ayrıca; Yeğenlerim dediğim kuzen çocuklarının da karne alma günü. İtiraf etmek gerekirse yaşları büyüdükçe bir yerlerde tökezleyeceklerini...
Devamını oku »

11 Haziran 2013 Salı

% Kaç :)

"% kaç"ın içinde olduğunu bilen var mı aranızda? Ben de bilmiyordum. Lakin tecrübeler onu da öğretiyor-muş. Küçüklüğümden beri bazen okulda bazen günlük hayatta kimi zaman da hastanede şu cümleyi sıklıkla duydum; "İnsanlar genelde ..., sen %3'ün içerisindesin.." "Bu ilaç 100 kişiden 98'i üzerinde etkili oldu ama siz 2 kişiden birisiniz." "Sınavda herkes ...'da yığıldı ama sen ... notunu aldın, nasıl başardın?"(iyi anlamda değil elbette bu ve örnek elbette ki matematik:) Bu yazıyı yazmamdaki amaç, bu cümleleri en az benim kadar duyan başka birinin varlığından haberdar olmak. Kendimi özel mi hissetmeliydim, bilmiyorum. Ki bu "özel" durumlar çoğu kez benim lehimde de olmadı ama sonuç hep "size göre normal" oldu. Hastalıklarla öyle çok mücadele etmiş biri olmadım çok şükür ancak doktor...
Devamını oku »

8 Haziran 2013 Cumartesi

Haiku :)

Şiir severim ama hemen hepsini içim sıkılmadan okuyamam. Doğruya doğru :) Çocuk şiirlerini severim ama özel günlere yönelik olanlarını sevmem. Orhan Veli, Murathan Mungan, Cemal Süreya severim belki daha önce söylemişimdir. Bir de geçenlerde yeni bir şiir türü ile tanıştım; Haiku. BDK Banu'nun bir yazısında geçiyordu; Vikipedia'dan bakınca şöyle bir şeye ulaştım; "Haiku (Japonca 俳句, Türkçesi eğlenceli mısra) bugün tüm dünyada meşhur olan geleneksel bir Japon şiir türüdür. Dünyanın en kısa şiir türü sayılır. En önemli Haiku şairleri arasında Matsuo Bashō (1644-1694), Yosa Buson (1716-1783), Kobayashi Issa (1763-1827) ve Masaoka Shiki (1867-1902) gösterilebilir. Bashō öğrencileriyle Haikai şiirini yenilemiş ve ona ciddi bir edebiyat...
Devamını oku »

Sınavlar ve Biz :)

Sınavları seven var mıdır acaba? Hayatınızın geri kalanının tek bir günde sadece 2-3 saat içinde şekilleneceğini bilmek insanda nasıl bir duygu uyandırır? Bu konuya nereden geldim önce oradan başlayayım. Bugün kuzenimin çok sevdiğim kızı SBS'ye giriyor hatta şu dakikalarda sınavda. Çok çalıştığını, emek harcadığını bildiğim için ben de en az onun kadar heyecanlıyım; çünkü istediği lisenin olmasını, onun için hayırlı olacaksa, ben de istiyorum. İlkokul 4'ten itibaren dershaneye gitmiş, 5. sınıfta sınava girmiş, 7 sene ortaokul-lisede okumuş sonra da iyi bir üniversite için sınava hazırlanmıştım. Üniversiteden sonra biteceğini düşündüğüm sınavlar, Ales/Kpds vb. derken hep devam etti. O kadar çok sınava girdim ki artık kendimce bir rutin bile oturtmuştum. Ne giyilir, ne zaman salonda...
Devamını oku »

7 Haziran 2013 Cuma

"Kitap Ekleri Bize Ne Yapar?" :)

Kitapları okumak kadar kitaplar hakkında yazılan yazıları okumak da bana keyif veriyor.
Biliyorum ki istediğim tüm kitapları okuyamayacağım ama en azından hakkında yazılanlar ile bir fikre sahip olmak güzel bir yönlendirme oluyor.
Takip ettiğim ve de denk geldiğim kitap ekleri var benim.
Takip etmek isteyen olursa diye kendimce bir liste oluşturdum:
- Cumhuriyet: her perşembe
- Radikal: her cuma
- Vatan: her ayın 15'inde.
- Dünya: her ayın ilk Cuma günü
- Milliyet, Star, Taraf ve Zaman gazetelerinin kitap ekleri de var ancak belirli bir tarih/zaman aralıkları var mı bilmiyorum.
Belirli bir kitabın eleştiri yazısını -hele ki yeni çıkmışsa- tüm kitap eklerinde okumak hem iyi hem kötü. Farklı bakış açılarına göre bir kitabı değerlendirmek hiç fena olmuyor. Ancak bir süre sonra kitaptan -okuyacağınız varsa da- uzaklaşabiliyorsunuz.
Kitap eklerinin "yeni çıkan kitaplar hakkında bilgi vermek" ve "yayın evlerinden reklam almak" dışında da işlevi olduğunu düşünüyorum.
Yazarlarla röportajlar, kitap fuarları hakkında bilgilendirmeler ve "eski"meyen kitaplar hakkında eleştiri yazıları yayınlamak gibi.
Kitap ekleri ile ilgili bir yazı yazmak gibi bir niyetim yoktu ancak bugün Dünya Kitap Ekinde Ayfer Gürdal Ünal'ın "Çocuk Gözü" nde konuk ettiği Rico ve Rose ile tanışmak için sabırsızlanmam kitap eklerinin işlevleri üzerinde bir kere daha düşünmeme neden oldu.
Yeni, eski fark etmez güzel olan, duyarlılığımızı arttırabileceğimiz, yeni keşifler de sağlıyor bence kitap ekleri.

"Kitap ekleri bize ne yapar?" sorusuna da cevap vermiş oldum sanırım.
En güzel cevap da "kitaplar hakkında düşünmemizi sağlar" olurdu herhalde.
*Kitap eklerinin hazırlanması sürecinde emeği geçen tüm çalışanlara da teşekkürler.
** Kitap ekleri haricinde kitaplarla ilgili hem bilgilendirici hem de keyifli yazılar yazan bloglar ve siteler de başka bir yazının konusu olsun :)

HERKESE "ÇOCUK GÖZÜ"NDEN KARELER DİLERİM BU HAFTA SONU, BAKALIM NELER GİRECEK KADRAJIMIZA :)
Devamını oku »